Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 23 EK M 2011 / SAYI 1335 Mutluluğu gibi ödülü de geç geldi Bir paşa kızıydı Emine Fehamet. lgisiz bir babanın ardından tanıştığı Hintli brahim Ethem’le evleniyor. O “bir prensle Baştarafı 1. sayfada sıl adı Emine Fehamet Büyükatila. Fehamet Hanım, aslında Üsküdar’da bir köşke doğuyor. evlendiğini” söylese de kimse brahim Ethem’in gerçek Babası bir Osmanlı Paşası, Ahmet Edip Paşa. Yaşamını yitirdiğinde ise Sivas valiliği görevindeymiş. kimliğini bilmiyor. Fehamet Hanım da hiç öğrenememiş Ancak ilgisiz bir baba. Yıllar geçiyor, köşkte büyüyor büyümesine Fehamet Hanım ama hep baba sevgisine belki. Kızı Mualla, bugün babasının Hindistan’da bir sultanın hasret. 24 yaşına geldiğinde, bir binbaşı onu Hintli ZUHAL brahim Ethem ile tanıştırıyor. “Annem” diyor Mualla mezarında yattığını söylüyor. Fehamet Hanım, sırlarla dolu AYTOLUN Hanım, “hayalperest bir genç kızmış. Hintli bir beyle tanıştırılacağını duyduğunda hayallere dalıyor. Yatıyor evliliğinde hiç mutlu olamamış. Ta ki 80 yaşında tanıştığı kalkıyor, ben prensle evleneceğim diyormuş. sinemaya kadar. O da bugün bir ödülle taçlandırıldı. Tanışınca da yapışıyor kalıyor babama. Keşke hiç yapışmamış olsaydı.” Bir süre sonra Hintli brahim Ethem’le evleniyor Fehamet Hanım. Bir oğlu ve ikiz kızları oluyor bu evliliğinden. Ama bir süre sonra Mısır’a kaçıyor kocası. Fehamet Hanım, üç çocuğuyla annesinin evinde kalıyor bir süre. Maddi ehamet Hanım’ın hiç mi kardeşi yoktu, derseniz. durumları ise hiç iyi değil. Onların hikâyesini de ayrı anlatmak gerek. ki Babası Ahmet Edip yaş büyük kardeşi, yüzbaşı doktor. Harbe gidiyor, Paşa’dan hiç miras döndüğünde ise ruh hali bir daha eskisi gibi kalmamış. Kendilerince olmuyor. 25 yıl yatıyor Bakırköy Ruh ve Sinir geçinmeye çalışıyorlar. Sonra Hastalıkları Hastanesi’nde, orada da yaşamını bir mektup geliyor yitiriyor. Diğer kardeşi ise Yunanlılar Bursa’ya kocasından. Onları da Mısır’a girdiğinde misafir olarak gittiği halasının evinde aldırmak istiyor. Fehamet Hanım duramıyor yerinde ve duyduğu seslere çıkıyor dışarı. “Çıkış, o çıkış” diyor ikiz çocukları kucağında, Mualla Hanım küçük dayısını anlatırken. “Yunanlılar Fehamet Büyükatila (solda), kızı Mualla Batu ve eşiyle. dört yaşındaki oğlu camiye doldurup yakmış herkesi. Mümkün mü yanlarında gemiyle gidiyorlar böyle bir ailede, annemin sinirli olmaması.” Mısır’a gittiğinde babasının mezarını buluyor sadece, o kadar. Mısır’a. Ama mutlu mu dersiniz? Hak Fehamet Hanım’ın yaşadıklarının her biri ayrı bir “Şimdi gitsem yine bulurum. Çünkü bir sultanın mezarında yatıyor. getire.. Hintli kocasıyla hiç de mutlu bir hayat hikâyesi. Kızı Mualla, o kadar çok yaşanmışlığı Işık Yenersu, Batu’ya ödülü veriyor. Fotoğraf: Uğur Demir Sultan vasiyet etmiş, brahim Ethem Bey ölünce benim mezarıma hayat kuramıyor Fehamet Hanım. sırtlanmış gelmiş ki, şaşkınlıkla dinliyoruz gömün diye. Sonrasında yaptığım araştırmalarda da bir sonuca Boşanmak istese de başaramıyor. anlattıklarını. Dile kolay o da 89 yaşında ve aklına ulaşamadım. Annemler hiçbir şey bilmiyor. Ne doğduğu yeri ne annem. Ama umarım bir yerlerde hissediyordur bu düşen anıları bir bir anlatmaya çalışıyor. “Hepsi öldü, yaptığı işi. Belki de gizli bir görevdeydi bilemiyorum.” SIRLARLA DOLU H NTL EŞ anı. Bu ödülü, hak etmişti. Geç aldı, ama aldı.” bir ben kaldım. Yaşıyorum” derken gözlerindeki Fehamet Hanım, eşi yaşamını yitirince üç çocukla yalnız kalıyor Yenersu, ödülü Mualla Hanım’a takdim ediyor. hayat enerjisiyle gülümsüyoruz, kayıplarını anlatırken bir anda. Ne kocasından kalan bir şey var, ne de paşa babasından. Fehamet Hanım’ın eşinin hayatı da başka bir hikâye. brahim Elinde tutarken bile titriyor her yeri Mualla Hanım’ın. yaşadığı üzüntüyle gözlerimiz doluyor. Ama ödülünü Ona tek bırakılan yalnızlık oluyor. Emekli maaşı varsa da tutunacak Ethem’in babası Hindistan’ın istiklali için savaşanlardan, adı Özlemi ve heyecanı içinde, duygusu gözyaşlarında, de vermek istiyoruz bir yandan. Masada duran pek bir dalı kalmıyor geriye. Mehmet Pathanhan. Ancak Pathanhan, çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor defalarca. “Bu ödül, evimin en güzel ödüle bir an için gözü takılıyor Mualla Hanım’ın. “Koca koca pırlantalar, köşkler görünüyor fotoğraflarda. Ama ngilizler tarafından idam edilmiş. O idam edilince Fransız karısı da yerinde, annemin resminin yanında duracak...” Dokunmaya çekiniyor önce. Sonra da şu sözler dedem hep kendini düşünmüş. Çocuklarına tek bir şey memleketine gönderilmiş. brahim Ethem Bey de bir ngiliz okuluna Fehamet Büyükatila, mutluğu gibi ödülünü de geç dökülüyor ağzından: “Yaşanan heyecana bakın, bırakmamış. Babam mı? Hey gidi hey. Ne babalık gördük biz, ne de yerleştirilmiş. Ancak okulda gizlice siyaset yaptığını duyan de olsa aldı. G sanki ben almışım gibi ödülü. Yeşilçam’a kırgın öldü başka bir şey... Biz büyümeye uğraştık. Evlendik kendimize hayat arkadaşları müdüre söylemekle tehdit etmişler onu. Korkusundan kurduk, annem de yıllarca bizimle yaşadı. Film teklifi geldiğinde de kaçmış o da. Yıllarca nerede olduğunu, nasıl yaşadığını bilen benim evimde yaşıyordu annem. Bir konuşsa, ağzının içine olmamış. stanbul’a geldiğinde, tam da 35 yaşındayken tanışıyor bakarsınız, çok da güldürür ama azdı mı felaket olurdu” diyor Fehamet Hanım’la brahim Ethem. Fehamet Hanım da eşinin o Mualla Hanım. kayıp, kopuk yıllarını hiç bilemiyor. Zaten çok da mutsuz olduğu bu Zaten var olan ruhsal sorunları yaşı ilerledikçe artıyor Fehamet evliliği bir süre sonra eşinin ölümüyle son buluyor. Fehamet Hanım Hanım’ın. Hastaneye gitmeyi de sevmediği için ikna edemiyor çocuklarını alıp stanbul’a dönüyor. Mualla Hanım, “Babam yakışıklı çocukları tedavi konusunda. O yüzden zaten Mualla Hanım, adamdı, annemle evlenmeden önce stanbul’dayken 23 kadın “Annem iyi bir hayat yaşamadı. Bir tek sette mutlu oldu ama onun almıştı. Ama bakmayın siz, annemin gençliği de çok güzeldi. da devamı gelmedi. Yeşilçam’a da kırgındı. Hayatta muvaffak spanyollara benzetirlerdi onu. Annemin üzerine de bir olamadığı için de sinirli öldü” diyor. G kadın aldı babam. Ondan da bir ablam var, vefat etmiş. O yüzden annem hiç mutlu olamadı.” brahim Ethem Bey’in mezarı belli ama seceresine dair hiçbir bilgiye ulaşılamıyor. Kızı Mualla, çok sonraları A Ödülü resminin yanında duracak F Yılmaz Güney annesine benzetti ehamet Hanım’ın setlerle tanışma hikâyesi ise biraz tesadüf olmuş. Kızı Mualla o sıralarda figüranlık yapıyor. Düşman filminin yardımcı yönetmeni Erdoğan Kar, bir gün dişleri olmayan, yaşlı ve zayıf bir kadın aradıklarını söylüyor. Mualla Hanım’ın aklına annesi geliyor: “Söyledim ve annemi görmek istediler. Eve gidince de annemle konuştum, ikna ettim. Zaten dünden hazırdı annem. Hareketli, Fehamet B üyükatila’n kıpır kıpır, enerjik ve komik bir kadındı. ın Düşman filmindeki Gökyüzüne merdiven kurar çıkardı, bir sahnes i. düğün var gezmek var deseniz. Eğlenceye meraklıdır.” kalıyoruz” Bunun üzerine Yılmaz Güney’in Bursa sokağındaki Sonradan öğreniyor Mualla Hanım, annesinin yazıhanesine gidiyor Fehamet Hanım kızı Mualla ile. “Hiç filmde nasıl bu kadar başarılı olduğunu: “Anneme ne kadar oynamadı filmde, bilmez. Ne sahneye çıkmıştır ne sanatla kabiliyetliymişsin dediğim zaman anlattı nasıl oynadığını. uğraşmıştır. Her Osmanlı kadını gibi bir tek ud çalmayı bilir. Güngör Bayrak’ın annesi rolündeydi, kocasının onu Yaşlı da, aklı gidip geliyor biraz” diyor Mualla Hanım. Filmin dövdüğünü görüyordu. O sırada beni koymuş Güngör senaryo yazarı Yılmaz Güney de hapishanede o dönem. Bayrak’ın yerine. Dayak yediğini görüyor, üzülüyordum, öyle “Yılmaz, resim istiyor” diyorlar. Fotoğrafı çekilmeye başlanıyor oynadım işte demişti bana. O yüzden hakiki oynamış kadın. Fehamet Hanım’ın ama normal bir fotoğraf çekmek ne Hissetmiş. ” mümkün. Fehamet Hanım, sürekli ağzını açıyor; kocaman. Fehamet Hanım’ı 32 yıl sonra ödüle götüren rolünün Dişsiz haliyle poz veriyor. O kadar açmanıza gerek yok deseler hikâyesi böyle gelişiyor. Sonrası mı? Fehamet Hanım bir iki de dinlemiyor. “Dişsiz olduğumu görsün” diyor. reklam filminde oynuyor. Hatta bütün yönetmenler, çok Sözün özü, resimler Yılmaz Güney’e ulaşıyor. “Aman” diyor yetenekli olduğunu, filmlerde onu oynatacağını söylüyorlar. Güney, “aradığımı buldum.” Mualla Hanım’a söylenenlere Ama gelin görün ki ne arayan var ne soran. Üç yıl bekliyor göre, Fehamet Hanım, Yılmaz Güney’in annesine benzermiş. Fehamet Hanım. Belki biri arar da bir rol alır diye. O yüzden de kaç resim gönderildiyse hepsini görmüş, “Film gelmedi işte. Beklerdi küçük bir rol gelsin diye. Sonra “Tamam Fehamet Hanım oynayacak” demiş. birden öldü, 83 yaşındaydı. Kanepede otururken, kalpten. Fehamet Hanım’a işte o zaman yol görünüyor, istikamet Annemin ölümünden sonra her gece arardı beni ikiz çekimlerin yapılacağı yer, Çanakkale. Setten stanbul’a kardeşim. Annem burada, evde, kanepede oturmuş bana gelenlerden öğrenilene göre Herkesi silip süpürüyor Fehamet bakıyor derdi. nanmazdım. Çık hava al derdim. Annemin 40’ı Hanım. Baş köşelerde, baş tacı yapılıyor. Hatta diyorlar ki çıkmadan onu da kaybettik işte.” G “Öyle bir oynuyor ki, öyle bir bakış mimik var ki, şaşırıp F C M Y B C MY B