Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 14 HAZİRAN 2009 / SAYI 1212 Her oyun başka bir heyecan Ezgi Çelik’i, “Asi” dizisinden tanıyoruz. Dizide Doktor İnci’yi canlandıran Çelik’in oyunculuk geçmişi çocukluk yıllarına, Şehir Tiyatroları’na dayanıyor. Çelik’e göre tiyatro ve dizi oyunculuğunun matematiği bambaşka... zgi Çelik’i “Asi” dizisindeki Doktor İnci rolüyle tanıdık. Oysaki onun oyunculuk geçmişi çocukluk yıllarına ve tiyatroya dayanıyor. Yedi yaşında ailesinin yönlendirmesi sonucu Şehir Tiyatroları’nın elemelerine katılan Çelik, orada aldığı beş yıllık eğitimin ardından 12 yaşında ilk oyununu oynadı; Kral Oidipus oyununda Antigone’nin çocukluğunu canlandırdı. 25 DENİZ YAVAŞOĞULLARI E yaşındaki Çelik, ortaokul ve lisede okulla aynı anda tiyatro çalışmalarını sürdürdüğünü anlatıyor. Bugüne dek tiyatrodan hiç sıkılmamış, oyunculuk dışında başka bir meslek yapmayı aklına bile getirmemiş. 2002’de, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne kabul edilen Çelik, Mimar Sinan’da tiyatro bölümünde okuyan öğrencilerin oyunculuk yapmalarına izin verilmediğini, Şehir Tiyatroları’nı bu nedenle bırakmak zorunda kaldığını anlatıyor. Mezun olduğunda bu sefer yolu, Devlet Tiyatrosu’na düşüyor. “Yeraltı’ndan Notlar’ın yönetmeni Özgür Yalın teklifte bulundu. İlk başta Devlet Tiyatrosu olduğundan tereddüt ettim, çünkü ödenekli tiyatroculuk yapmak istemiyordum. Öyle bir önyargım vardı, ama tabii işin içine girip o oyunda oynamaya başlayınca iş değişti” diyerek anlatıyor bunu. Onu bu oyuna çeken Dostoyevski uyarlaması olması kadar, canlandırdığı Liza karakteri de. Liza karakterinin ona cazip gelen yanlarını soruyorum, anlatıyor: “Liza oyundaki tek kadın. 20 yaşında, Rusya’nın bir köyünde doğan büyüyen, evden ayrılınca geneleve düşen bir kadın, kitapta da Bay X’in öteki yansıması. Çok iyi niyetli bir kız aynı zamanda da derin bir karakter. Bay X’i anladığı bir nokta var. Onları araştırmak bana çok cazip geldi. Bay X gibi bir karakterle ilişki kurmayı başaran bir kızın derinliği beni çok etkiledi.” BİR KARAKTERE BÜRÜNMEK... Çelik anlatırken, bir karaktere bürünmenin aslında ne kadar ilginç bir şey olduğunu düşünüyorum ve istemsizce bu düşüncemi onunla paylaşıyorum. O da destekliyor, ama diğer yandan çok güzel, çok keyifli bir şey olduğunu vurguluyor. Rolüne nasıl adapte olduğunu anlatmaya başlıyor: “İlk önce bir araştırma dönemi oluyor, kızın yaşadığı dönem, o dönemki Rusya, Dostoyevski, göndermeler... Sonra oyun bazlı bir araştırma yapıyoruz.” Üç sezon oynanmasına rağmen, her oynayışında aynı heyecanını korumuş Çelik, “çünkü her oyunda başka bir şey keşfediyorsunuz, birlikte oynadığınız oyuncu değiştikçe de oluyor bu” diyor. Ezgi Çelik’in dizi oyunculuğuna başlaması ise sahneler kapandıktan sonra oyunun Ankara’ya alındığı dönemde gerçekleşmiş. “Karayılan” dizisine başlayan Çelik’e tiyatrodan sonra dizi oyunculuğu çok farklı gelmiş. Bunu, “Dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Başta çok zorlandığım noktalar oldu, tiyatro oyunculuğunun matematiği bambaşka. Karakter yaratma, onu geliştirme anlamında değil, teknik kısmı çok farklı. Kamera nedir, kamera oyunculuğu nasıldır onu öğrenmem gerekti” diye anlatıyor. Çelik, tiyatro sahnesinde daha çok heycanlandığını söylüyor, “Her oyunda sizi başka bir izleyici izliyor ve tepkisi gözünüzün önünde oluyor, anlayabiliyorsunuz. Üstelik çok yakınsınız. Sadece oyuncu olarak heyecanlanmasanız bile izleyicilerin getirdiği bir heyecan oluyor” diyor. Dizi ve tiyatro oyunculuğunun bir farkının da karakterlerle ilintili olduğunu söylüyor, kimi zaman dizilerde karakterlerin çok derin kararkterler olmadıklarını, ilerleyen bölümlerde değişebilme veya tutarsız davranışlar sergileme olasılıklarının olduğunu anlatıyor. “Buna çabuk adapte olmak gerekiyor, en azından kendine yardımcı olmak açısından. Tabii bu, nasıl bir senaryonun içinde olduğunuzla da ilintili” diye ekliyor. PEKİ YA SİNEMA? “Karayılan”dan sonra “Gurbet Kuşları”na başlayan Ezgi Çelik, dört bölüm devam eden dizide şarkıcı bir kızı canlandırmış. Çelik’in devam eden “Asi” dizisine başlaması da bu dizinin bitiminin ardından olmuş. Diziye, 63. bölümde giren Çelik, orada Doktor İnci’yi oynuyor; tıp okumak için Antakya’dan ayrılan, eğitimini tamamladıktan sonra doğup büyüdüğü yerlere hizmet vermek için geri dönen idealist bir doktor... Ezgi Çelik sinema oyunculuğuna da sıcak bakıyor. Sekiz yaşında Atıf Yılmaz’ın “Düş Gezginleri” filminde Lale Mansur’un çocukluğunu canlandıran Çelik, “Şu an bir sinema projesi yok, ama o da aynı diziler ve tiyatroda olduğu gibi yönetmeni, senaryosu, ekibiyle bir bütün olarak keyif alabileceğim bir proje olmalı” diyor, “Mesela Revolutionary Road’ta Kate Winslett’ın canlandırdığı ‘April’ gibi bir karakteri oynamak isterdim. Film o zamanki kadın erkek ilişkilerini, o zamanın değerine göre ‘farklı’ bir çift üzerinden ele alıyor. Anlatım da kadının bakış açısıyla gerçekleşiyor. Filmi de çok sevdim, hikâyenin ele alınışı, geçişleri... Hepsi inanılmazdı. Bir de Wim Wenders’ın Paris Texas filmindeki tüm karakterler etkileyiciydi her birini oynayabilirdim, yani oynamak isterdim!” G C M Y B C MY B