Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alper
Hasanoğlu
Bodrum’un
Hayat
de anima
en ortası:
gezince
ıllarca kimselerin pek bil-
Nasıl
mediği, gitmediği yerdi
YOrtakent. Bana sorarsa-
nız, yarımadanın en çok ayakla-
güzel
rı yere basan yeri. Aynı zaman-
yaşamalıyım
Fatih
da da hep arkasında durduğum
şık bohemin yeni merkezlerin-
Türkmenoğlu
fatih@fatihturkmenoglu.com
den. Aman fazla yaymayın, bo-
?
zulmasın.
En eski adı Episkopi, sonra da
Müskebi olan Ortakent, 1996 yı-
lında Yahşi’yle birleşti ve küçücük
bir belde oldu. Hâlâ bir şey yok-
tu. Mahalle olması 10 yıl önce fa-
lan. Diğer yerlere kıyasla fiyatlar
uygundu, denizi temizdi. Hoş in-
sanlar, güzel ama mütevazı site-
lerle doldu.
Rivayete göre Kanuni bölge-
yi 1523 yılında alınca buralarda
dolaşmaya gelmiş. Bağarası’nda
mis gibi misket üzümlerinin koku-
suna bayılmış. “Mis gibi” anla-
mında “Müskebi” demiş. İsim de
öyle kaldı...
Şimdi pek üzüm, mandalina
bahçeleri yok etrafta ama man-
dalinalı yol tabelaları hâlâ o ha-
vayı yaşatıyor. Denizi hâlâ gü-
zel, yürüyüş yolu keyifli. Lokanta-
ların fiyatları fahiş değil. “Beach”
severler için güzel seçenekler de
var. Ben o tayfadan değilim; la-
kin Dalga Beach’le kulvar değiş-
tirdim diyebilirim.
ÇİZEN: Özge Ekmekçioğlu
Dalga dalga yayılan güzel enerji
olfgang Goethe, Immanuel Kant’a
Dalga Beach’in işletmecisi, fikir anne- bir otel sahibi olan, şimdiki ortağım Or-
atıfta bulunarak bir filozofun felse-
si, kurucusu İlksen, belgeselci dostum Ah- han Ertin’le yolumuz tesadüfen kesişti.
Wfesinin hayat için anlam taşıması-
met Utlu’nun eşi. Onlar zaten çok uzun Dalga’yı kiralamışlar, benim hayalimle
nın, filozofun felsefesini yürekten benimseme-
zamandır yazları Gümüşlük’teler. İlksen, birleşince beraber yeşerttik. Buranın ışı-
siyle ve onu kendisinin de hayata geçirmesiy-
sıcacık bir dost. İngilizce öğretmeni ama ğını çok sevdim, kış boyu çalıştık, 1 Hazi-
le mümkün olduğunu söyler. “Örneğin” der,
son yıllarda, son dönemlerin moda eği- ran günü de açtık” diye mutlulukla anlatı-
“Kant’ın sert ölçülülüğü doğuştan eğilimlerine
timlerinden mindfulness’a gönülden ina- yor sohbet ederken.
uygun bir felsefeyi gerektirmiştir. (…) Her bi-
nan, ve dolayısıyla en hakkıyla veren in- Günboyu muhteşem bir müzik var
rey kendi eğilimleri doğrultusunda birey ola-
sanlardan biri. Nefes, dayanıklılık ve zi- Dalga’da; insanı mutlu eden, sohbetin
rak vazgeçemeyeceği ilkeler edinme hakkına
hinsel esneklik kavramlarından başla- önüne geçmeyen, fark etmeden hafıf ha-
sahiptir. İşte tüm felsefenin kökenini başka bir
yınca dört kulak dinlemeye başlıyorum. fif sallandığınız cinsten. Gördüğünüz, do-
yerde değil tam burada aramak gerekir.”
Okullar için özel bir müfredat yapmış, kunduğunuz, kokladığınız, duyduğunuz,
Ernst Cassirer’in Kant’ın hayatını ve felsefesi-
hem öğretmenleri hem öğrencileri çok ge- tattığınız her şey çok güzel. Benzer insan-
ni anlattığı kitabın girişine aldığı satırları oku-
rekli olan bambaşka bir alanda eğitmeyi lar birbirini bulsun, iyilik ve güzel ener-
duğumda benim aklıma hemen Friedrich Ni-
sürdürüyor. Neyse, konumuza dönelim. ji dalga dalga yayılsın diye yaratılmış bir
etzsche geldi. Bir filozofun ve felsefesinin ara-
Dalga Beach, aslında İlksen’in evi. Seh- mekân olmuş sanki. Sofistike bir zevk var;
sındaki etkileşim düşünüldüğünde Cassirer’in
paların birer sanat eseri olduğu, duvar- ama detaylarda, basitlikte gizlenmiş.
Kant için söylediği, Nietzsche için de tamamen
lardaki elle toplanıp kurutulmuş palmiye Kişi başı minimum harcama bedeli 260
geçerlidir. Cassirer, Kant’ın kurduğu felsefe-
yapraklarının eşilik ettiği, çuvalla kaplanan çıplak ampul- TL, 0-6 yaş arası bunun yarısı. Bu miktar, bir ana ye-
nin onun hayatı yaşama şeklini ne kadar etkile-
lerin ışığının denizde dans ettiği çok özel bir mekân ya- mek, bir içki, bir meşrubata çok rahat yetiyor. Dolunay
diğini ve yaşama şeklinin dönüp felsefesine de
ratıyor. “Kendimden yola çıktım, benim gibi insanlar gel- gecelerinde çok hoş sürprizler var, insan hiç kalkmak is-
yön verdiğini söyler ama söz konusu olan özel-
sin istedim, evimde ağırlar gibi bir işletmeci olma haya- temiyor… Giderseniz İlksen’e çok selam benden.
likle Nietzsche olduğunda bu durum daha da
li beni buraya getirdi. Ben ticarete doğmamış, duygu in- Neyse, ben kalktım. Mecburen. Gitmem gereken bir
net olarak ortaya çıkar. Nietzsche’nin felsefesi
sanı bir eğitimciyim. Ana motifim de paylaşmak. Bitez’de yer vardı. Bu da benim sürprizim olsun size!
onun hayatından, handiyse vücudundan çıkar.
Belki de Nietzsche’nin felsefi eserlerinin bütünü-
nün gerçek bir yaşam felsefesi olmasının nede-
ni budur.
andy ve ben bir yıldır beraberdik. Bi- ti dedik. Harika olur dediler. Beltur’un
Heidegger, Aristoteles derslerine başlarken
Sraz dalgalı, her 45 yaş üstü ilişki gibi CEO’su Cenk Akın, çocukluk arkadaşım,
Bir düğün gecesi
öğrencilerine, kelimesi kelimesine olmasa da
bazen coşkulu, bazen temkinli bir ilişkiy- canım dostum müthiş bir menü ve sunumla
şöyle der: “Her filozofun hayatıyla felsefesi iç
di. Herkes kendi oturmuş hayatında, evin- ekibini seferber etti o akşam. Müzik ise bir
içe geçmiştir. Aristoteles doğdu, yaşadı ve öl-
de, işindeydi. partinin cansuyu. Bizim yaşların müziği-
dü. Şimdi onun felsefesine geçebiliriz.” Heideg-
Dalga Beach’te, harika bir geceden ni, ruhunu en iyi bilen eşimin dostu DJ Da-
ger ilginizi metne verin demek için söylemiştir
kalktım, keşke bu gece bu güzelliği paylaş- vid Şaboy, “Ne demek, size düğün hedi-
bunu elbette. Yoksa kişi olarak filozofun içinde
saydık. Keşke her güzelliği hatta zorlukla- yem olsun” dedi.
yaşadığı çevre, içine doğduğu kültür, doğuştan
rı bile paylaşsak hissi sardı kalbimi ve bir Hava çok güzeldi. Yemekler, dekoras-
getirdiği mizaç özellikleri, dünyanın o sırada-
anda Sandy’ye “Hadi evleniyoruz” dedim. yon, müzikler, gözlerinin içi gülen dost-
ki ahvali göz önünde tutulmadan Aristoteles’in
Bir hafta içinde oldu herşey. lar, sıcacık yürekler… Bu yaşta, ikinci kere
metinlerinin de okuyana bir anlam ifade etme-
Murat Öztürk ve Cihan Erdem’in Binary- “evet” dedik. 50 kişiyle yola çıkıp 80 kişiy-
si bence mümkün değildir. Ökolojik bir bakış
star adında bir organizasyon şirketleri var. le müziğin ritmi ötesinde zıpladığımız rüya
-dikkat ekolojik değil- zorunludur, sadece açık-
Geçen sene başka partiler de yapmışlardı. gibi bir geceydi.
lamak değil aynı zamanda anlamak istiyorsak.
O zamanlar tanışıp ikisinin de zevklerine “Sandy Sialom, benimle evlenir mi-
Karl Jaspers kendi felsefesini hayatında ver-
ve çalışma etiklerine hayran kalmıştım. sin?” diye sormuştum. Şimdi de parmak-
diği kararlarla savunmuş bir filozoftur. Alman
Kısmet bugüneymiş. larımızda alyanslarla Dalga Beach’e tek-
varoluş felsefesinin en önemli iki isminden bi-
Bizim evin bahçesinde küçücük bir par- rar geldik…
ri olan Jaspers, kişinin kendi varoluşunu dene-
yimlemek için sınır durumlara ihtiyacı olduğunu
söyler. Bu sınır durumlara örnek olarak da ağır
bir hastalığı, savaşı, sevilen bir kişinin kaybını
gösterir. En önemli sınır durumsa elbette kişinin
kendi ölümüyle ya da ölüm olasılığıyla yüzleş-
mesidir, Jaspers’a göre.
NİCELİK AVCILARI
İkinci Dünya Savaşı sırasında karısı Yahu-
di olduğu için ders vermesi, kitap yayımlaması,
icelik avcıları olduk. Kaç kişi- Yüzünü hatırlamadığımız isimler ca vapurun dümenine geçmeye çalıştık. Yolcu faz-
çalışması engellenen Jaspers, ciddi bir izolas-
yi tanıyoruz, bizi kaç kişi ta- duruyor rehberlerimizde. Bulunsun di- la. İçerisi çok. Biz çoğu, çok hoş gördük. İyi san-
yon içinde yıllar geçirmiş ve doğal olarak Nazi
Nnıyor? Takipçimiz ne kadar? ye aldığımız. Belki ararız diye konuş- dık. Kollarımızı açtık. Her kafadan bir ses çıktı. Bi-
toplama kamplarına gönderilme tehdidi de ya-
Arayanımız? Ya öylesine soranımız? tuğumuz. Hemen samimi olduğumuz, ri ağladı, biri güldü. Birinin bir isteği vardı. Biri
şamıştır. Karısı, hiç olmazsa onun hayatını kay-
Yaş günü pastamızın arkasında dura- hemen bir şey yaşadığımız. Bir sofra- “Adın neydi?” dedi. Dün tanıştığın evine geldi. Eski
betme tehdidinden kurtulması için boşanma-
nımız? Fotoğrafa sığmaya çalışanlar, da tesadüfen karşılaşıp haftaya prog- tanıdığın gözünden kaçtı. Öbürü küstü, diğeri haklı
yı teklif ettiğinde şiddetle itiraz eder. Eğer böyle
ısrarla tutunmalar. Sınırı olmayan sıkı- ram yaptığımız. Adını hatırlamadığı- gördü. Sen, ne yaşadığının içinde kaldın, ne dışın-
bir korkaklık yaparsa yazdıklarının nasıl arka-
şıklıklar. Aynı sandalyeye oturanlar. mız yüzler görüyoruz caddelerde. Bir da. Kalabalığın ortasında oradan oraya. Anlama-
sında duracaktır? Yazmaya nasıl devam ede-
Ticaret yapar gibi satın aldığımız yerlerden diyoruz içimizden, bir yer- dın işte sana yettiği kadarını. Çok göz yaşı dökeni,
bilecektir? Bu nedenle âşık olarak evlendiği ka-
sevgilerin göstergesi oldu like’lar. Se- lerden. Albümlerimizde varlar. Ko- çok üzüldü bilen gibi oldu yanılgın.
Dut Ağacı
rısıyla ölümün gözünün içine çekinmeden ba-
ninki kaç? Benimki çok. Bir şey tanıtır nuşmuşluğumuz olan değil, yediğimiz Defalarca aynı hikâyeyi dinleyip sohbet ettiğiniz
kar ve çalışma masasında felsefesini inşa etme-
gibi, bir şeyin reklamını yapar gibi du- içtiğimiz kişiler onlar. Eski dostlar de- dostlarınız var mı? Sözünüzü kesmeyenler, sonuna
Pınar Sur
ye devam eder.
ruyoruz birilerinin arasında. Bakın en ğiller. Bizim kalabalıklarımız. O ka- kadar dinleyenler, araya girmeyenler. Üç beş kişi-
pinarsur.ps@gmail.com
Nazi toplama kamplarına gönderilme kara-
büyük sevgi bende diye yazıyoruz ba- labalıkta sanki dolu dolu yaşamışlığı- den oluşan, tek bir çerçevede büyüyenler. Büyüdü-
rı çıktığı sırada Amerikan birlikleri yaşadıkla-
lona. Oysa onlar sadece tanıdık. Bil- mız. Kaldığımız yerden devam ettik- ğünü unutup çocukça gülenler. Yanında sessizleşe-
rı şehre, Heidelberg’e girer ve Jaspers’la karı-
mek istemiyoruz. lerimiz değil, bir yerde aslında başlayamadıkları- bilenler. O karmaşayı hissettirmeyenler. Bırakın bu
sı ölümden kurtulur. Zaten Jaspers SS subayları
En çok sevilenler, takdir edilenler. Paylaşımla- mız. Sanıyor olduklarımız. Yani sandıklarımız. Ha- nicelik avcılığını. Fazlalıkları, ruhunuzdaki yılgın-
rı çok beğenilenler. Hikâyesi çok gözlenenler. Ne fızalarımız yorgun. Ne unutmuşuz. Ne hatırlıyo- lıkları, kırgınlıkları ve hep bir şey yaşamışlıkları. evlerine geldiğinde almak üzere ölümcül dozda
mutlu değil mi? Başkasının paylaşımını kimler be- ruz. Hayatımıza direterek aldığımız geçici kalaba- Selam verin tanıdıklara, yolda yürürken karşılaş- ilacı karısı ve kendisi için çoktan hazırlamıştır.
ğendi diye tıklayanlar. Karşı komşuya gelenler. lık onlar. tıklarınıza. Sonra sokağı yürüyün geçin. Kalmayın Yaşama biçiminin filozofun felsefesini belir-
Kapı deliğinden dikizleyenler. Sürekli arkadaşla- Kürek çekip sakin sakin süzülecekken denizin ayakta, almayın hafızanıza. Bazı insanlar sadece lemesinin önemi, filozof olmayan tek tek kişiler
rından bahsedenler. Minik şeyleri kocaman göste- üzerinde. Dinleyecekken suyun ufak şırıltısını. Par- tanıdıktır, bunu kabul edin. Hepsini sofranıza bu- için de geçerlidir. Hayatın anlamlı ve dolu dolu
renler. Az olanlara çok diyenler. Rafya ile bağla- makla saydık. Doldurduk kayığı. Gitmedi battı. Ka- yur etmeyin. Kalabalıktan geçmişler iyi bilir. Gürül- yaşanabilmesi için kişinin hayatını nasıl yaşa-
yacaklar sizi, hiç kopmayın diye. famızı kaldırıp da tepesini bile göremezken o ko- tüden kimsenin sesi duyulmaz sonra. yacağıyla ilgili değerleri belirlemiş olması ve en
zor koşulda dahi o değerler doğrultusunda se-
çimler yapabilmesi, kararlar alabilmesi gerekir.
4 ZiHnini Aç 4 BiR So Ru
Ama zor olan hayatımızı üzerine inşa edece-
4 HAyAtını Aç
Hangi konfor alanınız sizin ğimiz o değerleri belirleyebilmektir. Bunu yap-
Koşturmaca geçen hayatımıza biraz sakinlik gelse dediğimiz
Bir çocuğun kahramanı olmak sizce zor
manın yolu “yüreğinin götürdüğü yere” gitmek-
için vazgeçilmezdir, hiç düşün-
o anda, hemen bizi en mutlu edecek şeyi düşünüp gözlerimizi
mu? Acaba ne yapsak da gözleri ışıl ışıl
ten değil vicdan ve aklımızın rehberliğinde ken-
dünüz mü?
kapayalım. Belki de orada olmak çok da uzak değildir.
olur diye etrafımıza bir bakınsak derim.
dimiz üzerine düşünmeye başlamaktan geçer.
o rtakent