22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 6 Kasım 2021 Cumartesi Boğaziçi’nden Notlar Korku, cesaretin eçtiğimiz hafta dokuzuncu kez se- Gyircisiyle buluşan Boğaziçi Film Festivali, yönetmenlerle söyleşileri, ulu- sal ve uluslararası uzun/kısa metraj Kitap, yemek film yarışmaları ve bilet fiyatlarının pek çok festivale göre makul düzeyde olu- ve biraz da şu sebebiyle hayat her yıl seyirci- en küçük yapıtaşı Ebru D. Dedeoğlu nin daha faz- la sahiplendi- ği bir etkinlik haline geliyor. Kadın sorunlarını ve acılarını dile getiren Seray Şahiner ile yedinci romanı Ülker Abla u Kadın meselelerine önem veren ve dile ge- Film gösterim- için buluştuk. Ülker Abla görünmemeyi göze alarak koca şiddetinden kaçan, zeki bir Başak Bıçak tiren bir yazarsın. Yeni romanında “kimsesiz- lerine ve söy- kadın. günümüz dünyası bizi kendimiz hakkında ne hissettiğimizi daha iyi anlayabilmek lerin kimsesi” Ülker Abla’ya hayat veriyorsun. leşilere katılım bunun bir kanıtı… An- için başkalarının hayatlarına karışmaya itiyor, ahlakçılık çukuruna düşürüyor. İyilik Fikir nasıl doğdu? cak bana göre asıl dikkati çeken, ya- yaparak da vicdanlarımızı hafifletip hak elde ettiğimizi sanıyoruz. Ya adil davranmak? Sokağı kullanma biçimleri üzerine çok kafa yo- Bunu ne kadar başarıyoruz? Ülker Abla’yı okurken satır aralarında bu sorgulamaları rışan filmlerden ziyade seyircinin bağ ruyorum. Barınma kavramını odağa alan bir me- yaptım. Yaşamak için ölmeyi göze alan, kimsesizlerin kimsesi Ülker Abla’yı mutlaka kurduğu hikayelerin sayısındaki gözle tin yazmak istedim. Ve bir tanıdık karakterim ba- okuyup kucaklamalısınız. Seray Şahiner ile ilk defa sohbet ettik hatta dertleştik. Kadın görülür artış… na el verdi diyelim: Ülker, Antabus’ta geçen der- hallerinden, yaşamdan, zor günlerden konuştuk. Daha çok yollarımız kesişecek biz işe kenar bir karakterdi. Şimdiye kadar yazdıklarım ELEŞTİRMEN-SEYİRCİ MAKASI yarar işler yapmaya ve kadının sesini yükseltmeye devam edeceğiz. içinde en sevdiğim kahramandı. Biraz da figü - Pandeminin, sinema salonları ile iz- ranları başrole çıkarma huyumun etkisi oldu ve leyicinin arasını açtığı bir gerçek. Fa- Antabus’tan bağımsız bir Ülker Abla kitabı yaz- kat gerekli hijyenik ve fiziksel koşul- maya başladım. “Barınma nefsi müdafaadır” di- lar sağlandığında, seyircinin yavaş yen bir kitap aslında bu. Başka çare olmadığı için yavaş salonlara dönmeye başladığı- bir yerde kalmak zorunda olmak, bazen şiddete nı görmek mümkün. Bilhassa Boğazi- maruz kalmak anlamına da geliyor. Evinden baş- çi Film Festivali’ndeki ulusal uzun met- ka gidecek yeri olmadığı için yıllarca kocasından raj yarışma filmlerinin gösterimle- gördüğü şiddete katlanan, bir gece aniden evi ri ve söyleşileri hem Atlas hem de Ka- terk eden bir kadın Ülker. Gidecek yeri yok, üs- dıköy Sineması’nda yapılmasına rağ- telik hiçbir yere kayıt vermemesi lazım ki koca- men bir hayli kalabalıktı. İzlediğim film- sı onu bulamasın. Ülker bir geceyi geçirmek için ler dışında moderatörlüğünü üstlendi- ğim söyleşilerde ise gözüme çarpan bir hastanenin bekleme salonunda sabahlıyor ve ora- husus, kısa bir süre önce Antalya Film da kayıt dışı kalmanın bir yolunu arıyor, can hav- Festivali’nde Emin Alper’in ‘suç ve vic- liyle üretiyor da: Refakatçi olarak kimsesiz hasta- dan’ temaları üzerinden yaptığı ve si- lara refakatçilik etmeye başlıyor. nemacıların kıpırdanışına yönelik söyle- KENDİ ŞOVUNU YApIYOR mini doğrular nitelikteydi. Zira seyirci- lerin sordukları sorular ve yaptıkları yo- u Ülker Abla’nın gördüğü şiddet, acısına rağ- rumlar, ekseriyetle filmlerdeki karakter- men hayatı eğlenceli algılaması, sorgulamaları lerle bağ kurabildikleri ve aidiyet, öz- beni etkiledi. “Belki biz de Allah’ın televizyo- line getireceğini biliyor, yine de o evi terk etmiş. bin türlü zulüm için körüklenen cezasızlığın, iyi deşlik duygusunu hissedebildikleri yö- nuyuzdur. Bize bakıp kendini oyalıyordur.” Bu En sonunda, ben kendimden vazgeçmişim, eli mi hal indirimlerinin, sessizliğin karşısında tepkimi- nündeydi. Aslına bakarsanız bu, festi- bakış çok etkileyici. Hepimiz kendi şovlarımız- takacağım noktasına varıyor. Ülker’e göre insan zi koymalıyız. Ülker’in en büyük korkularından vallerde sıklıkla karşılaşılan bir durum- dayız belki de. Anlatsana Ülker Abla hayata ne- kendini gözden çıkardıktan sonra dünya daha biri, kocasının kendisini öldürüp ardından yine dur. Sinema yazarlarının puanlarıy- reden bakıyor? konforlu bir hale geliyor. Ülker’in sağken ütülemiş olduğu takım elbiseyi la seyirci beğenisi genellikle ayrışır fa- Ülker, anlatı içinde evrilen bir ka- giyinerek mahkemeye çıkıp iyi hal indirimi alma- kat temelde söz konusu farklılık bir ya rakter. Evinden ilk çıktığında, sokak- VERECEğİMİZ hER SES ELZEM sı mesela... Bu döngüyü kırmak için her imkânı da iki film üzerinden gerçekleşir. Bo- taki MOBESE’lerin gözünden bakı- u Ülker Abla keskin mizah duygusu- zorlamamız gerek. Sokakta, sayfada, mahkeme ğaziçi Film Festivali’nde tanıklık ettiğim yor kendine, acaba bunlardan birine nu savunma sanatı olarak kullanıp hayat- önlerinde, vereceğimiz her ses elzem. söyleşilerde ise eleştirmen-seyirci ma- takılmış mıyımdır? Kocam beni bu- ta kalmanın yollarını arıyor adeta. Başara- kasının daha fazla açıldığını gözlemle- lur mu? Sonra dikiz aynasından ba- OMUZ ATIp gİTMEYİ öğ RENDİM bilecek mi? dim. Seyirci-hikâye bağının güçlenme- kıyor, acaba dışardan bana bakanlar Ülker, birisi kendisine teşekkür için “sağ u Ülker Abla gibi söyleyeceğini sakınmayan, sinin bir gerekçesi olarak sinemacıla- hakkımda ne düşünüyor, tuhafsıyor- ol” dediğinde, bunun aslında ne kadar bü- cesur bir kadın mısın? Hadi anlat bize Seray rın anlatılarında maden işçilerinin du- lar mı diye… Bazen kasten kendi şo- yük bir anlam taşıdığını biliyor. Sağ olmak- Şahiner’in güçlü ve zayıf yönleri neler? rumları, sınıf çatışması, batı-doğu kar- vunu yapıyor, refakatçilik ettiği has- tan öte sağ kalmanın... Uzun vadeli planlar- Korku, cesaretin en küçük yapıtaşıdır. Beni çok şıtlığı, muhafazakârlık-modernite gibi taları oyalamakla mükellef hissedi- temalarla toplum dinamiklerine eskiye la değil, can havliyle yaşıyor. Her gün haya- çalışkan yapıyor misal. Hakkını veremezsem kor- yor kendini, biraz da sevilmek için as- nazaran daha fazla yer vermeye başla- tını yeniden kurması ve kurtarması gereki- kusu olmasa yıllarımı bir odaya kapanıp aynı lında. Ama şunu görüyor: Sevilmek- maları gösterilebilir. Elbette filmlerin, si- yor. Sokağı kullanmayı öğrendikçe ömrünü uza- metni tekrar tekrar yazarak, kendimi sokaklara, ten önce garipseniyor. Ülker, başkalarının gözün- nemasal değerleri ve başarıları tartışı- tıyor aslında. El açmadan nereden hangi imkânı kitaplara vurup mevzusunu araştırarak geçirebi- den bakıldığında gidecek yeri olmayan, çaresiz lır. Fakat uzun yıllar seyirciye mesafeli bulabileceğini fark ediyor. Bu da yaratıcılık isti- lir miydim bilmiyorum. Ben metnin içeriğine ha- bir kadın. İnsanlar onu garipsemek zorunda his- duran sinemacılarımızın artık bu kabu- yor. Mizahını besleyen şey de bu: Manevra kabili- zırlanırken onu yazma cesaretine de hazırlanıyo- sediyor. Aksi takdirde denk olurlar, e o zaman ki- ğu kırarak ‘dinleyicilerine’ daha fazla yeti. Muradım başarması… Ama hep bir risk var. rum aslında. Bunu da sağlayan en baştaki korku. me acıyacaklar? Onun- dokunan ‘anlatıcılar’ olmaya başladık- Açıksözlülükle ilgili soruna gelince… la birlikte gülmek iste- “El derdi, insanın kendi derdini unutmak için edindiği zevktir.” Birine acımak larını görmek sevindirici ve bir bakıma Bunu hiç düşünmemiştim. Şimdiye ka- miyorlar ki, onun haline insanı merhametli yapmıyor. Aksine o acıma halinde bir üstünlük, bir vah Alper’in tezini de doğrulamış oluyor. dar hiç söyleyeceğim lafı yuttuğum ol- üzülüp bu sayede kendi vah benden kötüleri de var gene halime bin şükür deyip rahatlama, velhasıl madı. Kimi zaman insanın başını ağrı- hallerine şükretmek isti- başkasının zor durumunu kullanışlı hale getirme var. Bir de birine merhamet tan bir durum tabii. Eskiden daha inat- ettiğini yüksek sesle söylemenin getirileri var tabii; iyi insan titri, bir kartvizit. yorlar. Carlos çıydım artık şunu biliyorum: Üslupsuz Ben vicdan ve öfkeden yanayım, elini taşın altına koymayı getiriyor. Ülker, bunu fark ettik- Reygadas yahut kaba değilim, bununla birlikte sö- ten sonra dışarı yaptığı zümü, şakamı kaldırmayacak ortamla- muhabbet yayınını kesip u Şiddet gören, ekonomik özgürlüğü olma- ra, içimden geleni son kez söyledikten sonra bir esprisini de daha ziyade kendisine yapmaya baş- yan kadınların dramı ortada. Büyük büyük ko- daha girmiyorum. Bilek güreşindense omuz sil- lıyor. Gülmeye en çok ihtiyacı olan o. Çünkü mi- nuşarak onlara yardım etmiyoruz aslında. Ger- kip, omuz atıp yürüyüp gitmeyi öğrendim za- zah onun kendini hem başkalarına hem sisteme çek, samimi ve işe yarar ne yapmalıyız? manla. karşı kalkanı. “Ben de size bana acıma fırsatı ver- Bazen o kapılar gerçekten kadınların üstüne ki- u Her konuğuma soruyorum. Yemekle aran mem” deme yolu. Duruşu dikleştikçe, kendine litli oluyor. Ve dışarıdan bakıp canım onlar da çı- nasıl? Yemek yapar mısın? Özel bir tarifin var baktığı dikiz aynalarını kırıyor. Eller ne der mese- kıversin demek manasız. Eğer dışarı çıkabilmiş- mı? lesi geride kalıyor. Tek derdi kayıtlara geçmemek. sen, içerdekiler için sesini yükseltmekle mükel- Açıkçası hiç huzuru mutfakta arayan bir insan Kayıtlara geçecek denli bir olay çıkarmadığı süre- lefsin. Son yıllarda kadın cinayetlerini durdura- olmadım. Muhabbet masaları için emek harca- ce kendini istediği gibi davranmakta serbest his- cağız platformu bunun için çok iyi bir örnek. Ka- rım yani kahvaltı ve çilingir sofrası için. Ama sırf setmeye başlıyor. Ülker, yaşamak için ölümü gö- dın cinayetleri, ev içi şiddet, sokaktaki şiddet, ta- doymak için yenecek yemeklerde esnaf lokanta- ze almış bir kadın. Evinden kaçmasının, onu ya- ciz, tecavüz mobbing, say say bitiremeyeceğimiz sı tercihim. kaladığı takdirde kocasını daha tehlikeli biri ha- SİNEMA VAROLUŞ ÜZERİNEDİR Festivalin masterclass etkinliklerin- de bu sene, Meksikalı yönetmen Carlos Reygadas ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Japon (2002), Silent Hill (2007), Our Evlendik diye... Time (2018) gibi filmleriyle tanınan ve varoluş kaygıları, din-inanç sorgulama- ları ve toplum irdelemeleriyle nevi şah- üzel düşünce, umut ve hayal- ni almakla yükümlü idi. Ko- Kadın, rıza göstermedi- kusu yaşaması boşuna. Hatta şiddet gö- sına münhasır bir yönetmen olan Rey- lerle başlanan ilişki evlilik ön- ca, eşinin çalışmasına izin ğini karşı tarafa hissetti- ren kadının bunu bir an önce yapması, gadas, adeta bir sinema felsefesi der- Gcesi karşılıklı anlayış ve eşitlikçi vermezse kadın iş hayatına, rebilir, rahatsız olduğu- çoğu zaman hayatını kurtaran bir hak- sine dönüşen masterclass’ıyla benim bir şekilde yaşanırken evlendikten sonra kariyerine veda etmek zorun- nu dile getirebilir, kendi- ka dönüşüyor. Çünkü ülkede her gün bir BU gibi bu disipline müptela dinleyicile- işin rengi değişebiliyor. Evdeki rutin işle- da kalıyordu. Böylelikle kadı- sini kötü hissettiğini bil- kadın kocası ya da sevgilisi tarafından SENİN ri büyüledi. Gilles Deleuze ve Roland rin yapılmasından edinilen malların mül- nın ekonomik özgürlüğü ol- direbilir. Koca, eşinin rı- öldürülüyor. Bu konuda yasa maddesi hAKKIN Barthes’den alıntılar yapan ve sinema- kiyetine, birçok alanda sıkıntılar gün- muyor ve kocanın vereceği za göstermemesine, iste- açık: Ailenin huzuru ciddi biçimde tehli- nın özü, anlamı ve hakikat arayışın- deme gelebiliyor. Oysa kadının evlendi paraya tabi kalıyordu. An- memesine rağmen cinsel keye düşer ise eşlerden biri ayrı yaşama dan hareketle kendi sinemasını açıkla- diye, toplumsal olarak kazandığı hak- cak Fransa’da 1965 yılın- ilişkide bulunmak için ıs- hakkına sahip. maya girişen yönetmenin şu sözleri onu lardan vazgeçmesi gerekmiyor. Evlilik- da medeni yasa ile gelen ev- rarcı olursa, cinsel şiddet- Ayrıca kadının, evlilik içerisinde ya- OLCAY BÜYÜKTAŞ ve filmografisini anlamak adına olduk- te kadının haklarına ilişkin kafa yoran, li kadının izin almadan çalış- te bulunursa Türk Ceza şamış olduğu sıkıntılar ve eşinin kusur- ça kıymetli: “Sinema varoluş üzerinedir, yazan çizen hukukçulardan yaptığımız ma hakkı Türkiye’de de 1990 Kanunu’nun vücut dokunul- ları nedeniyle evliliğin sona ermesi so- hikâye anlatmak değildir. Çünkü o za- okumalara göre kadınların, istediği ki- yılında kazanıldı. 25 Mayıs 1990 tari- mazlığını ihlal suçları arasında yer alan nucu tazminat talep etme hakkı da bu- man edebiyat yapmak daha anlamlıdır. şiyle evlenme hakkıyla başlayan bir dizi hinde “Türk Kanunu Medenisi”nin “Ka- cinsel saldırı suçunu işlemiş olur. Hatta lunuyor. Türk Medeni Kanunu’nun 174. Sinema edebiyatın tersidir. Edebiyatta hakkı var. Eşit miras hakkı, kendi malı- rının meslek veya sanatı” başlıklı 159. kocanın zorla cinsel ilişki kurması Yar- maddesi, mevcut veya beklenen menfa- anlam denilen şey kelimelerden ibarettir na sahip olma hakkı, resmi nikâh hakkı, maddesinin anayasanın 10, 49 ve 50. gıtay tarafından boşanma sebebi olarak atleri boşanma nedeniyle zedelenen da- ve kelime, harflerden oluşur. Harfler ise ayrı yaşama ve boşanma hakkı ilk akla maddelerine aykırılığı gerekçeleri ile kabul edildiği davalar var. ha az kusurlu eşin maddi tazminat ta- tek başına değerli değildir. Yazan kişi gelen haklar arasında. iptali isteminde bulunuldu ve Anaya- lep etme hakkı olduğunu belirtiyor. Ay- AYRI YAŞAYABİLİRSİNİZ anlamı yaratır. O anlam, bizim fantezi- sa Mahkemesi’ne başvuruldu. Anaya- rıca evlilik süresince kişilik hakları zede- EVİNİN hANIMI OLMA sa Mahkemesi 29 Kasım 1990’da 159. Evlilikte hayat kurtaran haklardan bi- lenen, yaşam sevincini yitiren ve boşan- mizde oldurduğumuz bir şeydir ama si- Elinizde mesleğiniz, sizin de çalışma maddenin iptaline karar vererek “evli rini de ayrı yaşama hakkı oluşturuyor. ma nedeniyle elem duyan kadın, koca- nemada anlam bir harf yerine, bir ima- arzunuz ve çalışma koşullarınız varsa kadın”lara koca izni gerekmeksizin ya- Medeni Kanun’un 197. maddesi bu ko- sından manevi tazminat talep etme hak- jın parçalarıdır. Sinema daha çok gör- tabii ki çalışmalısınız. Bu ekonomik öz- sal çalışma hakkı tanımış oldu. nuya ilişkin düzenlemeyi içeriyor. Mad- kına da sahip. meyi sevmekle ilgilidir; atmosferi ve ha- gürlüğünüz kadar ruhsal sağlığınız için de, “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle Kocasından fiziksel şiddet gören ka- reketi hissetmektir. Benim için en önem- CİNSELLİğİ REDDETME de gerekli... Zira “evinin hanımı olma” kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin dın, polis eşliğinde ya da doğrudan li şey budur, bir izleyici olarak da bu- hAKKI halleri günün sonunda, kadını toplum- huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştü- hastaneye başvurup darp raporu alarak nu istiyorum. Bir filmi harika yapan şey, sal hayattan koparan bir duruma dönü- ğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir” şikâyetçi olma, şiddete maruz kaldığı ki- kameranın hakikati ve varoluş hissiyatı- Bir dizi şeye zorlanamayan kadının şüverecek. diyor. Mutlu olmayan kadının, eşini terk şi aleyhine uzaklaştırma talep etme hak- evlilikte her cinsel birleşme isteğine de nı yakalayabilmesidir. Ancak o zaman Eskiden evli kadın eşinden çalışma iz- etmesi halinde kusurlu bulunacağı kor- kına da sahip. rıza gösterme zorunluluğu bulunmuyor. gerçek bir duygu hissediyorum.” basakbicak@gmail.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle