Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5
6 Kasım 2021 Cumartesi
Boğaziçi’nden
Notlar
Korku, cesaretin
eçtiğimiz hafta dokuzuncu kez se-
Gyircisiyle buluşan Boğaziçi Film
Festivali, yönetmenlerle söyleşileri, ulu-
sal ve uluslararası uzun/kısa metraj
Kitap, yemek
film yarışmaları ve bilet fiyatlarının pek
çok festivale göre makul düzeyde olu-
ve biraz da
şu sebebiyle
hayat
her yıl seyirci-
en küçük yapıtaşı
Ebru D. Dedeoğlu nin daha faz-
la sahiplendi-
ği bir etkinlik
haline geliyor.
Kadın sorunlarını ve acılarını dile getiren Seray Şahiner ile yedinci romanı Ülker Abla
u Kadın meselelerine önem veren ve dile ge-
Film gösterim-
için buluştuk. Ülker Abla görünmemeyi göze alarak koca şiddetinden kaçan, zeki bir Başak Bıçak
tiren bir yazarsın. Yeni romanında “kimsesiz-
lerine ve söy-
kadın. günümüz dünyası bizi kendimiz hakkında ne hissettiğimizi daha iyi anlayabilmek
lerin kimsesi” Ülker Abla’ya hayat veriyorsun.
leşilere katılım bunun bir kanıtı… An-
için başkalarının hayatlarına karışmaya itiyor, ahlakçılık çukuruna düşürüyor. İyilik
Fikir nasıl doğdu?
cak bana göre asıl dikkati çeken, ya-
yaparak da vicdanlarımızı hafifletip hak elde ettiğimizi sanıyoruz. Ya adil davranmak?
Sokağı kullanma biçimleri üzerine çok kafa yo-
Bunu ne kadar başarıyoruz? Ülker Abla’yı okurken satır aralarında bu sorgulamaları rışan filmlerden ziyade seyircinin bağ
ruyorum. Barınma kavramını odağa alan bir me-
yaptım. Yaşamak için ölmeyi göze alan, kimsesizlerin kimsesi Ülker Abla’yı mutlaka kurduğu hikayelerin sayısındaki gözle
tin yazmak istedim. Ve bir tanıdık karakterim ba-
okuyup kucaklamalısınız. Seray Şahiner ile ilk defa sohbet ettik hatta dertleştik. Kadın görülür artış…
na el verdi diyelim: Ülker, Antabus’ta geçen der-
hallerinden, yaşamdan, zor günlerden konuştuk. Daha çok yollarımız kesişecek biz işe
kenar bir karakterdi. Şimdiye kadar yazdıklarım
ELEŞTİRMEN-SEYİRCİ MAKASI
yarar işler yapmaya ve kadının sesini yükseltmeye devam edeceğiz.
içinde en sevdiğim kahramandı. Biraz da figü -
Pandeminin, sinema salonları ile iz-
ranları başrole çıkarma huyumun etkisi oldu ve
leyicinin arasını açtığı bir gerçek. Fa-
Antabus’tan bağımsız bir Ülker Abla kitabı yaz-
kat gerekli hijyenik ve fiziksel koşul-
maya başladım. “Barınma nefsi müdafaadır” di-
lar sağlandığında, seyircinin yavaş
yen bir kitap aslında bu. Başka çare olmadığı için
yavaş salonlara dönmeye başladığı-
bir yerde kalmak zorunda olmak, bazen şiddete
nı görmek mümkün. Bilhassa Boğazi-
maruz kalmak anlamına da geliyor. Evinden baş-
çi Film Festivali’ndeki ulusal uzun met-
ka gidecek yeri olmadığı için yıllarca kocasından
raj yarışma filmlerinin gösterimle-
gördüğü şiddete katlanan, bir gece aniden evi ri ve söyleşileri hem Atlas hem de Ka-
terk eden bir kadın Ülker. Gidecek yeri yok, üs-
dıköy Sineması’nda yapılmasına rağ-
telik hiçbir yere kayıt vermemesi lazım ki koca- men bir hayli kalabalıktı. İzlediğim film-
sı onu bulamasın. Ülker bir geceyi geçirmek için ler dışında moderatörlüğünü üstlendi-
ğim söyleşilerde ise gözüme çarpan bir
hastanenin bekleme salonunda sabahlıyor ve ora-
husus, kısa bir süre önce Antalya Film
da kayıt dışı kalmanın bir yolunu arıyor, can hav-
Festivali’nde Emin Alper’in ‘suç ve vic-
liyle üretiyor da: Refakatçi olarak kimsesiz hasta-
dan’ temaları üzerinden yaptığı ve si-
lara refakatçilik etmeye başlıyor.
nemacıların kıpırdanışına yönelik söyle-
KENDİ ŞOVUNU YApIYOR
mini doğrular nitelikteydi. Zira seyirci-
lerin sordukları sorular ve yaptıkları yo-
u Ülker Abla’nın gördüğü şiddet, acısına rağ-
rumlar, ekseriyetle filmlerdeki karakter-
men hayatı eğlenceli algılaması, sorgulamaları
lerle bağ kurabildikleri ve aidiyet, öz-
beni etkiledi. “Belki biz de Allah’ın televizyo-
line getireceğini biliyor, yine de o evi terk etmiş. bin türlü zulüm için körüklenen cezasızlığın, iyi
deşlik duygusunu hissedebildikleri yö-
nuyuzdur. Bize bakıp kendini oyalıyordur.” Bu
En sonunda, ben kendimden vazgeçmişim, eli mi hal indirimlerinin, sessizliğin karşısında tepkimi-
nündeydi. Aslına bakarsanız bu, festi-
bakış çok etkileyici. Hepimiz kendi şovlarımız-
takacağım noktasına varıyor. Ülker’e göre insan zi koymalıyız. Ülker’in en büyük korkularından
vallerde sıklıkla karşılaşılan bir durum-
dayız belki de. Anlatsana Ülker Abla hayata ne-
kendini gözden çıkardıktan sonra dünya daha biri, kocasının kendisini öldürüp ardından yine
dur. Sinema yazarlarının puanlarıy-
reden bakıyor?
konforlu bir hale geliyor. Ülker’in sağken ütülemiş olduğu takım elbiseyi
la seyirci beğenisi genellikle ayrışır fa-
Ülker, anlatı içinde evrilen bir ka-
giyinerek mahkemeye çıkıp iyi hal indirimi alma-
kat temelde söz konusu farklılık bir ya
rakter. Evinden ilk çıktığında, sokak-
VERECEğİMİZ hER SES ELZEM
sı mesela... Bu döngüyü kırmak için her imkânı da iki film üzerinden gerçekleşir. Bo-
taki MOBESE’lerin gözünden bakı-
u Ülker Abla keskin mizah duygusu-
zorlamamız gerek. Sokakta, sayfada, mahkeme ğaziçi Film Festivali’nde tanıklık ettiğim
yor kendine, acaba bunlardan birine
nu savunma sanatı olarak kullanıp hayat-
önlerinde, vereceğimiz her ses elzem. söyleşilerde ise eleştirmen-seyirci ma-
takılmış mıyımdır? Kocam beni bu-
ta kalmanın yollarını arıyor adeta. Başara-
kasının daha fazla açıldığını gözlemle-
lur mu? Sonra dikiz aynasından ba-
OMUZ ATIp gİTMEYİ öğ RENDİM
bilecek mi?
dim. Seyirci-hikâye bağının güçlenme-
kıyor, acaba dışardan bana bakanlar
Ülker, birisi kendisine teşekkür için “sağ u Ülker Abla gibi söyleyeceğini sakınmayan, sinin bir gerekçesi olarak sinemacıla-
hakkımda ne düşünüyor, tuhafsıyor-
ol” dediğinde, bunun aslında ne kadar bü- cesur bir kadın mısın? Hadi anlat bize Seray rın anlatılarında maden işçilerinin du-
lar mı diye… Bazen kasten kendi şo-
yük bir anlam taşıdığını biliyor. Sağ olmak- Şahiner’in güçlü ve zayıf yönleri neler? rumları, sınıf çatışması, batı-doğu kar-
vunu yapıyor, refakatçilik ettiği has-
tan öte sağ kalmanın... Uzun vadeli planlar- Korku, cesaretin en küçük yapıtaşıdır. Beni çok şıtlığı, muhafazakârlık-modernite gibi
taları oyalamakla mükellef hissedi-
temalarla toplum dinamiklerine eskiye
la değil, can havliyle yaşıyor. Her gün haya- çalışkan yapıyor misal. Hakkını veremezsem kor-
yor kendini, biraz da sevilmek için as-
nazaran daha fazla yer vermeye başla-
tını yeniden kurması ve kurtarması gereki- kusu olmasa yıllarımı bir odaya kapanıp aynı
lında. Ama şunu görüyor: Sevilmek-
maları gösterilebilir. Elbette filmlerin, si-
yor. Sokağı kullanmayı öğrendikçe ömrünü uza- metni tekrar tekrar yazarak, kendimi sokaklara,
ten önce garipseniyor. Ülker, başkalarının gözün-
nemasal değerleri ve başarıları tartışı-
tıyor aslında. El açmadan nereden hangi imkânı kitaplara vurup mevzusunu araştırarak geçirebi-
den bakıldığında gidecek yeri olmayan, çaresiz
lır. Fakat uzun yıllar seyirciye mesafeli
bulabileceğini fark ediyor. Bu da yaratıcılık isti- lir miydim bilmiyorum. Ben metnin içeriğine ha-
bir kadın. İnsanlar onu garipsemek zorunda his-
duran sinemacılarımızın artık bu kabu-
yor. Mizahını besleyen şey de bu: Manevra kabili- zırlanırken onu yazma cesaretine de hazırlanıyo-
sediyor. Aksi takdirde denk olurlar, e o zaman ki-
ğu kırarak ‘dinleyicilerine’ daha fazla
yeti. Muradım başarması… Ama hep bir risk var. rum aslında. Bunu da sağlayan en baştaki korku.
me acıyacaklar? Onun-
dokunan ‘anlatıcılar’ olmaya başladık-
Açıksözlülükle ilgili soruna gelince…
la birlikte gülmek iste-
“El derdi, insanın kendi derdini unutmak için edindiği zevktir.” Birine acımak
larını görmek sevindirici ve bir bakıma
Bunu hiç düşünmemiştim. Şimdiye ka-
miyorlar ki, onun haline
insanı merhametli yapmıyor. Aksine o acıma halinde bir üstünlük, bir vah
Alper’in tezini de doğrulamış oluyor.
dar hiç söyleyeceğim lafı yuttuğum ol-
üzülüp bu sayede kendi vah benden kötüleri de var gene halime bin şükür deyip rahatlama, velhasıl
madı. Kimi zaman insanın başını ağrı-
hallerine şükretmek isti- başkasının zor durumunu kullanışlı hale getirme var. Bir de birine merhamet
tan bir durum tabii. Eskiden daha inat-
ettiğini yüksek sesle söylemenin getirileri var tabii; iyi insan titri, bir kartvizit.
yorlar.
Carlos
çıydım artık şunu biliyorum: Üslupsuz
Ben vicdan ve öfkeden yanayım, elini taşın altına koymayı getiriyor.
Ülker, bunu fark ettik-
Reygadas
yahut kaba değilim, bununla birlikte sö-
ten sonra dışarı yaptığı
zümü, şakamı kaldırmayacak ortamla-
muhabbet yayınını kesip
u Şiddet gören, ekonomik özgürlüğü olma- ra, içimden geleni son kez söyledikten sonra bir
esprisini de daha ziyade kendisine yapmaya baş-
yan kadınların dramı ortada. Büyük büyük ko- daha girmiyorum. Bilek güreşindense omuz sil-
lıyor. Gülmeye en çok ihtiyacı olan o. Çünkü mi-
nuşarak onlara yardım etmiyoruz aslında. Ger- kip, omuz atıp yürüyüp gitmeyi öğrendim za-
zah onun kendini hem başkalarına hem sisteme
çek, samimi ve işe yarar ne yapmalıyız? manla.
karşı kalkanı. “Ben de size bana acıma fırsatı ver-
Bazen o kapılar gerçekten kadınların üstüne ki- u Her konuğuma soruyorum. Yemekle aran
mem” deme yolu. Duruşu dikleştikçe, kendine
litli oluyor. Ve dışarıdan bakıp canım onlar da çı- nasıl? Yemek yapar mısın? Özel bir tarifin var
baktığı dikiz aynalarını kırıyor. Eller ne der mese-
kıversin demek manasız. Eğer dışarı çıkabilmiş- mı?
lesi geride kalıyor. Tek derdi kayıtlara geçmemek.
sen, içerdekiler için sesini yükseltmekle mükel- Açıkçası hiç huzuru mutfakta arayan bir insan
Kayıtlara geçecek denli bir olay çıkarmadığı süre-
lefsin. Son yıllarda kadın cinayetlerini durdura- olmadım. Muhabbet masaları için emek harca-
ce kendini istediği gibi davranmakta serbest his-
cağız platformu bunun için çok iyi bir örnek. Ka- rım yani kahvaltı ve çilingir sofrası için. Ama sırf
setmeye başlıyor. Ülker, yaşamak için ölümü gö-
dın cinayetleri, ev içi şiddet, sokaktaki şiddet, ta- doymak için yenecek yemeklerde esnaf lokanta-
ze almış bir kadın. Evinden kaçmasının, onu ya-
ciz, tecavüz mobbing, say say bitiremeyeceğimiz sı tercihim.
kaladığı takdirde kocasını daha tehlikeli biri ha-
SİNEMA VAROLUŞ ÜZERİNEDİR
Festivalin masterclass etkinliklerin-
de bu sene, Meksikalı yönetmen Carlos
Reygadas ile bir söyleşi gerçekleştirildi.
Japon (2002), Silent Hill (2007), Our
Evlendik diye...
Time (2018) gibi filmleriyle tanınan ve
varoluş kaygıları, din-inanç sorgulama-
ları ve toplum irdelemeleriyle nevi şah-
üzel düşünce, umut ve hayal- ni almakla yükümlü idi. Ko- Kadın, rıza göstermedi- kusu yaşaması boşuna. Hatta şiddet gö-
sına münhasır bir yönetmen olan Rey-
lerle başlanan ilişki evlilik ön- ca, eşinin çalışmasına izin ğini karşı tarafa hissetti- ren kadının bunu bir an önce yapması,
gadas, adeta bir sinema felsefesi der-
Gcesi karşılıklı anlayış ve eşitlikçi vermezse kadın iş hayatına, rebilir, rahatsız olduğu- çoğu zaman hayatını kurtaran bir hak-
sine dönüşen masterclass’ıyla benim
bir şekilde yaşanırken evlendikten sonra kariyerine veda etmek zorun- nu dile getirebilir, kendi- ka dönüşüyor. Çünkü ülkede her gün bir
BU
gibi bu disipline müptela dinleyicile-
işin rengi değişebiliyor. Evdeki rutin işle- da kalıyordu. Böylelikle kadı- sini kötü hissettiğini bil- kadın kocası ya da sevgilisi tarafından
SENİN
ri büyüledi. Gilles Deleuze ve Roland
rin yapılmasından edinilen malların mül- nın ekonomik özgürlüğü ol- direbilir. Koca, eşinin rı- öldürülüyor. Bu konuda yasa maddesi
hAKKIN
Barthes’den alıntılar yapan ve sinema-
kiyetine, birçok alanda sıkıntılar gün- muyor ve kocanın vereceği za göstermemesine, iste- açık: Ailenin huzuru ciddi biçimde tehli-
nın özü, anlamı ve hakikat arayışın-
deme gelebiliyor. Oysa kadının evlendi paraya tabi kalıyordu. An- memesine rağmen cinsel keye düşer ise eşlerden biri ayrı yaşama
dan hareketle kendi sinemasını açıkla-
diye, toplumsal olarak kazandığı hak- cak Fransa’da 1965 yılın- ilişkide bulunmak için ıs- hakkına sahip.
maya girişen yönetmenin şu sözleri onu
lardan vazgeçmesi gerekmiyor. Evlilik- da medeni yasa ile gelen ev- rarcı olursa, cinsel şiddet- Ayrıca kadının, evlilik içerisinde ya-
OLCAY BÜYÜKTAŞ
ve filmografisini anlamak adına olduk-
te kadının haklarına ilişkin kafa yoran, li kadının izin almadan çalış- te bulunursa Türk Ceza şamış olduğu sıkıntılar ve eşinin kusur-
ça kıymetli: “Sinema varoluş üzerinedir,
yazan çizen hukukçulardan yaptığımız ma hakkı Türkiye’de de 1990 Kanunu’nun vücut dokunul- ları nedeniyle evliliğin sona ermesi so-
hikâye anlatmak değildir. Çünkü o za-
okumalara göre kadınların, istediği ki- yılında kazanıldı. 25 Mayıs 1990 tari- mazlığını ihlal suçları arasında yer alan nucu tazminat talep etme hakkı da bu-
man edebiyat yapmak daha anlamlıdır.
şiyle evlenme hakkıyla başlayan bir dizi hinde “Türk Kanunu Medenisi”nin “Ka- cinsel saldırı suçunu işlemiş olur. Hatta lunuyor. Türk Medeni Kanunu’nun 174.
Sinema edebiyatın tersidir. Edebiyatta
hakkı var. Eşit miras hakkı, kendi malı- rının meslek veya sanatı” başlıklı 159. kocanın zorla cinsel ilişki kurması Yar- maddesi, mevcut veya beklenen menfa-
anlam denilen şey kelimelerden ibarettir
na sahip olma hakkı, resmi nikâh hakkı, maddesinin anayasanın 10, 49 ve 50. gıtay tarafından boşanma sebebi olarak atleri boşanma nedeniyle zedelenen da-
ve kelime, harflerden oluşur. Harfler ise
ayrı yaşama ve boşanma hakkı ilk akla maddelerine aykırılığı gerekçeleri ile kabul edildiği davalar var. ha az kusurlu eşin maddi tazminat ta-
tek başına değerli değildir. Yazan kişi
gelen haklar arasında. iptali isteminde bulunuldu ve Anaya- lep etme hakkı olduğunu belirtiyor. Ay-
AYRI YAŞAYABİLİRSİNİZ
anlamı yaratır. O anlam, bizim fantezi-
sa Mahkemesi’ne başvuruldu. Anaya- rıca evlilik süresince kişilik hakları zede-
EVİNİN hANIMI OLMA
sa Mahkemesi 29 Kasım 1990’da 159. Evlilikte hayat kurtaran haklardan bi- lenen, yaşam sevincini yitiren ve boşan- mizde oldurduğumuz bir şeydir ama si-
Elinizde mesleğiniz, sizin de çalışma maddenin iptaline karar vererek “evli rini de ayrı yaşama hakkı oluşturuyor. ma nedeniyle elem duyan kadın, koca- nemada anlam bir harf yerine, bir ima-
arzunuz ve çalışma koşullarınız varsa kadın”lara koca izni gerekmeksizin ya- Medeni Kanun’un 197. maddesi bu ko- sından manevi tazminat talep etme hak- jın parçalarıdır. Sinema daha çok gör-
tabii ki çalışmalısınız. Bu ekonomik öz- sal çalışma hakkı tanımış oldu. nuya ilişkin düzenlemeyi içeriyor. Mad- kına da sahip. meyi sevmekle ilgilidir; atmosferi ve ha-
gürlüğünüz kadar ruhsal sağlığınız için de, “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle Kocasından fiziksel şiddet gören ka-
reketi hissetmektir. Benim için en önem-
CİNSELLİğİ REDDETME
de gerekli... Zira “evinin hanımı olma” kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin dın, polis eşliğinde ya da doğrudan
li şey budur, bir izleyici olarak da bu-
hAKKI
halleri günün sonunda, kadını toplum- huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştü- hastaneye başvurup darp raporu alarak
nu istiyorum. Bir filmi harika yapan şey,
sal hayattan koparan bir duruma dönü- ğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir” şikâyetçi olma, şiddete maruz kaldığı ki-
kameranın hakikati ve varoluş hissiyatı-
Bir dizi şeye zorlanamayan kadının
şüverecek. diyor. Mutlu olmayan kadının, eşini terk şi aleyhine uzaklaştırma talep etme hak-
evlilikte her cinsel birleşme isteğine de nı yakalayabilmesidir. Ancak o zaman
Eskiden evli kadın eşinden çalışma iz- etmesi halinde kusurlu bulunacağı kor- kına da sahip.
rıza gösterme zorunluluğu bulunmuyor. gerçek bir duygu hissediyorum.”
basakbicak@gmail.com