26 Nisan 2025 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MURIEL COMBES’DAN ‘SIMONDON VE BİREYÖTESİ FELSEFESİ’ Bireyin değil bireyleşmenin felsefesi! Gilbert Simondon (1924 / 1989) için bugünümüzü konuşan bir filozof diyebiliriz. Günümüzde teknolojiyle iç içe geçmiş yaşamlarımızla erken denebilecek bir dönemde kurduğu bağlantılar çarpıcıdır. Dilimize Nehir Evin tarafından çevrilen Muriel Combes’un Simondon ve Bireyötesi Felsefesi (Livera Yayınevi) bu filozofun düşüncelerine bir bütün olarak bakabilmek için bir kılavuz niteliği taşıyor. Varlık Düşüncesi ve Birin Konumu: Gerçeğin Göreliliğinden İlişkinin Gerçekliğine, Bireyötesi İlişki, Müştereğin Yakınlığı ve Teknik Kültür ve Eylemin Devrimi Arasında adlarındaki dört ana bölümden oluşan kitapta bu bölümlere ilişkin birçok alt bölüm ve bir Giriş bölümü de bulunuyor. Ayrıca Yağmur Denizhan’ın çeviriye ilişkin bir Sunuş metni ile Pierre Macherey tarafından kaleme alınan bir Önsöz’e de yer verilen kitapta yazarın “Bir Kara Kutuyu Açma Denemesi: ‘Teknik Sorunu’” adlı bir bildiri metni ile Pablo Esteban Rodriguez’e ait bir Sonsöz de eklenmiş. den bireyötesine dek tüm kendi içinde bir bireyleşme sürecine sa- ilişkileri açıklamakta kul- hip varlıklar olarak ele alıyor. lanılmasının yanı sıra dü- Teknolojiyi düşünme noktasında yeni şünce ve varlığın zeminini bir bakış açısı kazandıran bu yaklaşım in- oluşturarak bu zeminde meşgul olunan so- san ve teknoloji ile kültür ve teknoloji iliş- ALİ APAYDIN runun bilginin olanağı değil bilmenin birey- kisini yeniden ve farklı bir biçimde düşün- Felsefe Kültür Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı leşmesi olduğunu fark etmek gibi (s. 48). me olanakları koyuyor önümüze. aliapaydin1979@gmail.com KOLEKTİF SÜREÇLER... SIMONDON FELSEFESİ İÇİN BİR Bu şekilde filozofun geniş bir BAŞLANGIÇ KİTABI! BİREYLEŞME SORUNU! yelpazeye sahip felsefesinin içinde, Son 10-15 yıldır hatırı sayılır bir ilgi top- Gilbert Simondon’un felsefesinin odağında bireyleşme bireylerin birbirleriyle ve çevreleriyle lamaya başlayan bu filozofun düşünceleri- sorunu bulunur. Bu felsefenin ayırt edici niteliği de birey- kurduğu ilişkilerin ötesinde, daha geniş nin tanınmasında başat bir isim olan Muriel den hareketle bireyleşmeyi değil, bireyleşmeden hareketle bir alan olan bireyötesi alan hakkında; Combes’un bu kitabını yalnızca bir kılavuz bireyi düşünme çabasıdır. bireyleşmenin birbirinden ayrılamayan ya da daha tehlikeli bir şekilde Simondon’un Bu çabanın hakkıyla verilebilmesi için varlığın kavranı- psişik ve kolektif süreçleri hakkında; felsefesine bir giriş kitabı olarak okumak şında “varlık olarak varlık ile bireyleşmiş olduğu ölçüde daima bireyötesi bir boyutu da olan büyük haksızlık olacaktır. varlık” birbirinden ayrıştırılır. Bu ayrıştırmayla birey yeri- duygulanımlar ve duygular hakkında; bireyleşme ve Nitekim Combes, filozofun düşüncelerini derli toplu bir ne bireyleşme kavramıyla hareket edilmesi gibi ilke yerine birey ötesilikle iç içe geçen kolektif süreçlerin nasıl şekilde tanıtmakla birlikte bu düşüncelerden hareketle fel- de işlem kavramıyla hareket edilir (s. 36-37). işlediği hakkında; fiziksel dünyanın bireyötesi ilişkilerle sefe ırmağının akabileceği yeni yollar bulma girişimini de Combes’un belirttiği gibi filozof kavram setleriyle gele- bağlantıları ile bireylerin ve toplumların nasıl bir ortaklık fazlasıyla hissettiriyor bize. neksel ontolojinin yerine gelişim ve değişime vurgu yapan içinde var olduğu hakkında ve nihayet teknolojinin insan Şu halde bir başlangıçtan çok daha fazlası olduğunu asla ontojeneziyi koymaktadır (s.38). yaşamını nasıl dönüştürdüğü ve bu dönüşümün toplumsal göz ardı etmeden Simondon felsefesi için bir başlangıç ki- Bu şekilde varlığı sabit bir durum olarak değil, sürekli sonuçlarının ne olduğu hakkında bilgiler ediniyoruz. tabı diyebiliriz bu yapıta. bir oluş süreci içinde ele alan filozof, bireyleşmeyi birey- Ancak burada vurgulamak gerek ki, edindiğimiz bu bil- Muriel Combes’un dilimize gayretkeş bir ceviriyle ka- öncesinden (pre-individuel) bireyötesine (transindiviuel) giler sabit bir şey olarak kavranan bilgiler değil dinamik zandırılan Simondon ve Bireyötesi Felsefesi’nde azımsan- dek sürekli bir oluş ve dönüşüm olarak anlamaya çalışır. bir ilişki olarak kavranan bilgileri ifade ediyor. mayacak sayıda dizgi hatası bulunduğunu belirtmeliyim. Simondon sık sık bireyleşmenin bitimsiz bir süreç oldu- Dilerim takip eden basımlarda bu hatalar düzeltilir. ğunu ve bu haliyle asla tek bir yönü olmadığını ve yönle- TEKNOLOJİ VE KÜLTÜR ÇATIŞMASI! Ayrıca kitabın her okura değil de en az lisans düzeyinde rin daima bir arada işlediğini vurgular. Filozofun en çok üzerinde durulan teknik ve kültür ko- bir birikime sahip felsefe okurlarına hitap ettiğini de be- Şu halde bir arada işleyen bu yönlerin nasıl var olduğunu nuları ise bu felsefenin güncel tartışmalar için nasıl bir lirtmek gerek. Okuma sürecinde ise kitabın isminde de ge- düşünmemiz gerekmektedir. Çünkü varlık, asla oluştuğu bi- önem taşıdığını gösteriyor. çen “transindividuel” kavramı gibi birçok kavramın kay- reyde tükenmeyen daima birden fazla kalan bir şeydir (s. 42). Teknoloji ve kültür arasındaki çatışmanın sadece felsefe nak dil ve dillerdeki anlamlarının da dikkate alınması bü- Birden fazla olan bu şey öncelikle potansiyel zenginlik- sayesinde çözülebileceğini öne süren bu felsefenin odağın- yük bir önem taşıyor -aksi bir okuma çok fazla yanlış an- ler içinde bulunan birey öncesidir. Fakat yine de bir birlik daki bireyleşme kavramının fiziksel, biyolojik ve psikolo- lamaya yol açabilir-. söz konusudur, ancak bu birlik artık özdeşliğe dayanan bir jik düzeylerde gerçekleşen dinamik bir süreç olması tek- Ve son olarak ancak çok yakın zamanda birkaç yapıtı di- birlik değil, varlıkta meydana gelen bir birliktir (s. 44). nolojiyi insanın dışında bir şey olarak değil, insanla birlik- limize çevrilmiş olan Simondon’un yaşadığı dönemde ge- Bu noktadan sonra karşımıza ilk filozofların varlık, te evrilen bir süreç olarak görmemizi gerektiriyor. rekli ilgiden yoksun kalarak aynı zamanda gerekli eleştiri- bir, atom, birey gibi kavramlarından Descartes’ın “ego, Bu yüzden filozof teknik nesneleri bir araç olarak değil, lerden de yoksun kaldığını unutmamak yerinde olacaktır. n Leibniz’in “monad”, Hegel’in “Geist”, Marx’ın “emek” ile Husserl’in “şeylere dönme” üzerine kurulu fenome- nolojisine kadar uzanan ve Heidegger’in “Dasein” kav- ramıyla kuantum teorilerine dek insanlığın hemen her dü- şünsel sıçramalarını içine alan ve tüm bunlarla yoğrulduğu gibi tüm bunlarla hesaplaşmaya çalışan bir felsefenin kav- ram setleriyle tanışmaya başlarız. ÖTEYETAŞINIM! Varlığı ve insanı çeşitli teknolojilerden, özellikle de iletişim teknolojilerinden devşirilen idealizm ve realizm yaklaşımlarının ötesinde, yeni değil de, deyim yerindeyse yenilenmiş bu setlerin içinde “öteyetaşınım (transduction), anaolji, alagmatik, kıvam, doku“ vb. gibi kavramlar karşımıza çıkıyor. Çalışmada bu kavramların bir yandan Simondon için ifade ettiği anlamlar ortaya konulurken bir yandan da Si- mondoncu felsefenin niçin böyle kavramlarla hareket etti- ği açıklanıyor. Sözgelimi, bir durumdan diğerine geçiş sü- recini ifade eden öteyetaşınım kavramının birey öncesin- Çizim: ALLAN MCDONALD 10 3 Nisan 2025
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle