Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KITAP l BEBEK l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l SİMLÂ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Kuzey Avrupa Edebiyatı’ndan iyi bir keşif! Dört çocuk, iki köpek, bir oyunbaz dede, feminist bir üvey anneanne, işi başından aşkın ebeveynler, vahşi kurtlar, hayvan kaçakçıları… Üç Mağara Dağı, mizah dolu dili ve macera dolu kurgusuyla bir solukta okunuyor. HAFİZE ÇINAR GÜNER T üm yaşamımız birden altüst oldu. Bir düzenin, daha doğrusu aslında bir kaosun içinde her şeye yetişmeye çalışırken birden evlerimize kapanmak zorunda kaldık. Pek çok şeye zamanımız yokken şimdi belirsiz bir zamanın içinde kendimizle karşı karşıyayız. Gecenin bir yarısı altı yaşındaki çocuğumuz çığlıklar atarak uyanıp poposunun bir timsah tarafından ısırıldığını söylerse bu korkunç olay karşısında ona sabır ve şefkat gösterecek zamanımız var! Artık günlerden pazar ya da pazartesi olması da fark etmiyor. Belki şimdi çocukları kendi dünyamıza çekmek yerine onları anlamaya çalışabilir, söylediklerinin ya da yaptıklarının altındaki gerçek nedenleri keşfedebiliriz. Bunun için edebiyat bize iyi bir yol gösterici olacaktır. HAYAL ETMEK CİDDİ BİR İŞTİR! Mina her şeyi apaçık görmüş ve ilk görüşte de hemen o küçük yeşil timsahı tanımıştır. Bu yaramaz timsah bir gece babasının kazağının üstünden kaçmış ve Mina’nın poposunu bir güzel ısırmıştır. Mina timsaha babasının kazağına geri dönmesi gerektiğini söylese de timsah kulak asmamıştır. Mina da poposunun acısıyla atabildiği en yüksek çığlığı atarak yardım çağırmıştır. Bu çığlığa uyanan babası Mina’nın poposundaki kızarıklığı gördüğü halde ona inanmamış ve bunun bir sivrisinek ısırığı olduğunu iddia etmiştir. “Lütfen anlama ya çalış, bugün pazar. Uyuyup dinlenmem gerek.” diyerek olayı geçiştirmiştir. Çünkü her şeye vakit ayıran bir yetişkin olarak bu “saçma” olaya ayıracak zamanı yoktur. Bu olayı çocukça bir şımarıklık, ilgi çekme taktiği ya da hayali bir oyun olarak görmüştür. Oysa olay çok ciddidir. Neyse ki Mina’nın dedesinin aklına yeni düşünceler getirecek zamanı vardır. O hiç meşgul değildir, asla yorgunum, çalışmaktan pestilim çıktı demez. Çok güzel kaka esprileri yapar ve yemek masasında bile pırt öyküleri anlatır. Mina’ya göre ailenin en zekisi ve akıllısıdır fakat gerçek bir işi yoktur, yalnızca kitap yazar. Mina timsah saldırısının ardından dedesini aradığında elbette torununa hayal görmüşsün demez, çünkü hayaller onun işidir! KENDİNİ KEŞFETMEK Taş Kâğıt Makas sayfasına dair yaptığımız ilk toplantıda okurla buluşmasını istediğimiz, henüz çevrilmemiş ya da daha önce yayımlanmış ama artık baskısı tükenmiş kitapları da ele alalım diye konuşmuştuk. İsveç’in en önemli çağdaş yazarlarından Per Olov Enquist’in, 2004 yılında Ali Arda’nın çevirisiyle Yerdeniz Yayınları tarafından yayımlanan ama baskısı tükenen bu kitabı ele alıp yazmayı düşünürken Çınar Yayınları’nın eseri tekrar okurla buluşturması benim için hoş bir tesadüf oldu. İyi bir çocuk kitabı çocuklara haz verip onları düşündürdüğü kadar ebeveynleri de çocuk dünyasına yaklaştırmalı ve onlara yol göstermelidir. Bu sebeple önemsediğim bu kitap, okura heyecanlı bir macera sunuyor. Sorununu dedeyle paylaşan Mina, sadece üç hafta içinde olgunlaşıp büyüyor. Çünkü Üç Mağara Dağı’na çıkanlar bir daha asla hiçbir şeyden korkmazlar. Aslında bu keşif gezisine, Üç Mağara Dağı’na çıkmayı uzun zamandır Mina’nın dedesi de çok istemiş ama yalnız çıkmayı göze alamamıştır. Dört çocuk, bir ihtiyar ve iki köpekten oluşan keşif kafilesi bu zorlu yolculukta tahmin edemedikleri tehlikelerle karşılaşır. Vahşi doğada kurt, ayı, vaşak gibi tehlikeler geliyor aklınıza değil mi ama asıl tehlikenin “insan” olduğunu bir kez daha duyumsuyoruz. Koruma altındaki hayvanları avlayıp satan bu insanların kitabın sonunda hak ettiklerini bulmaları da yüreğimizi rahatlatıyor. Sürekli birbiriyle yarışan, didişen çocukların zorlu bir görevde bir amaç için birleşmesi sonucu yaşadıkları değişim sırasında doğa ve insan ilişkisini de sorguluyoruz. Belki hiçbir okulun ve öğretmenin öğretemeyeceğini yavru bir kurttan ya da bir yaşlı bir köpekten öğreniyorlar. Sayfa 106’da “Mina da uyudu. Düş görmedi, ne timsahlar ne de insan eti yiyenler… Koltuğunun altında kurt yavrusunun başı, derin, rahat bir uykuya daldı.” cümleleri de bize bunu açık olarak gösteriyor. Kitabın bir solukta okunmasında macera dolu kurgusu kadar mizah dolu dilinin de payı büyük. Mina’nın üvey anneannesi Gunilla’nın bir feminist olması ve feminizm ne olduğunun okurun anlayacağı şekilde sunulması da kitabın güzel yanlarından. Çocuk kitaplarında örgü ören anneannelerden ve masal anlatan dedelerden oldukça sıkıldık. Yaşamın içinden gerçek karakterlere ihtiyacımız var. İnandırıcı ve model olabilecek karakterlere! Dede düşüp bacağını kırınca yaşlı köpek Mişa ile yardım bulmaya giden İa sayfa 121’de “Kadınlar başarır,” diyerek bu zorlu görevde kendini motive ediyor. Ve sonunda o da ötekiler de başarıyor. Sayfa 125’te Mina, “insan düşündüğünden daha fazlasına dayanıyor.” diyor. Dayanmak, direnmek, kenetlenmek, kadın erkek ayrımı olmaksızın mücadele etmek ve tabii en başta cesaret etmek, başarmak ve aydınlığa çıkmak için hepimizin ihtiyacı. Birlikte sanatla başaracağımız güzel günlerde görüşmek dileğimle. n Üç Mağara Dağı, Pev Olov Enquist, Resimleyen: Stina Wirsen, Çeviren: Ali Arda, Editör: Burcu Aktaş, Çınar Yayınları, 2019, 136 sayfa, 9+ yaş 12 9 Nisan 2020