07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ERIKA FISCHERLICHTE’DEN “PERFORMATİF ESTETİK” Sanatın vücuda gelişi Erika FischerLichte, “Performatif Estetik”te insanın kendisini sahneleme sanatına değinirken hem sınır ve sınırsızlık kıyılarında geziniyor hem de belli eşikleri gündeme getiriyor. Lichte, performansın hayatla alışverişinin yoğunluğunu anlatırken onu yeniden yapılandırması ya da bozmasına da gönderme yapıyor. ALİ BULUNMAZ [email protected] Ö zneleşen ve nesneleşen sanatçının sunumu, pasif izleyenin gün geçtikçe olaya katılımıyla güçlenip başkalaştı. Berlin Freie Üniversitesi, Tiyatro Çalışmaları bölüm başkanı ve performatif tiyatro çalışmalarıyla tanınan Erika FischerLichte, söz konusu katılımın geldiği noktayla performans sanatının kimliğini incelediği Performatif Estetik’te konuyu masaya yatırıyor. “BEN BİR HALK VİRÜSÜYÜM...” Lichte, birkaç soruyla yola koyuluyor: Sanatçının sergilediği performans ne olursa olsun, niyetini anlamak için onu sonuna kadar izlemek gerekmez mi? Bir başka kritik soru, performansına müdahil olarak sanatçının “eserini” yok etme riskini göze almış sayılmıyor muyuz? Eskiden sanatın değiştirici gücünün içsellikte arandığı âşikârdı. Fakat performansın yarattığı şok, ürettiği “şiddet” ya da eylemsellik, seyirciyi olan bitenin içine sokarak değişimin yönünü belirginleştirdi. Başka bir deyişle ilham vermenin yerini olaya karışma aldı; Lichte’nin deyişiyle “seyirci aktöre dönüştü.” Kendini yaralayarak gösteri gerçekleştiren veya kurgu ötesi bir diyalog kuran sanatçıya, belli bir andan itibaren müdahalede bulunmaya yönelen izleyicinin etkinleşme durumu bu. Seyirci, böyle performanslarda ritüelle gösteri arasında sıkışıp kalır. Dikizleme, şaşkınlık, şok ve eylem, “radikal” performanslarda izleyicinin çoğunlukla verdiği tepki sırasını temsil eder. Sanatçının gerçekliğiyle seyircininki yarışmaya başlar. Performansın, 1960’lardan beri sanatta sınırların ortadan kalkmaya başlamasıyla filizlenip geliştiğini hatırlatan Lichte, sanatçıların sahnelemeden olay yaratma aşamasına geçişiyle sürecin ivme kazandığını belirtiyor. Böylece “farklı öznelerin sanatçının ve seyircinin/ dinleyicinin edimleriyle kurulan, sürdürülen ve sonlandırılan bir olay” üretiliyor. Lichte’nin “bulaşma” dediği katılım, “sanat yapıtından bağımsız şekilde” izleyicinin olayı yorumlayıp buna dâhil olmasından başka bir şey değil. Performansın test edici yönüne atıf yapan Lichte, izleyicilerin “denekleştirildiğini” ve bir kısım seyirci tarafından da “vahşi” olarak nitelendirildiğini anımsatırken icracıların, seyircinin gözünde zaman zaman “medeniyetsiz”leştiği anlardan bahseder. Performansla oluşturulan estetik, bu şekilde politik bir kimliğe de bürünür. Martin Vuttke’nin seyircilere tekrarladığı “Ben bir halk virüsüyüm ve sizler de kendiliğinden oluşan birer stresli heykelsiniz” cümlesi, hem o politik kimliği hem de bir provokasyonu ve izleyiciyi aktörleştirme girişimini temsil eder. SANATIN YENİ MEKÂNLARI Lichte, performansı yalnız bugünkü değil, geçmişteki (Eski Yunan, Roma ve Ortaçağ’daki) anlamıyla da ele alıyor. Bu tarihsel geri dönüşün elbette bir esprisi var: Yazar, günümüzün performans sanatının tarihten beslenen ve ritüelleşen kimi yönlerini, adı geçen dönemlerden aldığını anlatıyor. Mahremin kamusal hale getirilmesi, ritülele dönüşen gösteriler ve canlılık, performansın hem icracılar hem de izleyiciler için tarihselliğini yansıtıyor. Performanslarda özellikle sanatçının bedeni, nesneleştirilip suistimal edilmeye her zaman açık. Lichte, sahnele Erika FischerLichte menin en temel özel liklerinden biri olan bedenin, aynı zamanda öznelliğinden söz eder. “Vücuda getirme” teriminin doğuşu, per formansın serpilişiyle yakından ilgili. Hareket halindeki oyuncu ya da icracı, seyircinin bedenine de bulaşırken kendi bedeninin maddeselliğini, Marina Abramoviç, performansta kendini sergileme anlamında bir döneme damga vurmuştu (üstte). Lichte, kitabında performansın, sınırları zorlayan yapısı ve sanatsal tarafını inceliyor. güçlü şekilde vurgular. Lichte’ye göre rolle gerekçelendirmeden sahneleyerek oyuncuicracı bu şekilde, “izleyici, al seyirciyi ‘savunmasız bir şekilde’ gıları doğrultusunda tamamen yeni an izlemeye maruz bıraktı.” lamlar oluşturur ve kendisi de yeni bir Şok ve etkileme, dünyayı yeniden bü anlam yaratıcısı haline gelir.” Performa yüleme ve katılımcıların dönüşümünü tif estetik de böylece bir mevcudiyet ve sağlayan performatif bir icranın unsur görüntü estetiğine denk düşer. ları. Onlarla birlikte performatif estetik, Konunun diğer tarafında ise mekân hem sınırlar koyar hem de sınırları aş yer alıyor; Lichte, oyuncuicracıya ve maya uğraşır. seyirciye özel imkânlar sunan, düzen Lichte’nin anlattığı performatif este lenmiş, hareket ve algı babında oluş tik, sınır ve sınırsızlık kıyılarında gezi turulmuş yerlerden söz eder. Buralar, nirken belli eşikleri gündeme getiriyor. sabitlenmez ve dalgalanmalar gösterir. Sınırda durma kabulü, sınırları aşma Klasik alanlardan başlayan güç ha ise yaptırımları çağrıştırırken yazarın reketi, eski fabrikaları, mezbahaları, dediği gibi eşikten atlama, bazı riskler sığınakları, tren garlarını, pazarları, taşır. İnsanın, eşiğin öte tarafında neyle meydanları, sokakları, alışveriş mer karşılaşacağı; hangi görüngülerle, zor kezlerini, fuarları, metroları, parkları, luklarla ve belirsizliklerle yüzleşeceği çöplükleri, stadyumları, garajları ve kesitirilemez. mezarlıkları performatif mekânlara Sınırın yasalara, eşiğinse sihirli olana dönüştürülüyor. Buralar, fizikî varlık gönderme yaptığını söyleyen Lichte, larının yanı sıra oyuncuicracı ve seyir sona yaklaştığında deyim yerindeyse ciyle beraber sürekli değişerek yeniden ağzındaki baklayı çıkarır: “Sahneleme, meydana getirilirken mekânın kendine hayatın kendisidir çünkü o, katılım özgü (özel) atmosferi, performatif alanın cıların, yani aktörlerle seyircilerin oluşmasına yardım ediyor. hayatından gerçek bir zaman dilimini Lichte, performansın anlam ve çalar ve onlara, kendilerini durmadan anlamdışılığının, şok etkisi yaratma yeniden yaratma fırsatı sunar; sahne ve uyarılmayı hedeflediğini söylüyor. leme, hayatın bir modelidir çünkü bu Yazarın, buna verdiği örneği paylaşmak süreçleri o kadar yoğun ve çarpıcı bir gerek: “Kültürümüzde genç kalma, zarif şekilde gerçekleştirir ki katılımcılar tüm ve iyi görünümlü olma çılgınlığı var. Bu dikkatini ona yöneltir ve yoğunlaştırır. çılgınlığa karşı gelen bedenler ‘aykırı’ Sahnelemede kendi hayatımız tezahür damgası yer ve mümkün olduğunca eder, mevcut kılınır ve geçip gider.” toplum dışına itilir. Hastalık ve ölüm, Kısacası Lichte, performatif bir esteti bizim toplumumuzda belki bir tabu ğin, insanın kendisini sahneleme sanatı olarak değil ama lanetli bir şey gibi olduğunu söylüyor. Konunun, hayatla algılanır. Bunlara gönderme yapan alışverişindeki yoğunluk bir tarafa, vücutlar tiksinti, bulantı, iğrençlik, yaşamı yeniden yapılandırıp bozması korku veya utanma duygusu doğurur. dikkat çekiyor. n Socìetas Raffaello Sanzio grubu, tam da böyle bedenleri, bu bedenlerin Performatif Estetik/ Erika Fischer beklenilen ‘normallikten’ farklı oluşunu Lichte/ Çeviren: Tufan Acil/ Ayrıntı herhangi bir şekilde örneğin belli bir Yayınları/ 352 s. 14 27 Ekim 2016 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle