19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TÜYAP 25. İSTANBUL KİTAP FUARI ? yat ortamları her zaman aynı özellikleri taşır. Bizimkinin biraz farklı durum göstermesi, bir kuşak olmamızdan, bir derginin çevresinde toplanmamızdan kaynaklanır. Edebiyatla, sanatla ilginiz ne zaman ve nasıl başladı peki? Etkileyen unsurları merak ederim… Çocukluğumda okumayı seçtim, demek ki okuma da yazmayı izledi. Başka meraklarım olmadığı için de, yazmaya merak sardım. Okuduğumu anlatmak, başkalarına iletmek için yazdım. Ama tabii sanat ortamı deyince daha geniş bir alanı kapsıyor. İçine tiyatro, konser, sinema giriyor. Yani kısaca sadece sanat var hayatımda, gezi yok, oyun yok, eğlencem de sanat. Şimdi de ciddiyetle eğlence arasındaki fark, nerdeyse yok gibidir. Bunca türün etkilediğini söylemek yeterli değil mi? GAZETE VE DERGİ Bir yanınız da gazetecilik. Cumhuriyet’in bir okul olduğunu düşünür müsünüz, Cumhuriyet’te başladığınız göze alınırsa? Elbet bir okul olduğunu kabul ederim. Bugün gazete dünyasında birçok ad oradan gelmiştir. Bugün de Cumhuriyet’le ilgim devam ediyor. Çünkü birçok yazarla orada tanıştım, yazdıklarımla onlara orada ulaştım. Bu açıdan baktığımız zaman, benim için uygulaması daha yoğun olan bir meslek okulu gibiydi Cumhuriyet. Pek çok derginin kurulması aşamasında önayak olanlardansınız. Ama ben dönem itibarıyla, etkili olanların başında “a” dergisini görüyorum, ne dersiniz? Şimdi siz de dahil edebiyatımızda büyük adların yetişmesine vesile olmuştur... O dönemi anlatır mısınız biraz? Hepimiz genç üniversite öğrencisiyiz. Edebiyatı ciddi bir uğraş sayıyoruz. Geçici bir gençlik hevesi değil, bugün de gördüğünüz gibi, orada yazanların hepsi birer profesyonel yazar oldu, başka dergilerde birçok imza gençlik antolojilerinde kaldı. Birbirimizi severdik, farklılıklar vardı ama edebiyat anlayışında asgari müştereklerimiz vardı. Hemen her akşamüstü, bazen geceleri de toplanırdık, konuşurduk, kırıcı bir tartışma yaşandığını hatırlamıyorum. Ve Gösteri dergisi… Bu derginin de 26 yıldır genel yayın yönetmenliğini yapıyorsunuz. En köklü, yayın hayatına kesintisiz devam eden dergilerden biri. Hami B. Çağdaş’ın da sorumluluğunu üstlendiği Gösteri dergisinin bugünlere gelmesindeki sır nedir? Dergicilik sektörünü nasıl değerlendirirsiniz günümüzdekileri de içine alarak? Edebiyat dergileri, edebiyaCUMHURİYET KİTAP SAYI 871 Onur Yazarı RADYO VE TV Otuz yılı aşkın süredir de edebiyatın görsel basında, televizyonda varoluşunun mücadelesini veriyorsunuz. Önce radyo, sonra TV; biraz da bu yılları anlatır mısınız? Bunu abartmamak gerekir, bir eleştirmenin, bir sanat yazarının bunu yapmasını olağan görüyorum. Hepsini bir arada değerlendirmek gerekir. 1970’te başlayan, bugüne gelen serüveni nasıl anlatırım. Radyoda konuştum, televizyonda konuştum. Edebiyat dünyasındaki insanlardan söz ettim ama radyo programlarının, televizyon programlarının ardındaki adları da anmalıyım. Radyo için rahmetli, oyun yazarı Oktay Arayıcı, gene kitap programları için Oray Tuğlan, televizyon için Sedat Örsel, Yaşayan Edebiyatçılar programıyla beni televizyona alıştırdı. Karalama Defteri de on yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Bu açıdan baktığımız zaman, varoluş mücadelesi diye çok da abartmamak gerekir. Çünkü insanar izliyor ki bu kadar zaman devam ediyor. Baktığımız zaman insanların böyle bir programa ihtiyacı var denebilir, eh ilgileri de var ki sürüyor. Tabii mutluluk verici bir şey bu. Geçen elli yılınızın bilançosunu nasıl çıkarırsınız? Bilanço çıkarmak bana düşmez, başkaları yapmalı bu işi. Ancak elli yıl, elli iki yıl sevdiğiniz bir işi yapmak ne kadar hoştur bilirsiniz, tahmin edersiniz. Ayrıca yaşamınızla işiniz birbirine kaynadı mı, birbirinden ayırt edemezsiniz. Onun için edebiyat hakkında, yazarlığınız hakkında ne düşünüyorsunuz dediğinizde, bu bana hayatınız hakkında ne düşünüyorsunuz demektir. Şöyle özetleyeyim, artarak ama her yıl artarak, kitapla ve sanatla iç içe bir elli yıldır benim yazarlık bilançom. Hep “iyi”yi gözetirsiniz, eleştirileriniz hep buna yöneliktir… Belki soruyu başka türlü sormak gerekir, ben iyi kitapları seçtim, iyi yazarları yazdım. O yüzden de gözetme kelimesini kullanmasak daha iyi olur. Çünkü iyi kitabı daha çok kişinin okumasını, daha iyi edebiyatın yaygınlaşmasını istedim. Günümüz yazın ortamına nasıl bakıyorsunuz peki, gidişatı nasıl görüyorsunuz? Ben iyimserim. Tarih de beni haklı çıkarmıştır. Gidişatı çok iyi görüyorum. Yeni yazarlar çıkıyorsa, yeni yayınevleri kuruluyorsa, yeni dergiler yayımlanıyorsa, insanlar okuyorsa durum iyiye gidiyor demektir. Zamanla bunlar içinden ayıklanmalar olur, en iyiler devam eder, yenileri gelir. Kesinlikle karamsar değilim, iyi görüyorum, gidişattan da umutluyum. Son olarak, neler hazırlıyorsunuz? Kürşat Başar’la bir nehir söyleşi kitabı hazırladınız? Başka ne var? Kürşat Başar’la olan kitabımız bitti. Fuarda İş Bankası Yayınları arasında çıkacak, Doğan Kitap’tan da yazılarımı derlediğim yeni bir kitabım çıkacak, bir iki tane de tekrar baskı var. Ödül, bereketiyle geldi desek yeridir. ? *[email protected] SAYFA 6 tın günlük aynasıdır. Kitaplaşıncaya kadar geçen süre, bir yazarın adeta edebiyat ortamına takdimidir. Gösteri 26 yıldır çıkıyor. Baştan beri amacımız en iyi ürünleri yayımlamak, bütün sanat türlerini okur adına en iyi yazarlardan, eleştirmenlerden izletmek. Dergicilik sektörü, sanat dergiciliği sektörü profesyonel satış düzeyine ulaşmadı, ama gene de işlevini yapıyor. Biz mümkün mertebe, büyük oranda polemiklerden kaçındık, hele içeriksiz tartışmalardan dergiyi uzak tuttuk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle