Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 y SAYFA 12 OCAK 2013 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Gazeteci özgür değilse kimse değildir 0 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeni ile ülke genelinde çeşitli etkinlikler yapıldı. Başta siyasiler olmak üzere çeşitli çevreler mesaj yayınladılar. 1961 yılında gazetecilerin çalışma koşullarında önemli iyileştirmelerin yapılmasının ardından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanıyordu. Verilen haklar, yapılan iyileştirmeler tek tek geri alınınca aslında ortada kutlanacak gün bile kalmadı. AKP Hükümeti tarafından 2008’de geri alınan gazetecilerin yıpranma hakkının bir bölümü, 10 Ocak 2013 tarihinde, TBMM’den çıkarılan bir yasaya yapılan ekleme ile geri verildi. Milletvekilleri, bu arada kendi emeklilik hakları ile ilgili iyileştirmeyi de araya sıkıştırdılar. Bu düzenlemenin 10 Ocak’ta yapılması rastlantı mı, değil mi bilemiyoruz ama gazeteciler için ortada bayram yapılacak, 1 kutlanacak bir olgu hala söz konusu değil. Ağır çalışma koşulları, işsizlik, örtülü, örtüsüz sansür, tutuklu gazetecilerin sayısının giderek artması 10 Ocak’ı anlamsız kılıyor. 10 Ocak, sadece gazetecilerin başta özgürlük olmak üzere sorunlarının gündeme taşındığı bir gün olmaktan öteye geçemiyor. Belki sadece bu anlamda bir yararı bulunuyor. Gazetecilik örgütleri, 10 Ocak’ta mesleki endişeleri kamuoyuna duyuruyor. Sorun o kadar büyük ki, suya sabuna dokunmak istemeyen bazı meslek dernekleri, 10 Ocak’ta düzenledikleri kahvaltılı, gezili etkinliklerde bile sıkıntılara değinmek zorunda kalıyorlar. Çalışan Gazeteciler Günü’nü bu yıl Silivri’de tutuklu bulunan Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın mektubu damgasını vurdu. Antalya CHP Kadın Kolları üyeleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü, Cumhuriyet Gazetesi Bürosu önünde kutladı. CHP Antalya Kadın Kolları İl Başkanı Sultan Yeğen, Mustafa Balbay'ın Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle CHP kadın örgütlerine ve meslektaşlarına hitaben yazdığı mektubu okudu. CHP Burdur Kadın Kolları Başkanlığı tarafından 10 Ocak Gazeteciler Günü sebebiyle Burdur İl Binası’nda basın açıklaması düzenlendi. CHP Kadın Kolları Başkanı Canan Bektaş, toplantıda, “Haberciliğin suç sayıldığı yasalara rağmen, iktidarın baskıcı sansürcü tutumu altında çalışan basın emekçileri gününüz kutlu olsun. Cezaevinde duvarların gölgesinde yazılıp demir parmaklıklı pencereden 61 tutuklu gazeteci adına sizlere okumak üzere uzatılan Sayın Mustafa Balbay’ın mektubunu sizlere okumak istiyorum” dedi. Balbay, 10 Ocak ile ilgili mektubunu, “Özgürlüklerin esas olduğu, kardeşliğin tüm bölgelerimizde hissedildiği, adalet deyince akla zulmün değil, toplumsal barışın geldiği, kalemlerin hiçbir baskı altında kalmadan sadece gerçekleri yazdığı bir Türkiye özlemiyle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum, çalışan tüm gazetecilere 'Gökyüzü defteriniz olsun' diyorum” sözleri ile bitiriyor. Biz de önümüzdeki 10 Ocak’larda hapiste hiçbir gazetecinin bulunmamasını dileyerek, İzmirli meslektaşlarımızın başlattığı bir ilan kampanyasını anımsatıyoruz. İzmir sokaklarını süsleyen siyah zemin üzerindeki o ilanda, “ Gazeteci Özgür Değilse Sende Değilsin” yazıyor. Evet aynen öyle… Gazeteci özgür değilse kimse değildir. Isparta’da koku tartışması sürüyor sparta – Antalya Yolu üzerindeki Sav Beldesi’nde gerek yaşayanları, gerekse yoldan geçenleri zor durumda bırakan kötü koku ile ilgili tartışmalar sürüyor. Sav Beldesi’ndeki kötü koku, Isparta Belediye Meclisi’nin de gündemine geldi. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, tamamen belediyenin arıtma tesisinden kaynaklandığı iddialarına katılmadığını söyledi. Kokunun ana adresi olarak Deri Organize Sanayini gösteren Günaydın, “Deri organize sanayi bölgesinin arıtması yeni çalışmaya başladı. Yaz aylarındaki o kokunun büyük bir çoğunluğu oradandı. Ben, ‘koku bizden kaynaklanmıyor’ demedim. Kokunun bir kısmının bizden kaynaklandığını söyledim. Deri Organize Sanayi Bölgesindeki arıtma çalışınca koku olmuyor. Kokunun en büyük nedeni de Deri OSB’nin çalışmaması idi” şeklinde konuştu. Başkan Günaydın, bu arada Isparta Arıtması’nın kendisinden önceki dönemde iyi yönetilmediğini, sağlıklı çalıştırılmadığını öne sürdü. Bu konuda önceki dönemin AKP’li Başkanı Hasan Balaman’ı suçladı. Arıtmayı tam kapasiteli çalıştırmak için kapasite artırımına gittiklerini de ifade etti. Görünen o ki Isparta Deri Organize Sanayi Bölgesi ile belediyenin arıtma tesisleri yıllarca sağlıklı çalıştırılmamış. Dericiler, pahalı olduğu, yüksek enerji faturası yüzünden arıtmayı genellikle devre dışı bırakmışlar. Isparta Belediyesi ise niteliksiz personel çalıştırılması, yüklü elektrik faturası yüzünden arıtmayı düzenli işletmemiş. Arıtmaların denetimi özenli yapılmamış. Bunun sonucunda dericilerin ve Isparta kanalizasyonunun gereği gibi arıtılmayan atık suyu yıllarca doğaya bırakılmış. Son derece kirli, içinde ağır metallerin de olduğu, kötü kokulu atık su, derelerle Aksu Çayı’na, Karacaören Barajı’na, Akdeniz’e ulaşmış. Sav Beldesi’ndeki kötü koku dayanılmaz noktaya gelmeseydi herhalde doğaya zehir bırakılmaya devam edilecekti. Umarız bundan sonraki süreçte gerekli önlemler alınır. Arıtmaların denetimi sıkı şekilde yapılır. Doğaya tehlikeli atık bırakılmasının önüne kalıcı olarak geçilir. I anavgat Belediyesi, sokak hayvanları için geçici barındırma ve bakım merkezi açtı. Örnek Mahallesi Kum Mevkii'nde, 3 bin 600 metrekare alan üzerinde inşa edilen barınakta amaca uygun tesislerin yanı sıra su kuşları için gölet, çocuk oyun alanları, otopark, yürüyüş yolları ve kuş yuvaları bulunuyor. Barınak, sokak hayvanlarına hizmet vermenin yanı sıra özellikle çocuklarla onları buluşturmayı amaçlıyor. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, "Bizler görevlerimizi yaparken yaşayan tüm canlıların ihtiyaçlarını düşünüyoruz. Bu dünya sadece insanlara ait değil. Hayvanıyla, bitkisiyle tüm canlılara ait. Onlara karşı da sorumluyuz. Bu merkezi açarak önemli bir sorumluluğumuz yerine getirdik" dedi. Antalya’nın tüm ilçelerinde Manavgat’taki gibi sokak hayvanlarına yönelik barınaklar kurulmalı. Barınaksız ilçe kalmamalı. Ne yazık ki bırakın küçük ilçeleri, Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içindeki merkez ilçe belediyeleri arasında barınağı olmayanlar var. Bu belediyelerin sokak hayvanlarına yönelik hizmeti, onları zaman zaman toplayıp kentin sınırlarındaki ormanlara bırakmak oluyor. M Barınaksız ilçe kalmasın nceki gün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ydü… Hakları ellerinden alınan, özgürlükleri kısıtlanan, cezaevlerine gönderilen gazetecilerin günü… Burdur’da geçtiğimiz günlerde üst üste yaşanan olaylar da gazetecilerin ne kadar özgür olduğunu bir kez daha gösterdi. Gazetecinin nerede durup, hangi fotoğrafı çekeceği, hangi toplantıya gidip, neleri haber yapabileceğinin sınırlı olduısa adı AESOB olan Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Abdullah Sevimçok, kent içinde pıtırak gibi çoğalan alışveriş merkezlerine (AVM) karşı sık sık sert sözler sarf ediyor. Sevimçok, AVM’lerin esnafın sonunu getirdiğini, kanser virüsü olduğunu belirterek, bunlara izin veren siyasilere ataş püskürüyor. Esnafın onlara hakkını helal etmeyeceğini, seçimlerde hesap soracağını söylüyor. AESOB Başkanı Sevimçok, elinden gelse AVM’ye izin verenleri, onların kurulması için imar planlarını değiştirenleri, “Esnaf Düşmanı” ilan edecek. Antalya’da on binlerce esnafın üye olduğu birliğin başkanı AVM konusunda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü Ö ğunu anlatan bu olayların Çalışan Gazeteciler Günü’ne yakın tarihlerde yaşanması ise kendi içinde ayrı bir ironi barındırıyor. Burdur'da geçtiğimiz günlerde yapılan İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı'na basın mensupları davet edilmedi. Bu durum ilk defa yaşanıyor. Burdur 70 bin nüfuslu küçük bir il. Bir gazeteci Özel İdare binasının önünden geçerken bir sürü makam arabası görünce merak edip Özel İdare Toplantı Salonu'na gidiyor. Ancak karşısına Burdur Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Vekili dikiliyor ve 'fotoğraf çekemezsin' diyor. Sebep? Sebebi "Haberi ben servis edeceğim." Aynı Müdür Vekili Öğretmenevi salonunda düzenlenen gönüllü ailelik tanıtım toplantısında da kürsüdeki konuşmacının tam karşısından fotoğrafının çekilmemesini istiyor. hallesi’nde yapılacak AVM için imar planlarının değiştirilmesini, “olumlu” buldu. Adlıhan Dere, AKP parti grubunun kararına uyduğunu K Bu ne perhiz çok sert çıkışlar yapıyor ama gereğini yapıyor mu? AVM’lerin imar planları görüşülürken, Abdullah Sevimçok ile AESOB yöneticilerini belediye meclis salonlarında göremedik. AVM’lere karşı lobi çalışması yürüttüklerine tanık olmadık. İşin acı tarafı AESOB Yönetim Kurulu Üyesi olan, Abdullah Sevimçok’un yardımcılığını üstlenen, Büfeciler Odası Başkanı Adlıhan Dere, son AVM oylamasında “evet” oyu kullandı. AKP’den Kepez ve Büyükşehir Meclis Üyesi olan Dere, Muratpaşa’nın Konuksever Ma söylemiş. AKP’li Dere, grup kararına uymuş olabilir ama verdiği oy, esnafın aleyhine. AESOB Başkanı Abdullah Sevimçok’un söylemi ile Adlıhan Dere de esnafın artık dostu değil. Peki şimdi ne olacak? AESOB Başkanı Sevimçok, bundan sonra AVM’le karşı konuştuğunda ne kadar inandırıcı bulunacak? Siyasiler ona, “Sen bizi suçlayacağına önce yardımcına bak. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derlerse ne yapacak? Üreticiye ‘Çiçek’ projesi K umluca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü bakanlık tarafından başlatılan ''Çiçek'' projesiyle ilgili bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Adem Aydın, Türkiye genelinde bir yılda yaklaşık 5 bin ton zirai ilaç atığı oluştuğunu söyledi. Atıkların çevreyi kirlettiğini, buna bağlı olarak insan sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Aydın, bakanlığın Çiftçiler Çevresini Koruyor (ÇİÇEK) adı verilen proje başlatıldığını kaydetti. Proje için pilot bölge olarak Kumluca'nın seçildiğini anlatan Aydın, ''Bu proje kapsamında 20 adet zirai ilaç atık toplama konteyneri yapılarak, ilçenin muhtelif bölgelerine konuldu. Burada amacımız zirai ilaç atıklarını tek bir merkezde toplayarak çevre ve insan sağlığını tehdit etmesini önlemektir. Bunun için hepimize görev düşüyor, çünkü çevremiz gelecek nesillere bırakacağımız en güzel hediyedir. Eğer çevremizi kirletirsek, doğayı kirletirsek, toplumuzun sağlığı bozulur.'' Kumluca'da bir yıl içinde ortalama 30 ton zirai ilaç atığı oluştuğunu hatırlatan Aydın, toplanan zirai ilaç atıklarının geri dönüşümü sağlanarak ekonomiye kazandırılacağını, ayrıca zirai ilaç atıklarını usulüne göre toplamayan çiftçilere de bin liraya kadar idari para cezası uygulanabileceğini bildirdi. Toplantıda daha sonra ziraat mühendisleri tarafından, zirai ilaç atıklarının toplanma şekilleri, zirai ilaç atıklarının çevre ve insan sağlığına zararları konuları anlatıldı. yaşam dileriz... İLAN SERVİSİ (0 242) 248 00 57 Sağlıklı bir Zabıta açıktaki kaymak ve ekmekleri topladı fyonkarahisar Belediyesi zabıta ekipleri, şartlara uygun üretilmeyerek açıkta satışları yapılan, kaymak ve ekmekleri topladı. Afyonkarahisar Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, şehir merkezinde gıda sicili bulunmayan ve tezgah üzerinde satış yapan kişilere yönelik denetim gerçekleştirildi. A Denetimler sürecek Yapılan denetimde, standart dışı üretildikleri belirlenen çok sayıda kaymak ve ekmeklerin toplandığı bildirildi. Açıklamada, Zabıta Müdürü Turhan Gedikkaya'nın, ''Belediye şehir çarşısı çevresindeki cadde ve sokaklarda, üretim izin belgesi olmayan kaymak ve ekmek satışına izin vermeyecekleri, tüketicilerin sağlıklı ve kaliteli gıda ürünü tüketmesi için denetimleri sürecekleri'' ifadelerine yer verildi. C MY B