Katalog

6 SAYFA 26 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA HABER Peyzaj Mimarları Odası EXPO’yu tartıştı Yer seçimi yanlış Dr. Nalbantoğu, EXPO’nun iyi planlanmaması durumunda Antalya’nın felaketi olabileceğini belirterek, “EXPO, şimdi pimi çekilmiş el bombası gibi” ifadesini kullandı FARUK KESKİN P eyzaj Mimarları Odası Şubesi’nce düzenlenen EXPO paneline konuşmacı olarak katılan Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Oktan Nalbantoğlu, ‘EXPO 2016 Antalya’nın geleceğimi yoksa felaketi mi olacak’ konulu sunumunda oldukça ilginç konulara dikkat çekti. Konuşmasına, ‘Ben biraz da pişmiş ata su katacağım’ sözleriyle başlayan Nalbantoğlu, seçtiği konu başlığı için ‘aslında her ikisi de olabilir’ ifadesini kullanan Nalbantoğlu’nun EXPO alanı için önerisi ise Dokuma oldu. Kendisi turizm başkenti olarak ilan eden Antalya’nın bu yönde gittiğini, aslında kentin geleceğinin tarıma dayalı olduğunu vurgulayan Dr. Nalbantoğlu, “Eğer tek sektör temelli kentinizi büyütmeye devam ederseniz, Irak savaşında olduğu gibi benzer bir tehlike durumunda kenti çok müthiş bir yalnızlığa itebilirsiniz. Kent bir anda tüm varlıklarını yitirebilir” uyarısında bulundu. Turizm dengesinin çok önemli olduğuna da işaret eden Dr. Nalbantoğlu, EXPO için ise ‘Pimi çekilmiş el bombası’ değerlendirmesinde bulunarak, “Eğer önlemler alınmaz ise EXPO elinizde patlayabilir ve bu da Antalya’nın gelecekteki felaketi olabilir” diye konuştu. Antalya’nın batıya ve kuzeye doğru genişleyemediğine de dikkat çeken Dr. Nalbantğlu, “Antalya’nın tek genişleme koridoru var o da doğu. EXPO için seçilen alan Antalya’yı doğuya doğru denetimsiz ve hızla bir şekilde kentleşme baskısı altına almıştır. Gerekli önlemlerin alınmaması halinde çok kısa bir zaman sonra tarımıyla övündüğümüz Antalya’nın tarım alanları yapılaşmaya kurban edilecektir. Çünkü EXPO önemli bir çekim merkezidir. Hemen Lara’nın kuzeyinde bir alan seçerek şöyle bir mesaj veriyorsunuz. ‘Haydi bakalım Lara’yı EXPO ile birleştirelim’” dedi. Pastasını elleriyle kesti T ünyadaki en önemli konulardan birinin kentsel tarım olduğunu belirten Nalbantoğlu, şunları söyledi: “EXPO’yu planlamadan önce çevresini planlayalım. Planlayalım derken korkuyorum. Çünkü Türkiye’de planlama dediğiniz an işin içine rant girer. EXPO’nun çevresindeki mevcut tarım alanlarını, Aksu’nun tarım alanlarını nasıl koruyacağız bunun master planını çı D Kentsel tarım karalım. Çevre de bulunan alanlar gelecek 10 yıl içerisinde apartmanlaşacak. Antalya büyürse hem tarımını kaybeder, hem turizmini kaybeder. EXPO mutlaka merkeze alınmalı ve bu konuda geç kalındığını sanmıyorum. Mesela bugünkü Dokuma Fabrikası’nın 30 hektarlık alanı. Diğer ülkelerde fuarlar kurulurken, az gelişmiş bölgeler tercih ediliyor. Biz ise ekolojik anlamda en hassas bölge ye EXPO’yu kuruyoruz. EXPO’lar 6 ay veya 1 yıl açık kalır ondan sonra kaderine terk edilirler. Belediyenin üzerinde de büyük olarak kalacaklardır. Bu söylediğimiz şeyler yapılmazsa belki 1015 yıl sonra Antalya’nın felaketinin EXPO ile başladığını konuşuyor olacağız. EXPO önemli bir tehlikedir ancak iyi planlanırsa, ciddi bir tarım planlamasıyla turizm olmazsa bile Antalya’nın kurtuluşu olabilir. Antalya’yı tarım kurtarır. Dünyada bitmemiş, çökmemiş tek sistem vardır. O da tarımdır.” ürkiye'de ilk defa çift kol nakli yapılan Cihan Topal, naklin ikinci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende önce pastasını kesti, ardından davetlilere kendi topladığı incirleri dağıttı. Hayatını kaybeden Fatih Demirel'den 25 Eylül 2010'da alınan çift kol, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan ameliyatla Cihan Topal'a nakledilmişti. Ameliyatının ikinci yıl dönümü dolayısıyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde ameliyatı gerçekleştiren ekip ve Cihan Topal'ın katılımıyla tören düzenlendi. Artık çok mutlu Cihan Topal, burada yaptığı konuşmada, naklin ardından iki yıl geçtiğini, bu iki yılda hayatında çok önemli değişiklikler olduğunu söyledi. Hayalinde ameliyatın ardından kızı Necile Topal'ı okula götürmek olduğunu dile getiren Topal, kızının 3 hafta önce anasınıfına başladığını, kızının elinden tutup okula birlikte gittiklerini kaydetti. Bundan büyük mutluluk duyduğunu vurgulayan Topal, ameliyat öncesi yapamadığı bir çok şeyi şimdi yapabildiğini anlattı. ATSO'nun çıtasını kimse düşüremez PELİN GEL AĞAN ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, bazı üyelerin Odanın açığını aradığını belirterek duruma tepki gösterdi A TSO Başkanı Çetin Osman Budak, meclis üyelerinden bazı kişilerin "Odanın bir açığını arayalım ve yıpratalım” diyerek mecliste konuşulması gereken konuları meclisten önce bir basın kuruluşuna haber vermelerini eleştirdi. Bunun kuruma zarar veren bir durum olduğuna dikkat çeken Budak, ATSO’nun itibarının kişisel her türlü amaç ve hedeften daha önemli olduğuna vurgu yaptı. ATSO'da geçtiğimiz ay yaşanan olay dikkat çekmişti. ATSO Hesapları İnceleme Komisyonu'nun 7 üyesi "söylediklerimize meclis duyarsız" diyerek toplu halde istifa etmiş lerdi. Dün ATSO'da gerçekleştirilen olağan meclis toplantısının ana gündem maddelerinden birini de Hesapları İnceleme Komisyonu'nun seçimleri belirledi. Seçim öncesi konuşan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ATSO'nun gerek Antalya ekonomisi gerekse kent için önemli sorunların ve çözüm önerilerinin tartışıldığı bir kurum olduğunu dile getirdi. ATSO'nun Kaleiçi'ni hareketlendirmek bölgenin kültürel anlamda gelişimine katkı koymak amacıyla Kaleiçi'nden aldığı evin haberinin daha mecliste konuşulacağı gün bir gazetenin manşetinde yer aldığına dikkat çeken Budak, "Geçtiğimiz mecliste bu konu konuşulacakken bir gazetede ATSO'nun bina alımı ile ilgili bir haber yer aldı. Biz buradaki her konuyu basının önünde konuşuruz. Bunu gazeteye veren kişiler, burada mecliste konuşmuyor, basına veriyor, sonra meclis duyarsız diyor. Odanın bir açığını arayalım ve yıpratalım” diye bakılır sa, mecliste konuşulması gereken bir şey, meclisten önce basına veriliyorsa ve bizi yıpratmak için kuruma zarar vermek bile göze alınıyorsa, bu çok yanlıştır, ağır bir kusurdur" diyerek tepkisini dile getirdi. Burası siyasi parti merkezi değil ATSO'nun 130 yıllık geçmişe sahip köklü bir kurum olduğuna dikkat çeken Budak şunları söyledi: "Bugüne kadar Antalya'nın en seçkin insanları burada yer almış. Sizler de Antalya'nın en seçkin insanlarısınız. Bu kurum kişilerin kişisel çıkarlarından daha önemlidir. Buradaki herkesin bu duyarlılık içinde olması lazım. Bizim söyleyecek sözümüz yok mu? Burada ben Çetin Osman Budak değilim, orada Meclis Başkanı Ali Rıza Akıncı değil. Biz bu kurumun temsilcileriyiz sizlerde meclis üyelerisiniz. Koca koca sektörlerin başındaki insanlarsınız. Burası siyasi parti merkezi değil ki. Bu kurumun itibarı hepimizden daha önemlidir. Bu odanın çıtasını kim nasıl uğraşırsa uğraşsın bir santim daha aşağıya çekemez." Türkiye'nin ve Antalya'nın birlik ve beraberliğe ihtiyaçı olduğunu anlatan Budak, birlik ve beraberliğin Antalya'da yeşermesi gerektiğini dile getirdi. Sürekli diyalogun önemine vurgu yaptıklarını dile getiren Budak, "Eğer diyalog geliştirilirse Antalya'da bizim başaramayacağımız hiçbirşey yok. Birbirimize kötü söz söylemeyelim. Bizi buraya kavga için göndermedi sektörlerimiz. İş yapalım diye gönderdi. O yüzden barışa kardeşliğe Antalya'nın ve Türkiye'nin ihtiyacı varken gereksiz polemiklerle birbirimizi boğmayalım" diye konuştu. Şikayet etsinler Basının yazdıkları bizi bağlamaz Hesapları İnceleme Komisyonu eski Başkanı Ahmet Öztürk ise, Kaleiçinde alınan eve karşı olmadıklarını sadece, ev alınırken yapılan işleme karşı olduklarını dile getirdi. İşlemde eksiklik gördüklerini bunu da meclise sunarak üzerlerindeki sorumluluğu yerine getirdiklerini ileri süren Öztürk, "Onun dışında basının yazdıkları bizi bağlamaz. Basın istediğini yazmakta özgürdür. O konuda birşey söylemek istemiyorum" dedi. M eclis Üyesi Halil Ersoy ise evin alım işlerinin kanuna uygun yapıldığını belirterek, uygulamada yanlış görülen birşey varsa bunu düşünen kişilerin vergi dairesine şikayette bulunmaları gerektiğini ifade etti. Konuşmaların ardından Hesapları İnceleme Komisyonu seçimlerine geçildi. Yasa gereği kapalı oylama yapılacakken meclis üyeleri açık oylama istedi. Seçim sonunda 7 kişilik komisyon, Nihat Özen, Hasan Taş, Mustafa Yayla, Adnan Ege, Murat Gülaydın, İbrahim Koru, Hüseyin Sarı’dan oluştu. Kansu ve Ülgen Antalya’ya geliyor A tatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Antalya Şubesi tarafından, Dil Bayramı nedeniyle bugün bir toplantı düzenleniyor. Saat 13.30’da Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salon’da gerçekleştirilecek ‘Ulusal Dil ve Anayasa’ başlıklı konferansa Gazetemiz Yazarı Işık Kansu ile Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Balyoz davası avukatlarından Celal Ülgen konuşmacı olarak katılacak. Yurttaşı zam korkusu sardı Antalya’da toplu ulaşım ücretlerinin zamlanacağı iddiaları, yurttaşı tedirgin etmeye başladı. Toplu ulaşımdan zaten sağlıklı bir şekilde yararlanamadıklarını, duraklarda uzun süre beklediklerini, istedikleri güzergahlara kolaylıkla gidemediklerini ve araçların çok kalabalık olduğunu söyleyen yurtttaşlar, “Bir de bunun üzerine zam gelirse, toplu ulaşımı terketmek zorunda kalabiliriz” diye konuştu Meryem Şahin: Toplu ulaşım ücretleri zaten yüksek. Buna bir de yeni bir zam gelirse, artık hiç otobüse ya da minibüse binmem. Onun yerine yürüyerek gidip gelir. Bu kadar da olmaz artık. Kezban Karabudak : Antalyla’da toplu ulaşım araçlarıyla bir yerden bir yere gitmek için zaten 510 lira vermek zorunda kalıyoruz. şimdi birde zam yapacaklar. Taksiyle giderim daha iyi. Kemal Arıcı : Toplu ulaşım ücretleri zaten pahalı. Büyükşehir Belediyesi bira festivali yaptı. 50 milyonlira harcama yaptı. Şimdi bunun parasını halktan mı çıkarmak istiyorlar. Anlamış değilim. Ramazan Bacak : Emeklileri belirli bir zaman toplu ulaşım araçlarına bedavaya bindirdiler. Sonra da bundan vazgeçtiler. Şimdi bir de zam yapıyorlar. Bence Antalya’da toplu ulaşım zaten pahalı. Mustafa Yurdakul: Aslında akaryakıta zam geldi. Toplu ulaşım ücretleri de uzun süredir aynı. O yüzden toplu ulaşım fiyatlarının yeniden düzenlenmesi normal. Uzun süredir fiyat aynıydı. C MY B C MY B