02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 EYLÜL 2012 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 Medical Park Antalya Hastane Kompleksi göz doktorlarından Op. Mehmet Tahir Şam, Excimer lazer operasyonlarla hastanın kısa sürede günlük yaşama dönebildiğini belirtirken, operasyonun özellikleri hakkında da bilgi verdi edical Park Antalya Hastane Kompleksi Göz Bölümü doktorlarından Op. Dr. Mehmet Tahir Şam, Excimer lazer ameliyatının, kişiye özgün lazer tedavisinin, ağrısız operasyon avantajı, hızlı iyileşme süreci ve kısa sürede günlük yaşama dönebilme gibi avantajları olduğunu söyledi. Kişiye özgün lazer tedavisi 18 yaşını geçmiş,son iki yıldır numarası sabit Sağlıklı gözlere sahip 10 dereceye kadar miyoplar, 6 dereceye kadar hipermetroplar ve 6 dereceye kadar astigmatlar bu tedaviden yararlanabilir. Muayene sonucu ameliyata uygun bulunmayan değerlere sahip, belirli göz hastalığı olan veya riskini taşıyan, bazı genel rahatsızlıkları olan (kontrolsüz şeker,romatizma v.s.), hamile ve süt verirken, akne tedavisi esnasında ve ayrıca gerçekçi olmayan beklentileri olan veya obsessif yapıda olanlar için uygun değildir'' dedi. Nükleer Tıp Bölümü Uzmanı Uzm.Dr. HARUN SÜSLÜ M Kanser hastalarının kaderi PETCT ile değişebiliyor P Excimer Lazer Op.Dr. Mehmet Tahir Şam, Göz Cerrahisinde tüm dünyada 25 yılı aşkın bir süredir kırma kusurlarının tedavisinde Excimer Lazer kullanıldığını ifade ederek ''Gözün en önündeki saydam dokusuna “kornea” denir Excimer laser kornea dokusunda buharlaşma,sağlayarak 1 mikronun altında bir hassasiyetle tekrar şekillendirebilir, Miyoplarda korneanın dikliği düzleştirilir, Hipermetroplarda korneanın dikliği arttırılır, As tigmatizmde torik kornea yapısı daha düzgün bir şekle getirilir'' dedi. Lazer Tedavisi Kullanışlı bir Yöntemdir Lazer Tedavisinin Faydalarından bahseden Dr.Şam, ''Numaraları tedavi sınırları içinde, “Karpuz Peynir” ikilisini çok yemeyin M edical Park Antalya Beslenme ve Diyet Bölümü Hekimi Diyetisyen Aysun Yurdakul, artan su ihtiyacı, yüzme ve yürüyüş imkanı, sebze meyve çeşitlerinin bol olmasının kilo vermeyi hem zevkli hem de kolay hale getireceğini söyledi. Meyve diyetlerinin, düşük kalorili, CHO içeriği yüksek ve yağ içeriği düşük diyetler olduğunu belirten Yurdakul ''Günlük tüketmemiz gereken aminoasitlerden ve gerekli yağ asitlerinden yoksundur. Kısa zamanda verilen fazla kiloların çok azı yağdan olmaktadır. Çoğu kas ve sudan olduğu için diyet bittikten sonra kilolar fazlasıyla geri alınır'' dedi. Yurdakul, yazın tek besinden oluşan meyve diyetlerinin sağlıklı ve kalıcı kilo verdirmediğini belirtti. Zayıflamak isterken kilo almayın Yazın diyet yapanların ve öğünü hafif geçirmek isteyenlerin tercih ettiği karpuzpeynir ikilisine dikkat etmek gerektiğini söyleyen Yurdakul, “Özellik le karpuz peynir ikilisinin çok miktarda tüketilmesinin kilo verdirmek yerine, kilo aldıracağı unutulmamalıdır” dedi. Yağlı ve tuzlu peynir ile miktarı aşırı kaçırılmış karpuzun tam bir diyet kabusu yaşanabileceğini anlatan Yurdakul, “Karpuz peynir ikilisini diyetlerde ana öğün olarak kullanmak yerine, miktarı iyi ayarlandığı zaman iyi bir ara öğün olarak kullanmak gerekir. Ancak 15 adet üzümün veya 12 adet kirazın veya 5 adet eriğin veya 1 adet incirin 1 porsiyon meyve yerine geçtiğini düşünürsek akşam yemekten sonra televizyon karşısında yenilen meyve tabaklarının ne kadar kalorili olduğunu da bilmemiz gerekir. Meyvenin miktarına dikkat etmek gerekir” dedi. Excimer Lazer de Lasik ve Wavefront Teknolojisi L azer ameliyatında başarının ,ağrısız olması ve hızlı sonuç alınması nedeniyle en sık kullanılan teknik olduğunu belirten Op.Dr. Mehmet Şam 'Lasik ameliyatı göz damla ile uyuşturularak yapılır,ve ameliyat esnasında hiç ağrı duyulmaz dedi. Operasyon sonrasında 45 saat süre ile gözlerde yanma, sulanma ve bulanık görmenin normal olduğunu belirten Dr.Mehmet Tahir Şam 'Ertesi gün 5 dakikalık bir kontrol sonrası hastalar günlük işlerine dönebilmektedirler' diye konuştu. "El ve koltukaltı" terlemesine dikkat edical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Cerrahisi Bölümü doktorlarından Op. Dr. Ahmet Bülent Kargı, el ve koltuk altındaki terlemenin tedavi edilebileceğini belirtti. Kargı, terlemenin vücudun bulunduğu ortamla arasındaki ısı değişimini sağlayan fizyolojik bir mekanizma olduğunu, vücudumuzdaki ter bezleri, sempatik sinir sistemi denilen irade dışı çalışan bir mekanizma tarafından kontrol edildiğini söyledi. Aşırı terlemenin tüm vücutta veya bölgesel olabileceğini belirten Kargı, ''Tüm M vücutta görülen aşırı terleme, mutlaka bir hastalıkla ilişkili olmak durumunda değildir. İlaçların yan etkisi olarak da aşırı terlemede görülebilir'' dedi. Op. Dr. Kargı, bölgesel aşırı terlemenin özellikle baş, boyun bölgesi, yüz, el, koltuk altı ve ayak bölgelerinde yoğunluk kazandığını, bu durumun da kişilerin günlük aktivitelerini, psikolojilerini ve sosyal yaşantılarını etkilediğini, sorunu yaşayanların tokalaşmaktan, insanlarla tanışmaktan, kalem tutamamaktan şikayetçi olduğunu söyledi. İnsanların bölgesel aşırı terleme şikayetlerinden kurtulmak için araştırma yaptıklarını belirten Kargı, ''Kremler, harici ilaçlar, iontoforez yöntemi, botoks gibi tedavi yöntemleri kalıcı değildir'' dedi. Cerrahi yöntemin yaklaşık 35 40 dakika sürdüğünü belirten Op. Dr. Bülent Kargı, ''Bu işlem genel anestezi altında 35 40 dakika sürmektedir. Kapalı sistem (torakoskopi) ile ameliyat yapılmaktadır. Bir gün sonra insanlar evlerine gidip, 35 gün içerisinde günlük hayatlarına dönebilirler'' dedi. ET/CT, pozitron emisyon tomografisi ve bilgisayarlı tomografinin birleşiminden oluşan bir görüntüleme cihazıdır. PET/CT, tıbbi görüntülemede çığır açmış olup 2000 yılında TIME dergisi tarafından tıp alanında "yılın buluşu" seçilmiştir. Kanserin tanısında ve tedavisinin izlenmesinde günümüzde kullanılan en gelişmiş yöntem olan PET/CT iki teknolojinin birleşiminden oluşuyor. PET (Positron Emmission Tomography), hücrelerin fonksiyon ve metabolizması hakkında bilgi verirken, CT de anatomik veri sağlıyor. Tek seansta hem hücrelerin metabolik fonksiyonu hem de anatomisi 3 boyutlu olarak görüntülenirken ayrıntılı ve kesin bilgiler elde ediliyor. Bu şekilde, hastanın durumu hakkında en iyi bilgi elde edilebiliyor ve özellikle kanser hastalarında en iyi tedavi şekline karar verilebiliyor. PET/CT cihazı ile küçük tümörler bile kolaylıkla tespit ediliyor ve kanserlerin büyük bir kısmı erken tanı konulduğunda yüksek oranda tedavi edilebiliyor. Kanser tanısında PET CT’nin, özellikle tümör hakkında verdiği detaylı bilgiler dolayısıyla görüntülemede çok önemli bir yere sahip.Son yıllarda nükleer tıp kapsamında kullanımı artan PETCT yöntemi kanser, kalp damar hastalıkları ve nöroloji alanında kullanılıyor. En yaygın kullanım alanı onkolojik hastalıklar olan PETCT, verilen radyoaktif maddeye duyarlılık gösteren kanserlerin en başta akciğer kanserleri, lenfoma, malign melanoma, baş boyun tümörleri, meme kanseri, kolorektal kanserler, özofagus ve mide tümörleri, jinekolojik kanserler, mezotelyoma, primer kemik tümörleri ve primeri bilinmeyen metastazların Teşhis, Evrelendirme, Yeniden Evreleme ve Tedaviye Cevabın değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. PET/CT tetkiki ile hastaların cerrahi öncesi (biyopsi ile tanı konuldu ise) veya sonrası ve uygulanacak tedavi belirleyecek Evrelendirmede %2560 oranında değişikliğe yol açmaktadır. Bu değişiklik de hastalara uygulanacak tedavi yöntemini belirlemede önemli rol oynamaktadır. Mesela ameliyat edilemez olarak değerlendirilen hastaların ameliyat edilebileceği (PET/CT sonrası değişikliğin yaklaşık 1/3 oranında) veya hastanın gereksiz yere ameliyat edilmemesi gibi olanaklar sağlamaktadır..Hastalara uygulanan tedavi sonrasında kalan dokudaki canlı hücreleri görüntülemede ve tedaviye devam edip etmeme kararı vermede FDG PET/CT tetkiki canlı hücrelerde birikeceğinden önemli rol oynar. Ayrıca tedavide önemli yeri olan radyoterapi tedavisi başlanacak hastalarda tümör dokusunu ve yayılımını görüntüleyerek tedavi planının belirlenmesinde önemli yere sahiptir. PET/CT tetkiki için kullanılan radyofarmasötik madde kısaca FDG(florodeoksi glukoz) olarak bilinen 2floro2deoksi Dglukoz'dur (radyoaktif işaretli şeker molekülü). Damar içine verilen FDG; tümör hücreleri gibi, hızla çoğaldığı için yüksek metabolik aktivite gösteren hücrelerde birikir. PET/CT için hastaların tetkik öncesi 6 saat süreyle aç olması gerekmektedir. Hastalar, insulin yada oral antidiyabetik dışındaki ilaçlarını alabilirler. Diyabetik hastalarda, endojen glukozun, FDG ile kompetisyona girmesi nedeniyle görüntü kalitesi suboptimal olabilmektedir. Bu nedenle FDG enjeksiyonu öncesi, kan glukoz düzeyi belirlenir ve genellikle 180 mg/dL üzeri kan glukoz düzeylerinde tetkikin yapılması tavsiye edilmez. FDG enjekte edildikten 1 saat sonra PET/CT görüntülemeye başlanır. İnsan vücudundaki hücreler enerji elde etmek için glukoz kullanıyorlar. Tümör hücreleri daha hızlı büyüyüp çoğaldıkları için glukoz kullanımları normal dokulara göre daha yüksek oluyor. Böylece yapılan tarama işlemi ile glukoz metabolizmasının arttığı alanlar tespit edilebiliyor. Görüntüleme kafa tabanı ile uyluk üst kesimi arasında kalan alanı kapsıyor. Önce saniyeler süren CT görüntüsü, ardından 2530 dakika kadar süren PET görüntüsü alınıyor. Anatomik ve fonksiyonel bu görüntüler üst üste konularak glukoz metabolizmasının arttığı dokular saptanıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle