Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EYLÜL 2012 PAZARTESİ SAYFA 5 r e k e ş ı z ı Ayağın Ayağını kaybetmek zorunda olduğunu duymak her şeker hastasının en büyük korkularından biridir. “Diyabetik Ayak” olarak adlandırılan bu durumu, risk faktörlerini bilir ve önlem alırsanız yaşamayabilirsiniz olmamasıyla yakından ilişkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, “Diyabetik ayak uzun bir süreçte gelişir. Önemli risk faktörleri bilinir ve de önlem alınırsa, hastalığın oluşumu önlenebilir” diye konuştu. Prof. Aydın, risk faktörlerini şu şekilde sıraladı: “Ayakta şekil bozuklukları, kötü ayakkabı kullanımı, ayak bakım ve hijyeninin yetersiz olması, sigara kullanılmasıdır. Bir diyabet hastasında görme kusurunun (retina tutuluşu) ve böbrek yetmezliğinin bulunması, periferik sinir ve damar hasarının dolayısıyla da diyabetik ayak gelişeceğinin kuvvetli belirtileri arasındadır” n a d n ı ğ l ı hasta P z i n i s r i l b i koruya Tedavide ayak bakımına dikkat edin ampütasyonları, bazen de büyük ampütasyonlar (ayak bileği ve diz altı seviyelerinden) gerekebileceğini söyleyen Prof. Dr. Aydın “Bu evrede çoğunlukla hastalarda şeker kontrolü bozulmuştur. Bu nedenle bu tedaviler hastanede yatarak yapılmalıdır” diye konuştu. emorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın şeker hastalarının en sık hastaneye başvurma ve yatış nedeni olan “Diyabetik Ayak” hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Aydın, şeker hastalığının; yarattığı sinir, damar hasarıyla birlikte gelişen enfeksiyonlar sonucunda ayakta cilt ülserleri ve kangren oluşumuna yol açabileceğini söyledi. “Diyabetik ayak” olarak adlandırılan bu durumda görülen sorunları, ayak parmaklarının pençeleşmesi, M ayak önü ve topukta anormal basınç yüzeylerinde ülserlerin gelişmesi, ciltte çatlaklar ve nasır oluşması, ülserden kaynaklanan enfeksiyonun derinleşerek kemik iltihabına neden olması ve parmaklarda kangren gelişmesi olarak sıralayan Prof. Dr. Aydın; “Derin duyu kaybı özelikle orta ayaktaki eklemlerde ve ayak bileğinde çok ciddi eklem hasarlarına (nöropatik artrit, charcot eklemi) neden olabilir. Sakat bırakıcı bir durumdur” dedi. Risk faktörlerini bilin Diyabetik ayak gelişiminin şeker hastalığının süresi ve kontrol altında rof. Dr. Aydın, “Diyabetik ayakta ciddi sorunlar oluşmadan önlem almanın tedavinin ilk basamağını oluşturur” diyerek bu önlemleri “Ayak ve tırnak bakımına dikkat etmek, her zaman temiz tutmak, daima temiz çorap ve ayakkabı giymek, rahat ayakkabı tercih etmek” olarak sıraladı. Ülser, derin enfeksiyon, kemik iltihabı ve kuru kangren gibi ciddi durumların gelişmesi durumunda ilaç tedavisi ile birlikte yara temizliği, parmak Endoskopi uzman ellerde uygulanmalı ide ve bağırsak hastalıklarında sadece tanı için değil, takip ve tedavi amaçlı olarak da kullanılan “endoskopi”, çıplak gözle dışarıdan görülemeyen organlara özel cihazlarla ulaşarak, incelenecek organların gözle görünür hale getirilme işlemidir. Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça, gelişen teknolojilerle hastaya daha konforlu bir uygulama süreci yaşatan bu yöntem hakkında bilgi verdi. Kemik kütlesi ölçümü yaptırın emik Erimesi olarak da bilinen “Osteoporoz” özellikle kadınlarda menopozun getirdiği hormonal değişimlere bağlı olarak gelişebiliyor. Çoğu zaman hiçbir belirti vermeyen hastalığın erken teşhisi, düzenli kemik yoğunluğu ölçümleri ile mümkün oluyor. Memorial Antalya Hastanesi Nükleer Tıp Bölümü’nden Uz. Dr. İbrahim Oğuz Çeri, kemik yoğunluğu ölçümünü anlattı. M K Gerektiğinde uygulanmalı Endoskopinin incelenecek organa göre değişik isimler aldığını söyleyen Doç. Akça, midenin incelenmesi için yapılan endoskopi işlemine “gastroskopi”, kalın bağırsak için uygulanacak endoskopiye ise “kolonoskopi” adı verildiğini belirtti. Endoskopik uygulamalarda dikkat edilmesi gereken noktalardan birinin, diğer tıbbi tetkikler gibi, yöntemin sadece gerektiği zamanlarda uygulanması olduğunun altını çizen Doç. Dr. Akça; “Hastanın yaşı ve şikayetinin süresi bu gerekliliğin belirlenmesinde etkilidir. Gastroskopinin uygulanabileceği belli durumlar; kilo kaybı, kansızlık, ailede ülser veya kanser varlığı, nedeni bilinmeyen bulantı veya kusma, yutma güçlüğü, tedavilere yanıt vermeyen reflü belirtileri, üst mide bağırsak sistemi kanamaları, ülser şeklinde sıralanabilir. Öte yandan, diğer bir endoskopi türü olan alt endoskopi de; kanama, radyolojik görüntüleme yöntemleri ile tespit edilen ülser, nedeni bilinmeyen demir eksikliği anemisi, ağrılı bağırsak hastalığı ön tanısı ve kolon kanseri şüphesi olan hastalar için, etkili bir tanı ve tedavi aracıdır” dedi. Menopoz öncesi ölçüm yaptırın Osteoporozun kemiklerin zamanla kalsiyum ve mineral yoğunluğunu kaybederek, kırılganlaşması olarak tanımlandığını söyleyen Çeri “Vücutta kemikler, kasları yapısal olarak destekleyen, hayati organları koruyan ve kalsiyum depolayan yapılardır. Kemik kütlesinin en üst seviyelerde olduğu dönemler 30 40’lı yaşlardır. 40’lı yaşlardan sonra, kadınlardaki hormonal değişimler, kemiğin giderek kütlesini kaybetmesine yol açar. Menopozla birlikte bu kayıp hızlanır. Menopoza girmeden önce 4045 yaşları arasında yapılacak ölçüm, değerlerin saptanması için önemlidir. Erkeklerde kemik erimesi kadınlara oranla nadir olmakla birlikte, risk faktörleri varlığında, 50 ve üzeri yaşlarda ölçüm yapmak gerekebilir” dedi. nu vurguladı ve ekledi; “Ayrıca düşük kalsiyum içerikli besinlerle beslenme, D Vitamini eksikliği, yeterli fiziksel aktivite içinde olmamak, genetik yatkınlık, kemik kütlesinin azalmasını hızlandıran sigara, alkol ve kafein tüketimi, bazı ilaçların (steroidler) uzun süreli yüksek dozda kullanımı ve bazı kronik hastalıklar kemik erimesine zemin hazırlayan etkenlerdir.” Sırtta kamburlaşma varsa Kemik erimesinin çoğu zaman hiçbir belirti vermeyebileceğini ifade eden Uz. Dr. Çeri “Hastalığın yaygın bulguları; bel ve sırt ağrıları, boyda kısalma, omurgada kırık, sırtta kamburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma, kaburgalarda, el bileğinde ve kalça kemiklerinde kırıklardır” dedi. Acısız ve ağrısız bir işlem Endoskopinin acısız ve ağrısız olduğunun altını çizen Doç. Dr. Akça, işlemin nasıl yapıldığı hakkında şu bilgileri verdi: “Türüne göre lokal anestezi ile sadece boğazın uyuşturulması veya damardan ilaç verilerek hastanın tamamen uyutulması sağlanır. Özel bir durum olmadığı takdirde de, endoskopi işlemi sadece 10 dakika süren, acısız, ağrısız bir işlemdir.” Akça, endoskopik uygulamaların sadece görüntüleme ve tanı için değil, tedavi aracı olarak da kullanılabileceğini anlattı. D Endoskopi yapan doktor yeterli eğitim almalı Kadınların riski daha fazla Uz. Dr. Çeri, kadınların daha az kemik dokusuna sahip olduğundan osteoporoza yakalanma risklerinin de daha fazla olduğu Aynı merkezi tercih edin Uz. Dr. Çeri, risk faktörü olmadığında da kemik yoğunlu C MY B C MY B oç. Akça, “Hızla gelişen ve çeşitlilik kazanan endoskopik uygulamalardan maksimum fayda sağlamak için uygun tekniğin, doğru hastaya, uzman ellerce uygulanması, en yüksek performansa ulaşılmasını sağlayacaktır” dedi. Endoskopiyi uygulayan kişinin yeterli eğitimi almış, ne yaptığını bilen ve planlanan işlemi gerçekleştirme yetisine sahip bir endoskopist olması gerektiğini vurguladı. ğunda azalma olabileceğini söyledi ve düzenli checkup yaptırmanın önemini şu sözlerle anlattı: “Hiçbir risk faktörü taşımayan kişilerde dahi, kemik yoğunluğu yaşla birlikte azalma göstereceğinden, düzenli olarak yaptırılan check up programları kapsamında kemik ölçümleri de yapılmalıdır. Sağlıklı kadınlarda 40’lı yaşlardan itibaren 1,52 yılda bir ölçümlerin tekrarlanması gerekmektedir. Ancak risk taşıyan veya tedavisi devam eden kişilerde, doktorun yönlendirmesiyle, ölçümler daha sık aralıklarla yapılmalıdır. Öte yandan hastanın her ölçümde elde edilen sonuçları, cihaza göre değişiklik gösterebileceğinden; düzenli olarak yaptırılan ölçümlerin aynı merkezde yapılması faydalı olacaktır.” K Güvenilir ölçüm yöntemi uygulama “Dexa” cihazı yardımıyla alt omurga kemiklerinden ve uyluk kemiğinin baş ve boyun kısmından, X ışınları kullanılarak yapılan ölçümdür. İşlem sırasında alınan radyasyon; günlük doğal yollardan alınan radyasyon değeriyle benzer nitelikte olup, hasta için oldukça güvenlidir” dedi. emik yoğunluğu ölçümünün hastalığa karşı etkin bir önlem olduğunun altını çizen Çeri, “Ciddi sağlık sorunlarını engellemek adına atılması gereken ilk adım, düzenli kemik yoğunluğu ölçümleridir. Çeşitli radyolojik yöntemlerle yapılabilen kemik yoğunluğu ölçümünde en doğru