14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SAYFA 31 TEMMUZ 2012 SALI TARIM&HAYVANCILIK Antalyalı çiftçi destek bekliyor Kaba yem açığı tedirgin ediyor aba yem rekoltesinin beklentilerin altında gerçekleşmesi hayvan yetiştiricilerini endişelendiriyor. Yem giderlerinin fazlalığı ve ürünlerin yem fiyatlarına göre belirlenmemesi nedeniyle et ve süt üretiminin düşebileceği ifade ediliyor. 2012 yılı içerisinde yağışların zamanında ve yeterince olmaması nedeniyle hayvancılıkta kaba yem açığının üreticiler için önemli bir sorun olarak gündeme geldiğini ifade eden Antalya Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Sorumlu Müdürü Musa Toros, “Kaba yem için bir ambar görevi yapan Orta Anadolu’da, hasat mevsimi hüsranla sonuçlandı. Ülkede, hayvancılık alanında yaşanan kaosa bir de kaba yem açığının eklenmiş olması, piyasa koşullarını olumsuz yönde tetikler” dedi. Çiftçilere dekar başına ödenecek 2,5 lira toprak analiz desteğinden Antalya’nın yararlanamadığını söyleyen Prof. Mustafa Kaplan, toprak analiz desteklemesinin yeniden düzenlenmesini önerdi K T ürkiye’deki analiz desteğinin parasal değerinin 69 milyon TL olduğunu Antalya’da ise bu değerin 67 bin TL’de kaldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Zi ‘Yem süt paritesi düzenlenmeli’ Hayvancılık giderlerinin yüzde 7080’ini yem giderlerinin oluşturduğunu, yem giderlerinin fazlalığı ve ürün fiyatlarının yem fiyatlarına göre olmaması nedeniyle üretimin olumsuz etkileneceğini dile getiren Toros, "Yem süt paritesi piyasa koşullarında düzenlenemediğinden, bu durum et ve süt üretim arzını etkiliyor dolayısıyla bu koşullardan üretici, sanayici ve hatta tüketici de olumsuz etkileniyor. Öncelikle 1 litre süt satışı sonucu 1,5 kg kesif yem alınabilecek paritenin düzenlenmesi gerekiyor” diye konuştu. raat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaplan, analiz desteklerinin daha çok hububat tarımı yapılan illere göre planlandığını belirtti. Dekar başına ödenecek 2,5 lira toprak analiz desteğini değerlendiren Kaplan, “Devlet, 1 dekarlık arazi için toprak analiz desteğini 2,5 lira olarak açıkladı. Dolayısıyla 40 dönümlük bir buğday tarlasından toprak örneği alırsanız devlet size 100 TL para veriyor ve bu analiz de size doğru bir gübreleme yapmanız için önemli bir rehber oluyor. Antalya’da ise bir sera ortalama 34 dönüm. Dolayısıyla buradan bir numune aldığınız zaman size 7,5 TL veriyor. Bu gerçekçi değil. Bunun çiftçi tarafından bir destek olarak algılanması da mümkün değil” dedi. Kaplan, Türkiye’de kullanılan gübrenin yüzde 1,8’ini tüketen Antalya’da, toprak analizi desteğinden yararlanma oranımızın binde 9 civarında olduğunu belirtti. Doğru kullanılmalı Kaplan, gübreye değil gübrenin doğru kullanımına destek verilmesi gerektiğini söyledi. Kaplan, “Gübre, tarımsal girdilerin içinde en önemli girdilerden biridir. Türkiye tarımsal üretimini 50 milyar dolar olarak düşünürseniz, bunun 3 milyar dolara yakın kısmı gübre maliyetidir. Bunun doğru kullanımı çiftçilerimiz açısından, ekonomimiz açısından çok önemlidir. Dolayısıyla toprak analizi, bunun uygulanmasını güvence altına alan bir araçtır. Analiz sayısı arttıkça Antalya’daki gübre tüketimi daha bilinçli daha bilimsel verilere dayanarak daha doğru bir şekilde yapılacaktır” diye konuştu. Analiz arttırılabilir’ Toprak analiz desteklemesinin seracılık ve meyvecilik açısından yeniden düzenlenmesini öneren Kaplan, önerdiği düzenlemeyle Antalya’nın 1,5 milyon liraya yakın bir destek alabileceğini belirterek, “Eğer bu yapılabilirse Antalya’daki toprak analiz sayısının hızla artacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Bu devlet desteğinden Antalya’nın da 1,5 milyon TL alması mümkün. Şu anda alınan desteğin parasal değeri yaklaşık 70 bin lira civarında. Yani olması gerekenin onda biri düzeyinde” dedi. Hayvancılıktan kopuş artıyor PELİN GEL AĞAN İ thalatla neredeyse bitme noktasına gelen hayvancılık sektöründen kopanların sayısı gün geçtikçe artıyor. İthalat, besicileri sektörden koparıyor. Antalya ve çevresinde de uygulanan yanlış politikalar nedeniyle hayvancılıktan kopanların sayısı artış gösteriyor. Sektör temsilcileri hayvancılığı küçük aile işletmelerinde sürdürülebilmesi için köylere ortak sağım alanları gibi ortak üretim alanları oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Antalya Ticaret Borsası Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi, Cengiz Et San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklarından Tekstil Mühendisi Nuri Cengiz, Antalya ve çevresinde her geçen gün satın alma yaptıkları müstahsillerin azaldığını söyledi. Cengiz, sektörden kopanları geri getirmenin zor olduğunu dile getirdi. Turşuluk salatalıkta hasat zamanı Türkiye'de hayvanların kuru kesif yemle beslendiğini kaydeden Cengiz, öncelikle tarımsal hayvancılığın ham maddesi olan yem bitkilerinin üretiminin artırılması gerektiğini söyledi. A fyon’un Başmakçı ilçesinde turşuluk salatalık hasadı başladı. Turşuluk salatalık alım sorumlusu Hüseyin Hançer, mayıs sonlarında ekimi gerçekleştirilen turşuluk salatalıkların temmuz ve ağustos aylarında yaklaşık 2 aylık süre boyunca hasat edildiğini bildirdi. Günde 30 ton ürün Başmakçı ve çevre köylerinde bin dekar tarlada üretilen salatalıklardan günde 30 ton ürün hasat edildiğini kaydeden Hançer, ''Bir dekar alandan yaklaşık 100 kilogram ürün elde ediliyor. Salatalık alım merkezimize gelen salatalıkları eleklerden geçirilerek 4 farklı grupta numaralandırıyoruz. En küçük olan 1 numara salatalık 1 lira 25 kuruştan, 2 numara salatalık 55 kuruştan, 3 numara salatalık 30 kuruştan ve 4 numara salatalık 40 kuruştan alımını yapıyoruz'' diye konuştu. Hançer, işçi ücretleri, gübre, ilaç fiyatları ve su fiyatları maliyetlerinin gün geçtikçe yükseldiğini bu nedenle üreticilerin sıkıntılı olduğunu söyledi. Ortak üretim alanları Türkiye'de hayvancılığın büyük çiftliklere çekilmeye başlandığını, bunun da riski tek merkezde toplamak adına tehlikeli olduğuna değinen Cengiz, buna sadece sermaye olarak bakmamak gerektiğini, küçük aile işletmelerin de yaşatılması gerektiğini ifade etti. Bunun yönteminin bulunabileceğini belirten Cengiz, "Köylerde ortak ahırlar yapılmalı. Her aileye kaç baş hayvan yetiştirmek istiyorsa o kadar yer verilmeli" dedi. Hint hurması Hint hurması, diğer adıyla demirhindi meyvesi, yurtdışından ithal edilerek Türk mutfaklarındaki yerini aldı amazan sofralarının vazgeçilmez meyvesi hurmadır. Bir başka hurma daha var ki o da sultanların vazgeçilmez meyvesi olarak tarihe adını yazdırdı. Osmanlı döneminde keşfedilen Hint hurması (demirhindi) kısa zamanda Osmanlı mutfağındaki yerini aldı. Özellikle de şerbeti yapılarak, sultanların her gün tükettiği bir içecek olarak gelenekselleşti. Hurmaların sultanı: Japon eriğinde üretim çok talep yok S R Osmanlı ve dünya mutfaklarında kullanılan bu tat, tropikal meyve ithalatçısı bir Türk firması sayesinde tekrar tüketicisiyle buluştu. İthalatçı firmanın Antalya bayii Recep Soytürk, ürüne olan talebin arttığını, 270 gramlık paketler halinde ürünün satışa sunulduğunu söyledi. Soytürk, meyvesinin kilosunun 15 TL olduğunu; 270 gramlık paketin ise 5 TL’ye satıldığını söyledi. on yıllarda tesis edilen bahçelerle birlikte Japon grubu erik çeşitlerinin üretimi de arttı. Ancak artan üretim ile birlikte düşen fiyatlar bu yıl üreticiyi memnun etmedi. Önceki yıllarda Antalya Toptancı Hali’nde kilosu 23 TL’den aşağı düşmeyen Japon eriğinin bu yıl temmuz ayı fiyatı 80 kuruşa düştü. Döşemealtı ilçesine bağlı Odabaşı Köyü'ndeki 32 dönüm bahçesinin 15 dönümünde Japon eriği yetiştiren Olcay Berberoğlu, 2008 yılında tavsiyeler üzerine Japon eriği yetiştirmeye karar verdiğini belirterek, Japon eriğinde beklentilerinin tam olarak karşılanamadığını söyledi. Berberoğlu, bu yıl fiyatların düşüklüğünden yakındı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle