02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SAYFA 3 HAZİRAN 2012 PAZAR Antalya'nın proje adamı Tam bir proje adamı olan Dündar Uluğkay, Antalyalıyı birçok yatırımla tanıştırmış. Türkiye'nin en büyük filosunu kuran Uluğkay, Antalya'da sebze ve kesme çiçek ihracatını da ilk başlatanlardan. nu tanıtırken kısaca proje adamı demek yeterli olacaktır. Dündar Uluğkay'dan bahsediyorum sizlere. Kendisi Aksekili. Akseki denilince ya eğitim ya ticaret akla gelir. Dündar Bey’de ikisi de mevcut. Öğretmen bir ailenin çocuğu olmasına karşın daha ilkokul çağlarında işadamı olmayı kafaya koymuş. İlaç mümessiliyken arkadaşı ile birlikte inşaat sektörüne giriş yapan Uluğkay, sektörde söz sahibi olduktan sonra 180 TIR alarak Türkiye'nin en büyük filosunun da sahibi olmuş. Gıda dağıtımı, sürat teknesi yapımı, sebze ve kesme çiçek üretimi ve ihracatı, hava taşımacılığı şirketine kadar bir çok alanda yatırım yapan Uluğkay, Türkiye'de bir başka örneği daha bulunmayan Uydukent projesi ile de dikkat çekiyor. ‘Hayalperest' olarak görülen Uluğkay, vizyon sahibi olmanın hayallerle başlayacağını belirtiyor. Yaptıkları gerçekleşince de elektronik beyin olarak adlandırıldığını belirten Uluğkay, doğruları söylemekten çekinmediğini, bu nedenle de havaalanında dönümlerce arazideki işyerlerinin istimlak edildiğini belirtiyor. Antalya'da İŞ'te HAYAT sayfamızda bu hafta sizi projelerle ve yatırımlarla dolu bir yolculuğa çıkarıyoruz. Projelerle dolu bir yaşam. Nerede doğdunuz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz? 1942’de Akseki'nin Alaçeşme Köyü'nde doğdum. Dedem, babam ve amcalar öğretmendi. Akseki deyince ticaret ya da eğitim akla geliyor. Babam Akseki’den Elmalı’ya tayin oldu. 2 sene kaldık, sonra Korkuteli’ne geçtik. Orta ikinci sınıfa kadar orada bulunduk. Sonra babam abimin eğitimi nedeniyle İstanbul’a tayin istedi. Eğitim hayatımı İstanbul’da tamamladım. Futbola çok meraklıydım. 19 yaşında Fenerbahçe'ye girdim. 5 bin kişinin arasından seçildim. Ticari yaşamınız çocukluğunuza dayanıyor. Bir çok şey yaparak harçlığınızı çıkarmış ve İstanbul'a cebinizde 7,5 lira ile gitmişsiniz... Evet. 6 yaşında iken yaz tatillerinde babam beni Elmalı’da mağazaya çırak olarak verdi. Çay söyler, temizlik yapardım. Günlük 25 kuruş kazanırdım. 25 kuruşu da babam verirmiş onu da sonradan öğrendim. Korkuteli’ne taşındığımızda öğretmenin gösterdiği pil yapımını tatbi "Antalya'da iŞ'te HAYAT" Hazırlayan PELİN GEL AĞAN AKSEKi'Yi KALKINDIRACAK Hala şirket kurma çalışmlarınız devam ediyor. Toplumsal bir projeye imza atıyorsunuz. İbradı, Gündoğmuş, Akseki AŞ'yi (İGA) kuruyorsunuz. Ne yapacak bu şirket? Antalya turizmde dünyanın sayılı yerlerinden. Fakat sadece deniz, kum ve güneş hakim. Alternatif turizm yok. Antalya'nın 35 kilometre gerisinde bir doğa cenneti var. Akseki, Gündoğmuş ve İbradı. Nem az. Sporcunun kondisyonu için uygun. Burada profesyonel futbol kampları yapılabilir. Güneydoğu buralardan daha ileridir. Köyler terkedilmiş. İnsan yok. Ekonomi kötü. Üç ilçe birbirleriyle sürtüşme halinde. Dolayısıyla büyüyememiş. Aksekili çalışkandır ama bireyseldir. Orada 2000 metrede Göktepe var. Dünyanın en uzun ikinci kayak pisti. Burada 'yazın futbol tesisi kurulur. Kışın üç ay kayak merkezi olur, endemik bitki yetişiyor onlar değerlendirilir, engelli merkezi yapılır' dedim. 'Para nerede' dediler. ‘Biz burada yol göstereceğiz. Oranın turizm bölgesi ilan edilmesini sağlayacağız. Yatırımcı gelecek’ dedim. Ben bunları anlatınca kimse inanmıyordu. Kaymakamlara belediye başkanlarına kendimizi inandırdık. Şimdi projeyi hayata geçireceğiz. O HAYALLERi GERÇEKLEŞTiRDi Nasıl karşılıyordu peki çevrenizdekiler sizin bu yaptıklarınızı? Bize hayalci gözüyle bakıyorlardı. İnsan hayal görerek fizibiliteye uygular. Bu vizyon meselesidir. Hayaller gerçekleşince, 1976’da bizi elektronik beyin olarak görmeye başladılar. Bina cephe kaplamaları boşluğu vardı bu boşluğu doldurduk. Müteahhitlere dökme çimento satmaya başladık. 1. Boğaz Köprüsü'nün çimentosunu verdik. Orta Anadolu petrol rafinerisinin çimentosunu, tuzda erimez asitte bozulmaz çimentoyu verdik. Hedefimiz 1976’da ihale edilen Oymapınar’dı. Bilfinger Berger, Rella, Enka ve Nurol 4’lü konsorsiyumla alındı. Almanlara yardımcı olduk para almadan. Almanlar Rella’dan çimentoyu alıyordu, bizim yaptığımızı öğrenince 4 ayda işi bize verdiler. Atatürk, Karakaya, Karacaören barajlarına çimento verdik. Kazandığınız paralarla TIR alıp, Türkiye'nin en büyük filosunu kuruyorsunuz öyle değil mi? Dökme çimentoya başlarken filo kurduk. Günlük kapasite 1500 tondu. 180 TIR'ımızı vardı. Türkiye’nin en büyük filosu bizdeydi. Bir sabah ‘ben nakliyeci değilim işadamıyım bir de nakliyesini yapıyorum’ dedim. Bütün şoförleri topladım her aracı kendi şoförüne verdim. Barajın bitimi 6 sene, 6 seneye göre ödemeyi planladım. ‘Ben arabaşı size veriyorum, borcunuz bitince tapusunu alacaksınız’ dedim. Gıda dağıtımı ve sürat teknesi yapımına başlıyorsunuz. Neydi sizi buna iten? Ankon konsantre fabrikası kuruldu biz onun distribütörlüğünü aldık. 12 araçla bakkallara bile gıda dağıtımı yaptık. 105 tekne ürettik. Bunlarla kalmıyor, sebze ihracatına başlıyorsunuz. Hatta Antalya'da o yıllarda tarım sektörüne de ara eleman yetiştirmek için okul kuruyorsunuz... 1980’de sebze ihracatına başladık. 1986’da ANSEP'i kurduk. Alman ortaklı ANSEP'le sebze ihracatına başladık. Amacımız yöreyi tarımda bilinçlendirmek ve bir ara okul kurmaktı. 40 kişi ile eğitim başladı. Almanya’dan hocalar geldi. İngiltere’ye kokteyl domates ihraç ettik. Bu sistemi kuran ilk girişimciyim. Üniversiteden 40 talebe bizde staj yapardı. ki olarak yapmaya başladım. 1,5 voltluk yuvarlak pilleri çöpe attıklarında toplar, temizler zımparalar içini hazırlar 1 liraya satardım. Eski pilleri geri dönüşümle kullanıma hazırlardım. 24 gazozu bir liraya alır, 5 kuruştan futbol oynayan arkadaşlara satardım. İstanbul’a 7,5 lira para ile gittim. Ortaokul, lise ve üniversite yıllarınız da sporla iç içe geçmiş. İlginç de bir hikayeniz var. Yaşadığınız bir olay futbola girmenizi sağlıyor... 19 yaşında Fenerbahçe'de oynamaya başladım. FenerGS maçına gittik abimle. Takımları sahada görünce moralim çöktü. Çünkü futbolcuları 45 metre boyunda dev insanlar olarak hayal ederdim. Baktım benim gibiler. 'Ben niye yap TÜRKİYE'DE ÖRNEĞİ YOK Tarımın ardından turizme geçip dev bir uydukent projesine imza attınız değil mi? Alanya Manavgat arasında Okurcalar Köyü'nde uydukent projesini hayata geçirdik. İçerisinde 3000 yataklı oteli olan, devre mülkleri, villaları, apart oteli olan bir yer. Türkiye'de başka örneği var mı? Yok. Ben Avrupa'ya 70'li yıllarda hep gidip geldiğim için Türklere üçüncü sınıf insan muamelesi yaparlardı. Bana yapmıyorlardı ama bu bende tedirginlik uyandırıyordu. Bende öyle bir yer yapacağım ki herkes kendini orada tartacak dedim. Ruslar, İsrailliler, gelmeyen ülke vatandaşı kalmadı. Turizmde ilktir. Şu anda orası devam ediyor. Mülkiyetin yüzde 99’u bizim değil. Şu anda başka projemiz var. Oranın arka kısmında yabancılara konut yapıyoruz. EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ EŞİ mayayım' dedim. 3 sene sonra FB forması giydim. Ekonomik sıkıntı vardı. İdmanlara giderken Eyüp’ten Tophane iskelesine yürür, 10 kuruşa vapurla Kadıköy’e gider, oradan FB stadına yürürdüm, 5 kuruşa simit yerdim. İdman 1967 'de Hikmet Hanımla evbitince yine yürürdüm. Bazen leniyorsunuz. Bu kadar yatıLefter gibi ağabeyler bize 5 lirımlarla dolu zorlu bir yaşam. ra para verirdi, pastırma ekEşiniz bunun neresindeydi? mek alırdık. FB’den sonra Eşim her zaman destekçim olHasköy’e sonra Yeşildirek’e du. Her yere beraber gittik. geçtim. Üniversitede takım kapSporcudur kendisi . Galatasatanlığı yaptım. Bursaspor talip ray atletlerindendi. Bir oğlum oldu ama üniversitede devam bir de kızım var. Kızım Hazizorunluluğu olunca gitmedim. nede çalıştı. Şu anda İsHangi bölümde okudunuz? tanbul'da bir şirketin yöJeomorfoloji bölümünde. neticiliğini yapıyor. OğFutbol hayatı nasıl devam etti? lumla da birlikte ça1966'da profesyonel futbolum bitti. lışıyoruz. Bulgar hududunda askerliğimi yaptım. Askerlik bitince iş hayatına başladım. Asker de bir köye elektrik bir köye su getirdim. 1968'de Erzurum'da ilaç mümessilliği yapıyorsunuz. Sonra Antalya'ya geliyorsunuz. Neden geldiniz? Askerlik bitince ABD ilaç şirketinde çalışmaya başladım. 56 ay Ankara’da çalıştım. Sonra Erzurum’a görevlendirdiler. Ciddi bir trafik kazasından dolayı Antalya’ya döndüm yoksa Erzurum’a yerleşecektim. İlaç mümessilliğini bırakıyor ve arkadaşınız Remzi Fığlacı ile Çimtur'u kuruyorsunuz... Kendi işimi kurmayı kafama koymuştum. Göltaş yeni kurulmuş, temel inşaat malzemelerinde ciddi bir pazarlama boşluğu vardı. Arkadaşım Remzi Fığlacı ile Çimtur kollektif şirketini kurduk. Göltaş’la çalışmaya başladık. Çimentoları iç pazara veriyorduk. 1974’te dökme çimento sisteminin olmadığını görünce ben Münih'e gittim bir şantiyeyi inceledim. Sistemi öğrendim. KESME ÇiÇEK iHRAÇ ETTi Çiçekçilik gelmiş arkasından... Evet. 1986’da çiçekçiliğe başladık. Karanfil ve gül ürettik. Karanfil eksi 7 dereceye kadar dayanıklıdır, bakımı kolaydır. Karanfil boşluğunu sezince üretip Almanya, Fransa, Kanada, Japonya, Rusya, Mısır’a karanfil ihraç ettik. Bunu yaparken ulaşımda sıkıntı çektik. ‘THY kargolar boş gidiyor size kullandırırız’ dediler ama 3 ay sonra bu bize yetmeyince LTU Alman havayoluyla anlaştık ama kabotaj nedeniyle sıkıntı çektik. Başbakanlığa gidip gelerek sıkıntıyı çözdüm. 3 defa Avrupa’da en iyi marka ödülünü aldık. Antalya’da, bunlar nasıl oldu diye kimse geçmişe bakmıyor. Biz çiçekçiliği 1998 yılında havalimanı genişlerken tesislerimiz istimlak edilince bıraktık. Siz durmuyorsunuz. Antalya Hava Taşımacılığı AŞ'yi kuruyorsunuz. Bu sektöre neden girdiniz? Taşımada sıkıntı çekince kurdum. Kargo uçaklarını kiraladık. Kendi çiçeklerimizi ve bize çiçeklerini verenlerin ihracatını yaptık. Uçağını da kendimiz aldık. Hala vardır o şirket ama bomboş durur. Biz çimentoculuğu bırakarak bölgeye uygun iş yapmaya başladık. Tarım, ticaret ve turizme yöneldik. 1990'da dünyanın en iyi ikinci çiçek fuarı Antalya'da açıldı. ANTALYASPOR'UN UÇAN KUŞA BORCU VARDI Futbol aşığısınız. 1970’te Aksekispor, 1983’te Antalyaspor'un başkanlığını yaptınız... 70'li yıllarda Aksekispor'un başkanlığını yaptım. 1983'te kayumla bana zorla Antalyaspor'un başkanlığını verdiler. Antalyaspor'da kulübe gittiğimde Antalyaspor Süper Lig'te idi. Simitçiye, köfteciye, otobüscüye borç var. Futbolcular simit yiyor. Kendi 25 kuruşumu hatırladım ve bana vaadededip de hiçbirşey yapmayan yöneticileri hatırladım. Ben ‘vaatleri yerine getireceğim’ dedim. Bütün borçları sildik. 84 yılında Türkiye Finlandiya Milli Maçı’nı aldırttık. Isparta'ya da Türkiye Rusya maçını. Tüm dünya spor adamları buraya geldi. Bize 'kışın idman yapmak için niye saha yapmıyorsunuz' dediler. Profesyonel futbolun kampları böylece başladı. Siz ön ayak oldunuz yani. Peki şu anda kaç takım geliyor? Geçen sene 1660 kulüp geldi. Dünyadaki kulüplerin dörtte üçü geliyor. Antalyaspor 84'te Avrupa normlarında bir kulüp oldu. UEFA normlarında tek kulüp bizdik. Çok sivrildiğimiz için bizi düşürdüler. Çok büyük başarılarda zorlanıyorsunuz. Bizi 198485 yılında düşürdüler kayumla. Puanla değil. Hiçkimse bahsetmez. Türkiye'de yüz karasıdır bu. Bu kadar üreten bir insan herhalde siyasetten de teklif almıştır... Siyasette gözüm olmadı. 80 yılında ihtilalde kurucu meclis üyesi olarak göndermek istediler gitmedim. Arkasından 83'teki partiler kurulurken kurucu üye olarak talep geldi; gitmedim. 89'da Turgut Özal belediye başkanı olmam için zorladı. 89'da bir denemem oldu. Ama aday olamadık. Her parti kendi partisinden aday olmamı istedi. Bende iktidar partisini seçtim. Politika farklı bir olay. Bir de 1991’de 4 ay kadar ANAP il başkanlığım oldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle