02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 OCAK 2012 PAZAR SAYFA HABER 3 Acılarını hafiflettiler Ali ve Lale Duru çifti, 4 yıl önce 25 yaşında hayata veda eden oğullarının ismini yaşatabilmek için işyerlerini satarak Antalya'da anaokulu yaptırdılar Organ ticaretinde 8 tutuklama var ntalya'da organ ticaretine aracılık ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden 8'i tutuklandı. Örgüt lideri Yasemin Ç. ile 7 kişi ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üye olma ve yardım etme’ ‘organ ve doku nakli ticareti yapma'' suçlamalarıyla tutuklandı. A Rus kadın uçuruma yuvarlandı F ethiye’nin Uzunyurt Köyü’nde yaşayan balıkçılar avdan dönerken, uçurumda, parçalanmış bir otomobil görerek, jandarma ekiplerine bilgi verdi. Jandarma, AKUT ve sahil güvenlik ekipleri uzun süren çalışmaların ardından otomobile ulaştı. Ekipler, otomobilin sürücüsü Rus uyruklu İrina Özkara'nın (32) cansız bedenini güçlükle çıkardı. Olay soruşturuluyor. NTALYA (AA)İstanbul'da kuyumculuk işiyle uğraşan Ali Duru, oğlu için de bir dükkan açtıklarını ancak oğullarının hayatını kaybetmesi sonucu dükkanı kapatmak zorunda kaldıklarını söyledi. Oğullarının ismini ölümsüzleştirmek için bu dükkanı satıp, okul yaptırma Ali ve Lale Duru çiftini zikararı aldıklarını anlatan Duru, önce yaret eden Antalya Milli Eğitim İstanbul'da yer aradıklarını ancak Müdürlüğü ArGe Proje Sorumluolumlu yanıt alamayınca Antalsu Meral Çelikin de hayırseverlerin ya'ya geldiklerini söyledi. okul yaptırma hikayelerinin yer aldığı iki Milli Eğitim Müdürlüğü anma dergisi çıkardıklarını ve üçüncüsünü ile yaptıkları görüşme so de kısa süre içinde yayımlayacaklarını nunda yapımına başladıkları söyledi. Çelikin, ''Çok değerli hayırseverleiki katlı anaokulu binasının rimiz var, çok varlıklı olmadıkları halde bu ültamamlandığını anlatan Du keye okul kazandırıyorlar. Onlara olan minru, binanın 1 milyon liraya net duygumuzu göstermek için bir çiçek mal olduğunu dile getirdi. alıp kapılarını çalıyoruz'' diye konuştu. A Duru, ''Oğlumu genç yaşta kaybettim ve onu yeniden hayata döndüremiyorum ama onlarca Alp kazandığımı düşünüyorum'' dedi. Kendisini okulda eğitim gören çocukların velisi olarak gördüğünü söyleyen Duru, okulla temasını hiç kesmeyeceğini ve her türlü sıkıntılarında, sevinçlerinde yanlarında olacaklarını anlattı. Lale Duru da bu okulun kendilerine ikinci bir okul yaptırma konusunda teşvik olduğunu söyledi. Duru, olanakları el verdiğinde, Antalya'da kız meslek lisesi kazandırmak istediklerini de dile getirdi. adi Lobide buluşalım deriz çoğu zaman, eğer bir otelde kalıyorsak. Lobi, yani buluşma yeri. Otellerdeki Lobiler bir yere gitmeden önce, yani planımızı gerçekleştirmeden önce toplandığımız, buluştuğumuz yerdir. Genelde kalabalık olan bir mekândır Lobi. Bu terim siyaset terminolojisinde de kullanılmaktadır. Bir fikir etrafında toplanmak anlamında. Genel ifade olarak Parlamentonun dışında olan ve yasama süreçlerini etkilemeye çalışan kişisel veya örgütsel çalışmalara "lobicilik" dersek sanırım çok yanılmış olmayız. Yani bir yasanın Parlamentoya gelmesi veya gelmemesi, gelme sürecinde bu tip faaliyetlerle şekil değiştirmesi veya sağının solunun yontulması gibi konulara günlük hayatımızda okuduğumuz gazeteler ve haberlerde bazen bilinçaltı bazen de dikkatle takip ederek rastlamaktayız. Ülke içinde sektörel anlamda bu tip lobicilik faaliyeti ile karşılaşmaktayız. Örneğin bir sektördeki vergi indirimi veya teşviklerle desteklenmesi o sektörün lobicilik faaliyetinin başarıya ulaşması olarak nitelenebilir. Uluslar arası arenada da bu farklı değildir. On yıllardır bir soykırım tasarısı ile ülke olarak uğraşmaktayız. Veya uğraşmamaktayız mı desem bilemiyorum? Karşımıza çıkarıldığında ayağa kalkarız, fırtına geçtiğinde tekrar ayağımızı uzatırız "bunu da atlattık" deriz. Tabi bu uzun sürmez, bu kez fırtına başka yerde kopar. Bu Türk mentalitesi mi desek, Akdeniz mentalitesi mi desek, ben yanıtını bulamadım. Galiba biz bu "lobicilik" işinden hiç anlamıyoruz. Amerikan Parlamentosunda oylama olur, hepimiz televizyon karşısında seyirciyizdir, hatta kızarız oylama sırasında niye adamlar çaykahve içmeye dışarıya çıkıyorlar diye. Şimdi ise Fransa Parlamentosuna kızıyoruz, daha önce İsviçreye kızdık geç H "turizm" faaliyetimizi ve turizmcileri kullanmadıklarını dile getirmiştim. Düşünebiliyor musunuz tam 30 milyon yabancı misafirimiz YUSUF var her yıl. Turizmde çalışanlarımızı HACISÜLEYMAN Türkiye’nin dış politika sorunları hakkında bilgilendirmeliyiz. Çünkü [email protected] turizm emekçileri bu gelen otuz milyonla günlerce temas halindeler, sohbet içindeler. Bu deneyimi kendi çalışma hayatımdan da çokça örtik zaten. Başka ülkelerin Parlamentosuna da nekleyebilirim. Kıbrıs sorunu, Ermekızdık "tarihe karışmayın siyasetçi ola ni soykırım meselesi, Güneydoğu sorak" diye. Her ülkenin tarihinde bu runu gibi konularda birçok devlet günün şartları ve değer yargıları açı adamı sohbet yoluyla kendi fikrini sından bakıldığında "karanlık sayfala oluşturabilmektedir. Bir gün bir devrı" olabilir. Ancak bundan bugün ya let başkanının eşi bana Kıbrıs konusunu şayanlar suçlanmamalıdır diye düşü sorduğunda, mütevazi bir şekilde eşinüyorum. Dünya değişiyor ve dünya nin bu konuda çokça danışmanı ve Bühalklarının yaşam tarzları birbiryle iliş yükelçisi olduğunu söylediğimde bana kileri şekilsel olsa bile farklı bir boyu karşı çıkmıştı. ‘Onlar ona ülkemizin resmi görüşünü anlatıyorlar, Sizden kenta taşınıyor. Belki de tam bu noktada lobicilik disini bilgilendirmenizi rica ediyorum, önem kazanıyor. Artık bir şeyi kabul et bu Sizin ülkeniz için çok önemli’ detirmek için daha sade daha sonuç alı mişti. "Lobicilik" belki de "bilgilencı bir yöntem var, ona da iletişim veya dirme " mi desek? Bu konularda çok zayıfız çok. lobicilik deniyor. Şunu hiç aklım almıyor desem yeridir. Fransa’da o ka Herkesin bizi anlamasını bekliyoruz, dar çok vatandaşımız yaşıyor, başka ül ama önce biz kendimizi tanımalıyız ki kelerden "din kardeşimiz" yaşıyor ki, başkaları bizi anlasın. Ben buna inanıTunus’dan, Cezayir’den, Afrika kıta yorum, etkisinin de çok olduğuna inasının tümünden, Ortadoğudan, ve ço nıyorum, çünkü o devlet başkanı ilk resğu Fransa vatandaşı, yani oy hakkına mi ziyaretini hangi ülkeye yaptığını tahsahip. Lobicilik için bulunmaz bir fır min edersiniz. Türkiye'ye. Fransız Parlamentosu için henüz sat, sayısal olarak milyonları buluyorlar. Fransa’ya gidiyoruz bazen iş için, geç değil, lobiciliği Büyükelçilerimiz arakime sorsan Antalya’ya geldim, Kapa cılığı ile değil, devlet görevlisi olmayan sidokya’yı, Efesi, İstanbulu gördüm, viller olarak yapmalıyız. Fransa da yaşaçok güzel diyor. Fransa’dan gelen tu yan ama kökeni itibariyle bize yakın rist sayısı 1 100 000 kişiyi geçiyor ve biz olan tüm Fransız vatandaşlarını ve ülkebu ülkedeki Parlamentoyu, belki çoğu mize gelen Fransız turistlerimizi etkiletatilini Türkiye’de geçirmiş veya geçi meliyiz ki onlar da Parlamentolarını etren parlamenterlerin bizimle ilgili kilesinler. Lobicilikte tehdit fazla kullanılan olumsuz bir karar almalarına engel ola bir yöntem değildir, daha çok dostluklar cak bir lobicilik yapamıyoruz. Bir gün ön plana çıkarılmalıdır bence. Güzel bir Pazar günü geçirmeniz eski Dışişleri Bakanlarımızdan biriyle sohbet ederken bu konuda neden dileğiyle… Refleks Lobicilik C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle