22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 M emorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, kırışıklıkların giderilmesi konusunda botoks yönteminin hem erkekler hem de kadınlar tarafından sıkça tercih edildiğini söyledi. Botoksun halk arasında yanlış bilindiğini belirten Çoban, botoksun yılan zehri olmadığını, bir tür bakteriden elde edilen özel bir toksin olduğunu ve şaşılık, el, ayak, koltukaltının aşırı terlemesi gibi pek çok sağlık sorununun tedavisinde yıllardır hekimler tarafından kullanıldığını belirtti. Gülerken, şaşırınca ve konuşurken farkında ol Kırışıklıklara botoksla veda madan mimik hareketleri yaptığımızı ve bu hareketlerin alın, kaş arası ve göz çevresinde kırışıklıklara yol açtığını belirten Çoban şunları söyledi: “Kırışıklıklar, başlangıçta sadece mimik yaptığımız esnada oluşurken, yıllar içinde istirahat halindeyken de görülmeye başlanır. Botoks, bu mimik hareketlerini yapmayı sağlayan kaslara enjekte edildiği zaman, kasların hareketini engeller ve kırışıklığı giderir. Özellikle yüzün üst kısmındaki kırışıklıklar, mimikle oluşur ve bu bölgede botoks uygulaması iyi sonuç verir.” Osteoporoz için önleminizi alın Sırt ağrısı, gece krampları ve kolayca yaşanan kemik kırıkları, ‘kemiklerin yoğunluğunu kaybetmesi ve yapısının bozulması’ anlamına gelen osteoporozun en bilinen belirtileri arasında M emorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, osteoporoz ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Aydın, osteoporozun menopoz sonrası kadınlarda ve yaşlılarda sık görüldüğünü Dozu iyi ayarlanmalı Çoban, uygun şekilde ve yeterli dozlarla yapılan botoks işleminde herhangi bir yan etki ile karşılaşılmadığı gibi, yüzün canlı, aydınlık ve dinlenmiş bir ifadeye kavuştuğunu anlattı. Çoban, işlemin 10 dakika gibi kısa bir sürede bittiğini belirterek, “214 gün sonra botoks etkisini gösterir” dedi. H ER ŞEYİ ancak doğuştan gelen vakalara da rastlandığını belirterek “Osteoporozda, kemik yoğunluğunun azalması ve kemiğin içyapısının bozulmasına bağlı olarak kemikler kolay kırılabilir hale gelmektedir. Menopoz sonrasında düşme, ayak incinmesi gibi küçük travmalarla vücudun belli bölgelerinde kırıklar oluşabilmektedir. Omurga, kalça kemiği ve el bileği bu kırıkların en yoğun görüldüğü bölgelerdir. Teşhis genelde bu kırıkların oluşmasından sonra konulabilir” diye konuştu. yen Prof. Dr. Aydın konu ile ilgili şunları kaydetti: “Hastalar çoğunlukla sırt, bel, gezici eklem ağrıları ve gece kramp şikayetleri ile doktora başvurur. Sırt omurgasının bittiği yer ile bel omurgasının başladığı yerde oluşan ağrı osteoporozun en belirgin işaretidir ve düz bir zemine dayandıklarında ağrı hemen geçer.” Sırt ağrısı “Osteoporozda önemli olan kırık oluşmadan teşhisin konulmasıdır” di BAŞI SAĞLIK Tedavi yöntemleri ESWL (Vücut dışından şok dalgası ile taş kırma): Bu tedavi metodunda, şok dalgalar sıvı bir ortamdan geçirilerek, vücut dışından taşa uygulanır ve böylece taşın kırılması sağlanır. Üreteroskopi (Endoskopik taş tedavisi): drar yolundan üreter kanalına teleskop ile girilerek taşın parçalanmasıdır. Perkütan taş kırma: Sırtta 1 cm’ lik delikten bir teleskop ile böbreğe girilir. Bu teknik genellikle büyük taşlar için kullanılır. Yetersiz sıvı alımı böbrek taşı oluşumunu tetikliyor B öbrek taşları zamanında tedavi edilmezse kalıcı böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir. Böbrek sağlığının korunması için uygun miktarda sıvı tüketimi önem taşır. Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Necip Ekinci, taş oluşumu ile az sıvı alımı arasında yakın bir ilişki olduğunu söyledi. Ekinci, “Aşırı egzersiz yapan, Akdeniz gibi sıcak iklimlerde yaşayan veya sıcak ortamlarda çalışmak zorunda olan kişiler, terleme ile çok sıvı kaybettiklerinden taş oluşumu açısından risk grubunda yer alır. Yeterli sıvı alımı olmadığı takdirde, idrar miktarının azalması ile konsantre hale gelen idrar içinde taşların oluşma olasılığı yükselir” diye konuştu. N Genetik faktörler önemli Ekinci, genetik faktörlerin de rol oynadığının altını çizerek, “Ailesinde taş hastalığı olanlarda taş görülme ola sılığı daha yüksektir” diye konuştu. Hastalığın kendini ağrı ile göstereceğini, ancak ağrının şiddetinin değişebileceğini vurgulayan Ekinci, “Ağrıya kanlı idrar da eşlik edebilir. Böbreğe yerleşen taş, çok şiddetli ağrı yapabileceği gibi, bazen ağrısız da olabilir ya da çok az ağrı yapabilir” dedi. Tedavinin taşın boyutuna göre değiştiğini anlatan Ekinci, birçok taşın müdahaleye gerek olmadan düşebileceğini ifade etti. Kadınlarda 10 kat fazla görülüyor P rof. Dr. Aydın, kemik kütlesini artıracak önlemlerin osteoporozdan korunmada önemli olduğunu ifade ederek, “Doğumumuzdan itibaren kütlemiz sürekli artar ve 35 yaşına gelen kadar bu artış devam eder. Kemik ağırlığımız ve yoğunluğu 35 yaşında en yüksek seviyeye ulaşır ve bu yaştan sonra azalır. Bu yüzden 35 yaşına kadar aldığımız önlemler kemik kütlemizi artırmada fayda sağlar. Kemik kütlemizin oluşmasında yaş, cinsiyet, ırksal farklılıklar, aktivite düzeyi ve coğrafi faktörlerin büyük etkisi vardır. Erkekler kadınlara oranla daha fazla kemik kütlesine sahiptir. Kadınlardaki menopoz faktörü de göz önüne alındığında osteoporoza kadınlarda erkeklerden 10 kat daha fazla rastlanmaktadır” diye konuştu. Bu önerilere kulak verin * Günde yaklaşık 2 litre idrar çıkaracak kadar sıvı alınmalı * Diyette tuz kısıtlanmalıdır. * Hayvansal gıdalar aşırı tüketilmemelidir. * D vitamini takviyeli yiyecekler ve kalsiyum bazlı asit gidericilerden kaçınılmalıdır. * Bilinenin aksine kalsiyum kısıtlaması önerilmemektedir. * Sonuç olarak; taş düşüren kimselerde, idrar miktarını artıracak şekilde bol su içmeyi alışkanlık haline getirmek ve yemeklere tuz ilavesi yapmamak en etkili korunma yöntemidir. Bunlara dikkat edin Ì Beslenmenize dikkat edin. Osteoporozla mücadele anne karnında başlar. Hamilelikte yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı bu açıdan önemlidir. Ì Düzenli egzersiz yapın. Çocukluktan itibaren düzenli egzersiz kemiklerin kuvvetlenmesini sağlayacaktır. Yüzmek, yürüyüş ve bisiklete binmek yaşlılar için güvenli sporlardır. Ì Bol bol güneşlenin. Kemiklerin gelişiminde D vitamininin yeri büyüktür. Ì Sigara ve alkol tüketmeyin. Sigara ve alkol tüketimi kemiklerin yoğunluğunun azalmasına neden olmaktadır. Ì Yaşlılar için düşmeye yönelik önlemler alın. Osteoporoz olan yaşlılar, en ufak bir takılmada kemikleri kırılabilir. Bu yüzden onlar için özel önlemler alınmalıdır. Yaşadıkları ortamı aydınlatmak, takılıp düşebilecekleri eşyaları ortalıktan kaldırmak gerekir. Evde beslenen küçük hayvanlar da tehlike oluşturabilir. Kemik yoğunluğunu artırmak mümkün B elirtiler görüldüğü andan itibaren uzman yardımı alınmasının önemine dikkat çeken Aydın, “Tedavi için öncelikle kemik mineral yoğunluk ölçümü uygulanır. Osteoporoz genellikle ilaçla tedavi edilir. Tedavinin temel amacı kemiğin erimesine neden olan hücrelerin çalışmalarını durdurmak veya kemiği yapan hücrelerin çalışmasını arttırmaktır. Bazen bu tedavilerin sadece biri bazen kombine olarak ikisi aynı anda uygulanır. Tedavi, D vitamini ve kalsiyum takviyesi ile desteklenir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle