22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 21 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA EKONOMİ GÖRECE GİRAY ERCENK gercenk@yahoo.com.tr Dünya ekonomisinde yaşanan gerilim Türk iş dünyasını da korkutuyor Patronlardan hızlı tren tepkisi hızlı tren tepkisi S eçim öncesi dönemde Antalya'da 2016’da yapılması konuşulan Hızlı Tren seçimden sonra ötelendi. Kentte dört gözle beklenen projenin ötelenmesi Antalya iş dünyasının da tepkisine neden oldu. Endişeli bekleyiş Arap Baharı, AB ve ABD'deki gerilim ve belirsizlik iş düyasını korkutuyor. Komşudaki olumsuz gelişmelerin kendisini etkileyeceği endişesi taşıyan işadamları yatırım yapmakta da tedirgin bankalar zor duruma düşecek, sıra diğer ülkelere gelecek. Önümüzdeki haftalarda durum netleşecek. Ya mevcut durumu sürdürecek kadar para çıkarılacak veya mali fırtına kopacak" diye konuştu. Kurumlara birlik çağrısı Hızlı trenin kent ekonomisi açısından önemine değinen Antalya Sanayici ve şadamları Derneği (ANS AD) Başkanı Hakkı Ergin Civan, “Hızlı Tren Projesi'nde Antalya'nın son sıralara yerleştirildiğini üzülerek öğrendik. Konunun çözümü için kurum ve kuruluşları beraber hareket etmeye çağırıyoruz” dedi. PELİN GEL AĞAN Bölge için çok önemli Antalya’nın ulaşımda makus talihini yenmesi için, en kısa sürede Marmara’ya otoyol ve hızlı trenle bağlanması gerektiğini ifade eden Civan, “Antalya, Burdur ve Isparta’nın, Denizli yoluyla zmir’e, Antalya’dan Konya’ya, Isparta, Burdur, Afyon üzerinden de stanbul’a demiryolu ile bağlanması bölgenin sanayi, ticaret ve turizminin gelişmesi için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Liman bağlantılı kargo yükü, dökme ve konteyner yüklerinde demiryolunun kullanılması hem rekabet, hem de alternatif piyasalara ulaşmak açısından önemlidir. Ayrıca AntalyaKonya arası hızlı tren hattıyla Kapadokya’ya bağlanılması da alternatif turizm yaratılmasında önem taşımaktadır” dedi. B dağılma tehlikesiyle karşı karşıya, ABD ekonomisi resesyona gidiyor. Mısır, Tunus ve Suriye gibi Arap ülkelerinde ise karışıklıklar sürüyor. Dünyada yaşanan belirsizlik Türkiye'deki iş dünyasını da etkiliyor. Önünü göremeyen işadamları yatırım yapmakta endişeli. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) eylül ayı meclis toplantısı ATSO'da gerçekleştirildi. Mecliste konuşan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ekonomi cephesinde dünyada gerilim ve belirsizliğin devam ettiğini belirterek, "ABD ekonomisi resesyona doğru gidiyor. Faizi sıfıra çekmeye karar verecek. Dünyada lider sıkıntısı var. Belçika hükümet kuramıyor. Yunanistan'ın batması tartışılıyor. Orta Doğu cadı kazanı gibi. Mısır, Süriye ve Lübnan'daki gelişmeler hayra alamet değil" dedi. A Yatırımda hesaplı kitaplı olun Avrupa’da mali kriz çıkarsa Türk ekonomisinin de tökezleyeceğine dikkat çeken Budak, "Hesaplı kitaplı olmak kaydıyla iş ve yatırım yapmak gerekir” dedi. Büyümenin 2008 kriz düşüşünden kaynaklandığına dikkat çeken Budak şunları söyledi: "Tüketim yüzde 9 artarken yatırımlar yüzde 33 arttı. Yatırımlar tüketim ve ihracata göre daha fazla arttığı için talep eksikliği var. Bu canlılığın işletmelerce hissedilmesini engelliyor. Bu şekilde yatırım yapılıyorsa nedeni ya ihracat, ya bazı şirketlerin piyasadan küçükleri kovması ya da aşırı iyimserlikle yanlış yatırım ihtimalidir. Tüketim devam etmez, ihracatta kesilirse yatırımlar boşa gider." Komşularla sıfır sorun noktasına gelinmesi gerektiğini belirten Budak, “Savaş durumuna gelinirse ekonomi değil savaş konuşulur” dedi. Mali fırtına Dünyanın Avrupa'da fırtınanın ne zaman kopacağını beklediğini ifade eden Budak, "Avrupa’nın mali sorunları acilleşti. Önlem alınmazsa Yunanistan iflasını isteyecek, Yatırım mağduruyuz Ö te yandan kamu ve belediye yatırımlarında Antalya'nın çok gerilerde olduğuna da dikkat çeken Budak, son yıllarda kamu yatırımlarının en fazla arttığı illerin Güney Doğu Anadolu illeri olduğunu, Antalya'nın kamu yatırımlarında Mardin ve Konya’nın gerisinde olduğunukaydetti. Oradaki yatırım için burayı mağdur etmemek kaynak yaratmak gerektiğine vurgu yapan Budak, “Ankara neden bizim 5 katımız yatırım alıyor ? Hükümet Antalya’ya özel destek versin de demiyorum. Ama 11 milyon yabancı turistin geldiği bir ilde mutlaka altyapı yatırımı için bir kaynak yaratılmalıdır. Siyaset bunun için öneri getirmeli” diye konuştu. htilal sonrası kaosun yorduğu Fransız Halkı’nın dikkatini ülke dışına yönlendirmek işi Napolyon’a düşmüştü... 1798 yılında Mısır’a asker çıkaran Fransız Donanması’nın başında O vardı... Mısır tarihinde işgal bir tür kader olduğu için; halk, işgale direniş göstermeden boyun eğmişti... Napolyon’un yaptığı ilk iş, “Osmanlıya karşı direnmeyi meşru gösteren” bir bildiriyi El Ezher ulemasına imzalatmak oldu... Victor Hugo, Napolyon’un Mısır’da “Batıdan gelen Muhammet olarak karşılandığını” yazar... Siyaset tarihi, Mısır’ın, çağlar boyunca dışardan gelenlerce kolaylıkla işgal edilebilmesini, Nil’in müdahale edilemez akış düzenine mahkum; tek boyutlu üretim biçiminin, Mısır Halkı’nda geliştirdiği mistik tabiata bağlar... İslam’da akılcılığı savunan Mütezzile akımının 19. yüzyıldaki temsilcisi Cemalettin Efgani(öl.1897), Avrupa’yı dolaştıktan sonra davet üzerine geldiği İstanbul’da verdiği bir konferansta, “Peygamberlik, insanı yönetme/yönlendirme sanatıdır” deyince, Osmanlı ulaması ayağa kalkmıştı... Mısır’a kaçmak zorunda kalan Efgani’ye, ElEzher’de hocalık verdiler... İslam’da ilk modernist taleplerin Mısır’da ortaya çıkmasında Efgani’nin payı büyüktür... Mübarek Rejimi’ni deviren halk hareketinin arkasında yer alan; modernleşme yanlısı Müslüman Kardeşler Örgütü’nün fikir babası Muhammet Abduh(öl. 1905) Efgani’nin öğrencisi ve arkadaşıdır... Müslüman Kardeşlerin gerçek kurucusu ise, Abduh’un öğrencisi ve dostu olan Raşit Rıza(öl.1935)’dır... Mısır’ın modernleşme çabası Osmanlı’dan çok daha eskiye gider... Başta saray olmak üzere, Osmanlı eliti, Mısır sarayının Batılı yaşam biçimini imrenerek izler ve taklit ederdi... Hürriyet isteği ile yola çıkan; baskı yüzünden yurtdışına kaçan; Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Genç Osmanlıların geçimlerini, “İslam modernizminde öncülüğü Osmanlı Hanedanı’nın yapması gerektiğini” savunan, Mısır kraliyet ailesinin üyeleri karşılıyordu... Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, Mısır seçkinlerine “Batı normlarında; modern devlet yönetimi” ve de “laikliğin erdemi” üzerine verdiği nutuk, siyaset tarihimizde “dün dündür; bugün bugündür” sözünün, kırk yıl sonra gelen yeni sürümüdür... Erdoğan’nın, laik devleti anlatıp, üstelik tavsiye etmesi, hazretin içinden yetiştiği siyasi görüşün inkâr ölçüsünde eleştirdiği Atatürk devrimleri sayesinde mümkün olmuştur... Bu gerçeğe karşın Erdoğan’ın, “Laik bir devletin, Müslümanlar tarafından yönetilebileceğinin, kendisinin başbakanlığıyla ispatlandığını” söylemesi talihsizliktir... Başbakan’ın sözlerinde, Cumhuriyet kurucularının ve sonraki devlet adamlarının örneğin Erbakan’ın Müslümanlığı konusunda kuşkusu olduğu iması vardır... Bilge, “Yaşamdan daha şaşırtıcı bir şey yoktur” der ve ekler “yazı hariç...” Oysa tarih, yazı kadar şaşırtıcıdır... İ BAŞBAKAN’IN MISIR NUTKU(!)... Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle