Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 10 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA Gözler günde Turizmde gözler Ramazan Bayramı'nın 9 gün olmasına çevrildi. Bayramı dört Turizmde gözler Ramazan Bayramı'nın 9 gün olmasına çevrildi. Bayramı dört gözle bekleyen yurttaş, tatil süresi netleşmediği için program yapamıyor gözle bekleyen yurttaş, tatil süresi netleşmediği için program yapamıyor Hayvan ithalatında yüzde 25 vergi indirimini eleştiren Özkan: 9 EKONOMİ GÖRECE GİRAY ERCENK gercenk@yahoo.com.tr SİYASET DEDİĞİN erel siyasette, içinden çıkılmaz zorlukları ömrünün baharında uzak durduğu siyaset işine, sonbaharında ilgi duyup, ortalığı düzeltmeye gelenler(!) yaratmıştır... Siyasetin “mihenk taşı” olan örgütte sınanmadan; önseçim denen ortak akıl süzgecinden geçmeden, himmetle/inayetle ikbale eren geçkin turfa; Kazak Abdal’ın ta 16.yüzyıldan seslendiği gibi, “Camiye gelir de erkân beğenmez...” Dahası, eli güce yettiğinde, hiçbir zaman içinde olmadığı/olamadığı örgüte düzen vermeye kalkar... ‘90lı yılların başında, Alman Sosyal Demokrat Partisi(SPD) Köln İl Başkanı birkaç günlüğüne konuğumuz olmuştu; Döşemealtı köylerini, Derbent’i, Kırkgöz Gölü’nü dolaşmış, akşamüstü CHP İl Örgütü’nü ziyaret etmiştik... Parti’deki insan yoğunluğunu görünce “hep böyle kalabalık mıdır?” diye sormuş; “evet” yanıtını alınca hayret etmişti... Almanya’da, yerel parti örgütlerinin kira, personel, haberleşme ve sair masraflarının devlet tarafından karşılandığını anlattığında bu kez biz hayret etmiştik... Antalya, Türkiye’nin en zor siyaset coğrafyasına sahip ilidir... Dörtte üçü dağdan/taştan ibaret olan 22bin kilometrekare genişliğindeki Antalya coğrafyasını ütülesek, içinden üç tane Konya çıkar... Bu coğrafyada yaşayan iki milyon küsur insanın yarısı, Büyükşehir’e bağlı 5 ilçede, diğer yarısı kalan 14 ilçede ve de bunlara bağlı altıyüz küsur köyde meskundur... Bu coğrafyada yüzbinlerce dönüm örtüaltında, çok daha fazlası tarla/bahçede tarım yapılır; karabuğdaydan pamuğa, portakaldan susama, anasondan elmaya, çilekten çiçeğe hasat edilen onlarca değişik ürün, Türkiye’nin en büyük üretici hâli’nden her sabah yurdun dört bir yanına ve yurt dışına sevk edilir... Beşyüz bin belgeli yatağa sahip turizm ile organize sanayi bölgesinin iç içe olduğu Antalya’da, cismi yerleşik olsa da ruhu göçebe olan ciddi sayıda insan kol kola yürür... Ve de iklimde gelişmiş kentlilik ile katı köylülük sokağa birlikte çıkar... Üretim/yaşam çeşitliliği bu boyutta olan bir coğrafyada, altmış yıldan buyana iktidar olamayan bir partinin örgütünü yönetmek zordur... Zorluk, böyle bir üretim/yaşam havzasından oy çıkarmakta değil; oy aldığınız kitleye iş/aş olarak geri dönememektedir... Örgütün çalacağı tek kapı, taktığı parti rozeti ile seçilen belediye başkan ve üyeleridir... Gelin görün ki, , partinin Antalya’da çalabileceği Büyük Kapı’nın, örgüte karşı “kapı duvar” olması bir yana, göreve geldiği günden beri, “ya ben, ya örgüt” restleşmesi içinde olduğu bilinmektedir... Seçimle gelen CHP İl Yönetimi istifalarla düştü/düşürüldü... Kimin kazandığını bilmiyorum, ama örgüt kaybetti... Y URDUR (Cumhuriyet)CHP Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, 25 Temmuz 2011'de Bakanlar Kurulu'nda, canlı kasaplık hayvan ithalatında yüzde 25 oranında vergi indirimine gidilmesi yönünde alınan kararı eleştirdi. Özkan, Hükümetin bu kararla, daha önce kredi vererek teşvik ettiği besicileri Kurban Bayramı'na 3 ay kala aldattığını ve arkadan hançerlendiğini söyledi. Türkiye'nin tek ruhsatlı hayvan pazarında besicilerle sohbet ederek hayvancıların sorun ve isteklerini dinleyen Özkan, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yazılı olarak cevaplandırmasını isteğiyle soru önergesi verdiğini anımsattı. Özkan, canlı hayvan ithalatında uygulamaya konulan yeni vergi indiriminin yalnızca ithalatçıların işine yarayacağını savundu. Vergi indiriminden vazgeçilmesini istediklerini anlatan Özkan, “Ülkemizde canlı hayvan ve et ithalatı ilk kez 2010 yılı nisan ayında gündeme geldi. Yerli besicilerin zararları katlanarak büyüdü, büyük işletmeler bile sektörden çekilmek zorunda kaldı” dedi. Hükümet besiciyi arkadan hançerledi B PELİN GEL AĞAN R amazan ayının yaz döneminin yüksek sezonu olarak tanımlanan ağustos ayına denk gelmesi ile tatilden vazgeçerek ramazanı evlerinde geçiren yurttaşlar, bayramı dört gözle bekliyor. Bayram tatilinin 9 gün olma ihtimali üzerine tatil seçeneklerini araştıran yurttaş tatil süresinin resmi olarak açıklanması ve bir an önce tatil programı yapabilme isteğinde. Son tatil olanağı Otelciler bayramda tatile çıkmak isteyenlere 'erken rezervasyon yapın' diyor, tatilci ise tatil süresi resmileşmediği için rezervasyonunu yapamama sıkıntısı yaşıyor. Ağustos ayında tatil yapamayan yurttaş, okullar açılmadan önce yaz döneminin son tatili olan Ramazan Bayramı'nı bekliyor. Ancak tatil süresindeki belirsizlik nedeniyle yurttaşın programı da belirsizliğini koruyor. Yurttaşların Ramazan Bayramı'nda tatil yapma isteklerinin yüksek düzeyde olduğunu belirten Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Sururi Çorabatır, tatil süresinin resmi olarak açıklanmaması nın tatil yapmak isteyenlerin tatil tercihlerinde belirsizliğe neden olduğunu söyledi. Ramazan Bayramı'nın okulların açılmasından önceki döneme denk gelmesinin tatil yapmak isteyenlerin yanı sıra çocuklu aileler için de tam bir motivasyon kaynağı olacağını belirten Çorabatır, "Tatil yapacak olan iç piyasadaki yurttaşlarımız gibi biz otelciler de tatilin 9 gün olmasını bekliyoruz. Aslında Ramazan Bayramı yoğun bir kış dönemine girecek olan Türk misafirlerimiz için moral olacak" diye konuştu. 9 Daha rahat hareket edilir günlük tatilin uzak yerlerden tatil yapmak için gelecek kişilere rahat hareket olanağı sağlayacağını kaydeden Çorabatır, "Trabzon'dan, stanbul'dan, Edirne'den bölgeye tatil için gelecek misafirlerimizin zaten zamanlarının bir çoğunu yolda geçirecek. Tatil 34 gün olduğu takdirde tam olarak dinlenemeyecekler. Tatilin 9 gün olması çok daha rahat olacak" dedi. Antalya'da turizmin şu anda çok iyi gittiğini, kente havayoluyla gelen turist sayısının 6,5 milyonu aştığını ve otellerdeki doluluk oranlarının da yüksek seviyede seyrettiğini açıklayan Çorabatır, "Antalya turizmde açık ara önde. Çok iyi gidiyoruz. Otel doluluk oranları da gayet iyi" dedi. Çorabatır, bu bayramda çok yoğun sanatçılı program yapan otel sayısının çok fazla olmadığını, sanatçılı programların ağırlıkla Kurban Bayramı'nda yapıldığını da sözlerine ekledi. Antalya açık ara önde Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B