Katalog

4 SAYFA 8 HAZİRAN 2011 ÇARŞAMBA HABER GÖRECE GİRAY ERCENK [email protected] Tophane yardım bekliyor Kentin önemli simgelerinden biri olan Tophane Surları’nın yıprandığını, özgün niteliğini kaybettiğini belirten Mimarlar Odası Antalya Şubesi Başkanı Osman Aydın, surların olumsuzluklardan kurtarılması gerektiğini anlattı eğişik dönemlerin izlerini taşıyan, kentin en önemli koruma alanı Kaleiçi'ni çevreleyen Tophane surlarının yeni ve kapsamlı çalışma ile kurtarılması gerektiğini belirten Mimarlar Odası Şube Başkanı Osman Aydın, surların önemli bir miras olduğunu söyledi. Konuyla ilgili Mimarlar Odası ile Büyükşehir Belediyesi’nin çalıştay düzenlediğini anımsatan Aydın, çalıştay sonrası ilk olarak Tophane Surları ile ilgili çalışma başlatıldığını anlattı. SÖZ VE SİYASET ÜSTÜNE... Logos/Söz hem Batı, hem de Doğu kültüründe tanrısaldır... İncil’in ilk ayetinin “önce Logos(kelam) vardı” dis ye başlaması; dilimizdeki “söz bir, Allah bir” deyimi, iki kültürde de sözün kutsallığına delil sayılır... Sözün, bizim kültürümüzdeki yerini anlamak için Yunus Emre(öl.1321)’ye kulak vermek gerek... Bakın ne diyor; “Sözünü bilen kişinin/ Yüzünü ağ ede bir söz/ Sözü pişirip diyenin/ İşini sağ ede bir söz...” Özdeyişler de tıpkı eşya gibidir; dile geldiği çağın üretim ve insan ilişkileri(kültürü) içinde geçerlidir, miadı dolduğunda kullanımdan kalkar... Şimdilerde “söz gümüşse sükut altındır” ya da “sus küçüğün, söz büyüğün” diye dayatırsanız, kimse sizi ciddiye almaz... Ulusal bir gazetenin, 3 Haziran tarihli Bölge ekinde, Başkan Mustafa Akaydın’ın seçimin muhtemel sonucu üzerine yaptığı bir değerlendirme yer aldı... Akaydın’ın, manşetten verilen “fatura bana kesilemez” sözlerinin haber ayrıntısında aynen şunlar var; “CHP başarılı olursa örgüt, başarısız olursa Hoca’ya(kendisine) fatura edilemez. Başarısız olursa aday listesini yapanlar, örgüt ve ben de suçluyum. Fatura ö (üçe) bölünür.” Hani, “ört ki ölem” denir ya; işte bu o... Anlaşılan o ki, birilerinin çıkıp, “Hoca, seçim sonucu ne olursa olsun, hiç kimse ya da makam seni sorumlu tutmayacak, sen işine bak yeter” deyip, garanti vermesi şart oldu... Allah bilir ya, haberi okuyunca aklıma, Yunus’un âdemoğluna yaptığı “sözün us ile düşirgil” nasihati geldi... Ülkenin gidişatından kaygı duyan duyarlı yüzlerce partilinin dişini tırnağına takmış halde “o mahalle senin, bu köy benim” dolaşıp durduğu şu günlerde böyle bir söz etmenin ne anlamı var... Hararetin alabildiğine yükseldiği bu sırada, başta seçilmişler, söz ve davranışlarının idrakinde olmaları gerekmez mi? Bunun, öyle uzun boylu siyasi deneyim sahibi olmayı gerektirdiği falan sanılmasın; biraz duyarlılık, hepsi bu... Kaş/Kasaba’nın kuzeybatısındaki yamaçta Akörü(Ağörü) köyü vardır... Akörülüler akıllı, becerikli insanlardır, o kadar ki “eşeğin üstünde temyize dilekçe yazarlar” sözü, onlar için söylenmiştir... Kaş/Kalkan’ın yükseğindeki Sarıbelen(Sidek)’de kadim dostum, şimdilerde ‘80’li yaşlarını süren bilge tabiatlı Yusuf Alkaya ile bir sohbetimizde “Akörülü akıllı olmaya akıllıdır da, lakin onların küçüğü büyüğünden komsu olur” deyivermişti... Komsu sözünü duymuşum da, gel ki ne demek bilmiyorum... Dayanamayıp sordum... “Komsu diye” demişti gülerek “yersiz, lüzumsuz konuşana derler...” D Sağlamlaştırma Sualtının gizemi kdeniz Üniversitesi (AÜ) Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi çalışmaları çerçevesinde bir ekip, bir obruktaki tatlı suya dalış yaparak su altındaki gizemli güzellikleri görüntüledi. Rektör Yardımcısı Prof. Meral Gültekin, AÜ Sualtı Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yard. Doç. Mehmet Gökoğlu ve AÜ öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilen etkinlikte, karada bir obruğa dalış yapıldı. Antalya’nın su kaynakları üstüne kurulmuş bir şehir olduğunu açıklayan Gökoğlu, “Bilinmeyen bir çok su kaynağı var, bunlardan biri de dalış yaptığımız Arapsuyu'ndaki obruk. Bu obrukların içinde Antalya'ya has bir çok endemik biyolojik çeşitlilik var. Akdeniz Üniversitesi olarak amacımız, Antalya'nın sahip olduğu güzellikleri ortaya çıkarmak ve bu tahrip oluşa dur demek. obruk karstik yapının erimesi sonucu oluşmuş” dedi. A Tophane Surları olarak bilinen kent surlarının bir bölümünün değişik nedenlere bağlı olarak yıprandığını ifade eden Aydın, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Koruma, Uygulama ve Denetim Birimi tarafından hazırlanan, gerekli önlemlerin belirlendiği proje geliştirildi. İki aşamalı projede ilk olarak sur duvarlarının onarımı ikinci olarak da duvarın arkasındaki toprak ve kaya dolguda gerekebilecek sağlamlaştırma işlemleri yapılacak” dedi. İşbirliğine dikkat çekti Projede duvarların güçlendirilmesi boşalan derzlerin doldurulması ve çatlakların onarılmasının yer aldığını açıklayan Aydın, projenin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini ancak Büyükşehir Belediyesi'nin bugünkü olanaklarıyla projeyi hızla hayata geçirmesini olanaklı görmediğini anlattı. Aydın şöyle konuştu: “Antalya Valisi Ahmet Altıparmak gerek kıyıların, gerek doğal kültürel değerlerin korunmasındaki duyarlılığı, daha önce Muğla'da görev yaptığı dönemdeki uygulamaları Antalya halkınca bilinmekte ve taktir edilmektedir. Vali altıparmak’ın bu duyarlılığı göz önüne alındığında surların korunması, geliştirilmesi için kendisine düşecek maddi katkıyı emlak gelirlerinden elde edilen fondan yapacağından eminiz. Tophane surları daha fazla yıpranmamalı ve yok olmamalı. Büyükşehir Belediyesi'nin bu konuda Valimizle yapacağı işbirliğinin önemli olduğunu biliyoruz. Tüm kent dinamiklerinin Tophane Surlarının korunması, geliştirilmesi ile ilgili bu işbirliğine katkı koyacağına kuşku duymuyoruz.'' Atıklardan kostüm F ethiye ilçesinde ''Dünya Çevre Günü'' etkinlikleri kapsamında çevre duyarlılığını ön plana çıkarmak amacıyla plastik kaşık, tuzluk, gazete kağıdı, naylon ve plastik kullanılarak hazırlanan kıyafetler çocukların ka tıldığı defileyle sergilendi. Fethiye Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Müdürlüğü Koordinatörü Selver Hatice Soylu, defilede yaptığı konuşmada, defileyi çevre duyarlılığını ön plana çıkarmak amacıyla düzenlediklerini söyledi. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B