Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 3 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN AKLIMA GELDİKÇE Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı ir grup kültür ve sanat insanı, kendileri ile görüşmeyen Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i yayınladıkları bildiri ile ağır şekilde eleştirdiler. Kültür, sanat dünyasının tanınmış isimlerinin imza attığı bildiri, baştan sona Böcek’e yönelik protesto ifadeleri içeriyor. Yazar Hasan Kıyafet, Şair Şükrü Erbaş, Yazar – Eğitimci Mevlüt Koca, Şair Şehmus Ay ve Eğitimci – Gazeteci Feyzi Peker’in imzaladığı, “Bir Taşra Masalı ya da Politikanın Sefaleti” başlıklı bildiri, “Bu bir şikâyet mektubu değildir” diye başlıyor. Sonra da şu ifadelerle devam ediyor: “ Bu metni yazma ihtiyacı duyan bizler, yaşadığımız semtin/ilçenin ‘sosyal demokrat’ yöneticisinden böyle bir nezaket beklemiyoruz artık. Bu duyarlılığın çok köklü bir kültür gerektirdiğini biliyorduk ama bir daha öğrendik. Sadece özsaygımızı yitirmemek için yazılmış çaresiz cümlelerdir bunlar. Hayal kırıklığından öte, çırılçıplak bir protestodur. Bizler, kısa sayılmayacak bir süredir B Sanatçılara randevu vermeyen başkan Antalya’da yaşayan, hayatının 4050 yılını edebiyata, ülke sorunlarına, evrensel demokrasinin bu coğrafyada hayata geçmesine vermiş bir grup yazar, şair, adaletözgürlükeşitlik aktivistleriyiz. Yaşadığımız ilçede, kültürsanat hayatının, demokrasi mücadelesinin, aydınlık bir ilçeilülke ütopyasının durumunu ve geleceğini konuşabilmek; bu değerlere, yazmanın dışında nasıl bir katkıda bulunabileceğimizi görüşebilmek için, Konyaaltı Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek’ten bir randevu talebinde bulunduk. Bir ihale talebimiz yoktu. Kentin herhangi bir yerinde bir park yeri değnekçiliği de istemiyorduk. Pazar yeri nedir, nasıl alınırverilir, bilmeyiz. Deniz kenarında ya da Beydağlarında bir büfe, bir piknik yeri de değildi görüşme talebimizin nedeni. Ne yazık ki bizim harflerimiz, kitaplarımız, Sayın Başkanın gündeminden çok çok uzaklardaymış. Yaklaşık üç haftadır yanıt bekliyoruz. Bundan sonra gelecek yanıtın bir anlamı kalmamıştır elbette. Sayın Kılıçdaroğlu, ilil, ilçeilçe köyköy çırpınsın dursun. Onun iğne ile kazdığı kuyuları, bir kürek hamlesiyle dolduran böyle yöneticileri olduğu sürece, sadece iktidarın beceriksizliklerine umut bağlamaktan başka yapacağı bir şey olmayacaktır. Gerçekten tam bir ‘taşra politikacısı’ resmi çizen Muhittin Böcek’e bizim yapabileceğimiz başka bir sitem ve iyilik yoktur. Bunu, Antalya kamuoyunun, Büyükşehir Belediye Başkanının ve parti genel merkezinin bilmesinin bize bir katkısı da yoktur. Başta söyledik, bunları yazma nedenimiz, sadece bir özsaygı sorunudur. Böyle yerel yöneticilerle yola devam etmekse, elbette bir ideoloji ve kültürel kimlik sorunudur. Başarı dileklerimizle.” Bir kültür sanat projesi için Başkan Muhittin Böcek’ten randevu isteyen aydınlara yanıt verilmemesi onları hayli kırmış. Sonuçta bu sert ifadelerle dolu bildiriyi kaleme almışlar. Muhittin Böcek’in aydınları hayli kırdığı ortada. Bu saatten sonra bu kırgınlığı gidermesi de mümkün görünmüyor. VAHAP TUNCER Torba Yasa, Yetmez Ama Evetçiler ve Muhalefet Partileri dalet ve Kalkınma Partisi seçimlerin yaklaştığı bu günlerde ileri demokrasi adı altında vatandaşlara bir takım kolaylıklar sağlayacak yasal düzenlemelerin içerisine çalışanlara hak kayıpları getirecek bazı düzenlemeleri de ekleyerek yasalaştırmak istemektedir. Televizyonlara bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile ilgili bölümlerin yansıdığı yasanın emekçiler ile ilgili bölümleri kamuoyunun dikkatinden kaçırılmaya çalışılmaktadır. En çok devlete vergi borçlarını ödemeyen bazı kesimleri mutlu edecek bu düzenleme çalışanlar açısından çok ciddi hak kayıpları getirmektedir. Torba yasa diye adlandırılan bu yasa yargıda da bazı yeni düzenlemelerin yapılacağının işaretleri ile doludur. Kısacası AKP halka ipteki cambazı gösterip gerçek niyetini gizlemeye çalışmaktadır. Torba yasaya karşı kamuoyunda, ücretli çalışanlar arasında çok ciddi bir tepki oluşmaya başlamıştır. Meslek odaları ve sendikalar bu yasaya karşı seslerini yükseltme gayreti içerisindedirler. Türkiye genelinde yerelde başlayan eylemlerde bu gün Ankara’da DİSK, KESK, TMMOB, TTB üyesi çalışanlar seslerini TBMM’ye duyurmaya çalışacaklardır. Türkiye Barolar Birliği, üniversitelerdeki sağlık dalındaki öğretim üyeleri yaklaşan tehlikenin farkına varmışlar ve yaptıkları açıklamalarla konuyu Türkiye gündemine taşımaya başlamışlardır. Çalışma alanını ve iş güvencesini kurum yöneticilerinin iki dudağı arasından çıkacak söze bırakan bu düzenlemelerin kabul edilmesi mümkün değildir. İktidar, kamu kurumlarını ve hastaneleri şirket gibi görmekte, performansa dayalı bir sistemle çalışanların üzerinde korku imparatorluğu yaratmak istemektedir. Kamu kurumlarının kamu yararı doğrultusunda çalışması gerektiği bir kenara itilerek “parayı veren düdüğü çalar” mantığı ile hareket edilmekte çalışanlara ise “yaparsın ya da ya dediklerimi çeker gidersin” yaklaşımı ile aba altından sopa gösterilmektedir. Burada en çok dikkat çeken olgu ise referandumda “yetmez ama evet” çiler ile muhalefet partilerinin tutumlarıdır. Referandumda ileri demokrasinin geleceğini sanan bazı sendikalar torba yasa ile yapılmak istenenin demokrasiyi genişletmek değil tersine tek adam yönetimine ve diktatörlüğe gidiş olduğunu yeni yeni anlamış görünüyorlar. Onlara geçte olsa günaydın demekten başka çare yok. Muhalefet partileri ise yaklaşan seçimlerin etkisiyle sokaktaki eylemlere duyarsız kalmakta ve çalışanları maalesef yeterince desteklememektedirler. Adaylık yarışına giren siyasetçilerimize siyasetin halk adına yapılması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Asıl olan çalışanların, üretenlerin, yoksulların haklarını koruyabilecek bir iktidarı oluşturabilmektir. Toplumsal hedeflerimize iktidarı ele geçirmeden ulaşmamız mümkün değildir. Bu açıdan bakıldığında parlamentoya kimin veya kimlerin girdiğinin bir önemi yoktur. Muhalefet partileri iktidara yürümenin yolunun sivil toplumun direnişine ve taleplerine sahip çıkmaktan geçtiğini unutmuş görünüyor. Siyaseti geniş halk kesimlerinin mutluluğu ve refahı için yapıyorsak halkın taleplerine kulak vermek ve çalışanlara sahip çıkmak gerekir diye düşünüyorum. Bunlar yapılırsa iktidara gelinebilir. Nasılsa birileri de milletvekili seçilir. § C Burdur CHP’nin internet sitesi A HP Burdur İl Başkanlığı yeni bir internet sitesi oluşturw du. “www.chpburdur.org” adlı sitenin görselliğini ve içeriğini beğendik. Sitede Burdur İl Başkanı Süleyman Erman’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kentte yaptığı gezi ile ilgili değerlendirmesi var. Erman, Erdoğan’ın ziyaretini, “Başbakanın gelişi tam anlamı ile bir fiyaskodur. Kentli günlerce huzursuz edildi. Korku yaratıldı...” şeklinde eleştiriyor. Sitede ayrıca parti çalışmaları ve AKP’li Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya ile ilgili eleştiri haberleri de yer alıyor. Bu siteyi Burdur dışındaki CHP’lilerinde ilgi ile izleyeceğini tahmin ediyoruz. HP Antalya İl Örgütü’ndeki istifa krizinin ardından yönetimin düşüp düşmediği tartışıladursun, ilginç saflaşmalarda dikkatleri çekiyor. Parti kamuoyu genel olarak, “Bu saatten sonra Özer Ülken ile seçim sürecinin sağlıklı yürütülmesi mümkün değil. Değişim olmalı” görüşünde. Ama 11 ay önce yapılan il kongresinde Özer Ülken’i seçtirmemek için ellerinden gelen çabayı gösteren bazı çevreler ise tam tersine bir duruş sergiliyorlar. Onlar, Ül C İl başkanı krizinde hangi başkan devrede ken’in görevde kalması için güçlerini, olanaklarını, tüm adamlarını seferber etmiş durumdalar. Örneğin kent merkezindeki önemli bir ilçe belediye başkanı, il kongresinde Ömer Melli için geceli gündüzlü çalışmıştı. Bu da yetmemiş kongre günü tribünde adamlarını bizzat idare etmişti. Özer Ülken’in kazanmaması için üçüncü aday çıkarılması operasyonunun başındaydı. Bu amaçla kendilerine bağlı delegelerin Menderes Dal’a emanet imza verilmesi sağlamaya çalıştı. Ama bu oyun Menderes Dal ve ekibi tarafından farkedilince oyun ters tepti. Dal, adaylıktan çekilerek oyunu bozdu. Özer Ülken’in kongreyi kazanmasının yolunu açtı. Aynı belediye başkanının şimdi Özer Ülken’in görevde kalabilmesi için seferber olduğu duyuluyor. Milletvekili olmak isteyen bir belediye görevlisi Ülken’in peşinden ay rılmıyor. Ona destek veriyor. Belediye başkanının il başkanına desteği bununla sınırlı değil. Kulislere yansıyan söylentilere göre, yönetimden istifa eden bir yöneticiye, imzasını çekme karşılığında belediyede iş öneriliyormuş. Eğer duyumlarımız doğru ise bu kadarına pes demek gerekiyor. Başkanların dik duruşlu olup olmadığı başka bir tartışmanın konusudur. Bir anlamda kendilerini ilgilendiriyor. Ama partiyi yönetmeye kalkmaları tüm CHP’lileri yakından ilgilendiriyor. ÇENGEL BULMACA SUDOKU Bulmacada her satır, her sütun ve 3x3’lük her kutuya 1’den 9’a kadar rakamlar yerleştirilecektir. Her satır, her sütun ve 3x3’lük her kutu bölümlerinde 1’den 9’a kadar sayılar bir kez kullanılacaktır. ÇÖZÜMLER C MY B C MY B