Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 31 OCAK 2011 PAZARTESİ Nasıl geçiniyoruz ? Yıllarca çalışıp, emekli olunca torun sevip, çiçek büyütme hayali kuranlar yine çalışma hayatının içinde. Kimi şoförlük yapıyor, kimi otoparkta bir iş bulmuş kendisine. Anneler babalar, üniversitedeki çocuklarına para göndermeye çalışıyor, gençler yetmediği için hem okuyor, hem çalışıyor Asgari ücretli isyan ediyor, ‘629 TL ile ev kirasını mı ödeyeyim, elektrik, su faturasını mı? Ulaşıma mı para vereyim, pazara mı çıkayım?” diyor ve hükümete şöyle sesleniyor, “629 TL ile bir ay boyunca geçinmek zorundayım. Ben, eşim ve çocuklarım bir mucizeyi gerçekleştiriyoruz.” Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, demeğe de dilim varmıyor ama kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! NAZIM H KMET GÜNCEL ÇETİN OSMAN BUDAK Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ekonomideki çelişki T Bu olayların nedeni işsizlik Annesini vurup İntihar etti Edirne'de uzun süredir iş bulamadığı için bunalıma giren bir kişi, önce annesini vurdu, ardından da intihar etti. 75 yaşındaki Nevriye Buzkaydı ve oğlu 35 yaşındaki Ahmet Buzkaydı'nın uzun süre evden çıkmaması, komşularını şüphelendirdi. Camı kırarak eve giren komşular, yaşlı kadın ve oğlunun cesediyle karşılaştı. Polisler inceleme sonucunda Ahmet Buzkaydı'nın annesini tüfekle öldürdükten sonra intihar ettiğini belirledi. İssizlik onuruna dokundu intihar etti Ardahan'ın Göle ilçesinde oturan Koyunlu Köyü'nden dris Yıldız (45) belirli bir işi olmadığından çocuklarının okul masraflarını karşılayamıyordu. Ev kirası ve masraflarını karşılamakta güçlük çeken Yıldız, lçe Kaymakamlığı’na yardım dilekçesi verdi. Dilekçeyi verdikten sonra durumu onuruna yediremediğini çevresine söyleyen Yıldız, eşinin de evde olmadığı bir sırada evin salonuna astığı iple intihar etti. Fotoğraf: ALİ ORHAN Çalışan yoksullar Hatice Yıldırım, çiftçi (Isparta) Tarlada ekip biçtiği ürünleri semt pazarlarında satarak geçimini sağlamaya çalışan çiftçi Hatice Yıldırım ilaç, gübre gibi üretim girdilerinin yüksek olduğunu ancak ürünün para etmediğini söyledi. Yıldırım, “Benim belli bir maaşım yani sürekli bir gelirim yok. Geçimimi tarlamda ürettiğim sebze ve meyveleri satarak sağlamaya çalışıyorum. Bu da ayda yaklaşık 500 TL dolayında kazanç demek oluyor. Ancak, bir çiftçi olarak ilaç, su, gübre gibi bir çok harcama yapıyoruz. Onları çok pahalı alıyorum. Bir kilo marulu 1,5 TL’ye satabilirken, aldığım ilaç ve gübreler en düşük 200 TL tutuyor. Ama, ürettiğimiz ürünleri pazara getirince ucuza satmak zorunda kalıyoruz. Bu durumda da, kazancımız son derece az oluyor ve adeta evin yolunu zor buluyoruz.” Kore Gazisi açlığa yenik düştü Muğla'nın Milas ilçesinde Kore gazisi açlıktan öldü. Kore gazisi 80 yaşındaki Muharrem Topçu, terk edilmiş bir restoranın baraka benzeri bölümünde ölü bulundu. Kimsesiz Kore gazisinin üç gün önce yaşamını yitirdiği anlaşıldı. Bir deri bir kemik kalan gazinin, açlıktan ya da soğuktan ölmüş olabileceği belirtildi. ürkiye’de asgari ücretin işverene maliyeti 450 Euro’ya ulaşmaktadır. Bu rakamın Doğu Avrupa ve Asya ülkelerine göre çok yüksek olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan ülkemizde asgari ücretli bir çalışanın eline yaklaşık 300 Euro geçmekte ve insanların bu ücretle geçinmeleri imkansız. Bir kişinin rutin ulaşım ihtiyacını karşılamak için günde 3 TL’sini otobüs veya tramvaya verdiği durumda, üç kişilik bir ailenin aylık ulaşım masrafı 270 TL olur ki bu rakam asgari ücretin neredeyse yarısına tekabül etmektedir. Diğer taraftan Türkiye’de et gibi temel besin ürünlerinin fiyatları da Avrupa ülkelerinin üzerindedir. Bunlara kira, giyim gibi doğal harcama kalemlerini de eklersek asgari ücret hepten anlamsız hale gelmektedir. Bu, Türkiye ekonomisinin çok büyük çelişkisidir. Bu sorun aslında döviz kurunun düşük kalması, ekonomideki verimsizlikler ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi problemlere dayanmaktadır. Bizim için ekonomik büyümenin istikrarlı olması ve refah artışının dengeli dağılımı önemlidir. Çünkü özellikle KOBİ’lerin neredeyse tamamı ihracata değil iç pazarın büyümesine bağımlıdırlar. Bu yüzden KOBİ’lerin, reel sektörün gelişmesi ancak halkın refah düzeyi arttığında mümkün olabilir. Dolayısıyla Türkiye’de düşük ücrete dayalı ihracatla büyüme modelinin değişmesi gereklidir. Bunun için ekonomide yüksek katma değerli ürünlerin üretimine geçiş zorlanmalı, SGK prim payları, elektrik gibi girdi maliyetleri düşmeli ve bu fark çalışanlara yansıtılmalıdır. Ayrıca düşük ücretle çalışanlara çocuk yardımı, kira yardımı gibi desteklerin kapsamlı bir sosyal politika içerisinde sistemli bir hale sokulması gereklidir. Bu sorunların çözümü için konunun medya tarafından da gündeme getirilmesi, en azından bu kesimlerin sorunuyla ilgilenmek, geleceğe ilişkin bir umut ışığı yakmak gereklidir. Maalesef medyamızın önemli bir kısmında magazin, siyasi kavgalar, futbol ve başarılı şirket haberleri dışında sosyal konu olarak sadece çarpıcı adli öyküler yer almaktadır. Bu durum toplumun kayda değer bir kesiminde dışlanmışlık duygusunu arttırmaktadır. Bizler işadamları olarak kendi çalışanlarımız için bir şeyler yapmaya gayret ediyoruz. Ama yapılanların ötesinde ekonomik politikalarda köklü çözümler üzerine çalışılması gerektiğinin özellikle altını çizmek istiyorum. Emekli öğretmen açlıktan öldü Karabük'ün Safranbolu ilçesinde emekli Fizik öğretmeni evinde bakımsızlıktan ve açlıktan öldü. Safranbolu ilçesine bağlı Emek Mahallesi Birlik Sitesi K Blok'ta kalan Kemal Caymaz (71) isimli emekli Fizik öğretmeninin cesedi eşi tarafından bulundu. Aynı binada kalan Bahri Yavuz, "Emekli öğretmen uzun zamandır hastaydı. Eşi ve üvey oğlu da hasta zaten. Açlıktan ve bakımsızlıktan dolayı vücudu iyice erimiş ve kurtlanmaya başlamış. Zaman zaman biz yemek veriyorduk. Evlerinde tüpleri bile yoktu ve yemek yapamıyorlardı" dedi. Minik yüreği açlığa dayanamadı Samsun’un Tekkeköy lçesi’nde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 2.5 aylık bebek hayatını kaybetti. Doktorlar bebeğin beslenme yetersizliğinden öldüğünü söyledi. 25 yaşındaki Necla ve 26 yaşındaki Murat Bakırcı çiftinin 2.5 aylık bebekleri Kübra Bakırcı rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Sürekli ağlayan bebeği muayene eden doktorlar, yaptıkları tüm müdahaleye rağmen Kübra Bakırcı’yı kurtaramadı. Yapılan ilk belirlemelere göre bebeğin beslenme yetersizliğinden öldüğü tespit edildi. Kübra Bakırcı’nın cenazesi otopsi yapılmak üzere Gazi Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Burada yapılan otopside beslenme yetersizliğinden öldüğü belirlenen Kübra bebeğin ölüm nedeni Trabzon Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak incelemenin adından kesinleşecek Kaya Şarzep, hediyelik eşya satıcısı (Antalya) Milli Egemenlik Caddesi’nde hediyelik eşya satan Kaya Şarzep, bankalara yaklaşık 35 bin TL borcu olduğunu söyledi. Şubat ayı sonuna kadar ellindeki ürünleri satıp dükkanı kapatmayı düşünen Şarzep, şimdiden iş başvurusu yapmaya başladığını anlattı. Evli ve 2 çokçuk babası olduğunu söyleyen Şarzep, “Aylık yaklaşık 2 bin 500 TL kazanıyorum. Kira, elektrik, su gibi harcamaların ardından elimde sadece 300 TL kalıyor. Evli ve 2 çocuğu olan biri 300 TL ile nasıl geçinebilir? Bunu biri bana anlatsın” dedi. Emel Durgun, evlere temizliğe gidiyor (Burdur) Emel 38 yaşında. Ankara Üniversitesi’nde okuyan bir kızı var. 17 yaşında evlenen, 4 yıl evli kaldıktan sonra boşanan Durgun, 21 yıldır çalışarak kendinin ve kızının geçimini sağlamaya çalışıyor. Durgun “6 yıldır ev temizliğine gidiyorum. Eşimden nafaka alamıyorum. Ne zaman nafaka davası açsam eşim çalışmadığını söyleyerek nafaka almamı engelliyor. Ayda 900 TL kazanıyorum. Annemlerin de desteği ile TOKİ’den bir ev aldım. Ayda 215 TL taksit, 85 TL yakıt, 70 TL elektrik, 30 TL su ve 20 TL’de telefon parası ödüyorum, ayda 300 TL üniversitede okuyan kızıma gönderiyorum. 720 TL aylık harcamam var. 900 TL kazancım var. Geriye kalan 120 TL ile bir aylık harcamalarımı karşılamaya çalışıyorum. En büyük arzum kızımın okulunu bitirip bir işe girip bu güne kadar yaşadıklarımı bana unutturması. Ama öyle çok işsiz üniversite mezunu var ki, benim kızım da işsiz kalırsa diye çok korkuyorum” dedi. Selahattin Ala, işçi (Isparta) Fabrikada asgari ücretle çalışan işçi Selahattin Ala, tespit edilen asgari ücret tutarının bir vatandaşın geçimini sağlamanın çok altında olduğunu söyleyerek, “600 TL maaşla geçinmeye çalışıyoruz. Aldığım para aileme bakmaya yetmiyor. Bakkala, manava, kırtasiyeciye borçlarımı ödeyemiyorum. Bu nedenle çevreden borçlanıyoruz, aldığımız borç paraları da geri vermede zorlanıyoruz, hatta bazen zamanında veremiyoruz. Hayat pahalı, aldığımız yiyecek ve giyecekler pahalı ama bizim aldığımız maaş az olunca elimizdeki paralar bunlara yetmiyor. Dolayısıyla bu durum da bizi ekonomik sıkıntı içine sokuyor.” Sinan Tokgöz, 57 yaşında, ayakkabı boyacısı (Antalya) Işıklar Caddesi’nde yaşayan Sinan Tokgöz 57 yaşında ve 32 yıldır ekmeğini ayakkabı boyacılığından çıkarıyor. Evli ve 2 çocuk babası olan Tokgöz, günde 15 saat çalışmasına rağmen evine ekmek götürmekte zorlandığını söylüyor. Tokgöz, "Günlük ortalama 15 ile 20 tane ayakkabı boyuyorum. Tanesi 3 TL'den tahmini günlük gelirim 60 TL. Ev nüfusu 4 kişi olduğundan bu parayı yetirmekte güçlük çekiyoruz. Belediyeye verdiğimiz yer parası, ev kirası ve zorunlu ödemelerimden sonra elimize kalan 500 ile 600 TL arasında değişiyor. Bu para ile 4 kişi yaşamaya çalışıyoruz. Çocuklarım okudukları için çalışma gibi bir şansları yok. Eskiden ekmek aslanın ağzında derdik şimdi midesine kadar iniyoruz ekmeği zor buluyoruz. Bunda 15 saat çalışan bizler mi suçluyuz, yoksa kriz teğet geçti diyenler mi?” diyor. SÜLEYMAN YAPICI, SERGÜL CANIGÜR, HUR YE MAZ , COŞKUN KARABULUT, YUNUS ÖZLER C MY B C MY B