Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EGE’DE haber ege@cumhuriyet.com.tr Çeşme en güzel plajı ile Türkiye birincisi oldu İzmir’in turizm gözdesi Çeşme Ilıca Plajı, Türkiye’nin girişi ücretsiz en güzel 10 plajı sıralamasında birinci oldu. Yerel yönetici, rehber, blogger ve gazetecilerden oluşan büyük jürinin olduğu yarışmada sıcak ve sığ denizi ile listenin ilk sırasında yer alan Çeşme Ilıca Plajı’nın güzelliği bir kez daha tescillenmiş oldu. Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, “Bu onur bize yeter!” dedi. Türkiye’nin girişi ücretsiz en güzel plajına sahip olmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, “Çeşme yeryüzü cenneti, İzmir’in gözbebeği... Suyu, kumu ve sahilleri ile eşsiz güzelliğini bir kez daha taçlandırmış oldu. Göreve geldiğimizdeki ilk icraatlarımızdan bir tanesi şezlong anarşisine son vermek oldu. Şezlong ve şemsiyeleri kaldırdık, vatandaşlarımıza, ‘Havlunu al gel’ dedik. Vatandaşlarımız da çok mutlu oldu. Bu uygulamamız takdir görmüş ve birinci seçilmemizi sağlamış. Bu onur bize yeter” diyerek Ilıca Plajı’nın sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel plajları arasında yer aldığının altını çizen Başkan Oran, jüri üyelerine teşekkür etti. Başkan Kırgöz’den sabah mesaisi Göreve geldiği günden itibaren yoğun çalışma temposu ile dikkat çeken Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, her gün mesaisine sabahın erken saatlerinde başlıyor. “Birlikte Dikili” diyerek kentin her noktasına dokunuşlar yapan Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, mesaisine erken saatte başlayarak her kesime eşit hizmet götürmeye, adil hizmet anlayışını her noktaya yaymaya devam ediyor. Dikili için aşkla çalıştıklarını kaydeden Başkan Adil Kır göz, “Hemşerilerimizin istek ve talepleri doğrultusunda tüm ekiplerimizle birlikte sabah erken saatlerde Dikilimizin cadde ve sokaklarındayız. Park ve bahçeler, temizlik, destek hizmetleri ve fen işle ri müdürlüğü ekiplerimiz ile sahaya çıkıyoruz. Sabah 7.30’da mesaimize başlıyoruz. Vatandaşımızdan olumlu geri dönüşler var. Yapılan işleri hem yerinde kontrol ediyoruz hem de vatandaşlarımızdan gelen istek ve önerileri çalışma planlarımıza katıyoruz. Esnafı, genci, kadını, yaşlısı herkesin görüşüne önem veriyoruz. Sonuçta biz birlikte ‘Dikili’yiz ve ilçemizi hep birlikte geleceğe taşıyacağız” dedi. 312 TEMMUZ 2019 CUMA BAŞKANLAR YAZIYOR UTKU GÜMRÜKÇÜ Çiğli Belediye Başkanı İnsan bir kenti neden sever? Aslında her şey, bu sorunun cevabını aramakla, araştırmakla, merak etmekle, empati kurmakla ilgilidir. Ne demişti sosyolojinin babası sayılan İbni Haldun; Coğrafya kaderdir! O zaman kaderimizi belirleyen Çiğli’de tarihin izini sürmekte fayda var. Dönemin emperyalist gücü Roma’nın sömürü düzenine karşı hakça bir düzen kurmak isteyen Bergamalı Aristonikos, MÖ 132 yılında Leukai kentini merkez edinerek bir ayaklanma başlatır. Aristokinos, ordusuna katılacak kölelerin özgür kalacaklarını duyurunca, tüm köleler ve ezilen halkın önemli bir bölümü ona katılır. Bu isyanı temelinde Bergama Krallığı üzerinde bir iktidar mücadelesi olmasına rağmen, sosyoekonomik bir başkaldırı ve toplumsal bir değişim talebi içermesi noktasında, dünyanın ilk köle ayaklanması olarak tarihe geçer. Şu an ÇiğliSasalı sınırları içinde yer alan Leukai, “Ak Yer Halkının Kenti” demektir. Fakat Aristonikos’in onları “Heliopolit”, yani “Güneş Ülkesi Yurttaşı” diye adlandırdığı söylenir. Campanella belki de “Güneş Ülkesi” ütopyasını bu coğrafyadan doğru esinlenilmiştir, kim bilir. İlginçtir, Aristokinos’tan, 1500 yıl sonra, yine Batı Anadolu coğrafyasında ortaya çıkacak olan Börklüce Mustafa da, baskıya ve sömürüye son verecek bir düzen değişikliğini öngörüyordu. Şeyh Bedrettin’in, yâr yanağından gayri her şeyin paylaşıldığı bir dünya hayaliyle başlattığı bu isyanın ayak sesleri Çiğli’den de duyulmuştur. O dönem Karaburun’da ayaklanıp yola çıkan Börklüce Mustafa’nın rotasını Bilge Umar şöyle yazar; “İki kola ayrıldılar. Bir kol, Amanara (Yamanlar) Dağı eteklerinden, Silliyos’a (Çiğli), Silliyos’tan Balati’ye (Balatçık), Balati’den Menemenos’a (Menemen) doğru yürüdü…” Elbette o şanlı yürüyüşe Çiğlili Rumlar da katılmıştı... Ve Börklüce Mustafa’dan 600 se ne sonra, Çiğli’de bir isyan ateş daha yanar. 1980 yılında faşist MC hükümetinin baskı ve işten çıkarmalarına isyan eden Tariş işçileri, fabrikaları kapatıp greve giderler. Polis ve jandarmanın sert müdahalesine karşın, DİSK ve öğrencilerin Tariş işçilerine destek vermesiyle 55 bin işçi İzmir’de hayatı durdurur. 1516 Haziran gibi bu eylem de tarihin en şanlı işçi direnişlerinden birisi olarak kayda geçer. Çiğli’nin en büyük eksiği, “kent kimliği” Bunları neden anlatıyorum? Çiğli, tarihi boyunca haksızlığa, hukuksuzluğa, yoksulluğa karşı her zaman direnişi ve umudu örgütleyen eylemlerle öne çıkan bir mizaca sahip. Biz bu tarihsel çizgiden üç önemli başlık çıkardık: Haksızlığa Direniş, Örgütlü Mücadele ve Adil Paylaşım. Bu tarihselliğe paralel olarak, şu anki yönetim anlayışımızı da bu üç başlık üzerine inşa ediyoruz. Günümüzde Çiğli, 200 bine yaklaşan nüfusuyla İzmir’in en hızlı gelişen metropol ilçelerinden biri olmasına ve bu tarihsel altyapısına rağmen Bornova, Karşıyaka, Buca gibi bir kent kimliğine sahip değil maalesef. En önemli sorunumuz, Çiğli’de yaşayanların Çiğli’ye aidiyet duyma eksikliği. Fransız düşünür Gaston Bachelard, Mekânın Poetikası kitabında, “Mekân, peteklerinin binlerce gözünde, zamanı sıkıştırılmış olarak tutar” der. Yani, mekân ve insan yaşamı arasında kaçınılmaz/ zorunlu bir ilişki vardır. Bu ilişki, coğrafya ve tarih ilişkisi üzerinden de genişletilebilir. Yani Çiğli coğrafyasındaki tarihsel yaşanmışlıkları gün yüzüne çıkarıp şu anın belleğine aktararak farkındalık yaratmak ve yeni ve güçlü bir kent kimliği oluşturmak mümkün. Bunun için özel çalışmalar planlıyoruz. Bu noktada Çiğli’nin hem içerden hem dışardan algısını değiştireceğiz. Örneğin, Leukia 12 İyon ketinden biri olmasa da, ken di parasını basacak kadar özerk bir yapıya sahipmiş o zamanlar. İlk köle ayaklanmasının bu coğrafyada olması çok önemli ve bu tarihsel gerçekliğe sahip çıkmamız, duyurmamız lazım. Dünyanın en önemli flamingo üreme alanlarından birisi olan ve 200’e yakın kuş ve endemik türe ev sahipliği yapan Gediz Deltası Çiğli’nin doğal bir parçası. Buranın UNESCO Doğal Miras listesine alınmasını oldukça önemsiyoruz. Bunun için gerekli ulusal ve uluslararası kampanya ve lobi faaliyetlerine yakında başlayacağız. Şimdi Çiğli’de ‘dönüşüm zamanı’ Biz seçim bildirgemizin üst başlığında ‘Çiğli’de Dönüşüm Zamanı’ diye bir slogan kullandık. Dikkat edin değişim zamanı demedik. Değişim, isteseniz de istemeseniz de zaman içinde, olumlu ya da olumsuz olarak gerçekleşen bir süreçtir. Dönüşüm ise dış müdahale, planlama ve uygulama gerektirir. Dönüşüm için önce kendimizden başlayarak gerekli iç ve dış fotoğrafları çektik, dataları topladık ve önümüzdeki sürecin planlamasını yapıyoruz. Çiğli’nin geleceğini planlarken popülist ve geçici çözümlerden uzak durup, gerek bugün, gerekse gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için yerelde sürdürülebilir kalkınmayı ilke olarak belirledik. Çiğli’nin kaynaklarını, doğa ile kalkınma arasındaki dengeyi koruyan, mahalleler ve sosyal gruplar arasındaki eşitsizliği minimize etmeyi hedefleyen ve üretimi destekleyen bir yönetim anlayışı içerisinde kullanacağız. Şu an hazırlamakta olduğumuz Çiğli Stratejik Planını, “iklim dostu ve yeşil kent” teması üzerinden kurguluyoruz. Bununla bağlantılı olarak ağustos ayında düzenleyeceğimiz Çiğli Kent Sempozyumu sonrası tüm paydaşlarımızla, hemşerilerimizle Çiğli Kent Anayasası’nı hazırlayacağız. Bu anayasa her siyasi görüşten, her kültürden her yaştan Çiğlilinin üzerinde uzlaştığı ortak yaşam mutabakatı olacak. Biz tüm Çiğlilileri karar alma sürecine dahil ederken aynı zamanda görev ve sorumluluk tanımlayan şeffaf, denetlenebilir bir yerel yönetim anlayışını hayat geçireceğiz. Biliyoruz ki, insan ve toplum, mekân ve kent beraberce dönüşür. Ezcümle, bir kenti sevmek ona hizmetle başlar.