01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çeşme’de heyecan değişmedi Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, göreve geldiği ilk günkü gibi çalıştıklarını söyledi HAKAN DİRİK EGE c MART CUMA İNSANA ASUMAN [email protected] DAİR ABACIOĞLU Saflar Karışırken... ÇEŞME Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, “Yatırımlarımızla halkımızın yüzünü güldürmeyi hedefledik” diyor, çalışmalarını bu anlayışın yönlendirdiğini belirtiyor. Tütüncüoğlu, ilk olarak 1989’da Çeşme Belediye Başkanı seçildi. Sonraki dönem koltuğu Nuri Ertan'a kaptırdı, ancak 1999'da geri aldı. 2004 ve 2009'da hem partisinin adayı olmayı hem de sandıktan çıkmayı başardı. Göreve geldiği ilk gün yüreğinin hizmet arzusuyla çarptığını, aradan geçen 4 dönemden sonra bunun değişmediğini söylüyor. Şimdilerde ilçeye TOKİ üzerinden yönelen betonlaşma tehdidiyle mücadele eden Tütüncüoğlu, 1990'lı yılların Çeşmesi’ni “kanalizasyonu olmayan, çeşmelerinden tuzlu su akan, yollarında çamur ve tozdan yürünemeyen bir ilçe” olarak tanımlıyor. Böyle bir yerleşimle turizm alanında marka olunamayacağını, bu nedenle çok çalıştıklarını dile getiriyor. Tütüncüoğlu, “İlçeye gelen turisti rahat ettirmek ve ona huzurlu bir tatil ortamı sağlamak zorundasınız. Haftalarca suların kesildiğini ve sırf bu nedenle insanların Çeşme'yi terk ettiklerini hatırlıyorum. Deniz kenarında keyifle yemeğinizi yerken, burnunuzun dibine vidanjör dayanır ve sizin bütün yemek keyfinizi bozardı” diyor. LTYAPIYA ÖNEM Bu sorunları çözmek için göreve gelir gelmez altyapıya yöneldiklerini belirten Tütüncüoğlu, “Kısa zamanda su ve kanal sorununu çözdük. Şu an bir çok büyükşehrin bile sahip olmadığı altyapıya sahibiz” diye konuşuyor. “Ulaşamadığınız yer sizin değildir” sloganıyla hareket ederek ilçenin yollarını düzenlediklerini belirterek “Yollarımızı ilçemizin her yerine kolayca ulaşılacak şekilde ve en modern eşme Belediye Başkanı Faik malzemelerle yapıyoruz. Yollarımız Tütüncüoğlu, “Ulusal ve uluslararası tamamen kaplanmış durumda, artık etkinliklerle dünyaya Çeşme'yi kimse evine giderken çamurlara konuşturmayı başardık. Her türlü kültürel bulanmıyor. Şehir içinde tüm yollar kilit etkinliğe destek vererek halkımızı bu yönde Faik Tütüncüoğlu parke taş ya da asfaltla kaplandı. Binlerce de kaliteyle tanıştırdık. Bugün Çeşme de fidan dikerek Çeşme'yi yemyeşil hale sahneye çıkmamış ünlü sanatçı yok gibidir. getirdik. Şu an her mahalle de en az bir park var” Festival ve güzellik yarışmaları bizim dünyaya açılan diyor. Altyapı sorunlarından sıyrılınca ilçenin pencerelerimiz oldu” diyor. Tütüncüoğlu, hizmetleri turizmde hamle yaptığını, uluslararası yayın gerçekleştirirken “yorulmadıklarını” söylüyor. “Biz, Atatürk organlarının Çeşme'yi dünyada görülmesi gereken ilk ilkeleriyle yoğrulduk. ‘Önce vatan’ ilkesiyle çalışıyoruz” dedi. 8 yer arasında gösterdiğini vurguluyor. A B ugünlerde TOKİ konutları aracılığıyla ilçenin betonlaşmaması için mücadele veren Tütüncüoğlu, 'Yatırımlarımızı halkın yüzünü güldürebilmek için yapıyoruz' diyor. ‘Atatürk ilkeleriyle yoğrulduk’ Ç TOKİ’nin Çeşme’de yapmak istediği toplu konutlarla ilgili CHP’li belediye başkanları ve AKP’li yerel yöneticiler arasında bir süredir devam eden tartışmalar her iki parti yetkililerinin görüşleri açısından oldukça ilginç noktaları açığa çıkarıyor. Bu tartışmaların zenginlikfakirlik, turizm, rant kavgası ve çevre korumacılığı gibi odak noktaları var. Çeşme Yarımadası’nı yapılaşmaya açmak isteyenlerle yarımadanın tarihi ve doğal değerlerini korumaya çalışanlar arasında geçmişte yaşanan ve hala da devam eden kavgaları bilmeseniz, günümüzde TOKİ evleri üzerindeki tartışmalar sizi yanıltıcı sonuçlara ulaştırabilir. Şimdi bir bakıyorsunuz, ‘’Çeşme’ye otel yapılması lazım’’ iddiasıyla adanın her yanını yüksek beton yapılarla dolduranlar ve daha çok tesis isteyenler şimdi korumacıların saflarına geçmişler ve bu kez ‘’istemezükçü’’ olarak eleştirilenler kendileri olmuşlar. Diğer taraftan ‘’Çeşme’de sadece zenginler yaşamıyor’’ diyerek yoksul kesimi koruma iddiasıyla ortaya çıkanlar, toplu konut yapılacak alanın ‘’deniz görmediğini’’ vurgulayarak, kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar. Belli ki her iki kesimin de savunur göründüğü görüşlerin altında, ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar oy kaygısı yatıyor. Çeşme, son yıllarda İstanbulluların akın etmesiyle İzmir’in sayfiye yeri olma niteliğinin çok ötesinde farklı bir imaj kazandı. Çeşme’nin mütevazi sayfiye kimliği, Alaçatı’yı ve ‘’beach clup’’ları dolduran ‘’şöhretli simalar’’ sayesinde magazin tarafı ağır basan, pahalı bir tatil beldesine dönüştü. Para harcamadan bir ağacın gölgesine bile sığınılamayan, bir bardak çaya 10 lira, bir lahmacuna 50 lira ödenen Çeşme, artık daha çok zenginlerin tatil yapabildiği bir yer görünümü kazandı. Durum böyle olunca bir karış toprağın bile altın değerine ulaştığı Çeşme’de inşaat yaparak para kazanmak isteyen rant çevreleri ile Çeşme Yarımadası’ndaki doğal ve tarihi değerleri korumaya çalışanlar arasında yıllardır süren hukuk mücadelesi daha da şiddetlendi. Korumacılar yarımadanın doğal ve tarihi SİT’lerinin olduğu gibi kalmasına çaba gösterirken, ‘’taşları ve çalılıkları SİT yaptılar’’ görüşünü savunanlar, SİT’lerin kaldırılması için savaş verdiler. İlginç olan ise, TOKİ’nin sosyal konutları tartışmasıyla şimdi gelinen noktada, geçmişte SİT alanlarını otel ve turistik tesis yapımına açmak isteyenlerin, Çeşme Yarımadası’nı korumaya çalışanların safına geçmeleri oldu. Eskiden Çeşme’yi yapılaşmaya karşı korumaya çalışanları ‘’gelişmeye karşı çıkmakla’’ ve ‘’istemezükçü’’ olmakla eleştirenler, şimdi bu suçlamanın hedefi oldular. Çeşme Yarımadası’nın yıllardır dava konusu olup bir iptal edilen bir yeniden uygulamaya konulan imar planlarıyla ilgili davacı meslek odalarını suçlayan, ‘’Çeşme’de yeni otel ve tesis yapımına engel’’ olarak gördükleri SİT’ler aleyhine basına demeç veren simaları, şimdi ‘’korumacı’’ etiketi altında görmek ilginç oluyor. Öte yandan SİT’lerin kaldırılmasını isteyenleri bile isyan ettiren TOKİ’nin 4 bin konutluk projesini savunan AKP’li yetkililer, yine her zamanki ‘’yoksulluk edebiyatı’’na sarılmaya devam ediyorlar. Ancak bunu yaparken de TOKİ sosyal konutlarının yapılacağı alanın ‘’deniz görmediği’’ne dikkat çekerek, belki farkında bile olmadan, ‘’Merak etmeyin yoksullara Çeşme’de ev yapıyoruz ama o kadar da değil’’ mesajı veriyorlar. Başka türlü asla elde edemeyecekleri oy potansiyelini, Çeşme’yi alt üst etme pahasına, az gelirlilere 4 bin konut yaparak kazanma hesabı yapıyorlar. Böylece, yaratacakları ekonomik rantı, siyasi kazanıma dönüştürmeyi hedefliyorlar. ‘’Çeşme’de, sadece zenginler yaşamıyor’’ sözleriyle yoksul kesimin yanında oldukları görünümü veren AKP’liler, TOKİ evlerinin sadece yoksullara satılacağını iddia ederken, pek inandırıcı olmuyorlar. Bu arada AKP’liler, CHP’li belediyeleri ‘’istemezükçü zihniyet bu kez kendisini Çeşme’de gösterdi’’ diye suçlarken, çevreciliği de elden bırakmıyorlar. Çeşme’yi CHP’lilerin betonlaştırdığını savunarak, ‘’Belediye her yeri beton yığınına çevirdi. Sıcak çamurların olduğu yerlerde beton kitleler yükseltti. Çeşme Belediye Başkanı Tütüncüoğlu dört katlı yapılara karşı çıkarken, kendisi dört katlı binada oturuyor’’ gibi suçlamalar yöneltiyorlar. Çeşme Yarımadası’yla ilgili çevrecilik, korumacılık, zenginlikyoksulluk üzerinden giden bu rant kavgası nereye varacak bilinmez. Bu tartışmalardan çıkarılacak en akıllıca sonuç ise her iki tarafın da suçlamalarında haklı olduğu noktaların bulunduğu ve siyasette hedeflenen amaçlar doğrultusunda rantiyecilikle korumacılığın her an yer değiştirebileceğidir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle