Katalog

2 Aziz Nesin’in bir saptaması vardı, hiç unutmuyorum, “Bu ülkede her dört kişiden beşi şairdir”derdi. Biz o kadar şair bir milletiz ki, şairliğimiz en alt kesimden doruğa, padişahımız efendimize dek uzanan şaşırtıcı bir skalayı buna tanık gösterebiliriz. Osmanlı padişahları içinde ilk “ şair” kesilen padişah Sultan Murat’tır. Şiir yazmayı canı istediğinde padişah madişah olduğuna hiç bakmaz oturur, (öncekiler yerine şairliğine kapıyı açacak nice nice şiirleri) yazar, tutkunu olduğu kadınlara (kimi kez de nevcivanlara) dizeler ve sayfalar dolusu divanlar yazardı. “Şair” Sultan Murat’ı oğlu Fatih Sultan Mehmet, onu da oğlu, onu da onun oğlu ve oğullarının oğulları izlemişlerdir. Son dönem tahta geçip oturanları saymazsak, hanedanda şair olmayan padişah parmakla gösterilecek kadar azdır. “Zülfünün zincirine bend eyledi şahım beni Kulluğundan etmesin azad Allahım beni Cevri dilber, tani, düşmen suzi firkat, za’i dil c 1 ŞUBAT 2011 SALI Bir Süleyman Varmış Bir De Hasekisi Her kim ol simteni bir Dürlü dürlü dert içün gece üryan eyler halk etmiş Allahım beni” ALAFORTANFONİ Gah lali gibi gözüm Dörtlük, “Avni” adıyla TARIK DURSUN K. yaşına al eyler şiirler yazan, hatta bir Gah zülfü gibi halimi divanı olan Fatih’indir. perişan eyler” “Tan mıdır etse gönül Kanuni Sultan nale bir vü efgan buy Süleyman da hanedan geleneği şiirler gece yazıyor, “Muhibbi” takma adını Gelmedi meclise ol diberi fettan bu kullanıyordu. Yaşadığı dönemde çağdaşı gece olarak iki büyük şiir ustası Baki ile Fuzuli Vuslatı şemini çün yakmadı ol yar de vardı. Tarihçilere göre kuşku yok gelüp Türk divan edebiyatının önde gelen bir Firgati narine Avni yine sen yan bu kişisi değildi ama ne var şuara gece” tezkirelerinde o yüzyılın “şöhret”leri Ayrıca (gerçekten de birbirinden güzel arasında anılanların çoğundan dili ve şu dökme beyite) ne buyuracaksınız, duygusallığıyla kat kat üstündü. hadi deyin bakayım: Irakeyn seferine çıkarken gördüğü “Dili bülbül kılupdur Ağrızın üstündeki cenge giden bir atlı “nevcivan”a tasvir güller yollu yazdığı şu dizeler ne kadar renkli Beni sevda ile baştan çıkarmıştır o hareketlidir: kaküller” “Ol libası zerkeş, binduğu atı serkeş Ve padişahlığının aşk nedeniyle bir Bağlandı kıru tirkeş azmi Iraka düştü kenara bırakıldığı şu dörtlük de yine Gözyaşları Muhibbi döksen acep değil onundur. Ol serv kadde nagah bu dide bake “Geydürur canına zevk ile safa hullerin düşdü” Saray dilinde “haseki” denilen nikahlı karılarından Hürrem Sultan'a olağanüstü bağlanmıştı. Saraya “esir pazarından bir cariye” olark giren, görkemli bir güzelliğe sahip bu kadın, Rusya steplerinde yaşayan Slav ırkının Roksolan boyundan geliyordu. Kanuni’nin sefere çıktığında karşılıklı yollanmış “muhabbet”li mektupları, bugün Topkapı Sarayı Müzesi evrak hazinesindedir. Padişah, Hürrem’den aldığı her mektubu açtığında (bugün için bile) inanılmaz hitaplarla karşılaşmıştır. “Canım paresi sultanım padişahım”, “devletimin güneşi”, “saadetimin sermayesi sultanım”, “mübarek ayaklarını öptüğüm sultanım hazretleri”, “yüzbin firakı hasret ile ellerine, ayaklarına kapandığım padişahım...” Ayrıca Hürrem Sultan’ın eli kalem de tutuyordu, aşk nedeniyle o da “şaire” kesiliyordu. “Ey saba... Sultanıma zarü perişan deyesün Gül yüzünsüz işi bülbül gibi efgan deyesun” Efendim! EGE’den SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Karşıyaka Belediyesi Şiir Atölyesi’nin hazırladığı anma etkinliği kapsamında İkinci Yeni Şiir’in kurucu şairlerinden Ergin Günce anıldı. Belediyenin toplantı salonunda yapılan etkinlikte, Günce’nin yaşamından, şair kimliğinden ve şiirlerinden ör nekler verildi. Etkinlikte konuşan Veysel Çolak, “Renkli bir imge dünyasına sahip olan Ergin Günce, İkinci Yeni’nin beş şairinden biridir. Şiirlerinde insanı değiştirmekle işe başlamış, daha sonraki dönemde başkaldırı şiirine yönelmiştir” dedi. Fergun Özelli de, Günce’nin 70’lerin po litik ortamına ilgisiz kalmadığını, toplumcu şiiri kendi şiirinin süzgecinden geçirerek politik şiirler de kaleme aldığını söyledi. 1983’te meydana gelen uçak kazasında yaşamını yitiren şairin, “Genç Ölmek” ve “Türkiye Kadar Bir Çiçek” adlı iki de kitabı bulunuyordu. 5 ve 6 H r Adam 11:00 14:15 17:30 20:45 11:00 13:00 15:00 17:00 19:00 21:00 12:30 15:00 17:30 20:00 22:30 11:15 13:45 16:15 18:15 21:15 Seferihisar’da takas bayramı 12:15 14:45 17:15 19:45 22:15 11:15 13:15 15:15 17:15 19:15 21:15 İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Seferihisar'da düzenlenen tohum takas şenliği cumartesi günü gerçekleştirilecek. Seferihisar, Urla, Karaburun, Mordoğan belediyeleri, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Karaot Köyü Tohum Derneği, Ekolojik Üreticiler Derneği, Yağcılar ve Demirciler Köyleri Çevre Derneği, İzmir Köy Kalkınma Kooperatifleri Birliği, GDO’ya Hayır Platformu gibi kurum ve kuruluşların işbirliğiyle yapılacak şenlik, saat 10.00'da başlayacak ve 17.00'a dek sürecek. Seferihisar kapalı pazar yerinde gerçekleşecek olan şenlikte yerel tohumların önemine ilişkin sunumlar gerçekleştirilecek, yerel ürünler satılacak. Saat 14.00'dan itibaren tohum takası başlayacak. Yerel tohumları getiren köylüler, isteyenlere küçük paketler halinde tohumları karşılıksız olarak verecek. Saat 16.00’da başlayacak Grup Tan konseriyle etkinlik sona erecek. Ege Ajans 25 yaşında İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Ege Üniversitesi Haber Ajansı, (Ege Ajans) kuruluşunun 25. yılını kutluyor. Okul yöneticileri ve ajans çalışanları, yarın saat 10.00'da Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda saat 10.00'da bir araya gelerek , yıldönümünü kutlayacak. cEGE 11:00 13:45 16:30 19:15 22:00 11:00 13:00 15:00 CADILAR ZAMANI İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir 17:00 19:00 21:00 [email protected] İzmir, yerel tohumun yaşaması ve yayılması mücadelesinde önderlik ediyor. Geçen eylülde Torbalı’daki tohum şenliğinden sonra Seferihisar’da yapılacak olan “Yarımada Tohum Takas Şenliği”, konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. Şenlik, cumartesi günü sabah 10.00 ile öğleden sonra 17.00 arasında Seferihisar kapalı pazar yerinde gerçekleşecek. Tohum takas şenlikleri değişik dünya ülkelerinde çoktandır yapılıyor. Komşumuz Yunanistan’da bile on yılı aşkın bir süredir, üstelik tarım bakanlığının desteği ile tohum takası yapılıyor. Yarımada şenliği Türkiye’deki ikinci tohum takas etkinliği oluyor. Çok değişik sebzeleri ve otlarıyla, sağlıklı Akdeniz mutfağının başkenti İzmir desek, çok yanlış olmaz. Ne var ki on bin yıl önce tarım devriminin gerçekleştiği verimli hilalin bir parçası olan Türkiye’de ve Ege’de yerel tohumlar birer birer kayboluyor. Yerel tohumlarla sağlanan muhteşem biyoçeşitliliğe, özellikle 1980 sonrası uluslararası tohum şirketleri ağır darbeler indirdi. Örneğin domateste veya buğdayda nerede ise her köyün toprak ve iklim özelliklerine uyum göstermiş binlerce çeşidi birkaç çeşide indirerek, bunları da patent veya benzeri fikri mülkiyet halkları ile sahiplenmek istiyorlar. Binlerce kuşaktan çiftçinin geliştirdiği bu çeşitlere birkaç gen sokarak veya çıkararak el koyuyorlar. Buna “biyokorsanlık” diyoruz. Kendi çeşitlerinin daha verimli olduğunu iddia edebiliyorlar. Ancak her ürün ve yerde görülmeyen bu verim artışı KONUK Prof. Dr. TAYFUN ÖZKAYA Biyokorsanlığa Karşı Şenlik kimyasal gübrelerle sağlanıyor. Ayrıca şirket çeşitleri, hastalık ve zararlılara dirençsiz olduğundan kimyasal ilaç kullanmak kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden insanlar kanser başta birçok hastalıktan sapır sapır dökülmekte. Araştırmalar yerel tohumlarla üretilmiş ürünlerin vitamin ve mineral maddeler başta besleyici özellikler yönünden şirket tohumlarından çok üstün olduğunu ortaya koyuyor. ABD’de yapılan bir araştırma ile 1950–1999 yılları arasındaki 50 yıllık süre içinde 43 sebze ve meyvede 13 besin maddesinde besin değerlerindeki değişimler incelenmiştir. Örneğin ıspanakta C vitamininde düşme oranı yüzde 52’dir. Soğanda ise bu düşme yüzde 28’dir. Demir oranındaki düşüşler soğanda yüzde 56, ıspanakta ise yüzde 10 olmuştur. Bu ise hastalıkların önlenmesi açısından çok önemlidir. Şirket tohumları ile kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar toprağı bir süre sonra kullanılmaz hale getirdiği gibi doğal dengeyi bozarak giderek daha fazla tarım ilacı kullanmayı gerektirmektedir. Küresel iklim değişimine neden olan sera gazlarındaki artışın önemli kaynaklarından biri de bu anlattığımız kimyasal ilaç ve gübrelere, fosil yakıtlara, ağır makinelere ve aşırı suya bağımlı endüstriyel tarım sistemidir. Büyük tohum şirketlerinin önemli bir kısmı aynı zamanda tarım ilaçları üreticisidir. Hatta bazıları beşeri ilaç alanında da güçlüdür. Bu durumda tarım ilacının bol bol kullanılması bu şirketler için problem değildir. Kârlarının artışı böyle sağlanır. Küresel ısınma yerel tohumları her bakımdan üstün hale getiriyor. Çünkü bunlar değişen iklim koşullarına daha kolay uyum gösteriyorlar ve çoğu zaman daha az suyla hatta susuz yetiştirilebiliyorlar. Yerel tohumlar, köy çeşitleri veya köy popülâsyonları bütün dünyada büyük bir önem kazanmakta. Dört yıl önce çıkarılan tohum kanunu ise durumu daha da kötüye götürüyor. Yerel tohumlar bu yasa ile adeta uyuşturucu madde gibi yasa dışı ilan edildi, genetik materyalin ticareti yasaklandı. Yerel tohumları bütün dünyada genellikle yaşlı kadınların sakladığı görülüyor. Bunlardan biri öldüğünde bütün tohum sandığının çöpe dökülmesi işten bile değil. Bu nedenle zamanımız daralıyor. Daha önce Torbalı’da yapıldığı gibi, Seferihisar Tohum Takas Şenliği de yerel tohumların kaybolmaması, yayılması, ürünlerinin tanıtılması ve tüketiminin artması yolunda bir adım. Umarız bu adım dalga dalga bütün Türkiye’ye yayılır. ERGİN GÜNCE Şair Ergün Günce anıldı Daha da önemlisi, kentini yüceltene, büyütene, geliştirene yaşadığı dönemde kıymet vermektir. Geçen hafta, yukarıda saydığımız isimlerin yanına kolayca yerleştireceğimiz bir kentli için “saygı etkinliği” vardı. Ne güzel bir girişim... İzmir’i Sevenler Platformu Başkanı, halkla ilişkiler uzmanı Sancar Maruflu’yu Konak Belediyesi’nin Ustaya Saygı etkinliğinde andık. Hakan Tartan’ın girişimleriyle başlatılan etkinlikte bugüne değin Onur Şenli, Özdemir Nutku, Muzafer İzgü, Nurettin Tekindor, Şadan Gökovalı, Tayla Kıyat, Çınar Çığ, Berrin Taşan, Bingül Başarır ve Necip Mirkelamoğlu onurlandırıldı. Tartan, onun için “Kentine sadece sevgisini ve emeğini değil, yüreğini ve yaşamının büyük bölümünü sundu” diyor. Maruflu bu ödülü fazlasıyla hak ediyor. Herşeyden önce kente ve onun değerlerine gösterdiği ilgi ve vefadan ötürü. Yıllardır onun titiz ve özenli çabalarıyla önemli günleri, saygın isimleri, yurduna ve İzmir’e değer katanları anıyoruz. Gerçek bir yurtsever, Atatürkçü, cumhuriyetçi Maruflu, kentin toplumsal belleğini oluşturuyor bir anlamda. Hasta yatağından kalkıp ödülünü alırken, tükenmek bilmeyen enerjisine bir kez daha tanık olduk. Karşıyaka Belediye Meclisi de vefa örneği göstererek Maruflu’nun adınının bir cadde ya da sokağa verilmesi için karar aldı. Bunu gündeme getiren Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak’ı ve meclis üyelerini kutlarım. Ayrıca Dr. Alpaslan Berktay’a da benzer bir vefanın gösterilmesinin yerinde olacağını düşünüyorum. Yıllardır doğru bir çizgide sürdürdüğü insan hakları mücadelesiyle öne çıkan, ülkenin zor dönemlerinde bir aydın olarak sorumluluk üstlenen Berktay, katıldığı yüzlerce toplantı, konferans ve panelde gerçek bir yurtsever ve Kemalist olarak kentine, ülkesine çok hizmet etti. Değerlerimize, insanlarımıza sahip çıkmak, onları yaşarken de önemsemek İzmir’i “İzmir” yapan anlayıştır. Kentin sakini değil, sahibi olmak önemlidir... eposta: [email protected] Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. C M Y B C MY B