17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 c 29 HAZİRAN 2010 SALI 10 yılda 10 kilometrelik toprağını yitiren Altınova’da, deniz ilçeyi yutmayı sürdürüyor Mavi bildiğini okuyor! OYA UĞRAL AYVALIK Yıllardır erozyona karşı mücadele veren Altınova beldesinde 10 yıl içinde yaklaşık 10 kilometrelik bir alan denize aktı. Parça parça yapılan mendireklerin çözüm getirmediğini savunan Belediye Başkanı Asım Sürer, yetkililere, Altınova’nın “afet bölgesi” kapsamına alınması için çağrı yapıyor. Ayvalık’a bağlı Altınova beldesindeki kıyı erozyonu felaket boyutuna ulaştı. Dalgakıranlar için devletin çıkardığı kısıtlı ödenekler de artık soruna çözüm getirmiyor. Bölgeye toplam 50 dalgakıran gerekirken üç yıl içinde ancak 18 dalgakıran yapılabildi. Dalgakıranların bittiği yerde 60 metrelik bir alanın yok olduğunu belirten Belediye Başkanı Asım Sürer, devletin konuya el atmasını isteyerek, “Yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. En büyük endişemiz, biriki yıl içinde doğal kum adamızı kaybedeceğiz. Bu kum dalyanının yok olması doğal liman özelliğinde olan içdenizin kaybolmasına yol açarak yeni bir balıkçı barınağı yapılmasını gerektirecektir. Uzmanların raporlarıyla birlikte DLH ve ilgili bakanlıklara tehlikenin boyutlarını gösteren onlarca müracaatımız oldu. Parça parça yapılan dalgakıranların soruna çözüm olmadığını bildirdik. DLH, Altınova kıyı erozyonunun Parça parça yapılan yatırım planına alınabilmesi için mendireklerin çözüm bizden dolgu imar planı ile sismik ve getirmediğini savunan Belediye jeolojik inceleme yaptırmamızı Başkanı Sürer, Altınova’nın “afet istiyor. Kısıtlı bütçemizin yanı sıra, bölgesi” kapsamına alınması 200 bin lira maliyetli bu çalışma için gerektiğini söyledi. 4 bakanın onayı ve aylarca sürecek bürokratik işlemler gerekiyor” dedi. Zaman kaybını göze alamayacaklarını bildiren Sürer, soruna acil çözüm bulunması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Kıyı erozyonunu afet bölgesi ve acil eylem planı içine aldırabilirsek, çıkarılacak ödenekle dalgakıranları kısa sürede tamamlayabiliriz. 10 yılda 10 kilometrekarelik bir alan kaybettik. Yurttaşların yüzlerce dönüm tapulu arazisi sulara gömüldü.Deniz evlere dayandı. İmar planı beklemeye zaman kalmadı. Tekrar başa dönmeye gerek yok. Sürekli akan toprak, denizde sığlaşmaya ve ekolojik dengenin bozulmasına da yol açıyor. Elimizde fotoğraflar ve raporlarla birlikte yetkililere sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Kıyı erozyonunun hızla yayıldığı gerçeği, yatırım önceliklerinin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken bir olgudur.” YAĞMURLA GELEN SEVİNÇ VE HÜZÜN... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Bölgesi’nde son günlerde etkili olan sağanak yağış, üretim sezonunda çiftçinin hem yüzünü güldürdü, hem de tarım alanlarına önemli zararlar verdi. İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse, mevsim normallerinin üzerine çıkan yağışların zeytin, pamuk, mısır ve narenciye gibi ürünlere yararlı olduğunu ancak buğday ve kirazın zarar gördüğünü belirtti. Özellikle dolu yağması sonucu açıkta yetişen meyvelerin, karpuz ve domatesin büyük ölçüde tarlada kaldığını belirten Köse, üreticilerin ürünlerini ekmeden önce tarım sigortası yaptırmak zorunda olduklarını vurguladı. Çanakkale Ziraat Odası Başkanı Hicri Nalbant, henüz hasatı yapılmayan tahıl, buğdaygiller ve kirazın zarar gördüğünü belirtirken, ayçiçeğinin yağmurlardan olumlu etkilendiğini söyledi. Balıkesir Ziraat Odası Başkanı Sami Özat da, dolu yüzünden kavun ve karpuzun belli oranda zarar gördüğünü, ancak yıllardan beri yağmasını bekledikleri haziran yağmurlarının yararını gördüklerini, yağışın çiftçiyi memnun ettiğini kaydetti. Bu arada Aydın Valiliği’nden yapılan açıklada, son günlerde etkili olan yağış ve doludan mağdur olan üreticilere, bu afetlerin sigorta kapsamına girmesi nedeniyle destek yapılamayacağı belirtildi. Balda isim tartışması İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Dünya çam balı üretiminin yüzde 85’inin karşılandığı ülkemizde, ürünün başına getirilecek “isim” tartışma konusu oldu. Marmaris Ticaret Odası (MTO) ile Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği, çam balı yüzünden karşı karşıya geldi. MTO, arı yetiştiricilerinin “Muğla Çam Balı'' olarak coğrafi işaret tescil talebiyle Türk Patent Enstitüsüne (TPE) yaptığı başvuruya itiraz etti. Marmaris Ticaret Odası Başkanı Mehmet Baysal, Muğla'daki çam balı üretiminin yüzde 80'ine yakınının Marmaris ve çevresinde gerçekleştirildiğini ileri sürerek, çam balının “Marmaris Çam Balı” ismiyle tescil edilmesi gerektiğini söyledi. Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği'nin, çam balının “Muğla Çam Balı” adıyla coğrafi işaret olarak tescil edilmesi için TPE’ne 2 yıl önce başvuru yaptığını anımsatan Baysal, “Başvurunun ilanı Ocak ayında Resmi Gazete'de yayımlandı. İlana 6 ay içerisinde itiraz hakkı bulunuyordu. Biz de MTO Yönetim Kurulu olarak itirazımızı ilettik. Çam balının ‘Marmaris Çam Balı’ olarak tescil edilmesi için başvuru yaptık” diye konuştu. Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin ise literatürde “Marmaris Çam Balı” diye bir bal çeşidinin bulunmadığını ileri sürürek, ticaret odası yetkililerinin duygusal davrandığını söyledi. 1909 yılından beri bölgede çam balı üretimi yapıldığını belirten Şahin, “101 yıldır bu arkadaşlar neredeydiler, neden tescil başvurusu yapmamışlar?” dedi. ÜRÜNÜ KORUMAK İÇİN SİGORTA GÜNEBAKANLARA YARADI BEKLENEN YAĞMUR Ege Bölgesi’nde son günlerde etkili olan yağışlar, üreticinin bir kısmının yüzünü güldürürken, bir kısmını da zora soktu. AYDINLI ÜRETİCİYE AFET YARDIMI C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle