17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 EKİM 2010 SALI c 3 Türk deniz ticaret filosu, Deniz Ticaret Odası'nın 2009 yılı faaliyet raporunun verilerine göre sayısal olarak yüzde 3, tonaj bazında yüzde 7 büyüme kaydetmiştir. Raporda dikkat çeken diğer bir konu da, yabancı bayrak çeken Türk ticari gemilerinin yüzde 58'e ulaşmasıdır. Deniz Ticaret Odası'nın hazırlamış olduğu faaliyet raporunda, en büyük artışın yüzde 6 ile büyük tonajlı gemilerde olduğu belirtilmektedir. Türk Deniz Ticaret Filosu'nun tonajı, yabancı bayraklı Türk gemiler de dahil olmak üzere 15.3 milyon dwt'den (dwt: bin kilogramdan oluşan ölçü birimi, bir geminin taşıyabileceği en çok ağırlık olarak da kullanılır) 17.2 milyon dwt'ye çıkmıştır. Ama ne yazık ki bu artış, dünya deniz ticaretinin yıllık 300 milyar doları aşan o iştah kabartan pastasından alınan payın artmasına yetmemiştir. Ticaret filomuz 2008 yılı dünya sıralamasında 24. sırada yer Yaşlanan Gelişme alırken, bu gelişmelere karşın sıraya yerleşirken, Türkiye 2009 yılında 26. sıraya 2008 yılı değerlerine göre gerilemiştir. Türk deniz ticaret 0.1 gerileyerek 0.7 ile filosu, performansının en ancak 26. sırada güçlü ve en verimli tutunabilmiştir. olduğu 1996 yılında Dünya deniz ticaret 10.8 milyon dwt. ile filosunun 2009 16. sıraya yılındaki yüzde 8.5 yükselmiştir. Aradan olan büyümesi baz D E N İZCİ geçen on üç yıl sonra alındığında, Türk ÜNAL BENLİALPER kaydedilen 6.4 lük deniz ticaret artış deniz ticaret filosunun tonaj filomuzun dünya değerlerinin dünya denizlerindeki rekabet şansının ortalamasının altında olduğunu artmasına yetmemiştir. görürüz. Ticari gemi sayımız (150 Faaliyet raporundaki diğer groston üzeri) yüzde 3.3'lük çarpıcı gerçek ise, yabancı büyüme ile 2009 yılında sayısal bayrak çeken Türk gemilerinin olarak bin 576'ya ulaşmıştır. sayılarındaki tırmanıştır. Oysa Buna karşılık 2010 Ocak ayı 1998 yılında deniz ticaret itibariyle 158 ülkeyi kapsayan filomuzun yüzde 96'sı Türk değerler ile dünya deniz ticaret bayraklı iken, bu oran bugün filosunun kapasitesi, toplam 46 yüzde 42'lere gerilemiştir. bin 948 gemiyle 1.23 milyar Türk deniz ticaret filosunda dwt'ye yükselmiştir. Panama, bulunan kuru yük gemileri, Liberya ve Marshall Adaları ilk üç sayısal olarak yüzde 27'lik bir [email protected] oranla üstünlük sağlamışlardır. Büttün bu gelişmeler ve büyümelere karşın 2009 yılı değerlerine baktığımızda, deniz ticaret filomuzun bir yıl öncesi verilerine göre beş ay daha yaşlandığını görürüz. Gemilerin yaş ortalaması 2010 yılında 24.62 iken, 2009 yılında 24.24 olarak belirlenmiştir. Bu da bize içinde bulunduğumuz yılda gemilerin biraz daha yaşlandığının sinyallerini vermektedir. Hem sayısal hem de tonaj olarak büyüyoruz ama, dünya denizlerindeki ekonomik değerlerden yeterince pay alamıyoruz, üstelik de filomuz yaşlanıyor. Dünya sıralamasında 16. sıradayken 26. sıraya geriliyoruz. Geçmiş tarihlerde yüzde 96 olan Türk bayraklı gemilerimizin oranı günümüzde yüzde 42'lere kadar düşüyor ve dünya denizlerindeki rekabet şansımız da yükselmiyor. Türk deniz ticaret filosu, bu değerlerin ışığında nereye doğru gidiyor? SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR Biri Güler, Biri Ağlar!.. Bank Asya 1. Ligi'ndeki İzmir'lilerden Karşıyaka ilk galibiyetini alıp güldü; Altay sahasındaki yenilgiye ağlıyor!.. Daha sezonun başında ortaya çıkmış bir gerçekti bu durum. Biri gülerken, diğeri ağlayacaktı... Uzun soluklu yolculuklarda insanın yapacağı hamleler her şeyi değiştirebilir. Ancak, başta yapılan yanlışları toparlamak gerçekten zor oluyor. Karşıyaka'nın bugüne dek gösterdiği performans düşüklüğü, başarı çizgisinin yaratıcısı hiç kuşkusuz kendi yönetimidir. Çünkü, geçtiğimiz sezondan gelen bir teknik adama transferi yaptırıp, ardından 2. maçta yol ayrımına gidildi. Yeni bir teknik adamla yola çıkıldı. Giden Erdoğan Arıca, gelen Kemal Kılıç... Eğer Arıca ile bir sorun varsa, transferler neden ona yaptırıldı ve neden sezon başı kampına gidildi? Görevine son verilip yeni teknik adamla başlanabilirdi ve belki de Karşıyaka bu zor günleri yaşamamış olabilirdi... Kemal Kılıç görevine başladıktan sonra yeşilkırmızılılar yeni sezonun ilk galibiyetini Kartal deplasmanında alarak yandaşlarının yüzünü güldürdü. Hiç kuşkusuz yönetim ve futbolcular kadar, teknik kadro da bu galibiyete seviniyor ve yeni bir sayfa açmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Kılıç, herşeyin bir galibiyetle değişeceğine, futbolcuların eski özgüvenlerine kavuşmalarının buna bağlı olduğunu söylüyordu. Şimdi bekleyip göreceğiz bakalım, Karşıyaka İzmir'i mutlu edecek sonuçları alabilecek mi? ??? Diğer İzmir temsilcisi Altay, Denizli deplasmanındaki 41'lik yenilginin ardından, Kayseri Erciyes'e de sahasında 32 yenilince taraftarın büyük tepkisi ortaya çıktı... Siyahbeyazlı takımda teknik direktör Ercan Ertemçöz'ü istifaya davet eden taraftarlar, maç 30 olunca tribünleri boşaltıyor... Bu anlamlı bir protestodur... Her sezona şampiyonluk parolasıyla ve belli bir tempoyla başlayan takımın taraftarı ister istemez bir beklenti içinde oluyor. Ne var ki, Altay yönetimi bu sezona başlarken dahiyane buluşla, "Gizli aday!" olduklarını açıkladı. Bu parolayla, kıyıda köşede kalmış, daha doğrusu fazla para gerektirmeyecek transferler yapıldı ve takım eski havasından uzaklaştı. Ercan Ertemçöz, ilk galibiyeti Karşıyaka önünde aldıklarında derin bir "oh" çekmişti. Ancak, sorunlar zinciri yeni oluşuyor. Ertemçöz, en başarılı olduğu dönemde bu takımdan gönderilmiş bir insandır. İşte tıpkı o günlerdeki gibi birileri kenardan düğmeye basıyor olmalı ki, ihale Ertemçöz'e çıkarılıp istifası isteniyor. Sen zor olanı başarması için göreve çağır, sonra da "istifa" diye tribünden bağırt... Bakalım bu işin arkasından neler çıkacak? ??? Ve yazıyı noktalamak üzere olduğum bir anda gelen "Bülent Uygun istifa etti" haberi karşısında hiç de şaşırmadım... Bir gün önce gazetelerde yayımlanan demecinde, Uygun şöyle diyordu: "Gol pozisyonlarında becerikli olamadık. İstediğimiz gibi çalışamıyoruz. Çalışma sahamız yeni onarılıyor, kendi stadımızda oynayamıyoruz, maddi sıkıntılarımız da var, yeni takım olmanın da sıkıntıları var..." Sevgili Uygun'un bu demeçlerini her maç sonrası okuyoruz. Yani kafasındaki sıkıntı büyük... Çünkü, istediğini başaramadı!.. Beklentileri farklıydı, yeni bir takımın başına gelmişti, kadroyu kendisi kurdu ama olmadı, istediği uyumu kuramadı... Belli ki buna maddi sıkıntılar da eklenmiş ki, her demecinde böyle sözler söylüyordu, sonunda dayanamayıp bıraktı... Bucaspor için hayırlısı olsun demekten başka sözümüz olamaz... Barolarda değişiklik yok SEDAT KURT / TEVFİK AKBAŞ DENİZLİ/AYDIN Denizli ve Aydın barolarının haftasonu gerçekleştirilen genel kurullarında yeni yönetimler belirlenirken, Denizli'de hiç bir kadının yönetimde yer almaması dikkat çekti. Adil Demir’in, 5. kez kazandığı Denizli Barosu seçimleri hafta sonuna damgasını vurdu. Seçime Adil Demir mavi, Müjdat İlhan beyaz, Mustafa Pelek kırmızı, Ufuk Özdemir ise sarı renk listelerle girdi seçime. 310 oy alan Demir yeniden başkan seçilirken, İlhan 206, Mustafa 114 ve Özdemir ise 61 oy aldı. Seçimlerde farklı listelerden 10 kadın aday da yönetime girmek için yarıştı. Ancak listelerdeki delinmeler nedeniyle bu gerçekleşmedi. Baro uzun yıllardan sonra ilk kez kadınsız bir yönetim kurulu oluşturdu. Denizli Barosu'nun yeni yönetimi, Demir'in yanı sıra, Ali Coşkun, Koray Kurşunoğlu, Mehmet Ali Doğan, Halil Sarı, Hakan İlhan, Murat Mintaş, Kamil Doğan, Özcan Aksoy, A. Cengiz Kılıç ve Onur Dayıoğlu'dan oluşuyor. Aydın Barosu Olağan Genel Kurulu'nda da güven tazeleyen Sümer Germen, 5’inci kez başkanlığa seçildi. Germen'in listesi 564 oyun 387’sini alırken, Bülent Tokuçoğlu 177 oyda kaldı. Denizli ve Aydın barolarında mevcut başkanlar beşinci kez seçilirken, Denizli'deki yönetimde tek bir kadın bile yer almadı. [email protected] C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle