01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 K O N U K 16 OCAK 2009 CUMA Bir yandan arsenik arıtma tesisleri yapılırken, bir yandan da içme suyu şebekesi yenileniyor Kara Haber Müjdesi! M. KEMAL AŞK (Eski Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürü) Mahalli seçimler yaklaşıyor ya Balçova arsaları konusu yine gündemde. Geçtiğimiz günlerde basında, “1875 aileye büyük müjde” diye bir haber çıktı. Balçova arsaları, İzmir'in en vahşi sel deresinin geldiği Poligon havzasının içinde bulunuyor. 52 hektar genişliğindeki bu arsaların, bulunduğu arazi çok dik eğimli (yüzde 40 – 50), kayma temayülü yüksek, su depolama gücü sınırlıdır. Bu durumda havzanın en uzak noktasına düşen yağış suyunun, mansaba ulaşma süresi kısa ve maksimum debi yüksektir. Maki formundaki bitki örtüsü, normal bir orman örtüsü kadar olmasa da erozyonu önlemekte ve sele karşı etkili olmaktadır. Bin 112 hektar genişliğinde olan Poligon sel havzasının 713 hektarı Limontepe Mahallesi yerleşim alanı, 54 hektarı olimpiyat öyü ve 22 hektarı da askeri birlik sahasının yerleşim alanı olarak yapılaşmış durumdadır. Bu üç yerleşim alanı, havzanın yüzde 71'ini teşkil ediyor. Buna 52 hektar Balçova arsaları da eklenirse sahanın yüzde 75'i yapılaşmış olacaktır. Havzada 17 hektar, daha önce orman idaresi tarafından ağaçlandırılmış saha bulunuyor. Buna askeri birlik sahası içinde İZSU tarafından ağaçlandırılan 110 hektar da eklenince genel havzanın yüzde 11.5'ini oluşturmaktadır. Poligon gibi bir sel havzası için çok yetersizdir. Balçova arsaları ile geriye kalan çıplak sahalar da ağaçlandırılabilirse ancak sel havzasının yüzde 25'i ağaçlandırılmış olacaktır. Aslında böyle bir sel havzasının zararsız hale getirilebilmesi için tamamının ağaçlandırılmış olması gerekir. 2003'lerde bu konu bir kere daha gündeme gelmiştir. Ben Balçova arsalarının imara açılmasının doğru olmayacağı görüşümü daha önceki İZSU Genel Müdürü Sayın Hasan Fehmi Mani'ye bildirmiştim. İstanbul Üniversitesi'nden Havza Amenajmanı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Özhan'ı davet ettik. Havzayı bütün yönleriyle etüt ettikten sonra 4 sayfalık rapor verdi. Bu rapor, İZSU ve büyükşehir arşivlerinde mevcuttur. Özhan, raporunda özetle şu sonuca vardı: “Havza, çok dik eğimli yamaçlarda yumuşak dokulu ve kolay ayrışmaya elverişli bir ana materyalden gelişen taş lı, kumlu killi, balçık teks türünde, su tutma kapasitesi düşük ve erozyon eğimi yüksek bir toprak tabakasına sahiptir. Bu nitelikler, yağış suyunun hızlı bir şekilde yüzeyle akışa geçmesini ve sel oluşmasını kolaylaştırıcı etkide bulunur ki, bu arazi bölümünün yapılaşması durumunda da çok daha yüksek bir pik akımın oluşması kaçınılmaz hale gelir. Nitekim şehir alanında sağanak bir yağıştan sonra akımın iki buçuk katı arttığı göz önünde tutulursa, söz konusu alanlarda yapılaşmanın mutlak surette önlenmesi gerekliliği ortaya çıkar.” Gazete haberlerinden öğrendiğimize göre İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, Balçova arsalarının imara açılmasına karar vermiş ve buna istinaden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Kararlıyız” diyor. Yani saha imara açılacak! İZSU Genel Müdürlüğü'nde yönetim üyesi olduğum 8 yıl zarfında (Şimdi değilim) Balçova arsalarının imara açılması ne zaman gündeme gelse, buna karşı çıktım. İdareyi uyardım ve bu arsaların kamu yararı adına istimlak edilerek ağaçlandırılması gerektiğini savundum. Uluslararası Akdeniz Ormancılar Derneği, 2004 yılında İzmir'de benimde katıldığım bir toplantı sırasında İZSU'nun bu dere havzasında yapmış olduğu çalışmaları yerinde görmeyi programına aldı. Etüt gezisi sırasında bana katılımcılardan birisi Balçova arsalarının bulunduğu sahayı göstererek “Buraları ağaçladırmayı düşünüyor musunuz” diye bir soru yöneltti. Ben de oraların tapulu arazi olduğunu bu nedenle ağaçlandırmadığımızı söyleyince “Bizde bu durumlarda o araziler devletçe istimlak edilir ve ağaçlandırılır” dedi. Gazetelerde ilginç gördüğüm bazı haberleri keserek sakladım. 27 Kasım 2007 Cumhuriyet Gazetesi'nde şöyle bir haber çıkmış. “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Alibeyköy dere havzasının ıslahı için 49 milyon YTL harcamış, yine de sel taşkınların önleyememiş.” Bunun tek nedeni Alibeyköy deresi yukarı havzasının acımazsızca yapılaştırılmasıdır. Aynı çaresiz durumda kalmamak için yalnız Poligon deresi havzasında değil, körfeze inan bütün sel deresi havzalarında da yapılaşmaya dikkat edilmeli, bu dağlık bölgeler ağaçlandırılmalıdır. Sağlıklı su için... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, suyun İzmirlilere sağlıklı biçimde ulaşması için yaptığı çalışmaların sürdüğü bildirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre, kente su veren kuyulardaki arsenik oranını standart değerlerin altına çekmek için 3 arsenik arıtma tesisinin yapımına aynı anda başladı. GöksuSarıkız kuyuları için kurulan arsenik arıtma tesisleri yüzde 50 kapasiteyle çalışmaya başladı. Ocak ayının sonunda 3 tesis de tam kapasite çalışmaya başlayacak. Susuzluk sorunun çözümüne katkıda bulunması için kent genelinde 136 sondaj kuyusu açılırken, diğer yandan da içme suyu şebekeleri yenileniyor. Kent merkezindeki 9 metropol ilçeye 382 kilometrelik yeni içme suyu şebekesi döşendi. İZSU Genel Müdürlüğü ayrıca, 25 kilometrelik yeni içme Son dönemde 504 kilometre uzunluğunda yeni içme suyu şebekesi döşendiği ve 136 sondaj kuyusu açıldığı bildirildi. suyu şebekesi döşemek için de çalışmalarını hızlandırdı. İlçe ve beldelere de 122 kilometrelik içme suyu şebekesi döşendi. Eskiyen asbest borular, sağlıklı ve uzun ömürlü polietilen borularla yenilendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin son 5 yıl içinde döşediği ye ni içme suyu şebekesinin toplam uzunluğu, böylece 504 kilometreye ulaştı. İZSU Genel Müdürlüğü'nün Yeni Foça’ya 100, Kemalpaşa ve Menemen’e 505, Torbalı Yazıbaşı Kuşçuburun Mahallesi’ne 135, Urla’ya 440 kilometrelik yeni içme suyu şebekesi döşemek için de harekete geçtiği bildirildi. Böylelikle yeni şebeke yatırımı bin kilometreyi geçecek. 2008 yılında Avrupa’nın en kurak kentleri arasında yer alan İzmir’i susuz bırakmamak için çalıştıklarını kaydeden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Yerel ve bölgesel bazda üzerimize düşeni yapıyoruz. Arıtma tesisleri ile ülkemizin en önemli havzaları arasında bulunan Gediz, Küçük Menderes, Nif ve Yarımada havzalarının su kaynaklarını, kentsel ve kırsal alanları kirlilikten kurtarmış olacağız. Arsenik arıtma tesisleri ile İzmir’i arsenik sorunundan kurtarıyoruz. Kısa vadede kente yeni su kaynağı kazandırmak için kuyular açmaya devam ediyoruz. Bir yandan da mevcut şebekeleri yenileyerek su kayıplarını en aza indirmek için geniş çaplı bir çalışma yürütüyoruz” dedi. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle