Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EYLÜL 2008 CUMA EGE’DEN SERDAR KIZIK anlıyoruz! Ancak bu denli acımasızlık, bu denli gerçeklerin çarpıtılması, karartılması, hatta yalan söylenmesi, işin alaycılığa, hakarete vardırılması anlaşılır değil. Meydanı boş buldular ya, eğri doğru, yalan yanlış konuşuyorlar! Başbakan Erdoğan, geçen hafta sonu AKP Beyoğlu İlçe Kongresi’nde Aydın Doğan’a verip veriştirirken hızını alamadı, konuyu yine İzmir’e getirdi. Neymiş: İzmir’de belediye beceriksizmiş, zaten solcular hiçbir şey başaramazmış. Eh, diyelim ki siyaseten böyle konuşuyor. Ya şu sözlere ne demeli! “Barajı biz yapacağız, onlar hava atacak. Yok öyle yağma...” Memlekette yağma diz boyu oysa. Şimdi soralım: Baraj yapmak, hükumetin görevi değil mi? Yoksa DSİ’nin işlevi, yalnız AKP’lilerin yönettiği illere hizmetle mi sınırlı? Ya da DSİ, Başbakan’ın özel şirketi mi? Hadi diyelim özel şirketi... Destek olmuyorsunuz peki, niye köstek oluyorsunuz? İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatırımlarını neden engelliyorsunuz? Belediyenin yapacağı Bostanlı, Çamlı ve Değirmendere barajları için arazi tahsislerini vermeyen hangi bakanlık? Çamlı Barajı’na olumlu ÇED vermeyen kimin bakanı? Belediye işe el atınca “İzmir’in içme suyunun yeterli olduğunu ve yeni baraja gerek bulunmadığını” savunan DSİ, kime bağlı? Çamlı Barajı’nın tepesinde çevreyi zehirleyen altıncı şirket için “Türkiye’nin yüksek çıkarları ve güvenliği” adına kamulaştırma kararı veren, İzmir halkını değil, yabancıları gözeten Bakanlar Kurulu hangi ülkenin? Eğer arsenik, sağlık sorunlarına yol açıyorsa bu konu Sağlık Bakanı’nı hiç mi ilgilendirmiyor, İzmirliler bir başka ülkenin vatandaşı mı? Amacınız İzmir halkını cezalandırmak mı? Yoksa biz “gâvur” muyuz? Bu yaklaşımlarla İzmir’i alacaksanız, “yok öyle yağma...” serdarkizik@cumhuriyet.com.tr 3 Osman Gürün, geleneksel kültürü yaşattıkları kent merkezine de ziyaretçi beklediklerini söyledi Kırsal Muğla’ya davet Bodrum, Fethiye, Marmaris gibi turizmin 'marka' ilçelerini bünyesinde barındıran Muğla, kent merkezi olarak da turizmden pay almak istiyor. Belediye Başkanı Gürün, 'Muğla'nın kültürünü koruyup, 'kimlikli kent' olarak geleceğe taşımak istiyoruz' diyor. EMRE DÖKER Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, ilçeleriyle önemli bir turizm potansiyele sahip olan kentin merkezinin de kültür turizminde öne çıkması için çalıştıklarını söylüyor. Muğla denildiğinde akla Bodrum, Fethiye, Marmaris, Datça, Göcek gibi tatil beldelerinin geldiğini, ancak kentteki turizm potansiyelinin bunlarla sınırlı olmadığını kaydeden Gürün, eski Muğla kültürünü yaşattıklarını kent merkezine de ziyaretçi beklediklerini dile getiriyor. Muğla kent genelinde 200 ören yerinin bulunduğunu, halkın da koruma kültürünü sahiplendiğini vurgulayan Gürün, “Özgün dokusuyla korunmakta olan bina sayımız 4 bin 400. Bunların 400'ü tescilli. Coğrafi büyüklük olarak merkez yerleşim alanından iki buçuk katı gönder' sistemi diyorum. Sözde bu kişiler Türkiye'ye gelmiş oluyorlar. Ancak hiçbir şekilde kültürümüzle tanışamıyorlar. Biz Türkiye'de sahillerimizi bu şekilde satmak değil, kültürümüzü turizme sokmak zorundayız” diyor. Gürün, Muğla'nın sanayi kenti olmamasını yönünde karar aldıklarını, kültür turizmi ve ticaret merkezi olmaya tercih ettiklerini, kenti bu yönde yönettiklerini vurguluyor. Gürün, şunları dile getiriyor: “Muğla'nın kültürünü, kimliğini muhafaza edip, geleceğe taşımak istiyoruz. Bunu yaparken de 'kimlikli kent' olmak istiyoruz. Büyük kentlerin hepsi birbirine benziyor. Bu kentlerden birine 6 ay sonra yine gittiğinizde daha önce gördüğünüz şeylerin değiştiğini görüyorsunuz. Kentin kültürel varlıkları açısından geçmişte çok büyük tahribatlar yaşandı. Az göç aldığımız için örf, adet, kimlik dejenerasyonuna en az uğrayan kentlerden bir tanesi Muğla. Düşünce olarak çağdaş bir kent. İnsanlarının kültüründe sevgi ve hoşgörü var. Kavganın en az olduğu, insanların birbirlerine Türkiye ortalamasının üzerinde yaklaştığı bir kent. Bunu korumalıyız.” Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, Muğla'da 400'ü tescilli olmak üzere 4 binin üzerinde koruma altında yapı olduğu söyledi. oranında doğal sit alanımız var. Yeni gelişim alanlarımız var. Muğla, il merkezi olmasının yanında aynı zamanda bir coğrafi merkez. Bodrum, Marmaris, Fethiye'ye baktığımızda eşit zaman diliminde gelinip gidilebilen bir yer. İlçelerimizin turizm hareketinden merkezin de yararlanması için çalışıyoruz. Kültür turizmi kent için önemli bir gelir kaynağı olacaktır” diye konuşuyor. EDİR, İÇİR, KIZART! Mevcut politikalarla Türkiye turizminin çıkmaza sürüklendiğini kaydeden Gürün, “Deniz, kum, güneş turizmine ben 'yedir, içir, kızart, Y Görsel Yönetmen: OĞUZ YILDIZ C M Y B C MY B