22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SPOR GÜNDEMİ 12 EYLÜL 2008 CUMA Özel kuruluşların yanı sıra kamu kurumlarının da desteğiyle İzmir Körfezi'ndeki organizasyonların sayısı artıyor Okul ve Spor... NÜVİT TOKDEMİR Sporumuzun bir altyapısı olmadığını; devletin bir spor politikası oluşmadıkça bunun düşten öteye geçemeyeceğini sürekli yineliyoruz. Ama inanılmaz bir gelişme beni şaşkına çevirdi. Belki duyduysanız sizleri de şaşırtmış olabilir... Geçtiğimiz cuma günü o ünlü Erivan seferi öncesinde yani televizyonda Ulusal Takım Teknik Direktörü Fatih Terim'in basın toplantısını izliyorum. Söz dönüp dolaşıp, Terim'in federasyonla imzalayacağı sözleşmeye, bundan sonra Türk futbolunda neler yaşanacağına, milli takıma yurt dışından futbolcu alıp almayacağına gelmişti. Terim ustaca savuşturuyordu bu soruları: "Biz nasıl Marco'yu oynatıyorsak, onlar da görüyorsunuz bir Türk anneden olma ya da babası Türk çocuklarımızı oynatabiliyorlar. Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Kaldı ki onlar da görmüyorlar. İşin asıl acı olan yönü başka..." Böyle bir yanıttan sonra neydi o başkalık acaba diye beklerken, gerisi yine Fatih Terim'den o ünlü mimikleri eşliğinde geldi: "Şimdi bakın arkadaşlar, yarın öbür gün 15 milyon ilköğretim çocuğumuz okula başlayacak. Ama biz bu çocuklara doğru dürüst bir beden eğitimi dersi bile yaptıramıyoruz. İş lafa geldiğinde 'Avrupa'nın en genç nüfusuna sahibiz' diyebiliyoruz. Ama bunu kullanmasını bilmiyoruz. Bu genç nüfusu spora yönlendiremiyoruz. Üç tarafımız da denizlerle çevrili yine kullanamıyoruz. Kış sporları için dağlarımız uygun kullanamıyoruz. Bu olumsuz çarkı kırmalıyız..." Şaşkınlıktan gözlerimin yuvalarından fırlayacak gibi olduğunu hissediyorum. Derken, Terim'in ağzından çıkan son cümlelerle birlikte yerimden fırlıyorum: "Biz disiplinli bir altyapı oluşturmak, çocuklarımızı küçük yaştan spora kanalize etmek için hazırladığımız projeyi federasyon yönetimine sunduk. Sanıyorum kısa bir süre sonra Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa gerçekleştirilmesini düşündüğümüz bu proje ile ilgili geniş açıklamayı kendileri yapacaklar. Şimdilik çok kapsamlı bir proje olduğunu söylemekle yetineyim. Dileriz bunu tüm federasyonlar için uygulasınlar ya da onlar da böylesi projelerle gençliğe yönelsin. İşte o zaman Türkiye'nin spordaki başarısının nerelere varacağı görülecektir..." İşte yıllardır yapılmasını istediğimiz, beklediğimiz olay buydu. Gelişmiş ülkelerin yıllardır uyguladıkları bir sistem bizde de şimdilik proje aşamasında olsa bile uygulanabilecek düzeye geliyordu. Gençlik adına, çocuklarımızın spor yapması adına bundan daha güzel bir muştu olabilir miydi? Bu projenin ne olduğunu, kapsamını, modelini araştırmak adına bir çok kişiyle görüşmeye çalıştık ancak ne TFF yetkilileri ne de yakın kaynaklar ser verip sır vermediler. Anlaşılan o ki, hazırlıklarına rahmetli Hasan Doğan'ın başkanlığında başlanan bu projenin uygulanırlığı da Sevgili Mahmut Özgener döneminde olacak. Şimdi ilgiyle sporokul işbirliğini getirecek bu projenin açıklanmasını bekleyeceğiz. Geçtiğimiz aylarda başlatılan “Futbol Köyleri” ile bir ilintisi olacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Bunun daha da genişletilmiş modeliyle karşılaşırsak ki o model bize Fransa'yı anımsatıyor şaşırmayalım. Yani eğer çocuğunuz futbola seçilmiş ise bundan böyle yaşamı okulu ve antrenmanları ile futbol teknik ve taktik çalışmaları arasında geçecektir. Dileğimiz Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu projeyi benimsemesi ve tüm spor dallarına yaygınlaştırarak, okullardaki beden eğitimi derslerinin artık bir tahta sandıktan atlamaktan kurtarılmasıdır. Eğer lisanslı sporcu sayımızı artırmak, genç nüfusu sokaktan kurtarmak istiyorsak başka da yöntem görünmüyor: Okul ve spor birlikteliğini yaşama geçirmek... Uluslararası Kültürpark Festivali kapsamında geçtiğimiz hafta sonunda yapılan yelken yarışları İzmir Körfezi'ni renklendirdi. Körfezde yelken rüzgarı EMRE DÖKER İzmir Körfezi, yelken yarışlarıyla renkleniyor. Son olarak 77. Uluslararası İzmir Fuarı (İEF) kapsamında gerçekleştirilen Kültürpark Festivali içinde yapılan yelken yarışlarına İzmir ekiplerinin yanı sıra Marmaris ve Bodrum'dan da yelken kulüpleri katıldı. Özel şirketlerin yanında kamu firmalarının da yelkene destek vermesiyle körfezde yapılan organizasyon sayısı gelecek yıl daha da artacak. İzmir'de 2000 yılından bu yana yapılan desteklerle ilerleme sağlanan yelken sporu artık sınırları da aşıyor. Kentte yetişen sporcular uluslararası organizasyonlarda madalya almaya devam ediyor. Türkiye Yelken Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Seyhan Evlioğlu, son olarak Kültürpark Festivali kapsamında düzenlenen Fuar Kupası Yelken Yarışları'nın da ulusal boyut kazanması için Aralık'ta yapılacak programlamada federasyona sunacaklarını söyledi. İzmir'de yelkene özel sektörün yanında kamu firmalarının da destek verdiğini söyleyen Evlioğlu, “Deniz Ticaret Odası, İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka belediyeleri, İZFAŞ, İzmir Liman İşletmeleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı İzmirlinin denize yüzünü dönmesi için yelkene destek vermeye başladı. Önümüzdeki günlerde körfez daha da renklenecek” dedi. Yelken Federasyonu İzmir İl Tem Yelken Federasyonu İzmir İl Temsilcisi Turan Yılmazkoç, kentin yelken konusunda Türkiye'de ön sıralarda geldiğini, İzmirli sporcuların ulusal takımın iskeletini oluşturduğun u söyledi. n.tokdemir@hotmail.com silcisi Turan Yılmazkoç da, kentin yelken konusunda Türkiye'de ön sıralarda geldiğini, İzmirli sporcuların ulusal takımın iskeletini oluşturduğunu söyledi. İzmir'de 11 aktif kulübün bulunduğunu belirten Yılmazkoç, “Foça, Karşıyaka, Çeşme, Göztepe, Türk Koleji, Solo Yelken, Karaburun, Ege Açık Deniz Yat Kulübü, Alaçatı Windsurf, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Güzelbahçe şu anda aktif olan kulüplerimiz. İzmir'de 250 optimist lisanslı sporcumuz var. 12 ay boyunca sürekli olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir yıl içinde İzmir'de 39 organizasyon gerçekleştiriyoruz. Türkiye Yelken Federasyonu'nun tüm organizasyonlarına katılıyoruz. Bölge ve federasyonların tüm yarışmalarında İzmir en çok katılımı gerçekleştiren kent oluyor. İzmir'de bu yıl gerçekleştirilen Türkiye Şampiyonası'ndan bir şampiyon çıkardık” diye konuştu. İzmir'de yelken sporunda yer sıkıntısı olduğunu kaydeden Yılmazkoç, “Karşıyaka'nın denize sıfır çalışma alanı olması bu sıkıntıyı azaltsa da diğer tüm takımların denizle bağlarını yol engelliyor. Tüm araçları sporcular taşıyarak denize ulaştırmak zorunda kalıyor” dedi. Yelkenin pahalı bir spor olmadığını da vurgulayan Yılmazkoç, alınan malzemelerin sporcu tarafından 5 yıl boyunca kullanılabildiğini kaydederek, şunları söyledi: “Bu spor lüks olarak görülmemeli. İtalya'da bin 200 yelken kulübü var. Bunlardan 600'ü aktif olarak çalışıyor. Türkiye'de ise bu sayı 70, bunlardan 30'u aktif çalışıyor. Fransa'da 6, 5 milyon, İtalya'da 4,5 milyon, Almanya'da 6 milyon lisanslı yelkenci var. Türkiye'de ise 2 bin civarında lisanslı sporcumuz var. Dünyanın en iyi parkurlarına sahibiz. Alaçatı ve Ilıca, İzmir Körfezi en iyi parkurlarımız. Bu nedenle uluslararası organizasyon almakta zorlanmıyoruz. Bunun değerini bilmeliyiz.” C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle