02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 K O N U K 25 TEMMUZ 2008 CUMA İzmir Metrosu’nun ÜçyolÜçkuyular hattındaki tünel kazılarında dördüncü birleşme de gerçekleşti Lozan ve İzmir Dr. OKTAY GÖKDEMİR/ İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü Türkiye’nin uluslararası alanda siyasal bağımsızlığının onaylandığı Lozan Antlaşması’nın üzerinden tam 85 yıl geçmiş durumda! Lozan, “istiklali tam” yani tam bağımsızlık hedefiyle; emperyalistler tarafından yutulmak istenen bir ulusun yeniden var oluşunun simgesidir. Lozan, çağdaş Türkiye’nin tapusudur. Sevr’i yırtıp atan ve tarihin derinliklerine gönderen bir iradenin, Kuvayı Milliye ve Müdafaai Hukuk ruhuyla bir imparatorluğun enkazından yeniden yarattığı Türkiye’nin miladıdır. Bu anlamda Lozan ile İzmir arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öyküsü açısından sarsılmaz bağlar vardır. Zira İzmir; “Türk’ün Ateşle İmtihanı”nın başladığı ve bittiği yerdir. 1919’da İzmir’in işgali ile başlayan Kurtuluş Savaşı, 9 Eylül 1922’de emperyalist orduların İzmir’de denize dökülmesiyle sonuçlanmıştı. İzmir’in işgali, Anadolu’daki ulusal şahlanışın timsali olmuş ve Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk ulusu, Misakı Milli sınırları içinde tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmanın nihai hedefini bütün Anadolu’yu ve İzmir’i işgalden kurtarmak olarak belirlemişti. Çağdaş Türkiye’nin kuruluş öyküsü içinde İzmir, ayrı bir yere ve öneme sahiptir. Nitekim İzmir’in taşıdığı bu tarihsel önemi çok yakından bilen Mustafa Kemal Paşa ve Kurtuluş Savaşı önderleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa ederken İzmir’e bu inşa sürecinde başat bir görev vermişlerdir. Bu anlamda Türkiye’de hep ilklerin kenti olan İzmir, daha Cumhuriyet ilan edilmeden 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ne ev sahipliği yapmanın onurunu yaşamış, şimdiye kadar kamuoyunda çok fazla bilinmemekle birlikte Lozan’a giden süreçte Türkiye’nin siyasal bağımsızlığının devletlerarası hukuk alanında onaylanacağı bir antlaşmaya TBMM adına ev sahipliği yapma konusunda TBMM Hükümeti’nin emperyalist devletlere önerdiği kent olma onurunu da taşımaktadır. Hiç kuşkusuz bu önerinin İzmir üzerinde somutlaşması İzmir’in Kurtuluş Savaşı sürecinde taşıdığı tarihsel misyonla doğru orantılıdır. Bilindiği gibi İtilaf Devletleri 13 Kasım 1922’de TBMM Hükümeti’ni İsviçre’nin Lozan kentindeki konferansa davet etmişler, ancak Türkiye o günkü teknik koşullara göre Lozan ile Türkiye arasındaki haberleşme ve iletişim zorluklarını gündeme getirerek konferansın İzmir’de yapılmasını teklif etmiş fakat bu öneri kabul edilmeyerek konferansın tarafsız bir ülkede yapılması düşüncesi üzerinde mutabakat sağlanmıştır. Lozan görüşmeleri 24 Temmuz 1923 tarihinde sonuçlanarak imzalanmış ve Türkiye Sevr karanlığından Lozan’ın aydınlığında uygar dünyada bağımsız bir devlet olarak varlığını uluslararası alanda tescil ettirmiştir. İzmir ve İzmirliler modern Türkiye’nin kuruluş öyküsünün en önemli kilometre taşlarından birisi olan Lozan’ı içinde yaşadıkları kentin tarihsel misyonuna uygun olarak yaşatabilmek amacıyla büyük yangın sonrasında yeniden imar ettikleri kentlerinin en önemli meydanlarından birisine Lozan adı vererek çağlar boyunca yaşatmak istemişlerdir. Nitekim bu gelişmeler ışığında Dr.Behçet Uz’un İzmir Belediye Başkanlığı döneminde 15 Şubat 1937 Pazartesi günü toplanan İzmir Belediye Meclisi Vasıf Çınar ve Voroşilof Bulvarları’nın son bulduğu ve Kültürpark’ın (Fuar) en büyük girişinin önüne gelen alana Lozan Meydan’ı adını vermişlerdir. Aynı gün alınan bir başka kararla Şükrü Kaya, Tevfik Rüştü Aras ve Refik Saydam Bulvarları’nın son bulduğu alana da Montrö Meydanı adı verilmiştir. Bilindiği gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi 1936 yılında imzalanmış ve bu sözleşmeyle Çanakkale ve İstanbul Boğazları’ndaki egemenlik hakkı tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmişti. Lozan Antlaşması’nın 85. yılını kutladığımız bu günlerde küreselleşme süreçlerinin dayattığı neoliberal politikalarla tam bağımsızlığı savunanların neredeyse vatan haini ilan edildiği günlere hep birlikte üzülerek şahit oluyoruz. Ulusal bağımsızlığı savunmanın ve yurtsever olmanın, yeni mandacılar tarafından bu 85 yıllık süreçte Türkiye’nin yaşadığı tüm olumsuzlukların sorumlusuymuş gibi gösterilmeye çalışıldığı bir bilgi kirlenmesi süreci yaşıyoruz. Bu zor günlerde İzmirliler olarak içinde yaşadığımız, soluk aldığımız kentin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve inşa sürecinde üstlenmiş olduğu tarihsel misyonu, cumhuriyetimizin temel felsefesiyle birleştirerek geleceğe taşıma ve İzmir’i 21.yüzyılın dünya kenti yapma konusundaki kararlılığımızı bir an olsun gözden ırak tutmamalıyız. Zira 60 yıldan bu yana sistematik ve bilinçli politikalarla bağımlılık süreçlerinin önünü açan siyasal kararlar ve bu kararların doğurduğu dinsel gericilik ve muhafazakârlık neredeyse bütün Anadolu’yu işgal etmiş durumda. İzmir bu anlamda cumhuriyetin ‘Majino Hattı’dır. Tünelde ışık göründü Hattın sonuna yaklaşıldığını belirten Kocaoğlu, 'İzmir’in en zor coğrafyasını geçiyoruz. Bundan sonra İzmir Metrosu’nun başka istikametlere ulaşması çok daha kolay olacak' diye konuştu. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Metrosu'nun ÜçyolÜçkuyular hattındaki tünel kazılarının tamamlanmasına 296 metre kaldığı bildirildi. Hatta Üçyol'dan İzmirspor, Hatay, Göztepe ve Poligon istasyonuna kadar olan 3 bin 343 metre uzunluğundaki bölüm kazıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, 11.5 kilometrelik raylı sistem ağını 100 kilometreye ulaştırma hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, Üçyol Üçkuyular metro hattının tünel kazılarında dördüncü büyük buluşmayı da gerçekleştirdi. Üçyol Fahrettin Altay Meydanı arasında devam eden tünel çalışmalarında dördüncü buluşma Hasan Tahsin Parkı’nın yaklaşık 40 metre altında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da katıldığı törenle gerçekleşti. En önemli birleşmelerden birinin gerçekleştirildiğini söyleyen Aziz Kocaoğlu, Üçyol’dan Poligon İstasyonu’na kadar olan tünel kazılarının bittiğini belirtti. Kocaoğlu, “Geriye Poligon İstasyonu’ndan sonra yaklaşık 200 metre civarında bir kısım kaldı. O birleşmeyi de aştığımız zaman işin en zor bölümü bitmiş olacak. İzmir’in en zor coğrafyasını geçiyoruz. Bundan sonra İzmir Metrosu’nun başka istikametlere ulaşması çok daha kolay olacak. Umarım inşallah buradan trenle geçeğimiz günleri de hep beraber yaşarız” diye konuştu. Hasan Tahsin Parkı'nın yaklaşık 40 metre altında gerçekleşen dördüncü buluşma nedeniyle gerçekleştirilen törene Aziz Kocaoğlu da katıldı. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle