22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 18 TEMMUZ 2008 CUMA Mitolojide 'şans tanrıçası' olarak bilinen Tykhe, antik kente kazı şansını yeniden kazandırdı Tykhe Stratonikeia’ya güldü ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Yatağan’a bağlı Eskihisar Köyü sınırlarındaki Stratonikeia Antik Kenti’nde bulunan “Şans Tanrıçası Tykhe” heykeli, antik kentin kaderini de değiştirdi. Heykelin bulunmasının ardından antik kentte kömür çıkarma işlemi durdu, üç yıldır beklenen kazı izni çıktı. Stratonikeia Antik Kenti’nde ilk kazıya Prof. Dr. Yusuf Boysal tarafından 1967 yılında başlandı. Ancak 1980 yılında bölgeye Yatağan Termik Santralı’nın kurulması ve santralin kömür gereksiniminin Eskihisar’daki TKİ’ye ait kömür yataklarından karşılanmasına karar verilmesiyle, antik kent gözden çıkarıldı. 1980 yılında duran kazılar, arkeologların ısrarları üzerine 2004 yılında Prof. Dr. Çetin Şahin ve ekibi tarafından yeniden başlatıldı. Ancak Prof. Dr. Şahin emekli olunca 2005 yılında kazılar yeniden durdu. Stratonikeia'da yaklaşık 8 ay önce kömür çıkaran iş makinalarına tesadüfen Şans Tanrıçası heykelinin takılması üzerine antik kentin kaderi değişti. Yaklaşık 25 santimetre büyüklüğünde, pişmiş topraktan yapılma paha biçilemeyen heykelin bulunmasıyla kömür çıkarma işlemi durdu, 3 yıldır beklenen kazı izni çıktı. Kazılar için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 110 bin YTL ödenek aktarıldı. Antik kent ve çevresinde bulunan Osmanlı eserleriyle birlikte koruma projesi hazırlandı. Stratonikeia Antik Kenti’nde 1 Ağustos 2008’de Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında 50 kişilik bir ekiple kurtarma kazılarına yeniden başlanması kararlaştırıldı. Köyler, turizm alanında birbirinin önüne geçmeye çalışıyor Aynı havayı soludukları Kızılağaç ve Ketendere'nin gerisinde kalan Ekiztaş köylüleri de turizm ve kalkınma proje hazırladı. Çomakdağ’da tatlı rekabet OLCAY AKDEN Z MİLAS Kendine özgü taş evleri, ahşap süslemeleri, özgün bacaları, yöre kadınlarının geleneksel giyimleri, erkeklerinin kulaklarının arasından, şapkalarının kenarlarından, kadınların çemperilerinin arasından eksik etmedikleri rengarenk taze mevsim çiçekleriyle ve de dillere destan düğünleriyle Milas’ın Çomakdağ köyleri ayrı bir dünyadır. Bu renkli dünyanın köylerinden Ketendere ve Kızılağaç gazete ve dergi sayfalarında, televizyon ekranlarında kendilerinden çokça söz ettirmişken ve Kızılağaç son yıllarda geleneksel köy düğünlerini seyirlik haline getirip kafile kafile turist çekerken Ekiztaş köyü bu süreçte pek sessiz kalmıştı. Oysa Çomakdağ’da yaşamın kendisi bir rekabettir. Kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle, çocuklar çocuklarla, köyler köylerle ilan edilmemiş bir rekabeti gizliden gizliye sürdürürler. Bu rekabet, onları yaşama bağlar. Bu kendine özgü yarış, köylerin ve köylülerin gelişme süreçlerinin temel dinamiğini oluşturur.Ketendere’nin, gazetelere, dergilere çokça çıkmasının, Kızılağaç’ın televizyonlarda çokça boy gösterip turist çekmesinin oluşturduğu hoş yarışta kendi seslerini de duyurmak isteyen Ekiztaşlılar, ilk aşamada Ekiztaş Köyü Turizm ve Çevreyi Geliştirme Derneği’ni kurarak örgütlendiler. Ardından köyü kalkındırmak ve komşu diğer Çomakdağ köylerinin de önüne geçebilmek amacıyla çalışmalara başlayan köylüler, Orman Yüksek Mühendisi M. Metin Şenol’a bir “kırsal kalkınma projesi” hazırlattılar. Ekiztaş halkıyla yapılan yüz yüze görüşmelerin yanı sıra ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının da öneri ve uyarıları göz önüne alınarak hazırlanan ve beş yılda tamamlanması tasar lanan proje bedeli 9 milyon YTL. Beş yılda tamamlanması öngörülen projenin amacı “Ekiztaş köyündeki mevcut doğal kaynaklar ve bunların kullanımı alışkanlıklarının geliştirilerek insanların yaşam ve geçim seviyelerinin yükseltilmesi ve sürdürülebilir olmasını sağlamak” olarak belirlendi. Proje kapsamında doğa, köy ve yayla turizminin geliştirilmesi ve buna uygun altyapının oluşturulması, yüzde 90’ı zeytinliklerle kaplı olan arazilerin ıslahı, eğimli arazilerin teraslandırılması ve toprak yapısının iyileştirilmesi, zeytinyağı ve süt entegre tesislerinin yapılması, küçük su kaynaklarının değerlendirilerek tarımsal sulama amaçlı kullanılması, tarımda yöreye özgü yerli tohum ve fidan üretiminin sağlanması ve böylece maddi anlamda tasarruf sağlanması, eğitim ve örnek uygulamaların yaygınlaştırılması ve yöreye özgü kolay işlenebilir gnays kayalarının kesilip inşaat malzemesi haline getirilmesi gibi konular bulunuyor. Ekiztaş Köyü Kırsal Kalkınma Projesi’ni köy muhtarlığı ve Ekiztaş Köyü Turizm ve Çevreyi Geliştirme Derneği ile tüm köy halkının katılımıyla birlikte hazırladıklarını anlatan Orman Yüksek Mühendisi M. Metin Şenol “Projemiz dayatmacı bir proje değil. Tüm köy halkının katılımıyla ve onların öneri ve istekleriyle oluşturuldu. Ayrıca bu konuda projemizi daha da zenginleştirmek için her türlü öneriye de açığız” dedi. Şenol, “Projemiz hayali hedeflerden oluşan bir proje değil, tam tersine ayakları yere basan bir projedir. Muğla Valiliği ve Milas Kaymakamlığı başta olmak üzere çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarıyla Milas Mimarlar Odası’nın yanı sıra turizm derneklerinin de katkı ve destekleriyle hayata geçirilecektir. Beş yıl içinde belirlediğimiz hedeflere ulaşılacaktır” diye konuştu. Tanrıların suyu tescillendi Antik Karia ülkesinin kutsal kenti Labranda'daki kaynaklardan çıkan sulara İSO kalite belgesi verildi MİLAS (Cumhuriyet) Antik Çağlarda Karia ülkesinin kutsal kenti olan Labranda’daki kaynaklardan çıkan ve günümüzde Milas Belediyesi’nin dolum tesislerinde şişelenerek satışa sunulan Labranda suları, İSO 2200 ve İSO 9001 kalite belgesi almaya hak kazandı. İzmir’den Fethiye’ye Güneybatı Anadolu ile Ankara’da satışa sunulan ve Milas Belediyesi’nin önemli gelir kaynaklarından birisi olan Labranda sularının ihracatına yönelik önünde hiçbir engel kalmadı. Ayrıca Labranda su kaynaklarıyla dolum tesisleri arısındaki boru hattı da yenilendi. Antik Çağlarda, Güneybatı Anadolu bölgesini kapsayan Karia uygarlığının başkenti Mylasa'nın (bugünkü Milas) yaklaşık 14 kilometre kuzeyindeki dağlar üzerinde Labranda antik kenti bulunurdu. Yılda bir kez ülkenin dört bir yanından buraya gelen Karialılar, tanrıları Zeus Stratios veya Zeus Labrandos adına görkemli törenler düzenlerler ve bu törenlerde tanrılarına genç boğalar kurban ederlerdi. Labranda’yı önemli kılan şeylerden birisi de buradaki hoş içimli kaynak sularıydı. Kentin içindeki kutsal çeşmelerden akıtılan bu lezzetli suların tanrıların suyu olduğuna inanılırdı. Hatta bu kutsal çeşmelerden akan sular bir havuzda toplandığı ve bu havuzda altın gerdanlık ve küpeler takılmış balıkların yüzdüğü, bu balıkların ellerinden yem yedikleri kişilerin dileklerinin kabul olduğu anlatılırdı. Ayrıca Labranda’da bu kutsal sularında insanların arındığı bir dinsel yıkanma salonu olduğu da söylentiler arasındadır. devret” yöntemi ile pet şişe dolum tesisleri kurdurmuş. Arkasından göreve seçilen Belediye Başkanı Fevzi Topuz döneminde ise “işlet, devret” dönemi tamamlanmadan fabrika belediye tarafından satın alınmış. Bugün Milas Belediyesi’nin mülkiyetindeki modern tesislerde Labranda suları O.5, l.5, 5 ve 19 litrelik pet şişelere doldurularak İzmir’den Fethiye’ye kadar uzanan Güneybatı Anadolu’da ve Ankara’da tüketiciye sunuluyor. Labranda suyu aynı zamanda Milas Belediyesi’nin de önemli gelir kaynaklarından birisini oluşturuyor. Milas Belediye Başkanı Hürol Önder, Labranda suyu için İSO 2200 ve İSO 9001 kalite belgesi almaya hak kazandıklarını bildirdi. Labranda’daki dört ana kaynağın son derecede hijyenik bir şekilde korumaya alındığını ve boru hatlarının büyük kısmının yenilendiğini, kalan kısımlarının da yenileme çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Önder, alınan İSO kalite belgeleriyle Labranda suyunun ihraç yolunun da açıldığını söyledi. Belediye bünyesindeki 45 personelin İSO kalite belgesi kapsamında iki aylık bir eğitime tabi tutulduğunu ve eğitim sonunda sınavdan geçirildiğini kaydeden Önder “Labranda suyu Milasımız ve yöremiz için bir nimet. Biz de bu nimetin kıymetini biliyoruz. Önce kaynaklarımızı modern bir şekilde hijyenik bir hale getirdik. Kalitesini, lezzetini herkesin takdir ettiği suyumuzun ihracatının da önünü açabilmek amacıyla İSO kalite belgesi almak için başvurmuştuk ve bu belgeleri almaya hak kazandık” dedi. C M Y B C MY B Karia’nın dağlar üstündeki bu görkemli rahipler şehri Labranda, tarihe karıştıktan sonra tanrıların lezzetli ve şifalı kaynak suları da yüzyıllarca ya boşa akmış, ya da yöredeki köylülerin bahçelerini, harımlarını sulamış. Ta ki, 1940’lı yıllarda Milas Belediye Başkanı Nazmi Akdeniz, Milaslıların Koca Yayla dedikleri Labranda yöresindeki su kaynaklarını, o günün yetersiz koşullarına karşın künk borularla Milas’a akıtana kadar... O günden sonra Milas’ın meydan çeşmelerinden, tek tük su bağlanmış evlerinin musluklarından Labranda suyu akmaya başlamış. 1970’li yıllarda ise Milas Belediye Başkanı Erdal Çerçi, kurdurduğu dolum tesisinde ilk kez Labranda suyunu cam şişelerle pazarlamaya başlamış ve böylece belediyeye gelir sağlamış. 1990’lı yıllarda ise Belediye Başkanı Ali Doğan Serçek “yap, işlet,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle