17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 KASIM 2008 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK Nedir yalnızlık, nasıl sorgulanmalı? Her insan gibi tarihteki imparatorların, padişahların, devlet adamlarının, büyük komutanların, liderlerin, sanatçıların yalnız bir yanları yok mu? Var? Ya Atatürk’ün? Onun da var elbet. Can Dündar, “Mustafa”da göstermeye çalışmış! Film üstüne tartışmalar kopuyor. Filmdeki amaç, bireyin yalnızlığı mı, Atatürk’ü toplumla bağlarını koparıp, yalnızlaştırmak mı? Sorunun yanıtından önce, konuya bütünsel bakmaya ne dersiniz? Neler oluyor ülkemizde? Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti yıpratmak, temel değerlerini, özünü, çizgisini, rotasını erozyona uğratmak için sağ iktidarlar, yarım yüzyıldan çok uğraşıyor. Haritayı, programı dışardan emperyalistler çiziyor. İşte en somut kanıt, Atatürk’ün bağımsızlık anlayışından ne kaldı bugün geriye? İşte BOP, işte daha dün Avrupa Birliği sözcülerinin cumhuriyeti korumakla yükümlü kurum ve kuruluşlara yönelik sözleri... Buradan bakınca senaryo da ortada, film de. Mustafa yalnızmış! Nasıl yalnız olur Mustafa? Onun güncelliği ölümünden yıllar sonra bile geçerli değil mi? Üstelik evrensel anlamda. Dönemin liderlerinin heykelleri, resimleri bugün ortada yok. Çin gibi büyük bir devrimin yaşandığı ülkede bugünkü kuşaklar, büyük liderlerinin resimlerini olimpiyatlarda bile ortaya çıkaramadı. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından Lenin’in, Stalin’in heykelleri ardı ardına kaldırıldı. Tito’nun heykellerinden eser yok bugün. Ya Mustafa Kemal, öyle mi? İçerden dışardan sürdürülen onca saldırıya karşın, tarihin en büyük devrimcilerinden birisi, Türk halkının bağrında yaşıyor... Sevgili arkadaşım Doç. Dr. Cüneyt Özek anlattı geçen hafta, 1979 yılında yaşamını yitiren hakim dedesini. Değerli hukukçunun sol cebinde yıllardır taşıdığı ve kimsenin dokunmaya cesaret edemediği defterinin arasından, çok sevdiği ve yıllar önce kaybettiği eşiyle kızının değil, Atatürk’ün resmi çıkmış, bir de altı oklu ipek bir bayrak. Soruyorum,yalnızlık bu mudur? Atatürk’ü yalnızlaştıramazsınız... [email protected] İlçe örgütü, CHP genel merkezinin 'adayımız olacak' dediği Osman Özgüven'i benimsemekte isteksiz davranıyor SHP'li Özgüven, CHP çatısı altında yer almak için 'solun ortak adayı' koşulunu ileri sürerken, CHP İl Başkanı Karataş, ilçe yönetiminin istifa ettiği örgütteki rahatsızlığı bitirmenin yolunu arıyor. Kafaları karıştıran konu ise büyükşehir adaylığı. I Baştarafı 1. Sayfa’da Solun Özgüven sınavı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na gösterilecek aday için uzlaşmaya varması, İzmir'e sancılı yansıdı. Karayalçın CHP çatısı altında adaylığa soyunurken partisinin Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'in de aynı biçimde aday gösterilmesini talep etti. Bu istek, CHP İzmir İl Başkanlığı döneminde Özgüven'le yıldızı pek barışmayan Baykal tarafından olumlu karşılandı. Ancak CHP Dikili örgütü, genel merkezin kararından hiç de memnun olmadı. Önce 350 kişi CHP'den ayrılacağını duyurdu. Buna ilçe örgütü yöneticileri de eklendi. Çünkü CHP Dikili örgütü, Özgüven'in karşısına eski başkan Yüksel Uçar'ı çıkarmaya hazırlanıyordu. Ancak bu arada Uçar da CHP'lileri yüz üstü bıHAKAN D R K raktı. ANAP'tan iki dönem belediye başkanlığı yapan Uçar, son yerel seçimlerde DYP adayı olarak yer almıştı. Yaklaşık 6 ay önce de adaylık vaadiyle CHP'ye geçmişti. Uçar, son gelişmelerin ardından yeni bir manevra daha yaparak AKP'nin yolunu tuttu. Böylece CHP'lilerin tutunduğu dal da kırılmış oldu. Uçar'ın manevrasına karşın CHP'lilerin Özgüven karşıtı tutumu dinmedi. Bunun üzerine CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, önceki gün Dikili'nin yolunu tutarak, partililerini ikna etmeye çalıştı. İkna toplantısı sırasında Karataş'ın ilçe yöneticilerine karşı ağır ifadeler kullandığı, genel merkezin kararına karşı tutumlarının sürmesi durumunda görevden alma yetkisini kullanmaktan çekinmeyeceğini bildirdiği öğrenildi. Karataş, genel merkezin aldığı karara herkesin saygı duymasını istedi. Bu arada dün Karataş, “Dikili'deki istifaları durduruyorum” açıklamasını yaparken, CHP Dikili İlçe Başkanı Veli Karaman ve İlçe Sekreteri Yaşar Demirel, il başkanlığına gelerek ilçe yönetimi ve kadın kollarının görevden istifasını verdi. Yönetimden yalnızca Ahmet Göçmen istifacılar arasında yer almadı. İlçe yönetiminin istifasıyla Özgüven'in adaylık koşullarından birisi yerine gelmiş oldu. Tartışmaların odağındaki Özgüven ise solun kurumsal birlikteliğini ileri sürüyor. Bunun için ana muhalefet partisi olarak CHP'nin çatı olmasında sakınca olmadığını vurguluyor. Karayalçın'ın adaylığını da “paket anlaşma” olarak değerlendiren Özgüven, “Bu anlaşma geliştirilmelidir. Benin adaylığımda paketin içinde yer almış. Ancak ben olaya bireysel olarak bakamam. Önemli olan kurumsal birlikteliğin önünün açılması. CHP listesinden SHP'li aday Osman Özgüven formülü de düşünülebilir. Soldaki hangi parti nerede güçlüyse, o partinin adayı desteklenmelidir. Bunun dışındaki konuşmalar safsatadır” diyor. BÜYÜKŞEHİR ADAYLIĞI Öte yandan Özgüven'in İzmir Büyükşehir Belediyesi veya metropol ilçelerden birinden (Bornova) aday gösterileceği kulislerde konuşuluyor. Özgüven, “ben adayım demedim” diyor, ancak kent dinamiklerinin kendi ismi üzerinde uzlaşması durumunda “hayır” demeyeceğini söylüyor: “Sivil toplum kuruluşlarından, siyasi partilerden böyle bir öneri gelirse değerlendiririm. Beni işaret ederlerse hayır demem. Bu görevi de layıkıyla, seve seve yapacağıma inanıyorum. İzmir'e yeni bir çehre, atılım getireceğime inanıyorum. Ancak buna ben tek başıma ben karar vermem.” C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle