02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 ARALIK 2008 CUMA 7 P A T İ K A Güney Ege’nin ‘bakir’ beldesi, Akdeniz’in kültür sanat başkenti olmak için uğraş veriyor Geçip Giden Günlerimiz... HALUK IŞIK Kardeşimiz Handan, “kurban”a denk düşen Patika’yı önceden göndermemi buyurdu. İstiyorsan yazma. Bademler’den yazmak kolay, ama günler öncesinden yazmak zor. İnsan günceli kaçırmak kaygısına, “Ya bir şeyleri atlarsam” tasasına düşüyor. Dinlenceleri (tatilleri) üç günden beş güne, beş günden dokuz güne çıkarmak kanıksanmış bir durumda ve kimse yakınmıyor. Babaannem, “Savurganlık, yoksulların işidir” derdi. Böylesi uzatmalar, tasarruf olanakları sağlıyormuş. İnsan gücünü israf ve heba ederek, başka şeylerden nasıl tasarruf ettiğimizi, bencileyin ekonomi fukarası biri, elbette anlamakta zorluk çekiyor. Yine de işin “hayır”lı taraflarını düşünmeliyiz. Bu dokuz gün boşa gidemez; takvime, coğrafyaya, ülkeye haksızlıktır. Hayata hayırsızlık bize yakışır mı, yapmayın lütfen! Bu uzun dinlence, pek çok açıdan hepimize olanaklar sunacaktır. Okunması ertelenen kitapları bitireceğiz, gidemediğimiz oyunları izleyeceğiz, müzeleri gezeceğiz (sahi, müzeler açık değil mi dinlencelerde?), çocuklara kent ve kentlilik üstüne örnekler yaşatacak, kısaca, geçip giden günlerimize, kıyısına oturup nasıl akıp gittiğine baktığımız nehirler gibi bakmayacağız. Eminim! Bu denli uzun dinlence yaşanacağı için, kendi adıma ve Patika için sevinmeliyim. Örneğin, aylar önce amatörlere seslenip, “Sorunlarınızı dillendirin, yer verelim, birlikte tartışalım” demiştim. “Amatörler susmaz, konuşun!” deyip, aynı zamanda kışkırtmaya çalışmıştım. Biliyorum, bu dokuz uzun günde, fırsat bu fırsat deyip, nihayet ses vereceklerdir. Eminim, eminim! Yerel seçimin adayları, geçen hafta sıraladığımız soruları düşünecek, zaten hepsinin yanıtları hazır olduğu için, bilmediğimiz çarpıcı sorunlar ve çözümlerle tavırlarını ve görüşlerimizi zenginleştirecek, dinlence sonunda Patika’yı manifesto yağmuruna tutacaklardır. Dinlencenin uzunluğundan yakınırken, ne de haksızım! Eminim! Tribün magandaları akıllarını başlarına devşirecek. Siyanür sarhoşları ayılacak. “Ben bu güzelim dili, niye berbat ederek kullanıyorum?” denecek. Sapıklar tecavüz güdülerini onaracak doktorları araştıracak. Yüzyıllık ağaçları kesip, yerine teneke tuhaflıklar koyanlar, saçmalıklarının farkına varacak. Obama’nın seçilmesini kırk dört koyun boğazlayarak kutlayanlar, “Yahu biz ne yaptık sahi?” deyip düşünecek. Hırsızlar hırsızlıktan, zevksizler zevksizlikten, insansızlar insansızlıktan vazgeçecek. “Günaydın”, “Merhaba”, “Özür dilerim”, “Teşekkür ederim” anımsanacak. Of, daha ne olsun! Gazetelerimizi, televizyonlarımızı, dokuz gün sonra bir açacağız; “Aa! Onca karabasan nereye gitmiş?” diye, öylece kalacağız. Polis yelekliler kadın kaçırmamış, öğretmenler öğrencileri tarafından dövülmemiş, öğrencilerin kulakları yırtılmamış, delilerin yönetimindeki tırlar bowling oynar gibi, bir vuruşta dokuz insanı öldürmemiş, işkence iddiaları birden kesilmiş, kirlerimiz akıp gitmiş... Hımm, iyi gelecek bu dokuz gün! Yazımı bu günden göndereceğim. İyi de, birden boşluğa düştüm. Peki, bu dokuz günde ben ne yapacağım? Bizim Bademler futbol takımı, sezon açılış töreninde dokuz gol birden yemişti. Bir daha olmasın diye, dua mı etsem? Dikkat ediyor musunuz, buraya kadar ne çok “dokuz” dedim. Bunda bir iş var. Dinlence bize iyi gelecek. Her şey güzel olacak, her şey! Öyleyse, bendeki hüzün ve kırgınlık duygusu niye? Datça ‘başkent’ adayı MEHMET EM N BERBER Belediye Başkanı Erol Karakullukçu, ilçede turizmi denizkumgüneş üçgeninden ibaret görmediklerini, antik çağda olduğu gibi kültür sanat alanında seslerini duyurmaya çalıştıklarını söyledi. DATÇA Datça’yı deniz, kum, güneş üçgeninden kurtarmak isteyen Datça Belediyesi, 3 bin yıl önce Knidos’ta yaşanan kültürel etkinlikleri çağdaş bir anlayışla yeniden yaşama geçirmek istiyor. Bu amaçla bir yıl boyuncu 40’ın üzerinde kültürel etkinlik düzenleyen yerel yönetim, “Uluslararası Şiir Buluşması” buluşmasına, 18 sokağa Türk ve dünya şairlerinin ismini vererek zengin bir içerik kazandırdı. Datça’ya gelen dünya şairleri, sanata ve kültüre verdiği değerden ötürü burasının Akdeniz’in kültür ve sanat başkenti olmasını istiyor. Her biri ülkelerinin özgürlük ve bağımsızlığı, tüm dünya insanlarının mutluluğu için savaşım veren dünya şairlerinden 18'nin adı Datça sokaklarını süslüyor. Fransa'dan Louis Aragon, Azerbaycan'dan Samed Vurgun, Almanya'dan Bertolt Brecht, Filistin'den Mahmud Derviş, İspanya'dan F.Garcia Lorca, Rusya'dan Mayakovski, Pakistan'dan Muhammed İk bal, Şili'den Neruda, Suriye'den Nizar Kabbani, Lübnan'dan Halil Cibran, Kosova'dan İzzet Sarayliç, İngiltere'den W.Shakespare, Ürdün'den Aisha Kawaci ve Yunanistan'dan Yannis Ritsos, Türkiye’den Nazım Hikmet, Aşık Veysel ve Pir Sultan Abdal isimleri artık Datça sokaklarını simgeliyor. Yerel yönetim, uluslararası şiir buluşmasıyla başlayan hamleyi, daha ileriye götürmeyi amaçlıyor. Datça'yı, Knidos'un devamı gibi düşünerek kültürel faaliyetlere ağırlık verdiklerini kaydeden Datça Belediye Başkanı Erol Karakullukçu, “2000 yılında Can Yücel'i anma adına başlatmış olduğumuz şiir şenlikleri devam ederken, düşündük ki 'Madem Can Yücel gibi ünlü bir şair burada yaşamış, Datça'ya gömülmeyi vasiyet etmiş, öyleyse ismini yaşatmamız gerekiyor.' Bu düşünceyle Yücel'in adını, evinin bulunduğu sokağa verdik. Geçen yıl da Uluslararası Datça Şiir Buluşması'nın ilkini başlattık. Bu kültürel etkinlik kapsamında, ülkesindeki halkların öz gürlüğünü ve gelişmesi adına hizmet vermiş şairlerin isimlerini 15 sokağa verdik. Bu yıl da Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal ve Aşık Veysel'in adlarını 3 sokağa verdik. Bu uygulamamız, geleneksel hale gelecek. Bundan sonra her yıl yaptığımız uluslararası şiir buluşmasında gerek Türk şairlerinin, gerekse yabancı şairlerin isimlerini sokaklarımıza vermeye devam edeceğiz” dedi. Erol Karakullukçu şöyle konuştu: “Datça yarımadası, yalnızca deniz, kum, güneşten ibaret değil, aynı zamanda bir kültür kenti. Bu kültürün 2 bin 500 3 bin yıllık geçmişi var. Geçmişte Knidos antik kentinde çok önemli kültür hareketleri vardı. Bu kültür hareketlerinin Datça’da da devam etmesi düşüncesiyle birçok kültürel etkinlikler yapıyoruz. Datça yarımadası, gelecekte sadece turizmle değil, aynı zamanda kültürel etkinlikle ve sokaklarına verilmiş şair isimleri ile anılacaktır. Biz bu anlamda hem kütlere, hem de şiire hizmet ettiğimizi düşünüyoruz.” [email protected] m C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle