02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 KASIM 2008 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK Erken hamle kadar, gecikeni de sonuç vermiyor. Buradan bakınca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocağlu’nun hamlesi, erken mi? Erken sayılır, ancak onun da kendine göre bir oyun planı var, kuşkusuz. CHP açısından yaşananların perde arkasını vurgulayacağımızı söylemiştik. İki temel açıdan konuyu irdeleyelim. Birincisi, İzmir’de partinin il, ilçe yönetimlerindeki yapı ve belediye meclis üyelerinin kimliği. İkincisi, yerel yönetimlerle genel merkeze kadar uzanan örgüt ilişkileri. İlkinden başlayalım. Özellikle metropolden başlayarak ilçe örgütlerinin yapısı, bugün parti politikalarıyla, genel merkezin söylemiyle ne ölçüde örtüşüyor? Parti yönetimleri, CHP’ye oy veren tabanı ne ölçüde temsil ediyor? Manzaraya bakılırsa, çelişkili bir durum söz konusu. CHP’ye oy veren geniş seçmen katmanları, yönetimlerde ve meclis üyeliklerinde yok. Tam tersi, oy vermeyenlerin temsilcileri koltuklarda yer alıyor. CHP’nin İzmir’de hangi semtlerden, hangi mahallelerden oy aldığı, hangilerinden almadığı ortada. Bu gerçek, İzmir’de CHP açısından en sancılı durumu yansıtıyor. Peki, bu durum nereden kaynaklanıyor? Örgüte hakim olma çabasından. Baksanıza, sırtını genel sekretere dayamış, o hesapla bir yerlere gelmeye çabalayan ilçe başkanlarına. Aralarında önce il başkanına karşı pozisyon alanlar vardı. Baktılar olmuyor, konum değiştirdiler. Anımsayın. İzmir’e paraşütle gelip, milletvekili olanları “İzmir sorumlusu” diye kim atamıştı? Hangi milletvekilleri “Güneydoğuludur, İzmir’de bu kesimin oylarını alır” diye milletvekili yapılmıştı. Sonuç ortada. Daha düne kadar “Parti laiklik meselesini abartıyor, türban konusunda bu katı tutum yarar getirmez... Kürt sorunu konusunda Baykal milliyetçi çizgide. Ergenekon’u ve paşaları savunmak, genel başkana mı kaldı?” diyen bazı yöneticiler, belediye başkan adayları için kulis yapıyor. Peki, bu yerel seçimlerde ne olacak? İl Başkanı Kemal Karataş açık konuşuyor: “Değil belediye başkanları, bu kez belediye meclis üyeleri bile partiye oy veren seçmen tabanına dayanacak. Parti politikalarına ve söylemlerine ters düşenlere, ikinci cumhuriyetçilere yer yok. Gerçek Atatürkçü adaylar çıkaracağız. Ahbap çavuş ilişkisi olmayacak. Siyasetten rant beklemeyen, pırıl pırıl arkadaşlar göreve gelecek” Gelişmeler bunu doğruluyor. Genel Başkan Deniz Baykal, İzmir’i mercek altına aldı. Karataş’a tam destek veriyor. Aslında Karataş’ın “Yönetimlerde, partiye oy verenler temsil edilecek” söyleminin arkasında Baykal var. Gelecek ay yapılacak tüzük değişikliğinin arkasında da bu gerçek yatıyor. Genel sekreterin yetkileri, sayıları arttırılacak, işlev ve sorumlulukları büyütülecek genel başkan yardımcılarına dağıtılacak. Bu nedenle Karataş’ın tüzük değişikliği için oluşturulan komisyonda yer almasını, doğru değerlendirmek gerekiyor. Haftaya yerel yönetimlerde başkan adayları boyutuna uzanacağız. [email protected] Ankara'daki adayını Karayalçın'la netleştiren 'tek seçici' Baykal'ın İzmir'e ilişkin kararı merakla bekleniyor Büyükşehir mercek altında HAKAN D R K Amerika'nın yeni başkanının kim olacağı, Barack Obama'nın seçilip seçilemeyeceği konuşuldu günlerce. Oysa çoğu kişi mahallesinin muhtarının adını bile bilmiyordu. Üstelik yerel seçimler kapıda. Kişilerin yaşadığı çevreyi doğrudan ilgilendiren yönetimler, mahallelerin, kentlerin yönetimi yeni baştan şekillenecek. Nedense bu yönetimlere talip olanların oluşturduğu dar AZİZ bir grup KOCAOĞLU dışında bu seçimlerle ilgilenen henüz pek yok. Amerika başkanının, en az kentin yöneticileri kadar merak edilmesinden esinlenen CHP içindeki bazı kesimler, “yeni dünya”nın sıkça kullandığı bir terimi İzmir'e uyarlamakta sakınca görmüyor. Amerikalıların, görev süresinin sonuna yaklaşan başkanları için kullandığı “lame duck”, yani “topal ördek” tanımlamasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için ileri sürüyor. Seçimlerde yeni isim öneren partinin bu kanadı, Kocaoğlu'nun görev süresinin sonuna geldiğini, yeni dönemde aday gösteril I Baştarafı 1. Sayfa’da CHP'nin büyükşehirde yoluna Kocaoğlu'yla devam edip etmeyeceği büyük önem taşıyor. Çünkü belirlenecek başkan adayının ardından, ilçe belediye adaylıkları da ona göre şekillenecek. rataş yalnızca belediye başkan adayları değil, meclis üyelerinin belirlenmesinde bile “titiz” olunacağını söylüyor. Polemik yaşadığı Kocaoğlu'nun adaylık şansıyla ilgili konuşmak istemeyen Karataş, gösterilecek adayların profilleriyle ilgili şu ipuçlarını veriyor: “Bu kez meclisleri iyi kuracağız. Belediye meclisi ve il genel meclisi üyeliklerini belediye başkanlıkları kadar önemsiyoruz. Son derece titiz bir çalışma yürütüyoruz. İzmir'in kimliğini ve katmanları temsil edecek, kentin seçmen profilini yansıtacak kişilerden oluşacak. Parti örgütüyle bağı olan, sosyal demokrasiyi benimsemiş, partinin çıkarını kendi çıkarlarından önde tutan ve görevini halka hizmet için kullanan kişiler aday gösterilecek.” meyeceğini savunuyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın İzmir'deki tercihlerinin bu yönde olduğunu savunuyor. Parti içinde Kocaoğlu'nun yanında yer alan kesimler, seçimlerin mevcut başkanla kazanılabileceğini vurguluyor. Kocaoğlu'nun özellikle dürüstlüğüyle İzmirliler tarafından sevildiğini dile getiren bu çevreler, başka bir adayla yola çıkılması durumunda İzmir'in AKP'ye teslim edilebileceğini savunuyor. Kocaoğlu'nun yaklaşık 1.5 ay önce Ankara'ya yaptığı seyahatte adaylık için sinyal alamadığını savunan çevrelerse, Kocaoğlu'nun genel merkezi köşeye sıkıştırmak için adaylık açıklaması yaptığını söylüyor. 1 ay sonraki tüzük kurultayına hazırlık için oluşturulacak kurula, İzmir'den Kocaoğlu'nun yıldızının barışmadığı İl Başkanı Kemal Karataş'ın seçilmesinin de Baykal'ın tercihini su yüzüne çıkardığı savunuluyor. Bu kesimlere göre CHP yönetiminin düşündüğü tek konu, mevcut belediye başkanını değil de yeni bir ismi aday göstermelerini İzmirlilere nasıl anlatacakları. Tüm bunlar yaşanırken, “esnaf kökenli bir aday” da kulislerde iyiden iyiye dillendiriliyor. 'Türkiye bitmiş' anlayışı egemen olacaktır. Böylelikle AKP'nin sinsice planladığı İslam devleti modelinin kapısı açılacak. Bu nedenle İzmir, onlar için de önemli, laik demokrat Atatürkçüler için de. İkinci cumhuriyetçiler, emperyalistler ve yerli işbirlikçileri, film içinde film çevirmeye çalışıyor. İzmir, bu filmin çevrilmesine izin vermeyecek bir kenttir.” ‘FİLM ÇEVİRİYORLAR!’ Karataş, İzmir'in yerel seçimlerdeki önemini ise şöyle vurguluyor: “AKP'nin İzmir'i almak isteyişi, İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü büyükşehiri de alayım anlayışından kaynaklanmıyor. İzmir, emperyalizmin ülkeyi terk ettiği son uç, batıya açılan pencere ve laik demokratik insanların oturduğu bir kent. Eğer böyle bir kent, AKP'nin eliKEMAL ne geçerse toplumda KARATAŞ umutsuzluk yeşerecek, ‘TİTİZ OLACAĞIZ’ Kocaoğlu, adaylığını açıkladıktan sonra bu konuda sessizliğe bürünürken, İl Başkanı Ka www.2515151.com Mutlaka Videoyu zleyin... C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle