22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 K O N U K 24 EKİM 2008 CUMA Türkiye Denizciler Sendikası'yla varılan anlaşma doğrultusunda taşeron işçi dönemi bitti Cumhuriyet ve İzmir OKTAY GÖKDEMİR İ.B.B. Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü İZDENİZ’de ‘anlamlı’ sözleşme Yaşam felsefesi gereği taşeronlaşmaya her zaman karşı olduğunu belirten Kocaoğlu, “Şimdi bu görüşümü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum” dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye Denizciler Sendikası'yla imzaladığı yeni toplu iş sözleşmesi, İZDENİZ’de taşeron işçi dönemini bitirdi. 90 işçiyi kapsayan sözleşmeyle çalışanlara yüzde 545 arasında zam yapıldı. Kara bölümünde çalışan ve maaşı en düşük 850 YTL olanların ücretleri, sosyal haklarlarla birlikte bin bin 50 YTL’ye, gemide çalışıp da maaşı en düşük 950 YTL olanların ücretleri de bin 350 YTL’ye yükseltildi. İmzalanan sözleşme 2008’den itibaren 3 yıl süreyle geçerli olacak. Bilindiği gibi kaynağını Rönesans, Hümanizma ve Aydınlanma hareketlerinden alan ve insanlık tarihinin yüzlerce yıllık düşünsel gelişiminin bir ürünü olan Cumhuriyet kavramı, yurttaşlık bilincini, özgür insan ve ilerleme düşüncesini içinde barındırır. Bu bağlamda toplumun ortak yararı ve kamusal alan kavramları cumhuriyet anlayışının olmazsa olmazlarıdır. Cumhuriyet, kamusal alanda eşit yurttaşların özgürlüğü projesidir. Bütün bunlarla birlikte cumhuriyet, egemenliğin kaynağını ilahi otoriteden, hanedandan ve belirli sınıflardan alarak ulusa devreder. Bir yurttaşlık projesi olan cumhuriyet; toplumsal yapıdaki bütün katmanları anayasal eşitlik kavramı çerçevesinde, onları taşımış oldukları statü, unvan ve konumlarına bakmaksızın eşit olarak yönetime katar. Cumhuriyette diğer yönetim şekillerinin aksine egemenlik, parlamenter demokrasi yoluyla değişik toplum kesimleri tarafından paylaşılır. Bununla birlikte seçim sisteminin olduğu her yerde de cumhuriyet yoktur. Zira bu gün dünya üzerinde adı cumhuriyet olup da içeriğinde demokrasiyi barındırmayan pek çok ülke mevcut. Cumhuriyetle demokrasiyi bu anlamda birbirlerini destekleyen, tamamlayan iki kavram olarak ele almak gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki laiklik, cumhuriyetin temelidir. Zira cumhuriyetin temeli bir özel alan nüvesi olan inançlarla değil; bir kamusal alan kavramı olan vatandaşlık ve yurttaşlık bağlarıyla örülüdür. İzmir hem Kurtuluş Savaşı süresince hem de 1923’ten itibaren gerçekleştirilen cumhuriyet devrimlerinin öncü kenti olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı ilk kurşunun İzmir’de atılması, 9 Eylül 1922’de bağımsızlık mücadelesinin İzmir’de sonlanması ve devrimin önderinin çağdaş Türkiye’nin oluşumunda gerçekleştireceği devrim hareketlerinin ilk mesajlarını İzmir’de vermesi bir rastlantı değildir. Zira Mustafa Kemal Atatürk’ün kişiliğinde İzmir’in ayrıcalıklı ve özel bir yeri vardır. Mahmut Esat Bozkurt, Vasıf Çınar, Mustafa Necati gibi İzmirliler cumhuriyetin oluşumunda hep Mustafa Kemal’in yanında yer almışlar ve gerek eylemleriyle gerekse Türk devrimine kazandırmış oldukları ideolojik içerikle İzmir’i bir cumhuriyet kenti yapmayı başarabilmişlerdir. İzmir, her zaman Mustafa Kemal ile onun devrimlerinin ve ideolojisinin yanında olmuş, özgür ve muhalif bir kent olarak zaman zaman da merkezi iktidarın oluşturduğu politikalara karşı muhalefetin önderliğini yapmıştır. Laik ve demokratik cumhuriyetin atardamarı olan İzmir, bu niteliğini bütün cumhuriyet devrimleri boyunca göstermiştir. Göstermeye de devam edecektir. PAY İŞÇİNİN... İzmir Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bir ilki gerçekleştiriyoruz. İZDENİZ’de ilk defa toplu sözleşme imzalıyoruz. Artık bu şirketimizde taşeron kalmadı. Mutlu sonu hep birlikte akde bağlıyoruz” diye konuştu. Yaşam felsefesi olarak taşeronlaşmaya her zaman karşı olduğunu belirten Kocaoğlu, “Her zaman 'önce insan' diyen bir felsefenin mensubu oldum. Ve bu görüşümü, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hayata geçir İmzalanan toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışanlara yüzde 545 arasında zam yapıldı. menin mutluluğunu yaşıyorum” dedi. Kocaoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “Emeğin değerinin başkalarınca kötü kullanıldığının, istismar edildiğinin bilinciyle taşeronlaşmaya karşı olduğumuzu, her fırsatta dile getirdim. Bunu tümüyle ortadan kaldırmanın da 3 ayağı var: Birincisi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iradesi, ikincisi sendikaların bu konuda kapı aralaması ve son olarak da işçimizin çalışıp üretip bize yani kurumuna sahip çıkmasıdır. Esas mesele, taşeronun payının işçiye verilmesi, onların da örgütlü olmasıdır. Bunu el birliği ile yapmak zorundayız. ‘Onun maaşı niye daha fazla, benim maaşım niye böyle’ tartışmalarına girdiğimiz zaman taşeronlaşma bitmez. Başarmak için her kesimden destek bekliyoruz.” Yaşanan küresel finansal krize de değinen Kocaoğlu, “Çalışmak, üretmek zorundayız. Toplum olarak emeğimizin karşılığını az alsak bile üretmeden, çalışmadan düze çıkamayız. Türkiye Cumhuriyeti kendi kendine yetecek, kendi kendinin kalkınmasını sağlayabilecek bir ülke. Bunun tek yolu da üretim ve çalışmaktan geçiyor. Ben laf dolaştırmayı bilmem ama ekonomiden iyi anlarım” dedi. Sözleşme imza törenine katılan Türkİş Bölge Başkanı Mustafa Kundakçı da, “Belediyede örgütsüz kesim kalmadı gibi. Bu mutlu sonu bize yaşattıkları için teşekkür ediyorum” dedi. Türkiye Denizcier Sendikası Genel Başkanı Turhan Uzun, “Bu imzalanan sözleşme ile kavuştuğumuz haklardan toplumumuzun büyük bir bölümü yoksun. Böyle bir dönemde elde ettiğimiz hak ve güvencelerin değeri ölçülemez. Kavuştuğumuz haklara layık olmak için var gücümüzle çalışmak, bize sağlanan hakların karşılığını çalışarak vermek zorundayız” dedi. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle