Katalog

l l l Ekonomi: Jale Özgentürk Haber Merkezi: Can Uğur Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına l Reklam Genel Müdürü l l Eğitim: Figen Atalay Spor: Cumhur Önder Arslan l Yaygın süreli yayın Baskı: İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş ALEV COŞKUN l Evsun Sinem Alkan Fotoğraf: Uğur Demir l Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. Ankara : İleri Basım 2 KASIM 2025 SAYI: 36548 l Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Betül Berişe mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Reklam Yönetimi: Yenigün l Tel : 0312 353 29 61. İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Mine Esen Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş l mh. 1199 sok. no:1/7 Sarnıç-Gaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2, 34381 Şişli/İST. Genel Yayın Koordinatörü AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 Ege Bölge Temsilcisi: Mehmet Şakir Örs Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul l Hakan Akarsu Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi e-posta: posta@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999 - 15079 - 37611 Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Emre Kongar (Bşk. Yrd.), no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yazıişleri Müdürleri l Ankara Temsilciliği: Güzeltepe Mahallesi, Abidin Daver Sokak, No: 14 Çankaya/Ankara Faks: (0212) 251 98 68 Şükran Soner, Işık Kansu, Miyase İlknur, Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilciliği: Halit Ziya Bulvarı 1352 Sok. 2/3 Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınma- Özgür Soyer Cafer Kurt reklam@cumhuriyet.com.tr Pasaport - İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Mine Kırıkkanat, Zülâl Kalkandelen, Mine Esen, Özlem Yüzak dan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Cumhuriyet ve KadıKöy Belediyesi işBirliğiyle... ‘Yazılmamış Tarihe Kadıköy’de şiir günleri Notlar’ umhuriyet gazetesi, iki büyük Behramoğlu’nun Aman yönetecek. CCumhuriyet Kitapları ve şairi Ataol katılacağı “İki Dil Güven Baykan Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle bu Behramoğlu Bir Şiir” oturumuyla ‘Şiir Cumhuriyeti’ HABİB Aydoğdu, yarım yüzyılı yıl ilk kez düzenlenen “Kadıköy- ve Özdemir başlayacak. Etkinliğin son günü olan 9 aşan sanat yolculuğunda her ve boşluk yönetimidir. Oku- Cumhuriyet Şiir Günleri”, 7-8- İnce’ye onur Edebiyat Kasım’daki ilk oturum saat döneminde başka bir yüzüyle nurluk amaç değildir; yazı bazen 9 Kasım’da Kadıköy Belediyesi ödülleri dünyasında çeviri 13.00’te başlayacak. “Şiir karşımıza çıktı; kimi zaman görünür, bazen şeffaflaşır, bazen Tarih, Edebiyat ve Sanat sunulacak. geleneğin ele Cumhuriyeti” oturumda şair, kalın boya katmanlarının içinde sadece leke olarak kalır. Ado- Kütüphanesi’nde (TESAK) Saat 16.00’da alınacağı oturumun yazar, gazeteci, araştırmacı ve gizlenen bir çığlık, kimi zaman nis bölümü bu hattın en görünür edebiyatseverlerle buluşacak. ise Türkiye Özdemir İnce Ataol Behramoğlu yöneticisi, tiyatro oyuncusu Sunay Akın bir kelimenin yarım kalmış odağı. Türkiye’de ulaşabildiğim Yazarlar Cumhuriyet konuşacak. Akın bu oturumda; yankısıydı onun resmi. Şimdi ise, kitaplarının çoğunu okudum; ba- İnce ve Behramoğlu Sendikası ikinci başkanı ve şair Kitapları Yayın Koordinatörü şiire, mekâna ve insana ilişkin Ankara’nın en önemli çağdaş zılarını resimledim. Atölyede yan Mustafa Köz ve gazetemizin onur konuğu Berrin Karadeniz olacak. derinlikli bir bakış sunacak. sanat mekânlarından biri olan yana çalıştığımız günlerde o do- yazarı Feridun Andaç, İnce ve Saat 15.00’te ise, güncel Türk Saat 14.00’te, edebiyatın en Türk edebiyatının birbirinden Cermodern’de, “Yazılmamış ğaçlama yazdı, ben resmettim; Behramoğlu’nun poetikasını şiirindeki sorunlara odaklanılacak değerli isimlerinin bir araya renkli sayfası olan çocuk şiirinin Tarihe Notlar ” sergisiyle izleyici süreç profesyonelce belgelendi. konuşacak. “Genç Şairler Rahatsız mı?” büyülü dünyası konuşulacak. geleceği etkinliğin onur konukları karşısında. Adonis kaligrafinin yerini çok iyi Aynı gün saat 17.30’da ise başlıklı oturumda, Üveys Ülker ise usta iki şair ve gazetemizin “Çocuk ve Şiir” başlıklı oturumda Bu sergi, yalnızca bir resim bilir; yazının nereye konunca res- “İmge ve Gerçek Arasında Şiir” ve Mehmet Sâdık çağdaş şiirin Necdet Neydim yer alacak. yazarları Özdemir İnce ve Ataol seçkisi değil; bir ressamın kendi mi besleyeceğini sezgisel olarak başlıklı oturumda, şairin imge evrildiği konumu tartışacak. Günün son etkinliği ise saat Behramoğlu. hafızasıyla, çağının çelişkileriyle, yerleştirir. Cermodern’de üç bü- dünyasından kâğıda dökülen Günün son oturumu saat Etkinlikler 7 Kasım saat 15.00’te, 16.00’da başlayacak. “Şiir iç sesleriyle kurduğu uzun yük duvar, ek panolar ve küçük sözcüklerin doğum sancısı, şairi bu 17.00’de başlayacak. “Geçmişten ve İsyan” başlıklı oturumda, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri soluklu bir diyaloğun özeti. yüzeylerle bir odak alan kurduk; sancıya iten nedenleri Nisa Leyla ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Günümüze Mensur Şiir” başlıklı şairler Haydar Ergülen ve Arife 2000’lerden bugüne uzanan izleyici şiirin soluğuyla renk ve ve Nilay Özer konuşacak. oturumda şair Faris Kuseyri, Kalender, insanın duygu ve düşün Işık Kansu ile Kadıköy Belediyesi bu dönemde Aydoğdu, yazıyı leke arasında gidip gelsin istedik. Kültür Müdürlüğü Genel Sanat mensur/düzyazı şiirin dünden dünyasında bir ifade biçimi olarak resmin içine alarak hem görsel Çeviri konusu soruluyor; kendisi- Çeviri geleneği Yönetmeni Ömür Kurt’un açılış bugüne yolculuğunu irdeleyecek. şiirin isyan halini anlatacak. hem sözel bir dil kurdu. Harfler, nin de takıldığı gibi “çevirmenler konuşmalarıyla başlayacak. 8 Kasım’daki etkinlikler saat Oturumu gazetemizin Kültür Tüm oturumların ardından kelimeler, cümle kırıntıları şiiri öldürebilir.” Ben bu yüzden Ardından edebiyatımızın yaşayan 13.00’te, şair ve çevirmen Onur servisi muhabiri Mehmet S. yazarlar kitaplarını imzalayacak. tuvalin yüzeyinde nefes alıyor; “doğru çeviri”nin peşinden çok bazen okunuyor, bazen siliniyor şiirin titreşimini yüzeyde tutma- ama hep bir yankı bırakıyor. yı önceliyorum. Röportaj boyunca onunla n Renk ekseniniz: Kırmızı– hem malzemenin anlamını, hem siyah-beyaz. Mavi-yeşil altın PortaKal’da ulusal yarışma heyeCanı devam ediyor rengin hafızasını, hem de sanatın döneme yaptığınız “itiraz” direnişini konuştuk. Kırmızının da var. Bu palet sizin için ne nabzı, siyahın ağırlığı, beyazın anlatıyor? sessizliği arasında ilerleyen bu Bu coğrafyanın rengi, itirazla- sohbet, bir sanatçının yalnız ra rağmen, benim için kırmızıdır; resmini değil, yaşadığı zamanı nabız orada atar. Siyah artık fon- resmetme biçimini de anlatıyor. da değil, başlı başına özne; ağır- mehmet S. Yeşilçam’ın ardı lığın ve yasın taşıyıcısı. Beyaz ço- aman Yazının resimle ilişkisi ğu zaman zemin sanılır ama yü- zeyde alan açan, nefesi ayarla- n Bu serginin omurgasını u yıl 62'ncisi düzenlenen çöküşün ortasında kalan vardı ama ne yapacağıma gösterilen son film, “En Güzel yan eşiktir. “Adın kırmızıya çıktı” oluşturan “Yazılmamış Tarihe Uluslararası Altın Portakal tiyatrocu Aytekin’in, dair çok fazla bir bilgim Cenaze Şarkıları” filmiydi. diyenlere küçük bir itiraz olarak Notlar” başlığı sizin için neyin BFilm Festivali’nde ulusal hasta karısının tedavisi ve yoktu. Daha sonra hikâye; Oyuncu kadrosunda Esra seçkiye mavi ve yeşilin baskın ol- karşılığı? Neden 2000-2025 uzun metraj film yarışması siyasal olaylara erotik film dönemini Dermancıoğlu, Halil Babür, duğu iki resmi bilinçle yerleştir- aralığı? kategorisindeki son iki film, karışan anlatmaktansa Çağdaş Ekin Şişman, Nalan dim; paletin genişliğini ve soluk Bu seçkide 2000’den 2025’e önceki gün gösterildi. oğlunun bir karakterin Kuruçim, Özer Keçeci, Yıldız aldığı aralığı hatırlatmak iste- uzanan resimlerim bir araya ge- Festival kapsamında Hasan geleceği için kendi doğrularıyla Kültür gibi isimlerin bulunduğu dim. Renklerimdeki gerilim-kır- liyor; çünkü o dönemden itiba- Tolga Pulat’ın yönetmenliğini ideallerinden hayatın gerçekleri film, orta sınıf eleştirisini, mızının coşkusu ile siyahın ağırlı- ren yüzeyde yazının resimle kur- yaptığı Parçalı Yıllar ve ödün vererek arasında eşini yitirmiş ve bunalımda ğı-resmin enerjisini kuruyor. duğu ilişki belirginleşti. Harfler, yönetmenliğini Ziya Demirel'in erotik sıkışmasına olan Atatürkçü bir kadının, n “Malzeme araçtır, dil kelimeler, yarım kalmış cümle- yaptığı, senaryosunu Yusuf filmlerde evrildi” Atatürk'ü de kullanan esastır” diyorsunuz. Yüzeydeki ler yüzeyde düz de akar ters de; Tan Demirel ve Ziya Demirel'in oynamaya ifadelerini dolandırıcılar tarafından kalınlık, malzemeyle ilişkiniz, üst üste biner, silinir, yeniden do- kaleme aldığı En Güzel Cenaze başlamasına kullandı. hassas noktalarından dijital teknikler ve risk alma ğar. “Yazılmamış tarih” derken Şarkıları filmleri izleyiciyle odaklanıyor, Pulat, yakalanarak dolandırılması tavrınız? kastettiğim, yüzeye kaydedil- buluştu. dönemin kadın oyuncularının Türkiye’nin yozlaşmaya üzerinden yaparak, sosyal Tuval, ahşap, metal, seramik… miş ama sözlüğe girmemiş ha- içerisinde bulunduğu durumu başlamasının, fırsatçılığın medyanın yarattığı yeni insan Hepsi araç; mesele onların fıza. Çok dikkatli bakan bazı bö- ‘Herkes haklı’ da yansıtsa da anlatıyı bir artmasının o dönemlerde tipini ve alışkanlıklarını, aile üstünde ne söylediğin ve nasıl lümleri okuyabilir; ben bile çoğu erkek oyuncunun mağduriyeti başladığını belirterek ilişkilerini sorguluyor. Yeşilçam’ın en tartışmalı söylediğin. Yüzeydeki bedeni kez metnin yüzde otuzunu an- üzerinden kuruyor. Filmin sinemadaki izdüşümünün Filmin yönetmen Ziya dönemlerinden, 70’li yılların gizlemem; kalınlık gözle görülür, ca çözüyorum. Çünkü yazı, be- oyuncu kadrosunda Yetkin erotik film furyası olduğunu Demirel, altı bölümde anlattığı ortalarında başlayan ve nim için anlamı bildirmekten çok elle hissedilir. Çelik macun Dikinciler, Mine vurgulayarak “Ama bunları hikâyenin ortaya çıkışını, 12 Eylül askeri ve birkaç eşlikçi malzeme ritmi ve nefesi taşır. Yaşayan sa- Çayıroğlu, İlkin geride tutup bir karakterin, kimlik dolandırıcılığı ve tuvalin damarını değiştirir. darbesiyle natçıya “retrospektif” verme fik - Tüfekçi, Levent bir insanın, bir babanın; uzaktan hiç görmediği birine yasaklanan Dijital dünyada kendimi biraz rine mesafeliyim; o yüzden 2000 Özdilek, Derya doğrularını ne kadar duyulan hisler ve yastan “treni kaçırmış” hissediyorum; ve filmlerin sonrası üretimimin yolda dönü- Şensoy ve koruyabileceğiyle ilgili bir sonra çıkan bir merak gibi arasına şen haline odaklanan bir sergi- dağılmak yerine kendi dilimi Kaan Kayasan paranoya var bende; onu içeriklerden etkilendiğini derinleştirmeyi seçiyorum. Sanat “parça”ların yi CERModern’in ölçeğinde kur- rol alıyor. Film anlatmaya çalıştım. Filme, belirterek Yusuf Tan Demirel güvenli bölgede büyümüyor; girdiği “erotik mak istedim. sonrasında herkesin haklı olduğu bir yer ile altı cümle yazdım ve her bir bir dönem satış çok artınca film” furyası: n Yazı–resim birlikteliği bu yapılan koymaya uğraştım çünkü bölüm için doğaçlama sahneler kolay beğeniye yaslanmamak “Parçalı sergide merkezî. Okunurluk söyleşide gerçekten hayat, herkesin haklı yazdık. Sanki seyircinin bir meselesine nasıl bakıyorsunuz; için frene bastım, bekledim, Yıllar”, işte bu En Güzel Cenaze Şarkıları yönetmen Hasan olduğu bir yer” dedi. sahneye atıldığı, kimin kim yön değiştirdim. Pandemide döneme ayna Adonis’e ayrılan bölüm burada Tolga Pulat, “2005’ten olduğunu anlamadığı, geç küçük formatlara yönelmem nereye oturuyor? tutmaya girişiyor. beri kafamda erotik film Doğaçlama sahneler kaldığını düşündüğü bir içerik de bu yüzden: az alanda yoğun Film, 1975 Türkiye'sinde Yazı, resmimde resimsel bir dönemiyle ilgili bir şey yapmak hayal ettik” dedi. l ANTALYA titreşim aradım. öğedir; anlam kadar katman, iz ekonomik kriz ve siyasal Yarışma kapsamında Uluslararası Şiir Festivali’nin Usta oyuncu trafik kazasında yaşamını yitirdi onur konuğu Enis Batur ŞİŞLİ’DE dün yolun karşısına geçmeye geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını VIII. İstanbul Uluslararası Şiir onur konuğu, çalışan usta oyuncu Engin Çağlar’a yitiren yeşilçam oyuncusu Engin Çağlar Festivali, 6-8 Kasım tarihleri arasında Letonya’nın motosiklet çarptı. Hastaneye için başsağlığı mesajı yayımlandı. yurtiçi ve yurtdışından katılan şair konuk ülke olduğu festivale kaldırılan Çağlar tüm müdahalelere Paylaşımda, şu ifadelere yer verildi: ve sanatçıların gündeme getireceği davetli olan şairler: Arvis Viguls, rağmen kurtarılamadı. “Yeşilçam’ın unutulmaz “Buharlaşan Gerçeklik” teması ile saat Guntars Godins, Inga Gaile, Madara Usta oyuncunun cenaze isimlerinden Engin Çağlar’ı 11.00’de Yeditepe Üniversitesi’nde şiir Gruntmane (Letonya), Güven Turan, programı belli oldu. Çağlar’ın kaybetmenin derin üzüntüsünü dinletisiyle başlıyor. Üç gün sürecek Elif Sofya, Mehtap Meral, Mevlüt bugün Şişli Camisi’nde öğle yaşıyoruz. Türk sinemasına çevrimdışı festival boyunca çağdaş Oğuz, Ömer Erdem, Zeynep Köylü namazının ardından Zincirlikuyu canlandırdığı karakterlerle değerli şiirin önemli isimleri rehberliğinde (Türkiye), James Matthew Appleby Mezarlığı’nda son yolculuğuna katkılar sunan usta oyuncuya üniversite etkinlikleri, yuvarlak masa (İngiltere), Burcu Şahin (İsveç), uğurlanacak. Allah’tan rahmet; ailesine, François Coudray (Fransa), Kristine toplantısı ve şiir okumaları farklı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sevenlerine ve sinema camiamıza mekânlarda yüzyüze yapılacak. Kocan (Slovenya) ve Mati Shemoelof sosyal medya hesabından, 85 yaşında başsağlığı diliyoruz.” (Almanya). Şair, yazar, yayıncı Enis Batur’un ava kurşun gibi ağır/ Bağır mu karanlığı silip süpürdü bilemiyorum. tanık ifadesi yok. Babam hakkında hiçbir bağır bağırıyorum/ Koşun. İçimden hayatın tüm renklerini çalanlara suç isnadı yok. Ne bir itirafçı beyanı ne Susmak “HKurşun eritmeye çağırıyorum...” ben de öfkemi bilerken ondan şu yakıcı bir kayıt ne bir tanık; hiçbir şey. Çünkü Saraçhane Parkı. Cuma sabahı. 19 cümleler geldi: babamın taşıdığı tek sıfat, belki de tek suç, onaylamaktır “Baba, avukat kabininde bir ‘baba, eş ve abi’ olmak.” Mart “sivil darbe”nin mağdur yakınları tarafından kurulan Aile Dayanışma sohbetimizde, ‘Hayatım boyunca barış için Çıldırmamalıyız. Çıldırmamalıyız... Makamlar geçici; kalıcı olan insanlıktır”. kardeşlik için ürettim, çabaladım. Böyle Ağı’nın (ADA), 11. buluşmasındayım. Sonra üniversite öğrencisi Berkant Ne acı ki günümüzde, makam Her cuma olduğu gibi yine kalabalık. bir dönemde dışarıda olup sürece katkı Tatlı söz aldı. 19 Mart’ta dayanışma sahipleri insansız, insan olanlar sağlayacağıma içeride olmam en büyük Çoğunluk kadınlar. Anneler, çocuklar, O ses, “Bana, aileme, yol arkadaşlarıma mitinglerinde arkadaşlarıyla birlikte makamsız kalmış... üzüntülerimden biri’ demiştin. O hayatını tutuklanmıştı. Bir ay hapis. Şimdi bu eşler... Eski ve yeni tüfekler. Yürekler, zulmediliyor” diyor. Kurşun gibi ağırlık adadığın ‘barış’ da olacak baba. Sana umutlar kenetlenmiş... Hava, her daha da ağırlaşıyor. “3 çocuk sahibi olarak gençlere üniversiteden uzaklaştırma Hayatın renklerini çalanlar söz veriyorum; bunun için ben de ömrüm kararı uygulanıyordu. konuşmayla, her kucaklaşmayla daha da 12 metrekarelik koğuşumda en çok anne Kürsüye genç bir kadın çıktı: Avukat boyunca mücadele edeceğim. Ve sen, babalarından ayrı kalan çocuklarımızı, Çıldırmamalıyız. Çıldırmamalıyız... Akılla, ağırlaşıyor... Seraf Özer. Babası, seçilmiş Esenyurt asla yalnız yürümeyeceksin.” güvenle, hukukla, vicdanla, dayanışmayla gençlerimizi düşünüyorum.” Belediye Başkanı Ahmet Özer, bir yıldır “Şimdi herkese sesleniyorum: Bilin ki 19 Mart’tan bu yana, yürütülen eşi mücadeleyi büyütmeliyiz. Öyleyse her Silivri zindanından Silivri’de. Tutsaklığın birinci yıldönümü susmak, onaylamaktır. Bugün karşı karşı- benzeri görülmemiş siyasi operasyonu, cuma Saraçhane Parkı’na. Saraçhane’ye önceki gündü. Seraf her gün cezaevine ya bulunduğumuz uygulamalar, ülkemizin “Vicdanını kaybetmiş, kötü bir aklın ürünü Ülkede adalet var diyor büyükler... Hapiste tutsak tutulanlarla, dışarıdaki gidiyordu. Tam 365 gündür! nasıl bir tehdit altında olduğunun açık gös- olan zorlama ve uydurma soruşturmaların, Ekrem başkan, Merdan Yanardağ, yakınları da bence birer kahraman. tergesidir. Buna bizim için değil, kendiniz davaların ardı arkası kesilmeyişini”; sonra, “Benden 30 Ekim 2024’te önce hayatın Necati Özkan casusmuş meğer... Hadi Kucaklaşmalardan sonra Dilek İmamoğlu tüm renklerini çaldılar” dedi. O anda için ve çocuklarınız için kayıtsız kalmayın.” “tutuklamaların keyfi cezaya döndüğünü” oradan... kürsüye çıktığında, önce kocasının, ve çalışma arkadaşlarına duyduğu güveni bütün renkler hızla kirlendi. Güneş yok Zeytinburnu’ndan esen rüzgâr, önüne o Ekrem başkanın, cumhurbaşkanı oldu. Park kara bulutlarla kaplandı. Ama Çocuklar-gençler vurguluyor. cümleyi katmış ilerliyor: adayımızın mektubunu okuyor. Eşinin mektubunu okuduktan sonra konuşmasında öfkesinin nedenlerini tek “Her şey çok güzel olacak.” Ve 12 Ceren Kaya, o narin küçük kız konu- Silivri’den gelen o ses, 12 metreka- Dilek İmamoğlu kendi düşüncelerini tek sıralarken, sabrını, dayanışmayı, bu şurken “Tanrım çıldırmama engel ol” diye metrekarelik umut, bir gün 780 bin relik hücreyi, demir parmaklıkları aşıp süreci akılla halletme azmini ve gücünü kilometrekareye yayılacak. açıkladı. Yargılamaların TRT’de canlı, içimden yakarıyordum. Ceren Kaya, hapis- Saraçhane’ye ulaştığında sadece onun de- sansürsüz ve adil bir şekilde yapılması hepimize anlatırken, yeryüzünün tüm teki Cevat Kaya’nın küçük kızı. Cevat Ka- “Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır renkleri yavaş yavaş geri geldi. ğil, hapse atılmış tüm belediye başkanları- talebini tekrar dile getiriyor. Son sözü ya, Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi, sanayici. bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye nın ve çalışma arkadaşlarının sesi oluyor. içimizde büyüyor. “Şunu iyi bilin: Gözyaşlarım mı, yoksa onun duruşu “Dosyasında tek somut delil yok, tek çağırıyorum...”