28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2024 PAZAR 8 yorum/HABE r “Temiz bir vicdandan daha günlerini betimleyen yüksekte duran hiçbir yasa yoktur.” oyununda onun şiirlerini Kosta Kortidis kendisi gibi Osmanlı vezinlerinde yazmadığı mer Seyfettin, Türk için şiir saymayan Cenap toplumuna özenle şırınga Şahabettin ile Seyfettin’in Öedilen cehalete rağmen yenilikçi biçemini okuyarak dünyasını genişletmeyi savunan Ali Cenap Bey’i sürdüren her insana okumayı tartıştırarak edebiyattaki Küçükpazarlı 1 Nisan şakasını Deli Şair’e vefa sevdiren, öykülerine hayran bırakan eski-yeni dil çekişmesine vurgu en büyük edebiyatçılardan biridir. yapıyor ve özgün Türkçeden yana yanaydılar. Kemal beklerken Diyet ve Kaşağı gibi birkaç öyküsü, tavır alıyor. 31 Mart Vakası’nı bastırmak sanırım her okuryazarın belleğine Tiyatromuzun güçlü değerleri evgili okurlarım, açıkça söylemem üzere İstanbul’a gelen Hareket stanbul’a kurgulu” Murat Kurum, silinmez harflerle kazınmıştır. Alper Arık, İlkay Özşen, Dilara gereken bir durum var. Pek Küçükpazar’ı elbette bilmez. Ekrem Ordusu’nda da Ömer Seyfettin Geçen 6 Mart, onun doğumunun Tabak ve Akın Kaplan’ın Sçoğumuz “Artık şu 1 Nisan gelse de  “İİmamoğlu ya bilir ya bilmez. Ama vardı; Kesik Bıyık ve Pire 140’ıncı, 11 Mart ise ölümünün içselleştirdikleri çok belli rollerinin akla kara ortaya çıksa” diye düşünüyoruz. çok önemli bir iş yaptı. öykülerinde Evrim Teorisi’ne 104’üncü yıldönümüydü. yanı sıra Kosta’nın da Cenap Ve mart da bir türlü geçmiyor. Ben bu Göztepe’de Kemal Sunal Müzesi açtı. gönderme yapan da oydu. 36 yıllık kısacık ömründe subay Şahabettin’i canlandırdığı Deli  durumdan iyice sıkıldım. Hele de nasıl, Keşke Küçükpazar’da açsaydı! İşte bu büyük Türk aydınını, olup yurdunu savunmuş, öğretmen Şair Ömer Seyfettin oyununu hangi kurallara göre yapıldığı belirsiz Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, özgün Türkçeye yaşam veren olup çocukları eğitmiş, 140 öykü duygulanarak izledim. seçim anketlerinden, televizyonlarda zenne rollerine de çıkan eski bir insanı anımsayan, anımsatan ve 23 şiir yazmış, eserlerinde binlerce kez söylenmiş sözleri ilk kez komedyen. Haşa cumhurbaşkanımız ile ve Deli Şair Ömer Seyfettin adlı ağdalı Osmanlıca değil yalın Dâhiler yaratır, söylüyormuş gibi heyecandan kıpkırmızı kıyaslayacak halimiz yok. Tayyip Bey, tiyatro oyunuyla onurlandıran genç bir Türkçe kullanmıştı. Zaten naturası, ekonomik birikimi, mizaha olan yüzleriyle anlatan yorumculardan, tuhaf hainler fonlanır meslektaşı, Rum asıllı Türk yazar edebiyatta Türkçülük akımının aşırı mesafesiyle bambaşka biri. seçim sloganlarından, mahallelerde Gösteri sonrasında bir araya Kosta Kortidis oldu. kurucularındandı. Türkçenin Zelenski olsa olsa popüler mizahı, sonuna kadar açılmış sözleri geldiğimizde, o pırıl pırıl ve Kosta Kortidis, Türk tiyatrosunun özgünleşmesine öncülük ediyor, toplumsal ve siyasal sezgileri ancak anlaşılmayan parti şarkılarından sıtkım yaptıkları işe sevdalı oyuncuların sonuncu en iyisi, tüm zamanların emek veriyordu. Kemal Sunal’la kıyaslanabilir, ona da sıyrıldı. “Biz Türk tiyatrosu, Türk edebiyatı  en verimli yazarı. Eserleri 11 dil ve zamane deyimiyle beş basar. Osmanlıca yazan ve hiçbiri Neyse arada ülkemizde yaşayan diyoruz...” sözleri, sevinç olup ülkede sahnelenerek uluslararası Tayyip Bey İstanbul Belediye başkanı, artık okunmayan, okununca da baronların nasıl vatandaşlık aldıkları, içime aktı. ün kazanan Türk tiyatrocu. Can Kemal Sunal da izlenme rekorları kıran TV önemli bir düşünce üretmedikleri karaparanın nasıl aklandığını anlatanlar Kosta ve Teatro Rudius kardeşim Memet Baydur’un dizisinin “Bay Kamber” idi. görülen edebiyatçılara yönelik şık var. Bir de İliç’teki maden felaketi sanatçıları, Türk dememek için yitiminden sonra Türk tiyatro 1990’lı yıllar, yeni cumhurbaşkanı bir eleştirisini, şöyle dile getirmişti: ülkemizde binlerce maden ruhsatı “Türkiye tiyatrosu”, “Türkçe  yazınında açılan boşluğu dolduran türlü seçilemiyordu. Kemal Sunal da “Edebiyatımızın şiarı, ‘Çok verildiğini, bütün topraklarımızın edebiyat” ya da “Türkiye edebiyatı” sanatçı. hayatının demecini patlatmıştı: laf, az eser!’dir. Ben şimdilik  tıraşlanacağını bize apaçık gösterdi. abukluğuyla sanatta bile ırk “Halkın seçmesine imkân  bu şiarı bozmaya çalışıyorum.  Ortalık ayağa kalkmalıydı ama ayrımcılığı yapan yarım aydın, tam Türkçenin kurtuluş verilsin. Ben adayım! Benim gözüm  Ağustosböceği gibi öterek yan  muhalefetten bu konularda çıt yok. satılmışlara nanik yapıyor. cumhurbaşkanlığında!” gelmekten ise karınca gibi çalışmak  savaşı   Ayrıca ortalık Allah’ın emanetçilerinden Yarım aydınlar, çünkü dişe Allah söyletmiş denir ya! daha iyi değil mi? Şimdiye kadar  geçilmiyor; millet de bu emanetlerden Kosta’nın Deli Şair oyununda, dokunur eser üretemeden Türkiyeli  öttüğümüz elverdi. Biraz da iş  bana da bir arsa, bir ev düşer diye dua şeker hastası olduğu anlaşılamayıp jargonuyla dünyaya açılmayı Geçmiş zaman semti yapalım ki çorak edebiyatımız  ediyor. güçlensin diye meyve ve hoşafla umuyorlar. Tam satılmışlar, Küçükpazar sabah 6’da işbaşı şenlensin. Değil mi?” Daraldınız değil mi? Öyleyse ben de beslenen Ömer Seyfettin, yavaş çünkü yetenek yokluğunda yapanların, kardeşlerin, birbirlerinin ya da hepimizin ortak tek noktası aşk hakkında yavaş körleşen gözleriyle Mustafa küresel emperyalistlerin fonlarıyla anne-babalarının eski elbiselerini giyerek Yazar cefasına, yazmaya karar verdim. Ayrıca hani Kemal Paşa’ya not yazıyor: “Her geçiniyorlar. büyüdükleri bir semtti. Hâlâ da öyledir. “Dünyada aşk hakkında söylenecek yeni  Türk evladı! Bu büyük mücadelede  yazar vefası Oysa Türk tiyatrosunu Doğma büyüme İstanbullu olmakla bir söz yoktur” deniyor ya, işte bendeniz yılmadan, vazgeçmeden, her an  1850’lerden öteye dünyada yeteneğiyle yücelten Kosta övünenler bile bu semtin nerede bunu çürütmek için bugünkü muhteşem her daim, sizin izinizde ve sizle;  başlayan Aydınlanma Türkiye’ye Kortidis 45 yaşına kadar 23 eser olduğunu tam bilmezler. Üstelik yazımı kaleme alıyorum. Aşk tanımları düşmanla mücadele etmeye ant  hiç gecikmesiz yansımıştı. Osmanlı vermiş, yenilerini yazıyor. Oyunları İstanbul’un en orta yerinde ve en eski başkalarından, benimki en sonda. içmiştir! Mustafa Kemal Paşa,  toplumunda olağanüstü kültürlü Boşnakça, Lehçe, Yunanca, semtlerinden biri olduğu halde. Başlayalım bakalım. Bir can dostum, yönderler, bugün olmayan sayıda siz bu memleketin makûs talihini  Farsça, İngilizce, Almanca, Bu semt ayakaltında değildir. Sokakları fevkalade ilginç düşünceler üretmekle de değiştirerek yepyeni bir millet  aydın ve Aydınlanma öncüleri vardı. Gürcüce, Fransızca, Sırpça, Rusça, dardır, bir semtten ötekine kestirme bir nam salmıştır, adını vermiyorum, şımarır, Kadın haklarından Darwin’in Evrim yaratacaksınız. Zafer yakındır!” Çinceye çevrilmiş ve dünyada yolla açılmaz. O yüzden kimsenin yolu şöyle diyor: “Aşk, tenyadan sonra gelen  Teorisi’ne her şeyden haberdar, Vefalı meslektaşı Kosta sahneleniyor. düşmez. Süleymaniye sırtlarından Haliç’e cümle canlılara verilen bir cezadır.” Hiçbir cehalete karşı bilimden, reformdan Kortidis, Ömer Seyfettin’in son Yeteneksiz satılıklara kapak olsun! ve Unkapanı’na inen yokuşlu sokakların şey anlamadınız, değil mi? Önce ben tümüne verilen ortak addır. Hatta Evliya de anlamadım ama o gayet sakin bir Çelebi bile bilen biliyor buralıdır. biçimde düşüncesini açınca vallahi hak Gecekondu öncesi İstanbul’unun, 4 yaşındaki Recep’e verdim. yıkılmaya terk edilmiş ahşap Osmanlı Malumunuz, laf kalabalığı bir yana konaklarının semtidir. O güzelim yapıları, arabasıyla çarpıp kaçtı aşkın en doruk noktası, iki karşı cinsin vâris sayısının çokluğu yüzünden birleşme anıdır. Arkadaşım bu noktayı toparlayıp onarmak mümkün değildi. Gazia NTep’Te önceki akşam 4 esas alıp şöyle bir açıklama yapıyor: İstanbul’a göç edenler buraları yaşındaki Recep Doğruer’e plakası “Kuşlar, böcekler, timsahlar, koyunlar,  mesken tutarlardı. (Son on yıldır da ve sürücüsü öğrenilemeyen gergedanlar, insanlar işte bu birleşme  Suriyeli, Filistinli, Somalili, Afganistanlı otomobil çarptı. anı için öyle yoğun bir çaba harcarlar ki  “misafirlerin” toplu ikametgâhına Kaza yerine sevk edilen sağlık yeryüzü kanunlarına göre bunun boşa  dönüşmüş.) görevlileri, yaptıkları kontrolde gitmemesi gerekir. Yani bir birleşme için  Malatya’dan göç etmiş Sunal ailesi Doğruer’in hayatını kaybettiğini harcanan bu çabanın, pek de akıllıca  de Küçükpazar’a yerleşenlerden. belirledi. Küçük Recep’in bir şey olmadığı herkes ve her cins  Baba Mustafa İstanbul’un ilk açılan Kayıp göçmenler cansız bedeni, Adli Tıp Kurumu tarafından kabul edildiğinden, ortak  Migros’unda çalışıyormuş. morgundaki otopsisinin ardından bir enayilik paydasında anlaşılır ve bu  Küçükpazarlılar zengin olma umudu yakınlarına teslim edildi. Polis, çabanın adı kuş dilinde de timsah dilinde  taşımazlar, köşe dönme hayali kurmazlar, kaçan sürücünün yakalanması için de insan dilinde de aşk olur.” hep karınca kararınca yaşarlar. Tüm için destek ekip çalışmalarını sürdürüyor. amaçları çoluk çocuğu ele güne muhtaç Herkes itirazını daha sonraya saklasın, etmemek, onları okutmak, bir baltaya sap açıklama devam ediyor. Arkadaşım, anakkale’nin Eceabat ilçesi olup batmıştı. Ekipler 2 kişiyi olmalarını sağlamak. gayet hâkim bir ses tonuyla anlatıyor: Ç Küçükpazarlı anne-babaların “Bir “Yeryüzünün en mutlu yaratıkları, böyle  açıklarında alabora olup batan sağ kurtarırken, 7’si çocuk, baltaya sap olma” telkinleri öylesine bir çabaya ihtiyaç duymadan şıp diye  bottaki kayıp göçmenleri arama 22 kişinin ise cansız bedenine l TÜRKiYe genelinde 11 ilde dü- şiddetli, öylesine yoğunmuş ki çocuklar işini bitiren çift eşeyli hayvanlardır. Yani  çalışmaları dün de devam etti. ulaşılmıştı. zenlenen yasadışı bahis oynatanla- bir baltaya sap olma yerine sapa balta terliksi hayvan, tenya gibi. Hem erkek  Balıkesir, Bursa başta ra yönelik Sibergöz-24 operasyonu olmaya bile yönelebilirlermiş. hem dişi organ aynı bedende. Birleşme  düzenlendi. 25 kişi tutuklandı. olmak üzere çevre illerden Baltaya sap demek insanın cebine için yoğun bir çaba harcanmadığından  Kaçakçılar yakalandı l MiLLi Savunma Bakanlığı, Pençe- onların deyişi ile “şahadetname” koyması gelen ekipler arama-kurtarma aşkın sözü bile yok. Evrim tarihinde  Kilit Operasyonu bölgesinde tespit demek. Göç MeN Kaçakçılığı ile Mücadele çalışmalarına katıldı. Bölgede bir yerlerde bir hata olmuş ve cümle  edilen 2 PKK’li teröristin etkisiz ha- Uzun yıllar boyunca çalışarak, yüze Müdürlüğü dün 3 ayrı ilde göçmen yaratıklar erkek ve dişi diye ayrılmışlar.  1 uçak, 2 helikopter, 1 İHA ve yakın film çevirerek kazandığı paralar le getirildiğini açıkladı. kaçakçılarına yönelik operasyon İşte şimdi biz hepimiz bu evrim hatasının  18 bot ve 502 personelle arama ise “şahadetname”nin boşluğunu l izMiR’De düzenlenen “KAR- düzenledi. Sakarya’da düzensiz kurbanları olarak, aşk aşk diye inleyip  ve kurtarma çalışması yapılıyor hiçbir zaman giderememiş. Aslına TEL-6” isimli operasyonda bahis oy- göçmenleri, Şanlıurfa’dan alarak mektuplar yazıyoruz, mesajlar atıyoruz,  Eceabat ilçesi Büyük Kemikli bakılırsa sinemada gişe, televizyonda natan suç örgütünün elebaşı Sait olmadık jestler planlıyoruz, yapıyoruz.  göçmen kaçakçılığı yaptığı tespit izlenme rekorları kırarken “Ama parayı,  Burnu mevkisinden yola çıkan Emiri yakalandı. Ancak bazılarımız bundan pekâlâ para  edilen üç şüpheli tutuklandı. filmlerimden bana bir kuruş vermeyen  göçmenleri taşıyan lastik bot, l Kocae Li’NiN Körfez ilçesinde kazanmasını da biliyor. Onlara da ben  Yakalanan göçmenler sınır dışı televizyoncular kırıyor” demişti. Kırkından önceki gün saat 08.00 sıralarında bulunan özel bir limana yanaşan şapka çıkarıyorum. Evrim hatasını paraya  edilmek üzere il göç idaresine teslim sonra üniversite sınavlarına girip döndürenler için üç defa: Sağ ol! Sağ ol!  karadan 8 mil açıkta poyraz geminin kıyıya çarpması nedeniyle edildi. Ayrıca Edirne’de 14, Bodrum’da kazanması ve yaşı elliye ulaştığı halde Sağ ol!”  üç yükleme vinci devrildi. fırtınasının etkisiyle alabora ise 37 düzensiz göçmen yakalandı. üniversiteye devam inadı Küçükpazarlı Vallahi ben sözümü tutuyorum, anne-babasının telkinlerinin şiddetinden biraz tuhaf tanımlar yapılıyorsa, suçlu ziyade, içindeki cumhurbaşkanı olma KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ben değilim, arkadaşım. Evet, nerede sevdasını ortaya koyuyor. kalmıştık devam edelim. Bir başka Sunal’ın “üniversite şahadetnamesi  arkadaşımın aşk üstüne oluşturduğu aşkı” geleceği okuma yeteneğinden. teori ise çok daha anlaşılır. O şöyle Üniversite diploması meselesi başlıyor: cumhurbaşkanı olunca fazla abartılıyor “Aşk yeryüzünde geçirdiğimiz zamanı  diye belki de! kısaltmak için bizlerin uydurduğu  Halktaki Kemal Sunal sevgisi, tamamen hayali bir kavramdır.”  benzetmek garip sayılmazsa bir başka Tamam bekleyin, şimdi sözlerini açacak: tür “Kemalizm” gibi. Nasıl ki Kemalizmi “Söyleyin bakalım, aşk olmasaydı,  Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar biz nasıl vakit geçirecektik? Aşksız  ortaya çıkardı, Kemal Sunal’ı da film tatsız tutsuz bir saman yığınına  büyüdüğü, yetiştiği Küçükpazar semtinin benzeyeceğinden kimse sinemaya  toplumsal koşulları yarattı. Bütün partilerden belediye gitmeyecekti. Aşksız kitap kimseyi  açmayacağından kitaplar yazılmayacaktı.  başkanlığı ve milletvekilliği teklifi aldı. Hepsini reddetti. “Benim gözüm  Hayatımızın vazgeçilmezleri olan  cumhurbaşkanlığında” derken komedi magazin programları ve kahve  yapmıyordu. dedikoduları olmayacaktı. Peki ne  Ukrayna’da gerçekleşen, Türkiye’de de yapacaktık? Oflaya poflaya zamanın  gerçekleşebilecekti. Halk gülmeye ekmek geçmesini bekleyecektik. Futbol bile  su kadar hasretti. bize yetmeyecekti. Daha da beteri Kısmet değilmiş... var, kadınlar, kızlar aşksız bir dünyada  saçlarını yaptırıp bin bir kılığa girmek  için zaman ve çaba harcamayacaklardı.  NAMAZ VAKİTLERİ Ekonomi bile çökecekti. Vallahi can  İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı sıkıntısından herkes kendini birer ikişer  İstanbul 05:40 07:05 13:17 16:39 19:20 20:39 pencerelerden atmaya başlayacaktı.  Ankara 05:26 06:50 13:02 16:24 19:04 20:22 Yazık. İyi ki, şu aşk denilen yanılsama  ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com İzmir 05:51 07:12 13:25 16:48 19:27 20:43 var da vaktin çoğu kez nasıl geçtiğini  anlamıyoruz.” Bu da bir görüş. Benimkini en sona Mücadeleyi sürdürüyoruz! saklamıştım. Şöyle: “Aşk, doğduğu  günden beri kuşların uçmasını ve  yunusların derin sularda sevinç çığlıkları  atarak dans etmelerini kıskanan  insanoğlunun uydurduğu en güzel  yalandır. Çünkü ancak aşk insanoğluna  uçma ve derin sularda dans etme şansını  tanır.” Desteğinizi bekliyoruz. İşte böyle, sonuncuyu tuttunuz değil mi? Bilgi hattı: 0312 231 1923
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle