25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 2023 ÇARŞAMBA 16 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI Büyük Zafer’i anlamak düşmanı durdurmayı başardı. ayrıntılarını konuştu. Bu görüşmeler (ATABE), C.14, s. 44) Atatürk, Hakiki kanaatim şudur: Ben milleti sırasında 2. Ordu Komutanı Yakup Nutuk’ta da Büyük Zafer’in “her Atatürk, Sakarya Meydan savaşa götürünce vicdanımda SINAN MEYDAN evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış Muharebesi sonrasında Meclis’teki Şevki Paşa’nın planı çok riskli görüp azap duymamalıyım. ‘Öldüreceğiz’ itiraz etmesi üzerine Başkomutan ve yönetilmiş bir hareket” olduğunu muhaliflerin bir an önce düşmana diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz’ diye belirtiyor. saldırma isteğine karşı çıktı. 4 Mart Atatürk, bütün sorumluluğu üzerine savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı Tarihten aldığını söyledi. Her duruma yönelik Atatürk, zafere giden yolda, dört 1922’de Meclis gizli oturumunda tehlikeye maruz kalmadıkça, savaş yıl boyunca, akıllı stratejilerle çok yaptığı konuşmada “Yarım senaryoların oluşturulduğu ve gerekli bir cinayettir.” (Hâkimiyeti Milliye, Günümüze önlemlerin alındığı belirtilerek 2. Ordu büyük güçlüklerin üstesinden gelmeyi hazırlıkla, yarım önlemle yapılacak 21 Mart 1923, s.1) İşte Kurtuluş başardı. saldırı hiç saldırı yapmamaktan komutanı da ikna edildi. Savaşı, Türkiye için “millet hayatının Büyük Taarruz Harekât Planı, riskli daha kötüdür” dedi. Bu kritik tehlikeye maruz kaldığı” bir savaştır. aşamada “duygularımızla” ve ancak kesin sonuç almaya yönelik Haklı, halklı ve Bu savaş Türk milleti için “haklı” ve bir plandı. Eskişehir-Afyon hattındaki “tutkularımızla” değil “aklımızla” “meşru” bir savaştır. Buna rağmen örgütlü mücadele hareket etmemiz gerektiğini belirtti. Yunan ordusu yaklaşık 225 bin insan, Atatürk, Büyük Taarruz öncesinde bir Atatürk, 19 Mayıs 1919’da ugün 30 Ağustos yaklaşık 420 top, 50 uçağa sahipken; Atatürk, aynı konuşmasında kere daha süngüden önce diplomasiye Samsun’a çıkar çıkmaz yerel Zafer Bayramı; bugün, düşmana saldırmak için verilmiş Türk ordusu, yaklaşık 208 bin insan, dayandı. Bu kapsamda önce Mart ve bölgesel direnişleri ulusal B“Başkomutanlık Meydan 320 top ve 10 uçağa sahipti. Düşman kesin kararı uygulamadan önce 1922’de Dışişleri Bakanı Yusuf boyutta örgütlü bir halk direnişine Muharebesi”nin ve “Büyük Zafer”in “üç savaş aracı” diye adlandırdığı Kemal Beyi (Tengirşek), Temmuz karşısında kuvvet üstünlüğüne sahip dönüştürmeye çalıştı. Bunun için 101. yıldönümü… olmayan başkomutan, düşmanın en Meclis’i, milleti ve orduyu 1922’de de İçişleri Bakanı Fethi davasının haklılığına (Müdafaa-i Büyük Zafer, gerçek anlamda hazırlamak zorunda olduğumuzu Beyi (Okyar) Avrupa başkentlerine stratejik kanadına Afyonkarahisar’ın Hukuk) ve halklılığına (Kuvayı Milliye) vatan kurtaran bir zaferdir. Bu zafer güneyinden tüm gücüyle saldıracaktı. belirti. O; milletin, Meclis’in ve gönderip savaşsız antlaşma yolunu güvendi. Gücünü haklı olmaktan ve sayesinde Türk milleti özgürlüğüne ordunun oluşturduğu cepheye “iç aradı. Ancak bakanların Paris ve Buradaki Türk 1. Ordusunun 40 km’lik halka dayanmaktan aldı. “Herhalde ve bağımsızlığına kavuşmuştur. genişlikteki taarruz bölgesine 10 gün cephe” adını veriyordu: “Temel Londra’daki görüşmeleri sonuçsuz âlemde hak vardır ve hak kuvvetin Tam bağımsız ve çağdaş Türkiye olan iç cephedir. Bu cephe bütün kaldı. Fethi Bey, Paris ve Londra içinde, gizlice, gece yürüyüşleriyle üstündedir” derken buna vurgu Cumhuriyeti bu zaferin eseridir. yaklaşık 100 bin asker yığıldı. yurdun, bütün milletin meydana görüşmelerinden sonra hükümete yapıyordu. Büyük Zafer, sadece Türk ulusunu getirdiği cephedir. Görünürdeki verdiği raporda şöyle diyordu: “Milli Böylece asıl taarruz noktasında Türk bağımsızlığına ve özgürlüğüne ordusu Yunan ordusuna karşı ezici cephe, doğrudan doğruya ordunun amaçlarımızın elde edilebilmesi Akıllı taktikler kavuşturan ulusal ölçekte bir zafer düşman karşısındaki silahlı ancak askeri hareketlerle mümkün bir üstünlük kurdu. Asıl muharebe değil, aynı zamanda bütün mazlum Atatürk, kendi ifadesiyle, halife- alanı olarak Afyonkarahisar-Altıntaş- cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, olabilecektir. Başka incelemeye padişahın ihanetini bilmesine karşın, uluslara özgürlük ve bağımsızlık değişebilir, yenilebilir; ama bu başka yoruma gerek yoktur.” Dumlupınar üçgeni seçilmişti. Plana yolunu açan uluslararası ölçekte bir geleneksel, dinsel bağlarla bu göre Nurettin Paşa’nın komutasındaki durum hiçbir zaman bir milleti makamlara bağlı insanların mümkün zaferdir. bir ülkeyi yok edemez. Önemli 1. Ordu Afyon’un güneyinden Barışın anlamı olduğunca Kurtuluş Savaşı’na cephe düşmana saldıracaktı. Bu sırada olan, ülkeyi temelinden yıkan, Türk milleti bir an önce “barış” almalarını önleyebilmek için -belirli Büyük Zafer’in sırrı milleti tutsak ettiren iç cephenin Yakup Şevki Paşa’nın komutasındaki istiyordu. Atatürk, gerçek barışın bir aşamaya kadar- halife padişaha Her şeyden önce Büyük Zafer, 2. Ordu düşmanın güneye kuvvet düşmesidir…” Büyük Zafer’in ancak “tam bağımsızlık”la doğrudan cephe almadı, onun yerine büyük bir aklın eseridir. Zaferin başarısı, Atatürk’ün “üç savaş kaydırmasına engel olacaktı. Fahrettin mümkün olacağını biliyordu. Lozan saray hükümetinin işbirlikçi sadrazamı temelinde bilimsel düşünce Altay Paşa’nın süvari kolordusu da aracı” dediği “milleti”, “meclisi” görüşmelerinin tıkandığı günlerde, Damat Ferit’i hedef aldı. biçimi vardır. “Milleti kurtarmaya ve “orduyu” iyi hazırlamasında Ahır Dağları’nı aşıp düşman üzerine 30 Ocak 1923’te Şark gazetesine Bir taraftan karşısındaki düşman çalışanların aynı zamanda akacaktı. Kocaeli Grubu ise Geyve ve “iç cepheyi” olabildiğince verdiği demeçte “Barış istiyorum cephesini /blokunu (İngiltere, Fransa, meselelerinde de birer namuskâr sağlamlaştırmasında gizlidir. Boğazı’ndan Gemlik’e kadar olan dediğim zaman bilinmelidir ki İtalya) dağıtmaya ve zayıflatmaya mütehassıs, faal birer âlim olmaları bölgeyi savunacaktı. Atatürk, Afyon’un bağımsızlık ve hâkimiyet istiyorum” çalışırken diğer taraftan kendi lazımdır” diyen Atatürk, 27 Ekim güneyinden yapacağı taarruzu Meclis ısrarı demişti. (ATABE, C.15, s. 43) 2 cephesini güçlendirdi. Bu bağlamda 1922’de Bursa’da öğretmenlere gizlemek için kuzeyden İzmit ve Atatürk, yıkıcı muhalefete rağmen Şubat 1923’te İzmir’de halka şöyle 1921’de Sovyet Rusya ve Fransa yaptığı konuşmada, kazandıkları Eskişehir yönünden taarruz edecekmiş asla Meclis’ten vazgeçmedi. 5 Ağustos seslenmişti: “Arkadaşlar, barış ile anlaştı, İtalya’nın da çekilmesiyle zaferin sırrının “orduların sevk ve gibi beklenti yaratmıştı. Düşmanın gafil 1921’de Atatürk’ü olağanüstü yetkili istiyoruz, fakat dediğim gibi tam İngiltere’nin yalnız kalmasını sağladı. idaresinde ilim ve fen ilkelerini avlanma nedenlerinden biri de buydu. Başkomutanlığa getiren bu meclis, üç bağımsızlık istiyoruz. Barışın rehber kabul etmek” olduğunu aylık sürelerle bu yetkiyi yenileyecekti. anlamı budur. Bunu istemeye söylemişti. (Atatürk’ün Bütün Eserleri Kurtarıcı kararlar Taarruz ve sonucu Büyük Taarruz öncesinde, 5 Mayıs hakkımız ve gücümüz vardır. On Atatürk, Temmuz 1921’de Kütahya- Başkomutan, 17 Ağustos 1922 1922’de, Meclis’teki muhaliflerin sene, yirmi sene, elli sene sonra Eskişehir Muharebeleri’nde yenilen akşamı cepheye hareket etti. Bu etkisiyle Atatürk’ün başkomutanlık aşağı görülerek ölmektense, hiç Türk ordularını, daha fazla kayıp gidişi gizlemek için 21 Ağustos yetkileri yenilenmedi. Ertesi gün korkmayınız, kalp ve vicdanımız vermemek ve yeniden toparlamak 1922’de Çankaya’da çay ziyafeti Atatürk Meclis’e geldi. Normal açık olarak bugün ölelim ve tarih için Sakarya Nehri’nin doğusuna, vereceğini duyurdu. 20 Ağustos koşullarda başkomutanlığı hemen bizi böyle yazsın.” (ATABE, C. 15, s. Ankara yakınlarına kadar geri 1922 tarihli gazeteler Atatürk’ün yarın bırakabileceğini belirterek şunları 86-87) Atatürk, düşmanı yenmeden, Çankaya’da çay ziyafeti vereceğini çekmeye karar verdi. söyledi: emperyalizmin merhametine Kütahya-Eskişehir Muharebeleri yazarken, Atatürk Akşehir’deki Batı “Ama önlenemeyecek bir kötülüğe sığınarak sağlanan barışın gerçek Cephesi Karargâhı’nda taarruzun son sonrasında, çok kritik bir aşamada, 5 yol açmamak zorunluluğu karşısında barış getirmeyeceğini biliyordu. Bu hazırlıklarını yapıyordu. Ağustos 1921’de olağanüstü yetkili kaldım. Düşman karşısında bulunan nedenledir ki İtilaf Devletleri’nin, 26 Ağustos 1922, sabah 05.30’da başkomutan oldu; vatanın ve milletin ordumuz başsız bırakılamazdı. Sakarya Meydan Muharebesi Kocatepe’de Başkomutan Atatürk’ün tüm sorumluluğunu üzerine alıp Bunun için bırakmadım, bırakmam sonrasında Sevr Antlaşması’nın başlattığı Büyük Taarruz, beş gün ve bırakmayacağım.” Atatürk’ün bu biraz yumuşatılmış şekli olarak ordunun başına geçti. içinde başarıya ulaştı. Atatürk’ün 7/8 Ağustos 1921’de ordunun açıklamasından sonra Başkomutanlık 22 ve 26 Mart 1922’de TBMM’ye Nutuk’taki anlatımıyla, “26/27 Kanunu yeniden oylandı ve kanun 3. sundukları barış tekliflerini, tam eksiklerini tamamlamak için zorunlu Ağustos günlerinde, iki gün içinde kez uzatıldı. bağımsızlığa aykırı bularak reddetti. iç borçlanma olarak adlandırılabilecek Afyonkarahisar’ın güneyinde 50 km ve Büyük Taarruz öncesinde TBMM, 5 Nisan 1922’de İtilaf Tekâlifi Milliye Emirlerini yayımladı. doğusunda 20-30 km uzunluğundaki Atatürk’ün, başkomutanlık yetkisini Devletleri’ne sunduğu karşı teklifte O koşullarda en gerçekçi seçenek, güçlendirilmiş düşman cephelerini elinden almayı başaramayan muhalif dört ay içinde işgal altındaki bütün yoksul da olsa halka gitmek; olabildiği düşürdük. Yenilen düşman ordusunun 2. Grup, bu sefer de Atatürk’ün Meclis Türk topraklarının boşaltılması kadar, kendi kaynaklarına, kendi büyük kuvvetlerini 30 Ağustos’a üzerindeki etkisini azaltmak için 8 halinde belirlenecek bir kentte barış gücüne dayanmaktı. kadar Aslıhanlar yöresinde imha Temmuz 1922 tarihli bir kanunla görüşmeleri yapılabileceğini bildirdi. ettik. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş bakanların ve Bakanlar Kurulu İtilaf Devletleri bu teklife 15 Nisan Akıllı stratejiler sonunda (Buna Başkomutan Savaşı Başkanının, Meclis Başkanı (Atatürk) 1922’de olumsuz yanıt verdiler. TBMM orduları, 23 Ağustos-13 unvanı verilmiştir) düşmanın ana tarafından gösterilecek adaylar Eylül 1921 arasında, Atatürk’ün arasından değil de doğrudan doğruya kuvvetlerini yok ettik ve tutsak ettik. Taarruz planı “Hattı müdafaa yoktur, sathı Düşman ordusunun başkomutanlığını Meclis tarafından gizli oyla seçilmesini Atatürk, Büyük Taarruz hazırlıklarını müdafaa vardır, o satıh bütün sağladı. Atatürk, Meclis’teki muhalif yapan General Trikopis de tutsaklar büyük bir gizlilik içinde yürüttü. 23 vatandır” stratejisiyle Sakarya arasındaydı. Demek, tasarladığımız baskıya karşı Meclis’i susturmayı değil, Temmuz 1922 akşamı Ankara’dan Meydan Muharebesi’ni ikna etmeyi tercih etti, asla Meclis’ten kesin sonuç beş günde alınmış oldu.” kazandı. Başkomutan, ayrılıp Akşehir’deki Batı Cephesi Daha sonra Atatürk’ün, “Ordular vazgeçmeyi düşünmedi. Karargâhı’na gitti. 28 Temmuz daha önce görülmemiş ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” biçimde “hat savunması” 1922’de, bir futbol maçı bahanesiyle emri doğrultusunda Türk orduları Zorunlu bir savaş yerine “alan savunmasını” ordu ve bazı kolordu komutanlarını İzmir’e doğru kaçan Yunan ordularını yaparak sayıca daha az bir Atatürk, 16 Mart 1923’te şöyle da Akşehir’e çağırdı. 28/29 Temmuz kovalamaya başladı. 9 Eylül’de İzmir, kuvvetle çok daha güçlü demişti: “Savaş zorunlu olmalı. gecesi komutanlarla taarruzun 18 Eylül’de Anadolu düşmandan temizlendi. 400 bini aşkın asker-subayın karşı karşıya geldiği savaşta Türk ordusu 2 bin 543 şehit, 9 bin 976 yaralı olmak üzere -101 esir hariç- toplam 12.519 kayıp verdi. Buna karşılık -çeşitli kaynaklara göre- Yunan ordusunun kaybı -20 bin civarında esir hariç- yaklaşık 120 bin kişiden fazlaydı. Bu nedenle Büyük Zafer, dünya tarihinin en kesin sonuçlu zaferlerinden biridir. Gerçek zafer Atatürk için Büyük Zafer’in büyüklüğü tam bağımsız, ulusun egemen olduğu, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yolunu açmasından kaynaklanır. Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra şöyle demişti: “Hiçbir zafer gaye değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan gayeyi elde etmek için gereken en belli başlı vasıtadır. Gaye, fikirdir; zafer, bir fikrin istihsaline hizmeti nispetinde kıymet ifade eder. (…) Her büyük meydan muharebesinden, her Büyük Zafer’in kazanılmasından sonra yeni bir âlem doğmalıdır, doğar, yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş bir gayret olur.” (Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk’ü Özleyiş, 1, 1998, s. 66) İşte Büyük Zafer, “yeni bir âlem doğuran” zaferdi. Atatürk, 30 Ağustos 1924’te Dumlupınar’da, Meçhul Asker Anıtı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Büyük Zafer’in üç büyük amaca hizmet ettiğinin altını çizmişti. Birincisi ulusal egemenlik, ikincisi çağdaşlaşma, üçüncüsü de ekonomik bağımsızlık… 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle