23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 29 AĞUSTOS 2023 SALI 2 olaylar ve görüşler Büyük zafer: Erdoğan İstanbul’u şimdiden kazandı mı? gerek parti içinde gerek edyaya ve Kurtuluş destanı sosyal medyaya genel kamuoyunda bir hayli yıpranmış bir görüntüye Mbakarsanız, Erdoğan/AKP iktidarı sahip. Remzi KOÇÖz Medyada ve sosyal İstanbul’u şimdiden kazanmış görünüyor: medyada, İmamoğlu’nun EmEkli EmniyEt müdürü güvenilirliğini yitirdiğine Birinci olarak, 14-28 urtuluş Savaşı’nın dönüm noktası Mayıs seçimlerinin yarattığı ilişkin yorumlar yoğun. olan Sakarya Savaşı, Türk ulusunun (Bunların iktidarın dilini şoku atlatamayan muhalif Kmakûs talihini yenerek Anadolu’da ve/veya CHP’li küskün kullanan sahte demokratlar ve sahte CHP’liler mi, seçmenlerin bir bölümü, “Bir düşmanın durdurulduğu, yeniden daha sandığa gitmek yoksa samimi duygularını dirilişinin destanıdır. yansıtan kişiler mi olduklarını yok” diyor... Sakarya Zaferi’nden sonra kesin sonuçlu Bir bölümü “Bir daha bilemediğimizi yine bir harekâta girişme sırası Türk ordusuna belirtelim.) CHP’ye oy yok” diyor... gelmişti. TBMM orduları -Batı Cephesi “Gelecek seçimde HHH kuvvetleri, Sakarya’da hayli kayıplara Dördüncü olarak, artık Erdoğan’a oy uğramış, yıpranmış, silah, araç ve gereç vereceğim” diyen ve CHP’li iktidar, İmamoğlu’nun elini kolunu bağlayıp kaynaklarına olduğunu iddia eden bile var. yönünden eksilmiş- planlı ve programlı Elbette bunların ne ve yetkilerine sınırlama ciddi çalışmalar gerektiren genel taarruz ve kısıtlama getirerek kadarı gerçek CHP’li veya için -yaklaşık 10.5 aylık hazırlık evresi gerçekten CHP’ye oy vermiş İstanbullulara yapacağı gibi- yoğun bir çaba içine girmiştir. (İnsan, hizmetleri engelliyor. olan kişiler, belli değil: silah ve makine sayıları açısından Yunan Gerek medya Dolayısıyla, ordusunda üstünlük olduğu görülürken İstanbullulara, “Hizmet gerekse sosyal medya, Türk ordusu yalnız süvari birliği/kılıç dezenformasyon yapanlarla istiyorsanız iktidara oy verin” diyor. dolu olduğu için, iktidarın yönünden üstündür.) maaşlı trolleri, iktidar dilini HHH Beşinci olarak, kullanarak CHP’li gibi Atatürk’ün dehası davranıyor olabilirler. artık bağımsızlığını “Düşmana saldırmak için verilen kesin Paşa’nın askeri dehası/öngörüsü ile altı bir hızla takip harekâtını sürdüren Türk yitirmiş görünen yargı Ama egemen olan kararı uygulamadan önce üç unsurun ayda aşılamaz denilen mevziler altı güne ordusu, İzmir’e değin 400 km’yi bulan havanın “CHP’ye karşı” ve mekanizmasının, İmamoğlu’na, -milletin desteği, Meclis’in kararlılığı, kalmadan bir bir geçilecek, 26 Ağustos oldukça uzun bir mesafeyi, yaya ve süvari tam seçim öncesinde, siyasal bu nedenle de “Erdoğan- ordunun hazırlığı- yeterli düzeyde AKP’den yana” bir yaklaşım yasak getireceğine ilişkin sabahı Afyon/Kocatepe’de başlayan Büyük birlikleriyle 10 gün gibi kısa bir zamanda hazırlığının tamamlanması zorunludur.” yaygın bir kanı var. olduğu açıkça görülüyor. Taarruz, 30 Ağustos Dumlupınar’da alarak savaş tarihine bir ölçüde “yıldırım HHH Bu davadan siyasal yasak Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın bu verilen meydan muharebesinin ardından savaşı” örneği vermiştir. çıkmayacağını belirttiği için İkinci olarak, genel dehası, öngörüsü zaferi getirecektir. 9 Eylül’de İzmir’de düşmanın denize seçimleri kaybeden “Millet tayin edildiği konuşulan Büyük Taarruz hazırlıkları esnasında ‘Bu zafer Türk mucizesidir’ dökülmesiyle işgale son verilerek zaferle ilk mahkeme yargıcı olayı, İttifakı”, artık tamamen TBMM’de gelişen muhalif yapı Sınırlı olanaklarla, sınırlı sürede sonuçlanacaktır. bozulmuş görünüyor. davanın gideceği istinaf “Başkomutanlık Kanunun” süresinin gerçekleştirilen bu büyük zafer bir Türk mahkemesi yargıçlarının Sadece AKP’nin eski uzatılması gibi Meclis faaliyetlerinde Yıldırım savaşı mucizesidir. Bu zaferi; “Bu eser milletin kurucularının ittifak içindeki son günlerde değiştirilmiş olumsuz yönde direniş sergilerken olması gerçeği, bu konudaki Başkomutan Mustafa Kemal’in; 30 partileri değil, ittifakın, sağ hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz kesimdeki ana gövdesini izlenimleri güçlendiriyor. Mustafa Kemal Paşa bir satranç ustası gibi Ağustos’ta Dumlupınar’da Başkomutanlık bir abidesidir” sözleriyle niteleyen ve Hiç kuşkusuz bu oluşturan İYİ parti de bu kararlılıkla iç cepheyi sağlam tutmaya Meydan Muharebesi’nde yenilen de kurtuluş destanının yazılmasında en ittifakı suçlayan bir söylem kanı, (gerçekleşse çalışır. düşmanın bozgun halde geri çekilişinin büyük pay sahibi olan 101 yıl öncesinde de gerçekleşmese içinde. Büyük Taarruz öncesi, “Düşündüğümü ardından, “Ordular, ilk hedefiniz olduğu gibi Türk ulusunun sonsuza Böylece Erdoğan’ın de) İmamoğlu’nun seçilme uygulayacak zamanım olursa dünyanın Akdeniz’dir, ileri” şeklindeki tarihi değin başkomutanı ve ölümsüz önderi şansını olumsuz yönde “Şahsım Devleti”ne karşı gözlerini kamaştıracak bir askeri manzara emir ve direktifleri üzerine bütün cephe CHP’nin kurmuş olduğu etkileyebilir. Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm ortaya çıkacaktır” demesinin ardından HHH boyunca denize dek hiç ara vermeden ve “Demokratik İttifak”, tam da kahramanlarımıza ulus olarak büyük iktidarın istediği biçimde, Özetle İmamoğlu, 2019’daki 26 Ağustos 1922 günü düşündüğünü ikinci bir savunma hattında tutunmasına minnet borçluyuz. seçimlerden daha zor bir dağılmış bir durumda. uygulayan Başkomutan Mustafa Kemal bile meydan verilmeden baş döndürücü Bu büyük zaferin, maceracı bir Böylece iktidarın sınav ile karşı karşıya. zihniyetle değil satranç zekâsıyla ilmek Üstelik AKP, 2019 karşısındaki “Demokratik ilmek örülüp karşı hamlelerin doğru ve Cephe” 2019’daki gücünü deneyiminden öğrendikleri ile her türlü propagandayı ve yitirmiş görünüyor. zamanında yapılarak sonucunda başarıya HHH baskıyı yapmakta daha da ulaşıldığı aşikârdır. Üzerinden 101 yıl hazırlıklı ve kararlı. Üçüncü olarak, geçse de kurtuluş ve sonrasındaki kuruluş CHP’nin İstanbul Belediye İmamoğlu her şeye dönemindeki bu önderliği, büyük zekâyı rağmen kazanabilir mi? Başkanı İmamoğlu, ve dehayı/dahiyi unutturmaya çalışmak genel seçimler sırasındaki Evet... ne mümkün! Gaflet ve dalalet ve hatta İSTANBULLULAR olaylar ve genel başkanlık tartışmaları bağlamında, İSTERLERSE, ELBETTE! hıyanet nereye kadar? ‘Ilımlılar’, ‘okumuşlar’ ve ‘suskunlar’ Daver DarenDe kişiye. Öyle yapmacık, öyle “aman beni bir kat daha övsünler” EmEkli diplomat-yazar istemiyle değil, içten, bilinçli 970’li yıllarda Cumhuriyet bir alçakgönüllülük. Kendini gazetesinin ikinci sayfasında beğenmişlik, kıskançlık, korku 1değerli hukuk bilgini Prof. hepsi bir araya gelince böyle bir Dr. Seha L. Meray’ın yazıları ortamda “adamlık” kendine nasıl Prof. Dr. uzun yıllar okurlarına yol yer bulsun? Seha L. göstericilik yaptı. Her biri bir Meray Her biri ders konusu ders niteliğinde olan bu yazılar bugün de günümüz olaylarına olan denemeler ışık tutuyor. Prof. Dr. Meray’ın Prof. Dr. Meray’ı en iyi tanıyan, yıllar önce yazdığı bu yazılarda yakın dostu Haldun Taner, söylemekten çekinmeleri politikacıların kimi özelliklerini “Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi dikkatlerden kaçmıyor. tanımlarken “Nasıl aldırmıyorlar, Değil” adlı yapıtında değerli Açık oturumlarda kimi bu karmaşık uluslararası hukuk bilginini şöyle tanımlar: “okumuşlar” dan “Kemalizm politika ortamında ulusal “İçerik yönünden her biri bir ders yenilmedi, yenilmeyecek. Kuvayı sorunlarımıza? Nasıl yapmacık konusu olan denemelerini heyecan Milliye ruhu devam edecek, sorunlar yaratıp onlarla savaş duyarak yazardı. Türkçenin Aydınlanma çağına, laikliğe Donkişotluğuna kalkışıyorlar?” vardığı aşamaya hayranlık duyar, ve çağdaş uygarlıklara sahip sözleri belleğimizden silinmedi. denemelerini arınmış güzel çıkacağız” şeklindeki sözler artık Prof. Dr. Meray için önemli olan Türkçesi ile yazarken dilimize duyulmuyor. Ne acıdır ki bu gruba Türkiye Cumhuriyeti’nin tehlikeye sevgi ve saygının hepimizin muhalefet partilerini de eklemek düşürülmemesi idi. Bu konuda borcu olduğuna inanırdı. Lozan gerekiyor. kafa yormak, yeni düşünceler Antlaşması zabıtlarını ciltlerce Türkiye çok tehlikeli bir üretmek gerekiyordu. yayını, onca işinin arasında süreçten geçiyor. Ülkemizi Bilinçli bir alçakgönüllülük dilimize çevirmeyi kendine ödev denetim altında tutan yüzyıllık bilmişti.” Prof. Dr. Meray, yazılarında akıl proje gündemin başköşesinde yer Günümüzde hemen her gece öğretenleri, iri iri laf edenleri, almaktadır. iktidara yakın televizyonlarda, kendilerini dev aynasında Çokuluslu çıkarların şaşırtıcı mesleklerinde en üst düzeye görenleri tek tek ele alır, onların ittifaklara dönüştüğü bu kaygan ulaşmış, emekli olmuş kimi özelliklerini bir ruhbilimci gibi ortamda çok dikkatli olmak gözler önüne sererdi. “Okumuşluk” bürokratların, gazetecilerin, zorundayız. yalnız belirli yaşlarda birtakım politikacıların, akademisyenlerin, Ilımlı olmayı düşünsel eylemsel okullara gidip öğretilenleri duyarlı konular gündeme bir günah saydığımız bu günlerde, ezberlemek, sınavlarda başarı geldiğinde yanlı ve çoğu kez ülkemiz ne acıdır ki “ılımlılar”, kazanmak anlamına gelmiyordu çekingen davranışlarına ne “okumuşlar” ve “suskunlar”ın da onun için. demeli? Ekranlarda sık sık katkısıyla çok zor bir süreçten “Okumuşluk” her şeyden önce, görünen bu kişilerin ortamı toz geçiyor. Artık tehlikenin farkında gerçek bir alçakgönüllülük vermeli pembe göstermeleri, gerçekleri olmalıyız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle