22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 23 AĞUSTOS 2023 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Yeni istikrar programı, ikna ve karadelik Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu ş imşek, önüne konulan IMF gibi bir programı uygulamakta becerikli olsa bile, kendi başına, tamamen eline geçiremediği dümenle yeni ve eçimlerden bu yana enflasyon kapsamlı bir programı yürürlüğe koymakta sıkıntılı. Merkez Bankası dizginleri iyice elden kaçtı. SGerçek ve/veya keyfi fiyat ile eşgüdüm nerede başlıyor nerede bitiyor pek belli değil...Dış artışları dörtnala devam. Temel borcun yine dış borçla kapanması ülkenin sırtında şaklayan bir kamçı. Ulus devlet ve girdi, özellikle mazot, benzin ve elektrik fiyatı artışlarının buna büyük etkisi var. Ulusal paranın değer kaybı, turizme su taşısa bile, sığınmacılar enflasyonu beslemede en önemli etken. Yıl sonu enflasyon beklentisi kaçarak rahat bir ortam DoÇ. Dr. meHmeT emİN elmacı TÜİK ölçüsüyle bile yükseltildi. Bu arama peşindedirler. enflasyon mücadelesinde 2023’ün on dönemde Uluslaşamayan kayıp bir yıl olacağının işareti. Ama SOrtadoğu’da ve toplumlar, vatan yüksek enflasyon, yeni iş alanları dolayısıyla da ülkemizdeki bilinci oluşturamazlar açılmasını teşvik etmediği için işsizlik gelişmeler, tarihten gelen ve dışarıdan gelecek de artmaya devam ediyor. Aslında bu süreçte yaşananlarla saldırılara da açık olurlar. enflasyonla el ele durgunluğa koşan bir bugünü karşılaştırma ve Antiemperyalizmi ekonomi görüntüsü. Döviz kurları hâlâ bir sonuca ulaşma şansını bilemezler. Laik ve baskılanıyor. Ama bunu sağlamak için vermektedir. Tarih bu çağdaş bir toplum yapısı dışarıdan gelen sermayenin kaynağı ve nedenden dolayıdır ki kuramadıkları için koşulları bilinmiyor. Bu ise önemli bir tekerrür etmemelidir. din eksenli toplumsal ulusal risk. Çünkü sonuçlar, ders yapıdadırlar ve Sünni- alınmak ve buna göre Şii-Peştun-Kürt-Arap gibi Önüne konulan IMF programı... ülke bütünlüğü ve ayrımlardan dolayı da İcracı ve deneyimli bir ekonomi ekibi bağımsızlığı için doğru birleşmiş ve çağdaş bir işbaşında olabilir. Ancak verilen tüm kararlar üretmeyi vatan kavramından uzak sözlere rağmen büyük ölçüde elleri gerektirmektedir. Bu kalırlar. kolları bağlı olduğu için şimşek gibi milliyim diyen herkesin Bu nedenle kararlar alınamıyor. Kaldı ki galiba ana görevi olmalıdır. emperyalistler, işgal Şimşek, önüne konulan IMF gibi bir Emperyalizm, ülkedeki ettikleri bu bölgelerdeki programı uygulamakta becerikli olsa ulus devlet yapısının halkın, dini ve etnik bile, kendi başına, üstelik tamamen kendileri için tehlike olarak ayrışmasını eline geçiremediği dümenle yeni ve olduğunu çok iyi bildiği hızlandırmaya çalışır kapsamlı bir programı yürürlüğe için bu yapıyı bozmak için ki kendilerine karşı koymakta sıkıntılı. Merkez Bankası ekliyor. Atılan adım doğru. Ama olmayan insanların “gemisini ellerinden geleni yapar. Bu birleşemesinler. Onların (TCMB) ile eşgüdüm içinde hareket sistemdeki o mevcut karadeliklerden kurtaran kaptan” gibi davranacağı konu, 1908 sonrasından isteği; her dini ve edildiği, para ve maliye politikalarının dolayı kulağa bir “şimdi kaçan bilinmiyor mu? Bu açıdan yeni istikrar ve özellikle de 1923 etnik grubun kendi uyumlu bir şekilde sürdürüldüğü kurtulur” mesajı gibi geliyor. Maliye programındaki en büyük eksiklik, sonrası ulus devlet çıkarını düşündüğü açıklanıyor. Ama o “eşgüdüm” nerede politikası ise tekrarlanan ve takati ikna edici, inandırıcı olmaması. yapımızı oluşturmaya ve birleşemeyerek başlıyor, nerede bitiyor pek belli değil. zorlayan vergilerden ibaret. Kamuda Oysa 2001’de istikrar programı başladığımız süreçten vatanlarını savunamadığı Şimdilik politika faizini çekingenlikle israfın önüne geçilememesi mali açıklanırken en özen gösterilen konu itibaren neredeyse 100 bir ortamdır. ve fincancı katırlarını ürkütmeden disiplinin yeniden tesisi için büyük her gelir kesimini kısa bir sürede düze yıldır ülkemiz için de yükseltirken banka mevduat bir zorluk. Dış borcun, yine dış borçla çıkılabileceğine ikna etmesinde, zam Çağdaş vatan kavramı geçerlidir ve hâlâ da faizlerini düşürerek tasarrufların kapanması ise ülkenin geleceğinin yapılmamasının telkin edilmesiydi. devam etmektedir. Son 40 Bu tarihten gelen cezalandırılmasına odaklanıldığı, kredi sırtında şaklayan bir başka kamçı. Kaynağı bilinen bir mali destek yıldan itibaren başlayan süreçte hep aynı kullanımının zorlaştırıldığı görülüyor. güven vermişti. Şimdi kira ve ücrete “ayrıştırma” çabaları da olmuştur maalesef. En büyük güvensizlik Bu acaba bir “ulusal paradan kaçış” getirilen tehditkâr sınırlama dışında emperyalist bir plandı İşgal döneminde de aynı planı mı diye düşünürken TCMB bir Aslında seçimlerden bu yana geçen toplumsal uzlaşma ile sorunların ve Türk milleti her şeye şey bize yapılmıştır. adım daha atıyor ve pazar sabahı üç ay ekonomi için kısa dönem. Ama üstesinden gelme girişimi yok. Umut rağmen oyuna gelmedi. Eğer Namık Kemal ve serpme kahvaltı mönüsüne “kur sorunlar o kadar yüklü ki tünelin az, inandırıcılık yok. Ama korkutma aydınlar sayesinde korumalı mevduattan dönüş” planı ucundaki ışığı seçmek zor. Umudu çok. Bunun da bir faydası yok. Kalıcı hale gelmesi “çağdaş vatan kavramı” Ülkemize gerçekleşen bizde de oluşmamış son dönemdeki olsaydı, 1918’de gelenlere sığınmacıların karşı koyacak kimse konusunun da bu noktada bulunmayabilirdi. değerlendirilip mutlaka Ulus devlet süreci Halk nutuk dinlemiyor önlemlerin alınması hâlâ ülkemizin birlik ve şarttır. Geçici olarak beraberliğini sağlayacak koruma altına alınmış en önemli mekanizmadır. NuSreT erTÜrK ‘Eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz, ilgisi dışındaki konulardan kaçar. Açık, olunduğu ortada olan Atatürk bilinçli tavırla benim söyleyeceklerimi değil!’” anlaşılır, kendi diliyle, kendi sorunlarını bu sığınmacı grupların şeğin Gölgesi”, Haldun Taner’in ve eğitici, yönlendirici Örnekte görüldüğü gibi halk, o gün bu dinlemeyi yeğler. Sorun ortada kaldığı ülkemizde kalıcı Lukianos’un (MS 125-180) liderlik özellikleriyle gün nutuk atanı dinlemiyor. Kendine sürece de bu öykü yaşar, gider. Gün hale getirilmesinin, “Ebir masalından çıkışla,1965 ülkeye Kurtuluş Savaşı’nı yakın öyküyü can kulağıyla dinliyor, gelir kendini içinde göreceği söylevleri toplumumuzun ulus yılında sahneye taşıdığı, gişe rekorları kazandırırken aynı sonunu merak ediyor. Burada iki yan de dinleyecektir. devlet yapısının kıran ünlü bir oyundur. zamanda da devrimler ile vardır: nutuk atan ile halk. Bu iki yan çözülmesini sağlayacak Ünlü hatip Demosthenes, ülkenin Dokunmamız gerekiyor çağdaş vatan kavramını, hep karşı karşıya gelmiş, birbirlerini bir “emperyalist oyunu” geleceğiyle ilgili sorunları anlatmak Kürsüye çıkmakla, masa kurmakla ulus devlet süreciyle suçlamıştır. Günümüzdeki temel olduğu görülmelidir. Batı, için kürsüye çıkar. Ancak dinleyiciler halka ulaşamazsınız; ancak kendinizi oluşturmuştur. Bugün tartışmaların özünde bu yatıyor. İki yan bu sığınmacıların kendi arasındaki gürültü bir türlü kesilmez. kandırırsınız. Dağlarca, Kızılırmak ülkemiz aleyhine olan da kendince haklı çıkıyor. Bin yıllar bölgelerine gelmemesi için Konuşmacı, bir öykücük anlatmaya Kıyıları şiirini kime yazdı? “Kardaş, gelişmelerde partili süren güncelliğin nedeni de burada bir ortak arayabilir ancak başlayınca oradakiler kulak kesilir: senin dediklerin yok / Halay çekilen bu partisiz herkesin saklı. bu ortak; ne ideolojik ne toprak toprak değil/Çık hele Anadolu’ya birleşebilmesini bu Seçimler sonrasında sık sık Karşı karşıya de ekonomik nedenlerle / Kamyonlarla gel, kağnılarla gel / ulus devlet yapımız duyduğumuz, “Bu halk bizi anlamıyor!” “Adamın biri Atina’dan Mepara’ya Türkiye olmamalıdır. O kadar uzak değil / Yersin içersin sağlamaktadır. Siz anlatamıyorsunuz! O, eşeğin gitmek için bir eşek kiralamış. Eşeğin Osmanlı’dan ayrılmış sofrasından üç yüz senedir / Kuvvetlisin İşte bugün oluşturulmuş gölgesini merak ediyor. O gölge kime sahibiyle yola düşmüş. Sıcak bastırınca olduklarından Türk ama kuvvet hak değil” Daha oradayız. bu ulus devlet yapısının aittir? Buyurun söyleyin. Onun büyük biraz dinlenmek istemişler. Ortalıkta devrimini yaşayamayan Sözümüzle, varlığımızla halka güncel gelişmeler büyük istekleri yoktur. hiç gölge yokmuş. Eşeğin sahibi, ve bu nedenle de “ulus dokunmak gerekiyor. Hamza Kırmızı, ışığında ortadan kalkması Halk Yunus Emre’yi anlar da eşeğin gölgesine sığınmış. Eşeği devlet” olamayan, Suriye- 1989 yılında SHP’den Ankara Keçiören tehlikesi bulunmaktadır. Mevlana’yı neden anlamaz? Karacaoğlan kiralayan bunu içerlemiş. ‘Sen çekil, Irak ve Afganistan; Belediye Başkanlığı’nı kazanır. İkinci Emperyalizm; bu ile senli benlidir; ona “bacanak” diyerek ben oturacağım’ demiş. Beriki, ‘Ben ulus-devlet boyutuyla dönem girdiği seçimi yitirir. Kendisi amacından hiçbir zaman yaklaşır! Batı müziği çalan birisinden oturacağım, eşek benim!’ Kiracının, çağdaş bir Suriyeli- anlatmıştı. Seçim sonrasında Hamza vazgeçmeyecektir. Yeter canı sıkılan hemşerim, çalgıcıya ‘Ama ben eşeği kiraladım!’ sözüne, ‘Sen Iraklı ve Afgan kimliği Bey sokakta yürürken bir bakkal önüne ki biz de tarihimizden seslenir: “Çal bir horon havası da eşeği kiraladın, gölgesini değil!’ yanıtı yaratamadıklarından, geçer: “Başkanım” der, “Siz çok iyisiniz, ders alarak emperyalizme kurban olayım sana” sözüyle içtenliğini verilmiş. Konuşmacı burada susar. bugün bir kaos anında çok iyi işler yaptınız ancak gelip bir karşı duruşumuzdan yansıtır. Dinleyiciler: ‘Ee sonra ne olmuş?’ diye halkları, ülkelerinden çayımı bile içmediniz!” vazgeçmeyelim. Bu öykü yüz yıllardır neden güncel? ünler. Konuşmacı kırgınlığını belirtir: Başka yolu yok. Halk, karmaşık, uzun konuşmalardan, Mustafa KMuustafa KKemal Aemal Atatürk’ün tatürk’ün sössözlerizleriyle yle FDWL D]éQéPé]éQDQéWODcDQNDOHPL1H < ]] éQéPé]é QQ DQéWOD cD QNDOH P L 1 FDWL H HWLOH'HPRNUDVLLOLcNLVLQHGDLU XPKXUL\ & X PKXU L\ HWLOH'HPRNUDVLL  YH HQLQLHPH RSOXPVDOG¾] W ©éOéN ?+DON?+ ©éOéN DON  H RSOXPVDOG¾] W QQ LQLHPH Y H HOOL-HJ¾QGHPLQGHJ¾QF ¾ON  WD WDU WécPDODU UU H ¾ON  WécPDODU J¾ QGHPLQ G HNDSVDPOéELU Y IDUNOé  HVXU XPDOé?GDQF & & XX PDOé?GDQ H Y IDUNOé  HVXU F ND DS VDPOéELU HQELU \ H LVW KXNXNXQDKXNXNXQDGD\DQGéUPDNKX G D\  DQGéUPDN L VW H HQE L U AAAttatürktatürka ç çöözümlemesi; Mustafa Kzümlemesi; Mustaafa Kememal al HQWDU HQWDU \ \ WécPDEDc WécPDEDcOéNODUéQGDQ \LWLUPH \LWLUPH YLQLYL YLQL Q  ?  RSOXPVDRSOXPVDO¸YUHWLGLU WW OO ¸ Y  UHWLGLU ? H Y QHVLOOHU  *HQ©   RU RU ELULQLROXcWXUX\ ELULQLROXcWXUX\ * QHV HQ©  Y \OH XU X H6¸ Y . . WXOXc6DYDcé WDW¾UN WDW¾UN $ $ UU WXOX c 6DYD c H Y é 66 O  ©é KDON ]DQ %X¸YUHWL\LEHQLPVHPLcELUR% X¸ YU HW L\ \ LEHQLPVHP Lc EL UU ©é KDON ]DQ R GHQHPHOHU HVL] HNLQF © RUNXVX] HULQHN HU ¾] ¾] L R QHN UU HN © NXVX] L HV QF L] GHQHPHOHU  HOHPHN RQX RQX\XGHULQOHPHVLQHLQF N N \ XGHU L QOHPHV L QH L Q O QXQ DQVX? WXI. $ \KXQ H EELUKHNLPRODQ& LUKHNLP RODQ & H \ WX $ KXQ II QXQ DQVX? . HPHOELUEDcYXUX HQOHUL HQOHUL©LQW \ \ H H LVW LVW © HPHOELUED LQW c 8OXV2OPDN? 8 OXV 2 O PD NN? \DSWéYé ]¾POHPHVLQL ¸ QLQ© YULPL? 'H ¾UN 77 YU 'H ¾UN ]¾POH ¸ QLQ© LPL? PP \DSWé HVLQL Y é H Y HW XPKXUL\ HOLYLWDcé\DQ& ND\QD ND\QDYéQLW Y HOL éQLW Y X LWDcé\DQ& P  D\QDNODUéLVHKDON ©é. YULPLQ+DON ''H YULPLQ H +DON © D\QDNODU é. éé LVHKDO HWLPL]LQ XPKXUL\ & ' 'HPRNUDVL? \L HPRNUDVL? \ L & XPKXUL \ HWL P HULOHQX]XQ Y HKDONODEHUDEHU Y L©L©LQ HKD Y LQ HULO Y ONODEHUDEHU HH QX]XQ \DcéQéNXWODGé \DcéQéNXWODGéYéEXJ¾QOHUGH \¾]¾QF¾ \¾]¾QF¾ Y éE X Kitap okuduğunuzu biliyoruz. ? \N¾V¾G¾U HULPOLELUVDYDcéQ¸H U L PO L E L U \N¾V¾G VDYDcéQ¸ ¾¾ U ?  ]¾PVHPLc G GHPRNUDVLN¾OW¾U¾Q¾¸ HPRNUDV L ]¾P N¾OW¾U¾Q¾¸ V HVLQLEHQLPVHPLc HOVHI \GéQODQPDI $ $ HVLQLEHQ HOVHI \GéQODQPDI RUX] RN RNXUODUéPé]ODEXOXcWXUX\ XU O DUéPé] O D E X O RU XcWXUX\ X 113,5x20,5 3,5x20,55 -- 287 287 sayfa sayfa -- De Denemennemee HOHPH èQF  VD\ID   [ VD  [ \ HOH èQF  ID P 13,5x20,5 13,5x20,5 --- 143 sayfa 143 sayfa -- Deneme Deneeme  N FH HY ¸\ H\  &X <D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle