Katalog

29 OCAK 2023 PAZAR 2 PAZAR YAZILARI utuklular ve mahkûmlar arabası varmış. başlattık. Terör örgütüne destek diye da bütün vatandaşlar gibi, Asla kastım yok. Olmadığı belli önüme suçlama olarak koyuyorlar. T“Demokratik, laik ve sosyal çünkü yüzlerce dakikalık başka İHD’nin hasta tutuklular listesini, hukuk devletinin” şefkati ve çekimler var. Demokratik Modernite dergisini delil koruması altındadırlar: Sembolik olarak karanlığı diye topladılar. Ama yaşlılar, hastalar, bebekler, yaşadığımız bir dönemde, gerçekte Hatta Azınlıklar, Ötekiler ve Medya çocuklar, hâlâ hapiste... de karanlıkta güne başlamak nasıl bir diye bir kitap vardı evde. İsminde Osman Kavala ve Selahattin etki yaratıyor onu aktarmak istedim. ‘azınlıklar’ geçiyor diye onu da aldılar! Demirtaş hâlâ hapiste... Ama kendimi cezaevinde buldum.” Üç görüşmeci hakkımız var. Ama Unutmayın, 28 Şubat davası mağdurları hâlâ HHH verdiğimiz isimler reddediliyor. hapiste... Ekim 2022’de tutuklanan ve 3 Bizi burada izole etmeye kanıksamayın! Gezi Parkı davası mağdurları hâlâ aydır cezaevinde tutuklu bulunan çalışıyorlar. Tutuklu ve hükümlülerin hareketliliğini çektim. hapiste. 9 gazeteciden biri olan Diren sosyalleşebilmesi için spor saati var. O Tuzluçayır’da otobüs duraklarında HHH Yurtsever de Çakırözer’e özetle, spor saatinde yürümemizi engelliyorlar. bekleyenleri çektim. Sonra Dikimevi’ne Belgeselci, akademisyen Sibel şunları söylemiş: Çünkü yürürken konuşuyormuşuz.” kadar yürüdüm. O yol esnasında da Tekin de cezaevindekilerden “Diyarbakır’da 16 gazeteci sonra da HHH çekimler yaptım. Milletvekili Utku Çakırözer bu biri; kendisini ziyaret eden Utku Ankara’da biz 9 gazeteci tutuklandık. ‘Yalnız Gece 2’de eve polisler geldi. Yıllardır Çakırözer’e özetle, şunları söylemiş: Onlar 7 aydır biz de 3 aydır iddianame ziyaretleri hakkında özetle, şöyle demiş: yaptığım tüm çekimleri topladılar. “Birkaç yıldır bu kalıcı yaz saati bekliyoruz ki neyle suçlandığımızı “Sibel Tekin bir an önce serbest 15 SD, 7 harddisk, 2 bilgisayar ve uygulamasının kış döneminde görebilelim. bırakılmalıdır. kamerama el koydular. toplum psikolojisini nasıl olumsuz Ankara ve Diyarbakır’da tutuklu Dosyamızda gizlilik kararı var. Gözaltı ve tutuklanma gerekçem gazeteciler bir an önce hâkim etkilediği üzerine bir belgesel çekmeyi Ama tutuklanırken önümüze delil değil çekim yaptığım yerlerden biri ceza düşünüyordum. diye yaptığımız haberler ve attığımız karşısına çıkarılmalı, yargılamaları infaz memurlarının servis bekleme 13 Aralık’ta Kızılay’da şehrin en tweet’ler konuldu. da tutuksuz sürdürülmelidir.” noktasıymış. Bir de görüntüler hareketli noktası diye ilk çekimleri Diyarbakır’daki gazeteci Not: Bugün saat 16’da Kozyatağı arasında bir okul bahçesindeki polis yaptım. 15’inde Tuzluçayır’da Kültür Merkezi’nde konuşmam ve arkadaşlarımız tutuklanınca onlarla ya da bir başka güvenlik kuvveti imzam var. Beklerim. çekim yaptım. İşçi sınıfının sabah dayanışma için mektup kampanyası birlikte’ lmanya’ya gelmişler yirmisinde, şimdi ulaşmışlar yetmişine, Aseksenine, kimi doksanına yaklaşmış... Çoğunun tekdüze ve tek başına bir yaşamı olmuştu. Hafta içinde çalışıp hafta sonunda hemşerileri ile bir araya gelmişlerdi. Almanya’nın büyük kent tren istasyonları onların tek buluşma yeri olmuştu. Sürekli para AHMET ARPAD biriktirmişlerdi. Memlekete kim bilir son 60 yılda kaç milyar Mark/Avro yollamışlardı? Başlarında kasket, ellerinde sigara, koltuklarının altında Türk boyalı basının gazeteleri, omuzları çökmüş, ayaklarını sürüye sürüye yürümüşlerdi! Bu ülkede bir ömür geçiren insanlarımız çoğu kez yalnız, içine kapanık kalmıştı. Almanlarla Türkler birbirine dokunmadan, yan yana, kabuğuna çekilmiş yaşamışlardı. Sonra işsizlik Almanya’yı kıskacına almıştı. Bundan en çok etkilenenlerin başında da düşük gelirli, mesleğinde kalifiye işçi olmayan Türkler gelmişti. Çoğu altmış yıl boyunca gettolaşmış Türk mahallelerinde yaşamıştı. Günümüzde birçok yaşlı insanımızın eline geçen emekli maaşı buradaki yaşamına açıkça yetmediği için hiç olmazsa yılın altı ayını ucuz (!) Türkiye’de geçirmesinin baş nedeni de bu... Ancak Türkiye ile hiç bağlantısı kalmamış sayısız insanlarımız da var. Memleketindeki bütün ailesini bir zamanlar yanına almış olan bu emekliler artık hep Almanya’da kalmak zorunda! Onlara ilk yıllarda aileleri bakıyor. Önce eşleri, sonra da çocukları. Ancak bir yaştan sonra bu bakım zorlaşıyor. İşte o zaman her gün birkaç saat uğrayıp evde bakımlarını yapan kuruluşlara muhtaçlar! Bu hizmetin bir kısmını kişi kendi ödüyor, bir bölümünü de devletin sosyal hizmetler dairesi üstleniyor. ‘Birlikte her şey daha kolay’ Stuttgart’ta 2015 yılında kurulan, başkanlığını Ergun Can’ın yaptığı “Emin Eller” girişimi yaşı ve sağlığı gereği bakımı gereken yaşlı insanlarımıza kapılarını açıyor. Stuttgart Belediyesi’nin bir yan kuruluşunun desteğindeler. Tek kişilik odalar kişiye özel donatılmış, evde yaşayanlar gün boyu rahat kanepeli, televizyonlu büyük ortak alanda bir araya geliyor, mutfağı birlikte kullanıyor, yemeklerini bir arada alabiliyor, güzel havalarda da terasa veya bahçeye çıkıyorlar. Ergun Can sohbetimizde şuna dikkatimi çekiyor: “Bakım konusu, belli bir yaştan sonra yakınına bakan ailesi ve akrabası için önemli bir sorun oluyor.” Birinci nesil yaşlı Türkler Emin Eller’de büyük bir aile! Sevgi ve ilgi onlara günlük yaşamlarında eşlik ediyor. Ergun Can şöyle devam ediyor: “Biz, birlikte olduk mu her şeyin daha kolay ve daha güzel olduğuna, sorunların daha iyi aşılabileceğine inanıyoruz.” Günün yirmi dört saati sağlık bakım hizmeti var. Geliri yetersiz kişiler belediyenin sosyal hizmetler dairesinden parasal destek alıyor. Stuttgart’ta 1999 yılında kurulmuş olan, geliştirdiği değişik projelerle Almanya’da yaşayan Türklerin topluma uyumuna destek veren Türk- Alman Forumu 2019 yılında Emin Eller’in çalışmalarını Manfred Rommel Ödülü’yle onurlandırmıştı. Yaşlılığında vatanına uzak kalmış yaşlı insanlarımız Stuttgart “Emin Eller”de mutlu bir ortak yaşam sürdürüyor, çok uzaktaki vatanlarının havasını ciğerlerine çekiyor! mail@ahmet-arpad.de