19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 13 AĞUSTOS 2022 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler ‘Laiklik olmadan demokrasi olmaz’ Bu yoksulluğun, yolsuzluğun, açlığın, sefaletin gerisinde PROF. DR. NECDET ADABAĞ le bugünlerde, bir parça ekmek peşin- kuk, adaletin yokluğu hakça paylaşı- de koşan halkıma. Hem peşinde koş- mı ortadan kaldırmış, açlık, yoksul- laiksizliğin, laik olamamanın, laik olmayan bir ülkede yaşamak vet, en fazla bir yıl sonra. 20 yıl- sunlar ekmeğin hem de niçin bu halle- luk, esensizlik, fukaralığı getirmiş, zorunda bırakılmış olmanın çokça payı vardır. dan, dahası, 1950’den ve daha re düştüklerini düşünsünler, ki artık varsıl daha varsıl, yoksul daha yok- Eda kötüsü 12 Eylül’den sonra ilk için kuruldu. Galileo Galilei bunun de dururken bizde siyasal İslamcılar zamanı gelmiş geçmiştir. Laik bir anla- sul olmuştur. Ağalar, beyler, çapulcu- kez yeniden ülkemiz laik ve demokra- için kendini yadsımak zorunda kal- türedi. Laik Türkiye’yi çok daha arar lar, hırsızlar ülkesi olmaktan geri kal- yışa, yaşam biçimine toplumların her tik bir anlayışla çağdaş dünyaya ka- dı ama bilimin bağımsızlığını sağladı. olduk. zaman gereksinimi vardır. mamıştır zavallı ülkem. 2005 yılında pılarını açacaktır. Umarım. Özellik- Batı dünyası bilimin ve siyasanın ba- 12 Eylül 1980 darbesinden önce ül- gazetemiz Cumhuriyet’te laiklikle il- Karar sizin le laik dünyaya... İlhan Selçuk, “Laik- kemiz dünyanın en laik ülkesiydi. Ni- ğımsızlığı üzerine kuruludur. gili yazdığım yazıdan bir alıntı yap- lik olmadan demokrasi olmaz” demiş- çin mi? Çünkü bilime ve siyasaya din Laiklik halkımız için bir anlam ta- mak istiyorum. Yazının başlığı “Ben Her zaman gerekli ti. Dini yozlaştırmadan kendi değerle- bulaşmamıştı ya da bulaştırılamamıştı. şımayabilir (keşke taşısaydı) ama bu laik miyim?”di. Şunu yazmıştım: “Ulu ri içinde yorumlamak ve hiçbir şeye Günceldeki siyasacılar Avrupa En azından bu boyutta. Çok iddialı ol- yoksulluğun, yolsuzluğun, açlığın, se- Önder’in ardından uygulanan karşı- peşkeş çekmemek anlamını taşır laik- Birliği’ne gireceklerini söyledikle- duğumu biliyorum ama haklıyım. Kü- faletin gerisinde laiksizliğin, laik ola- devrimci, popülist siyasalar ve tarikat- lik. Machiavelli’nin dediği gibi, siya- ri zaman hiç inandırıcı gelmemişti. çük bir araştırma yapmak ya da çevre- mamanın, laik olmayan bir ülkede ya- lara hoş görünmek sevdasındaki yak- sanın dinden bağımsızlığıdır. Giorda- Avrupalılar, Müslüman demokratla- mizdeki siyaset kurumlarına, üniversi- şamak zorunda bırakılmış olmanın laşımlar bizi bugün laikliği tartışma no Bruno bunun için yakıldı; Tomma- rı destekleyeceğiz demişlerdi. “Bizde telere ve camilerde söylenilenlere, top- çokça payı vardır. Çünkü laik olma- aşamasına getirmiştir”. Bu yazı kay- so Campanella bunun için yirmi beş Hıristiyan demokratlar, sizde Müslü- lumumuzun yaşam biçimine bakmak yınca demokrat olamamanın sıkıntı- bedilen bir seçim sonrası yazılmıştı. yıl zindanlarda süründü. Engizisyon, man demokratlar olacak” demişler- yeterlidir. Bu değerlendirmeyi yapma- sı içinde hak, hukuk, adaletten uzak, Şimdiki bir seçim öncesi yazılmış bir Aydınlanmacı düşünürleri yargılamak di. Hıristiyan demokratlar yerlerin- yı sevgili halkıma bırakıyorum özellik- dahası yoksun kalınmıştır. Hak, hu- yazı oldu. Karar sizin ey halkım! Örgüt Lenme ve Örgüt L ü mücade Le REMZİ KOÇÖZ EMEKLİ EMNİYET MÜDÜRÜ emokrasilerde örgütlülük önemlidir. DSivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, sendikaların örgütlü bir güç olarak hükümetler üzerinde baskı oluştur- maları değerlidir. Bunlar dışında kitlesel açıdan en büyük, etkin ve işlevsel örgütlü yapılar, siyasi partilerdir. Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurları, te- mel dinamikleridir. İktidarlar, siyasi par- tilerin oluşturduğu örgütlenme sonucu ye- şerir; parlamentolar siyasi partilere ev sa- hipliği yaparlar. Emperyalist kuşatma Türkiye, 12 Eylül 1980 darbesinin ar- dından büyük kırılma yaşamış, siyasi par- tiler, dernekler, demokratik kitle örgüt- leri kapatılmış, sendikalar büyük dar- be yemiştir. O dönem 50 milyon nüfus- lu Türkiye’de, yaklaşık 5 milyon sendi- ka üyesi varken günümüzde 85 milyon- luk Türkiye’de sendikalı işçi sayısı 2 mil- yon 280 bindir. Bu sayılar, gelinen duru- mu açıkça ortaya koymaktadır. Ekonomik ve siyasi istikrar adına örgütlenme kısıt- lanmış, örgütlülük engellenmiştir. Örgütlenme, topluma, tehlikeli bir olu- şum olarak yansıtılmıştır. Toplum baskı- lanmış, kitleler duyarsızlaştırılmış, sus- kun, tepkisiz bir ortam yaratılmıştır. Gü- ven duygusunun zedelenmesi sağduyuyu, sağlıklı düşünmeyi engellemiştir. Sonra- sında yaşanan toplumsal çöküşle birlikte, ülkemizi küresel isteklere sınırsızca açan bir siyaset egemen olmuştur. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki esaslardan ulusal egemenlik ve tam ba- ğımsızlık anlayışı etkisini yitirmiştir. Si- yaset ülkemizin gerçeklerinden, gereksi- nimlerinden çok, çıkara dayalı hale gel- miştir. Toplumsal birliktelik ve bütün- leşme yerine kutuplaştırma ve ötekileş- tirme öne çıkmış, etnikçilik ve mezhep- çilik başta olmak üzere kimlik siyaseti- nin önü açılmış, toplumsal değerler aşın- dırılmıştır. Feodal ilişkilerin çemberinde olan ülkemiz, emperyalizmin ekonomik, politik kuşatması altındadır. Çözüm ne? Türkiye, çağdaş uygarlık hedefi için, ku- ruluş ayarlarına dönmek zorundadır. Siya- si partilerin iç işleyişindeki demokrasiyle bağdaşmayan uygulamalara son verilme- lidir. Genel kurul, kongre ve kurultaylar, parti başkanının veya dar bir kadronun iradesiyle şekillenmektedir. Parti içi ikti- darın saptadığı delegeler de seçimleriyle parti içi iktidarı desteklemektedir. Bu du- rum, diğer örgütlü yapılar olan dernekle- re, sendikalara, meslek kuruluşlarına da yansımaktadır. Onlar da adeta siyasi par- tilerin uzantısı olmaktadır. Bu kurumlar- daki seçimler bu nedenle göstermelik hale gelmiştir. Sonuçta da iktidar üzerinde de- mokratik baskı oluşturacak denetim me- kanizmaları kısıtlanmıştır. Gelinen noktada; ülkemizin geleceği adına barış, adalet ve demokrasi ve çağ- daş uygarlık için toplumsal bilinç ve uz- laşı çerçevesinde yurtseverlik, duyarlılık ve aydın sorumluluğu çok önemlidir. De- mokratik anlayışın egemen kılındığı ör- gütlenme ve örgütlü mücadele ise daha da önemlidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle