07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 28 HAZİRAN 2022 SALI 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Tabutun son çivisi yok. Zaten pek çoğu Avrupa Birli- OKTAY EKŞI Getirilen önerinin TBMM’den geçirilip yasalaşması, ği üyesi olan ülkeler bağlamında du- BASIN KONSEYI ONURSAL BAŞKANI ülkemizi “dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” rumu topluca değerlendirmek müm- haline getiren AKP iktidarının onunla da yetinmeyip KP iktidarının “düzenleme” id- kün. Çünkü Avrupa Birliği üyesi ül- ifade özgürlüğümüze ve halkın gerçekleri öğrenme diasıyla ele alıp da berbat et- kelerin uyacakları “İnternet İçi ve Dı- Amediği konu bulmak artık ola- hakkına ait tabuta son çiviyi çakması demektir. şı İfade Özgürlüğü İçin Rehber” baş- naksız oldu. Bunun son örneği “Basın lıklı bir metin var. Bu rehberin ner- Yasası ile Bazı Kanunlarda Değişiklik linde, yukarıdaki fıkraya göre verilen (Basın) Yasa tasarısının 21. mad- deyse her maddesinde, ilgili ülke- ceza yarı oranında artırılır.” Yapılması” amacıyla Meclis’e sunu- desi 2022’de AKP iktidarının ge- lerde devletin temel görevinin “yo- Yunanistan lan yasa önerisiyle karşımıza çıktı. Madde yasalaşırsa, 2020 ve 2021 tirdiği yasa önerisindekine benzer rum ve ifade özgürlüğünü koruma ve yıllarında yaşadığımız Covid-19 bir hükme sahipti. geliştirme” olduğu yazılı. Ancak 22 yine gündemde ‘Yeni bir suç yaratmak’ isimli gibi bir salgın daha yaşayacak AKP iktidarının her fırsatta eleş- No’lu paragrafta: Herkesin bildiği sırrı söylemek gere- olursak Sağlık Bakanlığı “ölüm” ve tirdiği tek parti döneminde çıkan “Yorum ve ifade özgürlüğünü kısıtla- TANER BAYTOK kirse bu öneri de iktidarın “icra gücü” ”hasta” sayısı hakkında istediği ra- 1931 tarihli Basın Kanunu, özgür- mayı amaçlayan tüm yasal düzenleme- tarafından hazırlanmış bulunuyor. En kamı verecek ama bunun doğru ol- EMEKLI BÜYÜKELÇI lükleri kısıtlayıcı hükümler içeri- lerin siyasetten bağımsız (...) ve bu yet- çok tartışılan 29’uncu madde ise Cum- madığını söyleyen bir gazeteci ve- yordu. Hatta 19. maddesi Bakan- kiyi kötüye kullanma imkânı olmayan ürkiye Cumhuriyeti; geçen yüzyılın hurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahret- ya bir tıp profesörü ise üç yıla kadar lar Kurulu’na “ülkenin genel du- bağımsız bir yapı tarafından uygulan- Tikinci çeyreğine doğru, kaos coğraf- tin Altun’un imzası kokuyor. hapisle cezalandırılacaktır. ması” gerektiği ifade ediliyor. rumuna” ilişkin yayınlar nedeniy- yasının tam ortasında kurulmuştur. Çev- Sözünü ettiğim 29’uncu madde ile “Yeni bir suç yaratılması” sözle- le gazeteleri geçici olarak kapatma Bu rehber de gösteriyor ki başta resindeki Yunanistan, Güney Kıbrıs, Bul- “yeni bir suç” yaratılıyor ve aynen riyle ifade ettiğim gibi sadece yürür- Avrupa Birliği ülkeleri ile AKP ikti- yetkisi vermişti. Ama “Türk pa- garistan, Romanya, Rusya, Ermenistan, şöyle deniyor: lükte bulunan 5271 sayılı Ceza Yasa- rasının değerini koruma” dışında darının Türkiyesi tam anlamıyla zıt İran, Irak ve Suriye’nin, ülkemize karşı “1- Sırf halk arasında endişe, kor- sı değil, ta 1926’dan 2005 yılına ka- yalan neşriyat gerekçesiyle ceza- yönlerde gitmeye çabalamaktadırlar. olumlu tavrına veya niyetine rastlanma- ku ve panik yaratmak saikiyle, ülke- dar uygulanan 765 sayılı Ceza Yasa- Getirilen önerinin TBMM’den geçiri- landırma yoktu. mıştır. Çevremizde, bizimle birlikte NATO nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni üyesi olan Yunanistan dahil, bize dost- sı da böyle bir hüküm içermiyordu. O Bizim geçmişimiz yönünden du- lip yasalaşması, ülkemizi “dünyanın en luk eli uzatmış bir devlet yoktur. Bu ülke- ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykı- yasada sadece Türkiye’nin savaşması büyük gazeteci hapishanesi” haline ge- rum bu da yabancı demokrasiler yö- lerde Türkiye’ye karşı düşmanlık, okul- rı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya durumunda uygulanacak cezayı içe- tiren AKP iktidarının onunla da yetin- nünden farklı mı? larda, kiliselerde öğretilir. Ülkemize kar- elverişli şekilde alenen yayan kimse, ren bir hüküm vardı. Aslında bu veya meyip ifade özgürlüğümüze ve halkın şı gerçekleşmesi olanaksız hayaller pe- Yabancı ülkelerdeki durum bir yıldan üç yıla kadar hapis ceza- benzeri bir ceza hükmü sadece bizde gerçekleri öğrenme hakkına ait tabuta şinde koşarlar. Anadolu’yu adeta babala- sıyla cezalandırılır. değil tüm ülkelerde vardır. İngiltere, ABD, Almanya ve İskan- son çiviyi çakması demektir. rından kalma topraklar olarak görür, ken- 2- Suçun, failin gerçek kimliğini Doğrusunu söylemek gerekirse dinav ülkeleri gibi gelişmiş demok- Buna izin vermemek, ülkemizde dilerini sütten çıkmış ak kaşık sanırlar. gizlemek suretiyle veya bir örgütün Osmanlı İmparatorluğu’nun son rasilerde böyle bir yasal hükmün bu- demokrasi olsun isteyen herkesin Bu devletlerin, ülkemize karşı yanlış po- faaliyeti çerçevesinde işlenmesi ha- (13 Nisan 1909 tarihli) Matbuat lunmadığını söylemeye bile lüzum görevidir. litikaları, onları her zaman Türkiye kar- şısında kaybeden taraf yapmıştır. Bu devletlerin, bu amansız ve olumsuz po- litikalara girişmeden önce, bir kez daha düşünmeleri, bunların arkasındaki bü- yük devletlerin de bundan vazgeçmeleri akılcı yol olacak ise de yaşadığımız yüz- yılın ekonomik ve politik şartlarında, bu mümkün görünmemektedir. Düşüş, dönüşüm, çöküş Türkiye ve bu ülkeler arasında yaşa- nabilecek silahlı çatışmalar, hiçbir tara- fın yararına olmaz. Türkiye, bu komşu ül- FERIDUN ANDAÇ Cumhuriyet elitlerinin denetimindeki devlet aygıtları aşamasına gelmiştir. kelerin olumsuz davranışlarına karşı so- Cumhuriyet elitlerinin denetimin- ğukkanlı davranmalıdır. Çünkü böyle bir bir bir kan kaybederken kendisini laik veya liberal YAZAR deki devlet aygıtları bir bir kan kay- tutum, başarının ilk adımıdır. Türkiye’nin olarak tanımlayan yerli ve işbirlikçi sermaye de kabuk bederken, kendisini laik veya libe- bu ülkelere karşı saptayacağı politikalar, içbir şeye katılmayan, susan, değiştirerek Cumhuriyeti savunma refleksini yitirerek barışa ve olumlu adımlara dayanmalıdır. ral olarak tanımlayan yerli ve işbir- Hötede duran insanların yazgı- Türkiye bu politikayı izlerken, hesapsız yeni düzenin uydusuna dönüşmüştür. likçi sermaye de kabuk değiştirerek, cı duruşuna şaşırmamak gerek. Ya- sözler etmekten, bu ülkeleri ümitlendire- Cumhuriyeti savunma refleksini yi- ni susan yığınlar ülkesinde ateşin kı- cek, onlara moral verecek hareketlerden Batı’ya şirin görünme çalışmaları. ABD merkezli uluslararası düzen, tirerek yeni düzenin uydusuna dö- yısında duranlar, içinde olanlar, bir kaçınmalıdır. Türkiye topraklarını savu- Bunun için propaganda aygıtları ça- her yere ulaşabiliyor. Bu da ABD dış nüşmüştür. Ürkek, sinik, kendini ko- de farkında olmayanlar var. Olagelen nurken bu amaçla genel ve ortak önlem- lışmış, toplumun her kesiminde, dev- politikası ve ABD sermayeli şirket- ruma güdüsünde, çarkını döndürme- ler saptarken çevresindeki her bir devle- savaşların yansımalarını ekonomik letin her kademesinde yeni dönemin ler aracılığıyla kotarılıyor. Siyasi are- nin efendisi pozunu takınmıştır. tin özel durumunu hedef alan caydırıcılık darboğaz, çatışmalar, dönüşmeler adı konulmuştu: “Yeni Türkiye” nada ve sermaye piyasasındaki yerel kavramını ön planda tutmalıdır. olarak yaşıyoruz. En az savaştan geç- ‘Çöküş’ senaryosu ortaklarla yapılan yeni sömürgeci- mişçesine hırpalanan bir toplum... Dışa bağımlı bir Türkiye lik/bağımlı kılma anlayışı, ulusların Düşüş, dönüşüm ve çöküş ola- Caydırıcılığın önemi Türkiye henüz “kontra terörizm”i Türkiye; üretmeyen ama sürekli düşüşüne de neden oluyor. rak tanımlayabileceğimiz üç evre- Caydırıcılık, inandırıcı olabildiği ka- yaşamıyor. Bu bir biçimde 1980’li, tüketen bir “kargo ülkesi”ne dönüş- Türkiye bu kıskaçtadır. Kaynakla- nin adım adım yaşandığı tarihsel dar değer taşır. Caydırıcılığın arkasında 90’lı yıllarda yapılmaya çalışıldı. tü. Türkiye’nin geldiği, getirildiği du- rı yağmalanmaktadır. İşbirlikçi zih- toplumsal süreçleri anlamanın yo- elbette ülkelerin heveslerini, ümitleri- ABD’nin PKK terör örgütünü buna ni kıracak ekonomik politikalar, sağlam rumu anlamadan, ABD’nin ülkemiz- niyetlerin yönetimi her bakımdan lu, ABD’nin müdahaleci bir güç ola- hazırlaması, istenilen sonuçları ver- ve tasarruflu savunma önlemleri bulun- de ne yapmak istediğini kavrayama- ABD’nin güdümüne girmiştir. Sis- rak ülkemizdeki egemenliğinin ne- malıdır. Caydırıcılığın en önemli öğe- medi. Bu kez ibre İslama döndürüle- yız. Siyasal, toplumsal yaşamımı- tem şu an “kukla” durumundadır. denlerini kavramamıza da yardım- si ise ülke insanlarının birlik, beraberlik rek yapılmak istendi. ABD’nin strate- zın seyri, gelinen durum, toplumun Yasama, yürütme, yargı budanmış- cı olur. Bu nedenle, mevcut güdümlü içinde olması ve karşı tarafı buna inan- jistleri bir tür ayak değiştirdi. Hizip- her kesiminde görülen/yaşanan al- tır. Göstermelik duran kurumsal ya- iktidar, hiçbir zaman muhalefeti iste- dırmalarıdır. İktidarların gücünün ölçül- leşmeyi İslam üzerinden yapmak is- tüst oluş irdelendiğinde nasıl bir çö- pılar işlevsizleştirilmiştir. Otokratik mez. Hele hele sosyal demokrasiden mesinde, siyaset, ekonomi ve kültürün tediler. Bu sistematik işleyiş öncelik- zülme/çöküş girdabında olduğumu- yönetim anlayışı her alanda kendi- nefret eder. Siyasetini düşman yarat- önemi büyüktür. Ama içerideki birli- le ordu eliyle yapıldı, “28 Şubat” sü- zu görebiliriz. Büyük çöküşler, çözül- ni gösterdiği gibi, ülkemizin sürekli mak üzerine kurduğundan, ötekileş- ği çatlatarak, dış politikayı iç çekişme- reci bunun hazırlığıydı. İktidarın el meler, tarihten silinmeler artık topla kan kaybetmesine de neden olmak- tirme en etkili araçtır. İhtimal, “çö- nin esiri yaparak, bunu yaparken bir de değiştirmesi için zemin yaratılmış- ülkemizin güzide kurumu olan Dışişle- tüfekle yaşanmıyor. Yaşadığımız her tadır. Türkiye, ABD’nin ve ulusla- küş” senaryosu yeni bir “kriz”le gün- ri Bakanlığımızın kurumsal kimliğine ve tı. Seçim göstermelik bir “oyun”du. türlü kriz (siyasette, eğitimde, eko- rarası sermayenin kontrolünde bir deme getirilecektir. Bunun da ken- mensuplarına hoş karşılanmayacak ifa- El değişiminde aktörlere görevler ve- nomide, kültürel-toplumsal yaşam- ülkeye dönüşmüştür. Demokrat di içinde birtakım evreleri, hamleleri delerle saldırmak, yakışık almaz. rilmişti. Sahte özgürlükçü söylemler, da) aslında bunun bir göstergesidir. Parti’yle başlayan bu süreç, nihai olabileceği unutulmamalıdır. Ayrıştırma girişimleri sonuçsuz kalacak rinden bir şeyler de bırakmışlar- len, içeride gelişen ayrıştırma ve KAYA ÇETIN dır. Anadolu’ya gelen hiçbir top- ötekileştirme girişimlerini sonuç- EĞITIMCI lum, kendisinden öncekini orta- suz bırakmaktadır. dan kaldırmak, izlerini silmek gi- Gerek değişen dünya dengele- öbeklitepe’deki bulgulara bi bir siyasa izlememiştir. Günü- rine göre bölgemizi yeniden dü- Gbakılırsa konumuyla, iklimiy- müzde süregelen göçlerde oldu- zenlemeye girişen küresel güçler le, toprağıyla dünyanın insan ya- ğu gibi diliyle, diniyle, kültürüyle gerek girdiğimiz seçim sürecin- şamına en elverişli bölgesi olan karşılıklı etkileşim içinde yaşayıp de insanları ayrıştırmaya çalışan Anadolu’da, yerleşmenin 12 bin gelişmişlerdir. siyasetçiler, toplumu yeniden ve yıllık geçmişi var. Kimler geldi? daha çok germenin hesabını yap- Kimler geçti? Kronolojisini tarih- Yeniden örgütlenmek maktadırlar. Fakat siyasetin, et- çilere bırakalım... nik, mezhepsel yapılar temelin- Kuşku yok, etnik yapıdaki zen- Etnik yapılardan kimileri, da yaşamımızın her alanını düzen- ginliğin inanç sistemine yansıma- de şekillendiği, siyasal partile- Anadolu’da yurtlanmışlar. Ki- lemeye yönelen ve başat inanç sı da bir zorunluluktur. Nitekim rin halkın inançlarını kullanmak- mileri de Büyük İskender gi- olarak tanımlanan 400 dolayında egemenlik kurdukları toplumların ta sınır tanımadığı bir toplumda, bi, Haçlılar gibi, kavimler kapısı Sünni yorum, 200 dolayında Alevi demokrasi gelişmez. Cumhuriye- tanrılarını da kendilerininkine ek- Anadolu’yu yol olarak kullanmış- leyen Hititler, tarihe “bin tanrılı” yorum; diğer inanç sistemleriyle tin, yitirdiğimiz kazanımlarını ge- lar. Ancak hangi amaçla olursa toplum olarak geçmişlerdir. Çok- birlikte Anadolu insanının insan- ri alabilmek ve Aydınlanma yo- olsun, Anadolu’nun suyunu içip cıl doğası sayesinde bu toprak- tanrılı dinler döneminden sonra lunda yürüyüşümüzü sürdürebil- havasını soluyanlar, bu toprak- larda barış içinde bir arada yaşa- ortaya çıkan dinler de Anadolu’da mek için en geniş cephede yeni- lardan bir şeyler almış, kendile- yaygın izler bırakmışlardır. Şu an- yabilmektedir. Dışarıdan yöne- den örgütlenmek gerekir. Son dönemde özellkle syasal ktdar tarafından Osmanlı Devlet dönemne verlen önem abartılıyor; “Yen Osmanlıcılık” söylemyle Atatürk devrmler ve Cumhuryet dönem küçümsenyor ve ger plana tlmeye çalışılıyor. Bu Osmanlı tarhne lşkn verlern çarpıtılması anlamına gelyor… Dplomas tarhçs ve akademsyen Doç. Dr. Hüner Tuncer, Osmanlı’nın Çöküşü sml ktabıyla tüm bu Kitap okuduğunuzu biliyoruz. “resm yalanlara” etkl br yanıt veryor. Avrupa’nın kaba ve sekter yaklaşımlara karşı çıkarak “Hasta Adamı” Osmanlı Devlet’nn günden güne nasıl küçüldüğünü ve parçalandığını anlatıyor. 19.yüzyıl syas tarhn anlamak ve tarhten ders okuyacaksınız. Erdoğan Aydın almak çn temel başvuru kaynağı… 12,5x19,5 - 96 sayfa - Öykü 13,5x20,5 - 384 sayfa - İnceleme 13,5x20,5 - 384 sayfa - İnceleme
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle