06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 27 ŞUBAT 2022 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER MONTRÖ VE KAZANIMLARIMIZ Boğazlar Sözleşmesi, 20 Temmuz Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin sız ise savaşçı herhangi bir devletin sa- DOÇ. DR. HÜNER TUNCER 1936’da Türkiye, Bulgaristan, Fransa, boğazlarda transit halinde bulundurabile- vaş gemilerinin boğazlardan geçmesi krayna bunalımını tartışır- İngiltere, Japonya, Romanya, Sovyet- cekleri savaş gemilerinin azami tonajı, 15 yasak olacaktı. ken Rusya’nın ve Batı ülkeleri- ler Birliği, Yugoslavya ve Yunanistan ta- bin tonilatoyu aşmayacaktı. Bu devletlerin Unin Karadeniz’e savaş gemileri- rafından imzalandı. Konferansa katıl- barış zamanında Karadeniz’de bulundura- Atatürk dış politikası Savaşın gölgesinde ni geçirebilme olasılığını değerlendire- mayan İtalya, Boğazlar Sözleşmesi’ne 2 bilecekleri savaş gemilerinin tonilato top- Savaş halinde Türkiye; savaşan taraflar- bilmek için 1936 tarihli Montrö Boğazlar Mayıs 1938’de dahil oldu. lamı 30 bin tonu aşmayacaktı. Bu devlet- dan biriyse, savaş gemilerinin geçmesi ta- basın özgürlüğünü Sözleşmesi’ni anımsak gerekir. lerin denizaltıları Karadeniz’e geçemeye- mamen Türkiye’nin oyu ve iradesine bıra- Lozan Boğazlar Sözleşmesi’ne kabul Montrö hükümleri cek, savaş gemileri Karadeniz’de 21 gün- kılacaktı. Türkiye; yakın bir savaş tehdi- savunmak edilen boğazlardan geçiş serbestliği ve as- den fazla kalamayacaktı. Türkiye, ticaret ve savaş gemilerinin diyle karşı karşıya kalırsa, savaş gemileri- evgili okurlarım, ne yazık ki, kersiz hale getirilen bu bölgenin güvenliği, Karadeniz’e kıyısı olan devletler ise boğazlardan geçiş serbestliğini bazı ko- nin boğazlardan geçmesi yine Türkiye’nin NATO’nun Rusya’yı çevrelemeye de- Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altına ko- transit olarak 15 bin tonilatodan yük- şullar ve kayıtlar altında kabul etti. Savaş oyu ve iradesine bırakılmaktaydı. Svam etme stratejisi ve Rusya’nın nuldu. Boğazların silahsızlandırılmış olma- sek tonajdaki savaş gemilerini boğaz- gemileri konusunda ise Türkiye, geçiş Montrö Boğazlar Sözleşmesi sonrasın- bunu önlemek için Ukrayna’ya saldırısı, sı uluslararası ilişkilerin bozulmaya baş- lardan geçirebilecekti. Ancak bu ge- serbestliğini bazı koşullarla kabul ediyor- da Başbakan İsmet İnönü, Türkiye’nin İKİNCİ SOĞUK SAVAŞ döneminin kapıla- lamasından sonra Türkiye’yi kaygılandır- miler, boğazları birer birer ve refakat- du. Savaş zamanı Türkiye tarafsız ise im- uluslararası alanda artan itibarını şöyle rını açtı. dı. 22 Haziran 1936’da İsviçre’nin Montrö lerinde en çok iki torpido ile geçecek- zacı devletlerin ticaret gemilerine barış açıklamıştı: “Yeni Boğazlar Sözleşmesi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı için gerek- kentinde toplandı. Konferansta, 12 yıl ön- ti. Kıyı devletleri, denizaltı gemilerini zamanı koşulları içinde boğazlardan ser- 1923’ten beri Türk devletinin politikasını çe olarak kullandığı, Donbass bölgesin- ce boğazları askerlik dışı bırakan hüküm- Türkiye’ye önceden haber vermek ko- best geçiş hakkı tanınmıştı. Türkiye; sa- ve varlığını gösteren bir belgedir. Bu var- deki Ruslar ve bu bölgelerden gelen da- ler görüşülecekti. Türkiye; boğazlar bölge- şuluyla deniz üslerine katılmak üzere vaşan taraflardan biriyse, Türkiye’yle sa- lık öncelikle gücü ifade eder. Atatürk re- vet, Huntington’un Sovyetler’in çökmesin- sini gayri askerilikten çıkarmak, bu bölge- boğazlardan geçirebilecekti. Denizaltı- den sonra din ve ırk temelli “Kimlik Siyaseti”, vaşan devlete bağlı olmayan ticaret ge- jiminin Türk ulusuna bu kadar az bir sü- de askeri güç bulundurmak, boğazlardan lar, gündüz ve deniz üstünde seyrisefer Batı’nın empoze ettiği bir stratejiydi... mileri düşmana yardım etmemek koşu- re içinde her alanda sağladığı güç, kudret Bu anlamda Batı kendi kimlik siyasetinin geçişi denetleyen Boğazlar Komisyonu’nu edecekler, boğazlardan teker teker ge- luyla boğazlarda geçiş özgürlüğünden ya- ve saygınlık uluslararası alanda da onay- kurbanı oldu. kaldırmak istiyordu. çeceklerdi. Savaş halinde Türkiye taraf- rarlanacaktı. lanmış oluyor.” Bu savaşta Türkiye, Atatürk’ün Kurtu- luş Savaşı ve bağımsızlık ilkesi ile İsmet İnönü’nün İkinci Dünya Savaşı sırasındaki tarafsızlık politikası ışığında, sıcak savaş- tan kaçınmalı, İkinci Soğuk Savaş döne- minde de adımlarını çok dikkatle atmalıdır. İktidar şimdilik doğru bir tutum içinde ta- rafsızlık politikası izliyor. Dilerim buna aynen böyle devam edilir. HHH Olayın bir başka yönü de Rusya’nın otoriter bir rejime sahip olması. Ne yazık ki Sözde Demokrasi de, Arap Baharı’nda, Turuncu Devrimlerde, Neoem- peryalizmin aracı olarak kullanılıyor. Rusya’nın Ukrayna saldırısı, otoriter rejim- le yönetilen bir ülkenin Sözde Demokrasi ile yönetilen bir ülkeye saldırısı olarak görüldü- ğü için çok daha sert olarak eleştiriliyor. Ama Yılmaz Özdil’in SÖZCÜ’deki dünkü ve evvelki günkü yazıları dikkatle okundu- ğunda her iki ülkedeki rejimlerin birbirinden çok da farklı olmadığı zaten ortaya çıkıyor. HHH Tam bu noktada, Türkiye’deki Demok- rasi, Hukuk Devleti ve Basın Özgürlüğü meselesine geliyoruz. Ne yazık ki Freedom House gibi uluslara- rası bağımsız değerlendirme yapan kuruluş- lar Türkiye’yi de Rusya gibi, basın özgürlü- ğünde “Özgür olmayan” ülkeler kategorisin- de görüyor. Bu bağlamda, Osman Kavala’nın ve Se- lahattin Demirtaş’ın, AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulduğunu unutmadan, Cumhuriyet’in eski Genel Yayın Yönet- meni CHP Milletvekili Utku Çakırözer’in Ocak ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nun özetini anımsatmak istiyorum: Ocak ayında en az 45 gazeteci hâkim kar- şısına çıktı. Sedef Kabaş sabaha karşı gözaltına alı- narak tutuklanırken 5 gazeteci daha gözaltı- na alındı. Cemaat yurdunda intihar eden Enes Kara’nın haberini yapan Elazığlı gazeteci Faik Akgün işinden oldu, tehditlerin hedefi- ne kondu. RTÜK, TELE1 ve FOX TV’ye ağır ceza- lar verdi. “Mit Mensubunun cenazesi” haberleri ne- deniyle yargılanan gazeteciler Ferhat Çelik, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel ve Aydın Keser’in cezaları onaylandı. DW-Türkçe muhabiri Alican Uludağ, ga- zeteci Sedef Kabaş hakkında tutuklama ka- rarı veren hâkimin kıdemsiz olduğuna da- ir haberinin ardından sosyal medyada teh- dit edildi. Gazeteciler Oktay Candemir, Hayri De- mir sosyal medya üzerinden ölümle tehdit edildiğini açıkladı. Rojhat Doğru müebbet hapis, Elif Çetiner 1 yıl, 8 ay, 4 gün hapis cezasına çarptırıldı. BirGün gazetesi çalışanı gazeteci Can Uğur 2015 yılında yaptığı bir haber nedeniy- le yine aynı suçlama ile gözaltına alındı. Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdü- rü Ferhat Çelik, bir günde iki kez gözaltı- na alındı. Akademisyen ve yazar Fatih Yaşlı bir sos- yal medya paylaşımı nedeniyle gözaltına alındı. Enes Kara için düzenlenen protestola- rı takip eden Gazete Karınca muhabiri Yadi- gar Aygün ve Yeni Demokrasi muhabiri Tu- ba Apaydın gözaltına alındı. Halkın Günlüğü Yazı İşleri Müdürü Bahat- tin Seçilir hakkında soruşturma başlatıldı. RTÜK, sunucu Selçuk Tepeli’nin yorumu nedeniyle FOX TV’ye para cezası, TELE1’de de konuk gazeteci Sedef Kabaş’ın ifadele- ri nedeniyle 5 kez program durdurma ve ida- ri para cezası verdi. Etkin Haber Ajansı’nın internet sitesine eri- şim 1 ayda 3 kez engellendi. Yeni Yaşam, Gazete Alınteri gibi internet sitelerinin de aralarında bulunduğu 8 web si- tesine erişim tümüyle engellendi. Radyo dinleme platformu Radio Garden erişime engellendi. Tarikat yurdunda intihar eden Enes Kara hakkındaki 17 habere erişim engeli getirildi. Mersin Limanı’nda uyuşturucu tica- retine yönelik operasyon haberleri, Ege Üniversitesi’nde “kişiye özel” açılan ilanlar, Esenyurt Belediyesi’nin AKP’li eski başkan- ları dönemindeki usulsüzlük iddiaları, İBB’ye haciz uygulatan şirket ile ilgili haberler, suç örgütü lideri ile görüşerek fotoğraflarını çe- ken hâkimle ilgili haberler, CHP Grup Baş- kanvekili Engin Özkoç’un Cumhurbaşka- nı Erdoğan’a yönelik ifadeleri de erişime en- gellenen haberler arasında yer aldı. HHH İktidarın toplumu kutuplaştırdığı yir- mi yılın ağırlığı ve alışkanlığı ile olaylara, “Rusya”, “NATO” veya “Ukrayna” yanlı- sı ya da karşıtı olarak bakmaya çalışma- yalım... İktidarın bütün farklı fikirleri birbirlerinin düşmanı olarak görme ve gösterme oyu- nuna gelmeyelim... Farklı yaklaşımlarla da olsa, hepimiz için en önemli taraftarlığın ülkemizin çı- karları olduğunu unutmayalım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle