20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 2022 PAZAR 6 inceleme kurtuluştan kuruluşa, ÜMMEttEn uluSa uZanan YOlDa ÇEtİn MÜCaDElElEr padişahlıĞıN SONU 100 Yıl ÖnCEkİ MEClİS kararı ‘Egemenlik ve saltanat makamı tBMM’dir’ tatürk şöyle diyordu: yıl önce, 1 Kasım 1922, günlerden çarşam- A“Efendim; hâkimiyet (egemenlik) ve sal- ba, Meclis iki maddelik bir kanunu kabul tanat hiç kimse tarafından hiç kimseye ilim 100ederek padişahlığı kaldırdı. 1299 yılında gereğidir diye, görüşme ve tartışmayla veril- kurulan Osmanlı Devleti ve padişahlık tam 623 yıl son- mez. Hâkimiyet, saltanat, kuvvetle, kudret- ra tarihin derinliklerine gönderildi. Bu son derece önem- le ve zorla alınır... Şimdi de Türk milleti ar- li bir devrimdi ve Cumhuriyetin ilanının önü açılmıştı. tık dur diyerek, hâkimiyet ve saltanatını fii- 100 yıl önce gerçekleşen bu önemli konuyu, altyapısı len kendi eline almış bulunuyor. (…) Söz ko- ve arka planı üzerinde durarak irdeleyeceğiz. nusu olan, millete saltanatını, egemenliğini bı- Atatürk Nutuk’ta Milli Mücadele’nin başlarında pa- rakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi dişahın durumunu şöyle anlatıyor: değildir. Mesele zaten oldubitti haline gelmiş “… Millet ve ordu, padişah ve halifeliğin hainliğinden olan bir gerçeği kanunla belirtmekten ibaret- haberdar olmadığı gibi, o makama ve o makamda bu- tir. Bu mutlaka olacaktır. Burada toplananlar, lunana karşı asırların kökleştirdiği din ve gelenek bağ- Meclis ve herkes konuyu doğal olarak karşı- ları dolayısıyla da içten gelerek boyun eğmekte ve sa- larsa, sanırım ki uygun olur. Aksi takdirde, yi- dık…” (Nutuk, s.8.) ne gerçek, usulüne uygun olarak ifade edile- Bu nedenle Mustafa Kemal konuşmalarında “Padi- cektir. Fakat belki de bazı kafalar kesilecektir. şahımız, halife hazretleri yabancıların elinde esirdir… İşin ilim yönüne gelince, hoca efendilerin Onu kurtaracağız” diyordu. merak ve endişeye kapılmalarına yer yoktur.” Birinci Meclis’i oluşturan milletvekillerinin yapısı çe- (...) “Bu konuda ilmi açıklamalarda buluna- şitliydi. Kimisi medrese kökenli, kimisi din hocası, ki- yım dedim ve uzun uzadıya birtakım açıkla- misi yönetici ve askerdi. Özellikle, medrese kökenliler malar yaptım. Bunun üzerine, Ankara millet- ve hocalar hilafet ve saltanata bağlıydılar. vekillerinden Şeriye Komisyonu üyesi Bey- Milli Mücadele hareketinde Atatürk’ün yakın arka- namlı Hoca Mustafa Efendi, ‘Affedersiniz daşlarının çoğu da padişahlık ve halifeliğin devamı- efendim. Biz konuyu başka bakımdan ele alı- yorduk; açıklamalarınızla aydınlandık’ dedi. nı istiyorlardı. Konu sonunda karma komisyonca kabul edi- Önce bu konuyu açığa çıkaran önemli bir olayı ele lerek çözüme bağlandı.” (Nutuk, s.468) alalım. Bir devrim ‘Heyecana yer yok’ Mustafa Kemal, Meclis çatısı altında ilk Başbakan Rauf Orbay, 19 Temmuz 1922’de Mustafa kez bu derece kesin konuşuyordu. Hat- Kemal’e önemli bazı konuları görüşmek isteğini bildir- ta “Bazı kafalar kesilecektir” cümlesini di ve Refet (Bele) Paşa’nın Keçiören’deki evine akşam Meclis’te ilk kez kullanıyordu. Ancak ar- yemeğine davet etti. Dört eski arkadaş Mustafa Kemal, Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Cebesoy buluştular. tık köhnemiş bir saltanatın, kesin bir kararla sona erdirilmesi söz konusuydu. Bir devrim Bu dört kişinin Milli Mücadele’yi ilk açıklayan Amas- söz konusuydu. Ondan başka birisi de bu ya Bildirisi’ne imza koyanlar olduğunu belirtmeliyiz. konuşmayı yapamazdı. Başkomutan olarak, Atatürk, Rauf Orbay’dan padişahlık ve halifelik ko- vatanın düşman işgalinden, milletin yabancı nusundaki kişisel düşüncesini sordu. Rauf Orbay’ın ya- ‘Saltanat tarihe karışmıştır’ boyunduruğundan kurtarılmasında liderli- nıtı şöyledir: u arada İstanbul Hükümeti’ne, Avrupa Önerge alkışlarla destekleniyordu. An- ği üstlenmişti. Aslında, yaptığı konuşma ile “Ben padişahlık ve halifelik makamına vicdan ve duy- Bdevletlerinden, Lozan Konferansı için cak konuşmayan, sessiz kalan bir milletve- yeni bir şey söylemiyor, Kuvayı Milliye’nin gu bakımından bağlıyım. Çünkü, benim babam padi- resmen davet mektubu geldi. Sadrazam Tev- kili grubu vardı. Önergenin aleyhinde bir iki temel ilkelerini dile getiriyordu. şah ekmeğiyle yetişmiş, Osmanlı Devleti’nin ileri ge- fik Paşa, bu kez 29 Ekim 1922’de doğrudan milletvekili söz aldı. Sonunda yapılan oyla- len adamları arasına geçmiştir. Benim de kanımda o ek- Demokrasiye uygun mu? Meclis Başkanlığı’na baş- mada 132 milletvekili kabul, 2 mekten kırıntılar vardır. (...) Padişaha bağlı kalmak bor- Mustafa Kemal’in Meclis vurdu. “Eğer İstanbul hü- milletvekili ret ve 2 milletve- cumdur. Bu makamı kaldırmak, yıkıma yol açar, büyük Komisyonu’nda yaptığı bu konuşmadan 50 kümeti olarak konferan- kili çekimser oy kullandı. Ha- acı doğurur.” (Nutuk, s. 464.) yıl, 80 yıl, 90 yıl sonra, bu konuşmayı de- sa katılınmazsa 600 yıl- lifeliği ve saltanatı destekleyen Refet Bele de bu görüşe aynen katıldığını; Ali Fuat mokratik bulmayanlar, “Ama bu konuşma lık saltanatın yok olduğu- bir grup milletvekili oylamaya Paşa ise Moskova’dan yeni geldiğini ve durumu ince- demokrasiye uymuyordu” diyenler çıkmış- nun kabul edilmiş olaca- katılmadılar. Halife ve saltanat leyeceğini bildirdi. tır. Bundan sonra da çıkacaktır. yanlısı olan bu milletvekilleri, ğını” belirtiyordu. Bu ne- Mustafa Kemal şu yanıtı verdi: “Söz konusu ettiğiniz Atatürk’ün yaptığı bu konuşma, o günün oylama sırasında Meclis salo- denle görüşüp uzlaşma sorun, bugünün işi değildir. Meclis’te bazılarının korkup koşullarında değerlendirilmelidir. Tersi du- sağlanması için ya ken- nundan çıktılar. aceleye ve heyecana kapılmasına da yer yoktur” dedi. rumda tüm yorumlar boşlukta kalır. Unutul- dilerinin Ankara’ya ya da Daha sonra neler olduğunu biliyoruz. Kuvayı Milliye Yeterli oy çıkmadı masın ki bir dönem kapanıyor, Cumhuriyet Ankara’nın İstanbul’a bir orduları 9 Eylül 1922’de İzmir’de zafere ulaştı. Ateş- dönemine adım atılıyordu. Bir devrim yapı- Böylece yeterli oy sağlana- kesten sonra Barış Konferansı için hazırlıklar başladı. temsilci göndermesini isti- lıyordu. Tarihte hangi devrim demokrasi ile madı. Oylamanın tekrarlanma- yordu. gerçekleşmiştir? Fransız Devrimi’nde giyotin- ‘Gizli talimat almış bir kişiyi sı 1 Kasım 1922 gününe bıra- Osmanlı Devleti’nin Sad- Osmanlı İmparatorluğu’nun ler işledi, hatta ihtilal kendi çocuklarını yedi. kıldı. Oylamaya katılmayarak İstanbul’a gönderin’ razamı bu girişimleriyle, son sadrazamı Tevfik Paşa Amerikan bağımsızlık hareketi bir savaş so- önergenin kabul edilmesini en- kazanılan zafere açıkça or- 17 Ekim 1922’de, Osmanlı Devleti’nin sadrazamı nucu elde edilmiştir. 1917 Rusya Büyük Ekim gelleyen milletvekilleri, kuşku- tak olmak istiyordu. Tevfik Paşa’dan Mustafa Kemal’e, kişiye özel bir telg- Devrimi’nde de aynı sahneler görülmüştür. suz saltanatı ve Padişah Vahdettin’i destek- raf geldi. Sadrazam Tevfik Paşa, kazanılan zaferin öne- Sadrazam Tevfik Paşa’nın bu telgrafı, Türkiye’de de bir devir kapanıyor, Cumhuri- liyorlardı. mini vurguluyor; bu zaferin İstanbul ile Ankara arasın- TBMM’de gergin ve tartışmalı, sıcak günle- yet dönemi açılıyordu. Konu bir gün sonra yeniden Meclis’e gel- daki anlaşmazlığı ortadan kaldırdığını belirtiyordu. İs- rin yaşanmasına neden oldu. Padişah onayıyla di. Atatürk konuyla ilgili olarak şöyle diyor: tanbul hükümetinin Barış Konferansı’na davet edildiği- düzenlenen isyanlar, Kuvayı Milliye’yi engel- Oylama sonucu ni, barış görüşmelerine gidecek olan İstanbul ve Ankara leyici tutum ve davranışlar, İngilizlerle yapı- “Meclis’te geniş bir konuşma yapmak gere- Meclis İkinci Başkanı Adnan (Adıvar) ko- delegelerinin bir görüş etrafında birleşmelerinin yarar- ğini duydum. İslam ve Türk tarihinden ör- lan işbirliği, Mustafa Kemal başta olmak üze- misyondan gelen tasarıyı okuttu. Saltanatın, lı olacağını belirtiyordu. Tüm bu nedenlerle Ankara ve nekler vererek hilafet ve saltanatın ayrılabi- re Kuvayı Milliye liderlerinin idama mahkûm İstanbul’un hukuken işgal tarihi olan “16 Mart leceğini, milli egemenlik ve saltanat maka- İstanbul’un görüşüp uzlaşmaya varabilmesi için “Mus- edilmeleri nasıl unutulabilirdi? 1920’den itibaren kaldırılmış sayılmasını” ön- mının TBMM olabileceğini, tarihi olaylara tafa Kemal’den gizli talimat almış bir kişinin çok acele gören tasarı, şiddetli alkışlarla kabul edildi. Heyecanlı gün dayanarak açıkladım...” (Nutuk, s.467) İstanbul’a gönderilmesini” istiyordu. Meclis başkanının “oybirliği ile” sözüne kar- 30 Ekim 1922, Pazartesi, Meclis’te çok Mustafa Kemal’in stratejisi, saltanatla ha- Sadrazam Tevfik Paşa’nın telgrafının anlamı şuydu: şı sadece Lazistan Milletvekili Ziya Hurşit, heyecanlı, çok sıcak, sert ve yakıcı tartışma- “Zafer kazanıldı, padişah yerinde oturuyor. O nedenle, lifeliği ayırarak, padişahlık makamına son “Ben karşıyım” diye bağırdı. ların yaşandığı bir gün oldu. Önce Musta- Barış Konferansı’nda görüşülecek konular üzerinde ko- vermek üzerinde kurulmuştu. Osmanlı saltanatının yıkılış ve göçüş töreni- fa Kemal kürsüye çıkarak Sadrazam Tevfik nuşup uzlaşmaya varalım.” nin son aşaması böyle geçmişti: Komisyondaki durum Paşa’nın gönderdiği telgraf hakkında bilgi Sadrazam bu telgrafıyla zafere açıkça ortak olu- Böylece Cumhuriyete giden yolda en Çeşitli görüşlerin birleştirilmesi için, öner- yordu. Atatürk, Sadrazam’ı muhatap almadı. “Barış verdi ve görüşlerini açıkladı. önemli engel Osmanlı saltanatı kaldırılmış, geler Anayasa, Adalet ve Şeriye komisyon- Konferansı’nda Türkiye’yi ancak TBMM temsil ede- 600 yıllık padişahlık tarihinin derinliklerine 81 imzalı önerge larının ortak toplantısına gönderildi. Ancak bilir. Asıl yetkili TBMM’dir” dedi. gönderilmişti. Konuşmalar uzayınca, Meclis özellikle Şeriye Komisyonu üyesi hocalar di- Bu olaydan tam 1 yıl sonra 29 Ekim 1923’te Büyük devletlerin stratejisi Başkanlığı’na Sinop Milletvekili Dr. Rıza reniyorlar, uzun konuşmalar yapıyorlar, hatta Cumhuriyetin ilanı gerçekleşti. İşin esası şudur: Birinci Dünya Savaşı’nın galipleri (İn- Nur ve arkadaşlarının imzaladığı bir önerge açıkça “hilafet ve saltanatın birbirinden ayrıl- giltere, Fransa, İtalya) hem İstanbul hem de Ankara’yı verildi. Bu önergede: mayacağını, bu nedenle saltanatın korunma- Barış Konferansı’na davet ederek konferansta İstanbul- • Osmanlı İmparatorluğu’na ait padişahlık sı gerektiğini” savunuyorlardı. Hiç kimse de KaK Ankara çelişkisi yaratmak ve bundan yararlanmak isti- yönetiminin tarihe karıştığı; cesaret edip bu iddialara yanıt veremiyordu. l Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Atatürk Araştırmaları yorlardı. TBMM’de bu ikili davetin doğal olduğunu ka- • Anayasaya göre egemenlik haklarının mil- Sonunda, Mustafa Kemal dayanamadı, söz Merkezi, 1999 bul eden ciddi bir grup vardı. Halifeye ve saltanata bağ- lete ait olduğu belirtiliyor ve padişahlık hak- istedi. En arkada olduğu için, önündeki sıra- l İsmet İnönü, Hatıralar, Bilgi Yayınevi, 2006, 316 vd. lı olanlar, zaten Milli Mücadele’nin ve üç buçuk yıl sü- kında da yasal işlem yapılması isteniyordu. nın üstüne çıktı ve yüksek sesle konuşmaya l TBMM Tutanakları 2. Celse, s. 305-314. ren savaşların “padişahımızı esaretten kurtarmak için” l Bu önergeyi Mustafa Kemal de imzalamıştı. başladı. Bu konuşma, Nutuk’ta özetlenmiştir. Osman Selim Kocahanoğlu, Yeni Türkiye’nin Kuruluşu, Temel Yayınları, 2005. yapıldığına inanıyorlardı. lar yna
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle