22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gorus@cumhuriyet.com.tr 17 KASIM 2022 PERŞEMBE 2 olaylar ve görüşler 1) Her terör ha- reketi, kendisi- ni hem o ülkede, hem de dünyada Vahdettin nasıl kaçtı? haklı göstermek için gerekçeler TANER BAYTOK bayının eşliğinde, deniz üs- 16 Kasım’da padişah, General Harington’a arar ve ortaya çık- süne götürüldü. HMS Malaya tığı ülkedeki hak- EMEKLİ BÜYÜKELÇİ İstanbul’dan hemen gönderilmesini isteyen sızlık, hukuksuzluk, adalet- gemisinin güvertesinde ken- Terörle bir mektup gönderdi. 17 Kasım 1922 sabahı sizlik ve baskıları bu gerek- disini Akdeniz deniz kuvvet- Kasım 1922’de Vahdet- çeler olarak kullanır. Vahdettin’in İstanbul’dan ayrılması General leri başkomutanı kabul etti. tin, İngiltere temsilcisi mücadelenin Dolayısıyla, terörle kar- Harington’ın hazırladığı planda herhangi bir HMS Malaya kısa zaman son- 6 Rumbold’u sarayına ça- şı karşıya olan devletle- ra Malta’ya doğru yol aldı. ğırarak kendisi ile 3.5 saatten aksaklık olmadan gerçekleştirildi. alfabesi rin alacağı ilk önlem, ülke- fazla görüştü. Ankara hüküme- deki haksızlıkları, hukuk- İtibar kırıcı davranış lk terör dalgası 1960’la- tinin meşru olmadığında ısrar suzlukları, adaletsizlikleri, la gelebilecek bütün koşullar- Aynı akşamüzeri İngiliz tem- rın sonunda başlayan dış farklı kimliklere farklı mu- ederek İtilaf Devletleri’nin bu da yapabileceklerinden emin İdestekli bir Ermeni Terö- ameleler varsa, bu tür ay- silciliği, basınla bu konuda bir konudaki düşünce ve tutumu- bulunmadığını ilave etti. rü olarak başladı. rımcılıkları bitirmektir. açıklama yayımladı. Açıklamada, nun ne olduğunu sordu. Rum- Rumbold bu görüşmeyi 7 Ka- Türkiye Kıbrıs Ba- 2) Bir terör hareketi, din- padişahın Müslümanların halife- bold buna, meşruiyet konusu- sım tarihli bir telgrafla Londra’ya rış Harekâtı sonrası tırma- cilik, mezhepçilik, etnikçi- si sıfatıyla, hayatının ve özgür- nu ileriye bırakarak, barış kon- bildirirken Padişah Vahdettin’in nan ve yoğunlaşan bu terö- lik, milliyetçilik, sınıfçılık gibi lüğünün tehlikede olduğundan feransına sadece Ankara hü- re pek çok değerli evladını bir kimlik siyasetini gerekçe yine de dengesini korumakta ol- endişeyle İngiltere’den himaye kümetinin temsilci gönderece- kurban verdi. olarak kullanıyorsa: duğunu, olayların kendi lehine ve İstanbul’dan götürülmesini İkinci terör dalgası içinde ği olayını kabul etmek zorun- O kimliğin barışçı ve gelişmesi konusunda ümitsizliğe Sünni-Alevi çatışmasını da talep ettiği ve ayrıldığı bildirildi. meşru yapı içindeki top- da bulunduğunu belirten ka- düşmüş görünmediğini bildirdi. barındıran, ana ekseni go- lumsal, siyasal ve ekono- Son Osmanlı Padişahı Vah- çamak bir yanıt verdi. Padi- şizm ve milliyetçilik bağla- mik liderleriyle, “Demok- dettin Malta’da o sırada boş şah Vahdettin, barış sağlanın- Malaya mında ortaya çıkan bir sağ- ratik, laik ve sosyal bir bulunan kraliyet topçu suba- caya değin İtilaf Devletleri’nin Bu görüşmeden 10 gün sol çatışması olarak kamuo- HUKUK DEVLETİ” bağ- yı Mahfel ve lojmanlarında mi- İstanbul’da idareyi elde tutma- yuna sunuldu. lamında, terörü önlemek sonra, 16 Kasım’da padi- safir edildi. İngiliz parlamen- larının önemine işaret etti. Oysa, olayın arkasında için, kamuoyu önünde şah, General Harington’a tosunda haftalığının 100 ster- Vahdettin halifeliğin bütün Milliyetçi cephe hükümet- açık ilişkiler kurulmalıdır. İstanbul’dan hemen gönde- line geldiği, ilelebet kendisi- lerinin otoriterliğe doğru gi- Müslümanların maneviyatını 3) Devlet terörle mücade- rilmesini isteyen bir mektup den bir sağ baskı politika- lede yerel, ulusal ve ulusla- nin İngiltere tarafından mı bes- ilgilendiren bir mesele olduğu- gönderdi. 17 Kasım 1922 sa- sı vardı. rarası haklılığını ve terör ey- leneceği soruldu. Buna cevap nu ve Büyük Millet Meclisi’nin bahı Padişah Vahdettin’in Üçüncü terör dalgası lemlerinin haksızlığını, an- di. Bu yanıtın ne anlama geldi- veren hükümet sözcüsü, padi- bütün Müslümanların hakları- 1970’lerin sonunda başla- cak teröristlerin kullandığı İstanbul’dan ayrılması Ge- ğini Vahdettin anlamıştı. Terk nı gasp edemeyeceğini söyle- şahın şahsi gelir kaynakları- yan ırkçı bölücü terör ola- vahşice şiddet eylemlerin- neral Harington’ın hazırla- etmeye karar verirse kendi- nın olup olmadığının araştırıl- di. Ankara hükümetinin ken- rak karşımıza çıktı. den bütünüyle uzak durarak dığı planda herhangi bir ak- sinin kaçırılmasına yardımcı disini azletmeye cesaret ede- dığını, bunun tespitinden son- Dördüncü bir terör dal- kanıtlayabilir. saklık olmadan gerçekleşti- olup olamayacaklarını sordu. ra bir karar alınacağını söyledi. gası, komşudan dış destekli mediği için tahttan vazgeçir- Bu nedenle, terörle mü- rildi. Son Osmanlı imparato- 1920’de şahsının bir tehlike Radikal İslamcı Terör olarak cadelede en etkili yöntem, meye çalıştığına inandığını be- Bunun üzerine bir milletvekili, ru Yıldız Sarayı’nı sabah sa- ülkemizi vurdu. teröristlerin bütün kışkırt- anında korunacağına ilişkin lirtti. Kararının büyük ölçü- gelir kaynağı olmadığı takdirde Pek çok değerli yazar ve malarına rağmen Hukuk at 8.00’de hizmetkârların kul- verilen söze atıfta bulundu. de İtilaf Devletleri’nin İstan- padişaha, İngiltere’de işsizlere düşünürümüz bu teröre kur- Devleti yöntemlerine sıkı landığı arka kapıdan gizlice Rumbold, yakın gelecek için, bul’daki tutumuna dayanaca- ödenen haftalık 15 şilinlik öde- ban verildi. sıkıya bağlı kalmaktır. terk etti. İngiliz muhafızlar ğını belirtti. İngiliz temsilci- ihtiyaç duyulursa, şüphesiz neğin bağlanmasını teklif etti. Beşinci terör dalgası, ge- 4) Her terör örgütü, sal- kendisini teslim aldılar. Padi- si, ilkeleri belli olmakla birlik- çıkmasını sağlayabilecekleri- Güvendiği İngilizlerden gördü- risinde yine dini siyaset- dırıda bulunduğu ülke- te olayların nasıl gelişeceğinin ni ancak bunu, İstanbul’un iş- şah, Konsolos Matevs ve Ge- ğü bu davranış gerçekten itibar te istismar eden Radikal İs- nin komşularından ve/veya lamcı Terörün yattığı “küre- bilinemeyeceği yanıtını ver- galine son verilmesi dahil, ak- neral Harington’ın emir su- kırıcı ve yüz kızartıcıydı. dünyadaki öteki ülkelerden, sel terör” biçiminde ülke- zaman zaman da dünyanın mizi vurdu. egemenliği için birbirleriyle Altıncı terör dalgası, Suri- savaşan güçlerden destek ye savaşı nedeniyle ülkemi- arar ve bazen de bu deste- zi pençesine aldı. ği bulur. Bu terör dalgası da bütün Bu nedenle terör bela- Dijital kleptokrasi: Veri bilimi öteki terör saldırıları gibi ül- sıyla karşı karşıya olan ül- kenin siyasal, toplumsal ve kenin bu konuyu derhal ye ve bazı Ortadoğu ülkelerin- hip bir hükümet biçimini ifade Bütün bu problemlere neden PROF. DR. CEM SEFA SÜTCÜ ekonomik yapısını etkileme- komşuları ve müttefikle- deki modernleşme sürecini in- eder. Dijital kleptokrasi ise bü- olan algoritmalar veri bilimi ile ye yönelikti. riyle müzakerelerde gün- MARMARA ÜNİVERSİTESİ Örneğin 7 Haziran ile 1 deme getirmesi, dış politi- celeyen “The Passing of Tradi- yük teknoloji şirketlerinin, kâr geliştirilir. Veri biliminde yapı- Kasım 2015 seçimleri ara- kasını da bu ülkelere düş- tional Society: Modernizing the lan temel analizler şunlardır: amacıyla sıradan insanların ve- öneticilerin politikalarını hal- sındaki beş ayda gerçek- manlık üzerine kurmaması Middle East” (1964) eserinde rileri üzerinde analizler yapa- Birincisi, kümeleme, birbiri ile Yka benimsetmek ve yönetim- leştirilen kitlesel katliam ey- gerekmektedir. yapılan stereotipleştirme, gü- rak elde ettiği (aslında çaldığı; benzer özellikler gösteren nes- lerinin devamlılığını sağlamak lemleri, Haziranda ancak 5) Teröre muhatap olan nümüzde yapılan tüketici seg- nelerin aynı gruplarda toplan- çünkü çoğu durumda insanlar üzere iletişim araçlarından fay- yüzde 40 dolayında oy alan ülkedeki iktidar, bu terörü mentasyonuna benzemektedir. verilerinin toplandığından ve ması işlemidir. İkincisi, anoma- dalanmaları yeni bir şey değil- iktidarın oylarını Kasımda ve onun arkasındaki kimliği Algoritmaların çalışabilmesi için kullanıldığından habersizdir) li algılama, bir veri kümesinde- yüzde 50’ye yakın bir orana dir. Örneğin Harold Innis’e gö- asla ve asla iç politika mal- tırmandırdı. uzun yıllar boyunca toplanan bü- ki tipik verilere uymayan örnek- zemesi olarak kullanmama- verilerle onların nasıl düşüne- re antik Mısır’da iki özgün ile- İktidarın “Kokteyl terör” lıdır. yük miktarda veriye ihtiyaç du- ceklerini, neyi tercih edecekle- lerin aranması ve tanımlanması- tişim aracından söz edilebilir: diyerek gerçek faillerini Böyle bir yanlış, terörü o yulur. İnsanların eğilimleri, iliş- rini algı oluşturarak yönlendir- dır. Üçüncüsü, ilişkilendirme ku- Taş ve papirüs. Taş (piramitler) belirsizleştirdiği ve bu te- ülkedeki siyasetin bir par- kileri, tercih ve davranışlarına ralları madenciliği, veri kümele- mesi olarak tanımlanmaktadır. mutlak hükümdarların siyasal rimle ülkedeki bütün terör çası haline sokar ve bit- ait yapılandırılmış ve yapılandı- rinde gizli olan örüntüleri orta- gücünün sembolüyken papirüs örgütlerini bir araya getir- mesini önler. Temel analizler rılmamış veriye büyük veri denir. ya çıkarmak için kullanılır. Dör- din adamları sınıfı ile ilişkiliy- diği bu dalga da halen de- HHH Büyük verinin analiz edilme- Büyük verinin, binlerce yıllık düncüsü, tahmin modeli örneğin, di. Onlara demokrasiyi artırmak vam ediyor. Değerli okurlarım bu te- HHH siyle kitleleri politik anlamda devlet ve ulus kavramları için bir geçmiş alışveriş sıklığına ve sa- mel ilkeler, tarihin, siyasal için bir araç sağlamıştı. Şimdi hem Radikal İs- ve toplumsal bilimlerin bi- tehdit unsuru haline gelebileceği- yönlendirmek mümkündür. Gü- tın aldığı ürün ve hizmetlere ba- Politik iletişim çalışmalarının lamcı çizgide varlığını sür- ze öğrettiği derslerdir. nümüzün dijital ekonomisinde ni devletler ve hükümetler pan- karak gelecekte kişinin neleri sa- çoğaldığı 1930’ların sonunda Karl düren “küresel terör” teh- Ama ne yazık ki terör- kullanıcıyı kategorize etme, me- demi sürecinde fark etmiştir. Ve- tın alabileceğini belirlemektir. Lazarsfeld şöyle demektedir: “İn- didiyle, hem de etnik-bö- le yüz yüze gelen ülkeler, sanlar, içeriği yatkınlıklarına uy- talaştırma süreçlerinin ve ve- rinin gücünü elinde bulunduran- İşte burada sosyal medya plat- lücü terörün yeniden yük- ilk tepkiler olarak bu ilkeler ri odaklı çıkarımların iş modeli ların iktidara sahip olma olasılık- formlarında kullanıcıların bilinç- gun olan iletişimlere maruz kal- selişiyle karşı karşıyayız. çerçevesinde değil, bunların ma eğilimindedir. İletişime ma- haline geldiğini görüyoruz. ları daha yüksektir. Bu nedenle, li olması önem kazanır. Kullanı- Bu durum, Türkiye’nin tam tersine olan davranışlar karşı karşıya olduğu altıncı sergilerler. ruz kalma, insanları, ancak esas Kleptokrasi, kişisel servetleri hukuki düzenlemelerle kontrol cılarının verilerine sahip çıkma- terör dalgasıdır. Böyle bir yanlışlık da te- ve siyasi güçlerini genişletmek altına alınması gerekir. Fakat, sı ve kişisel verilerin yasaklayıcı olarak onların gizli tutumlarıyla İster küresel olsun ister rörün sadece o ülke için- uyumlu bir karara ‘zorlar’.” için kendi insanlarını ve doğal tüm dünyada büyük veri/algo- olmayan düzenleyici kanunlarla ulusal, isterse yerel, terör- de değil, bütün dünya siya- ABD’li bilimadamı Dani- kaynaklarını sömüren yozlaş- ritmalar ile ilgili hukuki altyapı korunması gerekir. Çünkü “Veri le mücadelenin koşulla- setinde etkili olmasına yol el Lerner’ın, 1950’lerde Türki- mış liderlere (kleptokratlar) sa- konusunda geç kalınmıştır. hakları insan haklarıdır”. rı bellidir: açar! Maarif davasında köylü eğitiminin yeri MERTCAN ABBASOĞLU Cumhuriyetimizin en önemli eğitsel letvekili eğitimci İsmail Mahir Efendi, Açıkça köylünün yerinde eğitimi onun İsmail Mahir Efendi’nin ateşini kazanımlarından biri olan “köylü eğiti- Osmanlı’nın eğitim davasında hakiki için kurtuluş yoluydu. Yerinde eğitim yaktığı “köylü eğitimi”, 1940’ların SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ mi” konusundaki istikrarlı çabalar so- çözümü, şehir merkezlerinde aramak- demek İsmail Mahir Efendi için “köy- “İlköğretim Genel Müdürü” olan pe- nucunda yapılan icraatlar, kitlesel kal- tan uzaklaşarak köylere kadar inmesi lerde kızlara dokuma yaparken ma- dagog İsmail Hakkı Tonguç’un Köy öylü eğitimi esasında kırsal ke- kınmada yerel ölçekli taban kuvveti- gerektiğini vurguladı. kine kullanımının öğretilmesiyle bir- Enstitüleri projesiyle bir meşale- Ksimin iktisadi problemleri tartı- ni ve elbette eğitsel süreçteki güç yö- likte matematik de öğretmek demek- ye döndü. Bu proje köylüyü aydın- şılırken II. Meşrutiyet’in hemen son- Kalkınmanın temeli netimini de sırtlanmıştır. Bu sebeple ti. Erkeklere ise verimli mahsul yetiş- latmanın bir yoluydu. Devletin köy- rasında Meclis-i Mebusan’da günde- Köy Enstitüleri dediğimizde esas ak- Bu meclis oturumunda diğer konuş- tirebilsinler diye ziraat, parayı çarçur lerdeki şefkat eliydi. Fakat sosyalist me getirildi. O günden bu yana da yi- macılardan farklı olarak “eğitimin taş- lımıza gelmesi gereken “kırsalın sos- etmesinler diye matematik öğretmek” eğitim anlayışının bir parçası olan ne TBMM dahilinde yer yer gündeme yoekonomik ihyası, toplumsal yönden ranın en dibine kadar inmesi gerektiği” demekti. İsmail Mahir Efendi’nin ye- politeknik eğitime kaydığını düşüne- geliyor ve hatta önemini yitirmediği- gerçekliğini “Eğer başaramazsak gele- imarına ilişkin tutarlı eylemler silsi- rinde eğitime Anadolu’da ayağı yere rek rahatsız olan ABD’nin baskısıy- ni somut örneklerle anlayabiliyoruz. lesidir”. Siyasi ve toplumsal boyutta cek 120 yılda cehaletin getirdiği sefa- basacak tarzda getirdiği bakış ve yol la bu proje katledildi. Ormanın rant Yakın geçmişte tarımsal alanlarımı- letle her köyde, mezrada, kırsalın dört ucuz hamasetten gayet uzak olan bu haritası o dönemki Meclis-i Mebusan uğruna yok edilmesi gibi bir şeydir zın verimli kullanımına yönelik dev- konuya biraz daha derinden bakmak bucağında mücadele etmemiz gereke- oturumunda savaş arifesi dolayısıy- bu. Uyanmaya başlamış insanların let teşvikli birtakım planlama ortaya cek” sözleriyle taçlandırmaktan da ge- gerekirse gideceğimiz tarih tam olarak la askıda kaldı. Ancak İsmail Mahir sarsılarak, tartaklanarak bilgiden atılmışsa da bu projelerden sürdürü- 14 Temmuz 1914’teki Meclis-i Mebu- ri durmadı. Onun fikrinde Anadolu’da- Efendi o konuşmada, “Eğer başara- ve okuldan korkutulması demektir. lebilir sonuçlar alabilmek için “köy- ki kalkınmanın temeli eğitimin aydın- san oturumudur. mazsak 300 yıl daha başaramayaca- Köyde eğitim olmazsa şehirde kıtlık, lünün bilinçli” olması ilk şartlar ara- Oturumda söz alan Kastamonu mil- lık yüzünün kullanılmasına bağlıydı. ğız” demişti. ülkede sefalet alır başını gider. sında geliyor. //R]DQ.RQIHUDQVÕGHYDPHGL\RUGX RR ]DQ.R QQI HUDQVÕGHYDPHG L \R UGX dDPDNNÕ]Õ=H\QHS¶LQNDOHPL\OHFHP 'U ' U   dD PD N NÕ]Õ=H \Q HS ¶LQN DD OHPL \ OHFHP  D÷FÕ QÕQGQEXJQHEXJQ < ggQgQHU D < HU ÷ FÕ QÕQGQEX J Q +LoELUúH\EHOOLGH÷LOGL«+L oo ELUú H\ \ EHOOLGH÷LOGL « <U\ú¶QH $GDOHW W|UHQOHULQGHQ W|U U HQOHULQG HH < $GDOHW Q  U \ ú ú ¶QH \DUÕQDED÷ODPDG\DUÕQDED÷ODPDGúQFHVLÕúÕ÷ÕQGD  ú  QFHVL Õ +DOLIHOLN+DOLIHOLNQHRODFDNWÕ" Q H R OD FD NWÕ" 0DUWYH(\OOGDUEHOHULQGHQ 0 DUWYH ( \O  OGDUEHOHULQG HQ KD]ÕUODGÕKD]ÕUODGÕ÷ÕEXNLWDSWD³«<]NWHNLWDú ÷ ÕEXNLWDSWD³«<  &&XPKXUL\HWNXUXODFDNPÕ\GÕ" XPKXU L\ HH WNXUXODFDNP Õ\ GÕ "" HPPX]GDUEHJLULúLPLQHoRNUHQNOLELU 7 7 HPPX] GD D U E H JL U L ú L P L QHoR N UHQ NOL  E LU  EL]L]WDúWDNLQDNÕúEL]L]´GL\HUHNLQVDQEL ] L ] W Dú WD NL QD N Õú  EL ] L ] ´  GL \H 'H'HYOHWLQGLQLQHRODFDNWÕ" YO H WLQ GG LQLQ H  R O DFD NWÕ " \ROFXOXN\DSWÕUÕ\RUEL]H \ R O FX O X N \D SS WÕUÕ\RU EL ]H VHYJLVLQLQYHDNOÕQÕQ\ÕOPD]VDYXQXFXVXVH YJ L V L Q L QYHD NO ÕQÕQ \Õ O PD] V .UWVRUXQXQDVÕOo|]OHFHNWL".UWVRU XQ Q XQDVÕO o |]OHFHN WW L " +HPGR÷XSE\G÷FR÷UDI\DKHP + HPGR ÷ X SS E \ G ÷ FR ÷ U DD I \ D KHP RROGX÷XQXJ|]OHU|QQHVHUHQ+D\\DP Õ OGX ÷X QX J | ]OHU | Q  QHVHUH Q $WDW$WDWUN\ÕO|QFHEXJQGHJHoHUOLEX  U N    \ ÕO | QFHEX J Q GG H J Ho HUOLE X KHPGHPHVOH÷L PDGGLNRúXOODU P D GGL  N R úX X OO DU  K HP G HPHV O H ÷L  \DúDPÕQGDQIHOVHIHVLQHWP\|QOHUL\OH\D úD PÕQGDQ I HOVH I HVLQHWP Kitap okuduğunuzu biliyoruz.  VRUXVRUXODUD\DQÕWYHUPLúWLU O DUD \\ DQÕWYHUP L úW L U  7UNL\H¶QLQ\DUÕP QHGHQL\OHNDUúÕODúWÕ÷Õ Q HGHQL \O H NN D Uú ÕO Dú WÕ ÷Õ  7UN L\ \ H¶QLQ \D UÕP WDQÕWDQÕ\DFDNYHRQXQoD÷ODUÕDúÕSJHOHQ \D FD N YHRQXQ oD ÷O DUÕ Dú ø]ø]PLW¶WHøVWDQEXOJD]HWHOHULQLQ PPL W¶W WHø VW W DQEXO JD ]HWHOHULQL QQ  \]\ÕOOÕNJHUoHNOHULQLVÕNVÕN\]P]H \ ]]\ ÕOOÕN JH UUo HNOHULQLVÕNVÕN \\ ]P]H ||OPV]G|UWONOHUL\OHEXOXúDFDNVÕQÕ] OPV]G|UWONOHU L\ OHEXO Xú D EDEDú\D]DUODUÕ\OD\DSÕODQWRSODQWÕEXoXN ú\ú\ DD] DU OD D UÕ \ OD \ DSÕODQWRSO DD QWÕE Xo XN  oDUSÕ\RU o D USUS Õ \ RU  VDVDDWVUG DW V U G   [VD\IDùQFHOHPH [   VD\ID ù QFHOHPH DûDP|\N < [ [VD\ID  DûDP| < VD\ID \\ NV V  [VD\IDùQFHOHPH [VD\ID ù QFHOH PH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle