Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gorus@cumhuriyet.com.tr
17 KASIM 2022 PERŞEMBE
2 olaylar ve görüşler
1) Her terör ha-
reketi, kendisi-
ni hem o ülkede,
hem de dünyada
Vahdettin nasıl kaçtı?
haklı göstermek
için gerekçeler
TANER BAYTOK bayının eşliğinde, deniz üs-
16 Kasım’da padişah, General Harington’a arar ve ortaya çık-
süne götürüldü. HMS Malaya tığı ülkedeki hak-
EMEKLİ BÜYÜKELÇİ İstanbul’dan hemen gönderilmesini isteyen
sızlık, hukuksuzluk, adalet-
gemisinin güvertesinde ken-
Terörle
bir mektup gönderdi. 17 Kasım 1922 sabahı
sizlik ve baskıları bu gerek-
disini Akdeniz deniz kuvvet-
Kasım 1922’de Vahdet-
çeler olarak kullanır.
Vahdettin’in İstanbul’dan ayrılması General
leri başkomutanı kabul etti.
tin, İngiltere temsilcisi mücadelenin
Dolayısıyla, terörle kar-
Harington’ın hazırladığı planda herhangi bir HMS Malaya kısa zaman son-
6 Rumbold’u sarayına ça-
şı karşıya olan devletle-
ra Malta’ya doğru yol aldı.
ğırarak kendisi ile 3.5 saatten
aksaklık olmadan gerçekleştirildi. alfabesi
rin alacağı ilk önlem, ülke-
fazla görüştü. Ankara hüküme-
deki haksızlıkları, hukuk-
İtibar kırıcı davranış
lk terör dalgası 1960’la-
tinin meşru olmadığında ısrar suzlukları, adaletsizlikleri,
la gelebilecek bütün koşullar-
Aynı akşamüzeri İngiliz tem- rın sonunda başlayan dış
farklı kimliklere farklı mu-
ederek İtilaf Devletleri’nin bu
da yapabileceklerinden emin
İdestekli bir Ermeni Terö- ameleler varsa, bu tür ay-
silciliği, basınla bu konuda bir
konudaki düşünce ve tutumu-
bulunmadığını ilave etti.
rü olarak başladı. rımcılıkları bitirmektir.
açıklama yayımladı. Açıklamada,
nun ne olduğunu sordu. Rum-
Rumbold bu görüşmeyi 7 Ka-
Türkiye Kıbrıs Ba-
2) Bir terör hareketi, din-
padişahın Müslümanların halife-
bold buna, meşruiyet konusu-
sım tarihli bir telgrafla Londra’ya
rış Harekâtı sonrası tırma-
cilik, mezhepçilik, etnikçi-
si sıfatıyla, hayatının ve özgür-
nu ileriye bırakarak, barış kon-
bildirirken Padişah Vahdettin’in nan ve yoğunlaşan bu terö-
lik, milliyetçilik, sınıfçılık gibi
lüğünün tehlikede olduğundan
feransına sadece Ankara hü-
re pek çok değerli evladını bir kimlik siyasetini gerekçe
yine de dengesini korumakta ol-
endişeyle İngiltere’den himaye
kümetinin temsilci gönderece- kurban verdi.
olarak kullanıyorsa:
duğunu, olayların kendi lehine
ve İstanbul’dan götürülmesini İkinci terör dalgası içinde
ği olayını kabul etmek zorun- O kimliğin barışçı ve
gelişmesi konusunda ümitsizliğe
Sünni-Alevi çatışmasını da
talep ettiği ve ayrıldığı bildirildi. meşru yapı içindeki top-
da bulunduğunu belirten ka-
düşmüş görünmediğini bildirdi.
barındıran, ana ekseni go-
lumsal, siyasal ve ekono-
Son Osmanlı Padişahı Vah-
çamak bir yanıt verdi. Padi-
şizm ve milliyetçilik bağla- mik liderleriyle, “Demok-
dettin Malta’da o sırada boş
şah Vahdettin, barış sağlanın-
Malaya
mında ortaya çıkan bir sağ-
ratik, laik ve sosyal bir
bulunan kraliyet topçu suba-
caya değin İtilaf Devletleri’nin
Bu görüşmeden 10 gün sol çatışması olarak kamuo-
HUKUK DEVLETİ” bağ-
yı Mahfel ve lojmanlarında mi-
İstanbul’da idareyi elde tutma-
yuna sunuldu.
lamında, terörü önlemek
sonra, 16 Kasım’da padi-
safir edildi. İngiliz parlamen-
larının önemine işaret etti.
Oysa, olayın arkasında
için, kamuoyu önünde
şah, General Harington’a
tosunda haftalığının 100 ster-
Vahdettin halifeliğin bütün Milliyetçi cephe hükümet- açık ilişkiler kurulmalıdır.
İstanbul’dan hemen gönde-
line geldiği, ilelebet kendisi- lerinin otoriterliğe doğru gi-
Müslümanların maneviyatını 3) Devlet terörle mücade-
rilmesini isteyen bir mektup
den bir sağ baskı politika-
lede yerel, ulusal ve ulusla-
nin İngiltere tarafından mı bes-
ilgilendiren bir mesele olduğu-
gönderdi. 17 Kasım 1922 sa-
sı vardı.
rarası haklılığını ve terör ey-
leneceği soruldu. Buna cevap
nu ve Büyük Millet Meclisi’nin
bahı Padişah Vahdettin’in Üçüncü terör dalgası
lemlerinin haksızlığını, an-
di. Bu yanıtın ne anlama geldi-
veren hükümet sözcüsü, padi-
bütün Müslümanların hakları-
1970’lerin sonunda başla- cak teröristlerin kullandığı
İstanbul’dan ayrılması Ge-
ğini Vahdettin anlamıştı. Terk
nı gasp edemeyeceğini söyle- şahın şahsi gelir kaynakları-
yan ırkçı bölücü terör ola-
vahşice şiddet eylemlerin-
neral Harington’ın hazırla-
etmeye karar verirse kendi-
nın olup olmadığının araştırıl-
di. Ankara hükümetinin ken-
rak karşımıza çıktı.
den bütünüyle uzak durarak
dığı planda herhangi bir ak-
sinin kaçırılmasına yardımcı
disini azletmeye cesaret ede- dığını, bunun tespitinden son-
Dördüncü bir terör dal-
kanıtlayabilir.
saklık olmadan gerçekleşti-
olup olamayacaklarını sordu.
ra bir karar alınacağını söyledi. gası, komşudan dış destekli
mediği için tahttan vazgeçir- Bu nedenle, terörle mü-
rildi. Son Osmanlı imparato-
1920’de şahsının bir tehlike Radikal İslamcı Terör olarak cadelede en etkili yöntem,
meye çalıştığına inandığını be- Bunun üzerine bir milletvekili,
ru Yıldız Sarayı’nı sabah sa- ülkemizi vurdu.
teröristlerin bütün kışkırt-
anında korunacağına ilişkin
lirtti. Kararının büyük ölçü- gelir kaynağı olmadığı takdirde
Pek çok değerli yazar ve
malarına rağmen Hukuk
at 8.00’de hizmetkârların kul-
verilen söze atıfta bulundu.
de İtilaf Devletleri’nin İstan- padişaha, İngiltere’de işsizlere
düşünürümüz bu teröre kur-
Devleti yöntemlerine sıkı
landığı arka kapıdan gizlice
Rumbold, yakın gelecek için,
bul’daki tutumuna dayanaca- ödenen haftalık 15 şilinlik öde-
ban verildi.
sıkıya bağlı kalmaktır.
terk etti. İngiliz muhafızlar
ğını belirtti. İngiliz temsilci- ihtiyaç duyulursa, şüphesiz neğin bağlanmasını teklif etti.
Beşinci terör dalgası, ge- 4) Her terör örgütü, sal-
kendisini teslim aldılar. Padi-
si, ilkeleri belli olmakla birlik- çıkmasını sağlayabilecekleri- Güvendiği İngilizlerden gördü-
risinde yine dini siyaset-
dırıda bulunduğu ülke-
te olayların nasıl gelişeceğinin ni ancak bunu, İstanbul’un iş- şah, Konsolos Matevs ve Ge-
ğü bu davranış gerçekten itibar te istismar eden Radikal İs-
nin komşularından ve/veya
lamcı Terörün yattığı “küre-
bilinemeyeceği yanıtını ver- galine son verilmesi dahil, ak- neral Harington’ın emir su- kırıcı ve yüz kızartıcıydı. dünyadaki öteki ülkelerden,
sel terör” biçiminde ülke-
zaman zaman da dünyanın
mizi vurdu. egemenliği için birbirleriyle
Altıncı terör dalgası, Suri-
savaşan güçlerden destek
ye savaşı nedeniyle ülkemi-
arar ve bazen de bu deste-
zi pençesine aldı.
ği bulur.
Bu terör dalgası da bütün Bu nedenle terör bela-
Dijital kleptokrasi: Veri bilimi
öteki terör saldırıları gibi ül- sıyla karşı karşıya olan ül-
kenin siyasal, toplumsal ve
kenin bu konuyu derhal
ye ve bazı Ortadoğu ülkelerin- hip bir hükümet biçimini ifade Bütün bu problemlere neden
PROF. DR. CEM SEFA SÜTCÜ
ekonomik yapısını etkileme-
komşuları ve müttefikle-
deki modernleşme sürecini in- eder. Dijital kleptokrasi ise bü- olan algoritmalar veri bilimi ile ye yönelikti.
riyle müzakerelerde gün-
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Örneğin 7 Haziran ile 1 deme getirmesi, dış politi-
celeyen “The Passing of Tradi- yük teknoloji şirketlerinin, kâr geliştirilir. Veri biliminde yapı-
Kasım 2015 seçimleri ara- kasını da bu ülkelere düş-
tional Society: Modernizing the lan temel analizler şunlardır:
amacıyla sıradan insanların ve-
öneticilerin politikalarını hal-
sındaki beş ayda gerçek-
manlık üzerine kurmaması
Middle East” (1964) eserinde rileri üzerinde analizler yapa- Birincisi, kümeleme, birbiri ile
Yka benimsetmek ve yönetim-
leştirilen kitlesel katliam ey-
gerekmektedir.
yapılan stereotipleştirme, gü- rak elde ettiği (aslında çaldığı; benzer özellikler gösteren nes-
lerinin devamlılığını sağlamak
lemleri, Haziranda ancak
5) Teröre muhatap olan
nümüzde yapılan tüketici seg- nelerin aynı gruplarda toplan-
çünkü çoğu durumda insanlar
üzere iletişim araçlarından fay-
yüzde 40 dolayında oy alan ülkedeki iktidar, bu terörü
mentasyonuna benzemektedir. verilerinin toplandığından ve ması işlemidir. İkincisi, anoma-
dalanmaları yeni bir şey değil- iktidarın oylarını Kasımda ve onun arkasındaki kimliği
Algoritmaların çalışabilmesi için kullanıldığından habersizdir) li algılama, bir veri kümesinde- yüzde 50’ye yakın bir orana
dir. Örneğin Harold Innis’e gö- asla ve asla iç politika mal-
tırmandırdı.
uzun yıllar boyunca toplanan bü- ki tipik verilere uymayan örnek- zemesi olarak kullanmama-
verilerle onların nasıl düşüne-
re antik Mısır’da iki özgün ile-
İktidarın “Kokteyl terör”
lıdır.
yük miktarda veriye ihtiyaç du- ceklerini, neyi tercih edecekle- lerin aranması ve tanımlanması-
tişim aracından söz edilebilir:
diyerek gerçek faillerini Böyle bir yanlış, terörü o
yulur. İnsanların eğilimleri, iliş- rini algı oluşturarak yönlendir- dır. Üçüncüsü, ilişkilendirme ku-
Taş ve papirüs. Taş (piramitler)
belirsizleştirdiği ve bu te- ülkedeki siyasetin bir par-
kileri, tercih ve davranışlarına ralları madenciliği, veri kümele-
mesi olarak tanımlanmaktadır.
mutlak hükümdarların siyasal
rimle ülkedeki bütün terör
çası haline sokar ve bit-
ait yapılandırılmış ve yapılandı- rinde gizli olan örüntüleri orta-
gücünün sembolüyken papirüs
örgütlerini bir araya getir-
mesini önler.
Temel analizler
rılmamış veriye büyük veri denir. ya çıkarmak için kullanılır. Dör-
din adamları sınıfı ile ilişkiliy- diği bu dalga da halen de-
HHH
Büyük verinin analiz edilme- Büyük verinin, binlerce yıllık düncüsü, tahmin modeli örneğin,
di. Onlara demokrasiyi artırmak vam ediyor. Değerli okurlarım bu te-
HHH
siyle kitleleri politik anlamda devlet ve ulus kavramları için bir geçmiş alışveriş sıklığına ve sa- mel ilkeler, tarihin, siyasal
için bir araç sağlamıştı.
Şimdi hem Radikal İs-
ve toplumsal bilimlerin bi-
tehdit unsuru haline gelebileceği-
yönlendirmek mümkündür. Gü- tın aldığı ürün ve hizmetlere ba-
Politik iletişim çalışmalarının
lamcı çizgide varlığını sür-
ze öğrettiği derslerdir.
nümüzün dijital ekonomisinde ni devletler ve hükümetler pan- karak gelecekte kişinin neleri sa-
çoğaldığı 1930’ların sonunda Karl
düren “küresel terör” teh-
Ama ne yazık ki terör-
kullanıcıyı kategorize etme, me- demi sürecinde fark etmiştir. Ve- tın alabileceğini belirlemektir.
Lazarsfeld şöyle demektedir: “İn-
didiyle, hem de etnik-bö- le yüz yüze gelen ülkeler,
sanlar, içeriği yatkınlıklarına uy- talaştırma süreçlerinin ve ve- rinin gücünü elinde bulunduran- İşte burada sosyal medya plat-
lücü terörün yeniden yük-
ilk tepkiler olarak bu ilkeler
ri odaklı çıkarımların iş modeli ların iktidara sahip olma olasılık- formlarında kullanıcıların bilinç-
gun olan iletişimlere maruz kal-
selişiyle karşı karşıyayız.
çerçevesinde değil, bunların
ma eğilimindedir. İletişime ma- haline geldiğini görüyoruz. ları daha yüksektir. Bu nedenle, li olması önem kazanır. Kullanı- Bu durum, Türkiye’nin
tam tersine olan davranışlar
karşı karşıya olduğu altıncı
sergilerler.
ruz kalma, insanları, ancak esas Kleptokrasi, kişisel servetleri hukuki düzenlemelerle kontrol cılarının verilerine sahip çıkma-
terör dalgasıdır. Böyle bir yanlışlık da te-
ve siyasi güçlerini genişletmek altına alınması gerekir. Fakat, sı ve kişisel verilerin yasaklayıcı
olarak onların gizli tutumlarıyla
İster küresel olsun ister rörün sadece o ülke için-
uyumlu bir karara ‘zorlar’.” için kendi insanlarını ve doğal tüm dünyada büyük veri/algo- olmayan düzenleyici kanunlarla
ulusal, isterse yerel, terör- de değil, bütün dünya siya-
ABD’li bilimadamı Dani- kaynaklarını sömüren yozlaş- ritmalar ile ilgili hukuki altyapı korunması gerekir. Çünkü “Veri
le mücadelenin koşulla- setinde etkili olmasına yol
el Lerner’ın, 1950’lerde Türki- mış liderlere (kleptokratlar) sa- konusunda geç kalınmıştır. hakları insan haklarıdır”.
rı bellidir:
açar!
Maarif davasında köylü eğitiminin yeri
MERTCAN ABBASOĞLU Cumhuriyetimizin en önemli eğitsel letvekili eğitimci İsmail Mahir Efendi, Açıkça köylünün yerinde eğitimi onun İsmail Mahir Efendi’nin ateşini
kazanımlarından biri olan “köylü eğiti- Osmanlı’nın eğitim davasında hakiki için kurtuluş yoluydu. Yerinde eğitim yaktığı “köylü eğitimi”, 1940’ların
SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ
mi” konusundaki istikrarlı çabalar so- çözümü, şehir merkezlerinde aramak- demek İsmail Mahir Efendi için “köy- “İlköğretim Genel Müdürü” olan pe-
nucunda yapılan icraatlar, kitlesel kal- tan uzaklaşarak köylere kadar inmesi lerde kızlara dokuma yaparken ma- dagog İsmail Hakkı Tonguç’un Köy
öylü eğitimi esasında kırsal ke-
kınmada yerel ölçekli taban kuvveti- gerektiğini vurguladı. kine kullanımının öğretilmesiyle bir- Enstitüleri projesiyle bir meşale-
Ksimin iktisadi problemleri tartı-
ni ve elbette eğitsel süreçteki güç yö- likte matematik de öğretmek demek- ye döndü. Bu proje köylüyü aydın-
şılırken II. Meşrutiyet’in hemen son-
Kalkınmanın temeli
netimini de sırtlanmıştır. Bu sebeple ti. Erkeklere ise verimli mahsul yetiş- latmanın bir yoluydu. Devletin köy-
rasında Meclis-i Mebusan’da günde-
Köy Enstitüleri dediğimizde esas ak- Bu meclis oturumunda diğer konuş- tirebilsinler diye ziraat, parayı çarçur lerdeki şefkat eliydi. Fakat sosyalist
me getirildi. O günden bu yana da yi-
macılardan farklı olarak “eğitimin taş-
lımıza gelmesi gereken “kırsalın sos- etmesinler diye matematik öğretmek” eğitim anlayışının bir parçası olan
ne TBMM dahilinde yer yer gündeme
yoekonomik ihyası, toplumsal yönden ranın en dibine kadar inmesi gerektiği” demekti. İsmail Mahir Efendi’nin ye- politeknik eğitime kaydığını düşüne-
geliyor ve hatta önemini yitirmediği-
gerçekliğini “Eğer başaramazsak gele-
imarına ilişkin tutarlı eylemler silsi- rinde eğitime Anadolu’da ayağı yere rek rahatsız olan ABD’nin baskısıy-
ni somut örneklerle anlayabiliyoruz.
lesidir”. Siyasi ve toplumsal boyutta cek 120 yılda cehaletin getirdiği sefa- basacak tarzda getirdiği bakış ve yol la bu proje katledildi. Ormanın rant
Yakın geçmişte tarımsal alanlarımı-
letle her köyde, mezrada, kırsalın dört
ucuz hamasetten gayet uzak olan bu haritası o dönemki Meclis-i Mebusan uğruna yok edilmesi gibi bir şeydir
zın verimli kullanımına yönelik dev-
konuya biraz daha derinden bakmak bucağında mücadele etmemiz gereke- oturumunda savaş arifesi dolayısıy- bu. Uyanmaya başlamış insanların
let teşvikli birtakım planlama ortaya
cek” sözleriyle taçlandırmaktan da ge-
gerekirse gideceğimiz tarih tam olarak la askıda kaldı. Ancak İsmail Mahir sarsılarak, tartaklanarak bilgiden
atılmışsa da bu projelerden sürdürü-
14 Temmuz 1914’teki Meclis-i Mebu- ri durmadı. Onun fikrinde Anadolu’da- Efendi o konuşmada, “Eğer başara- ve okuldan korkutulması demektir.
lebilir sonuçlar alabilmek için “köy-
ki kalkınmanın temeli eğitimin aydın-
san oturumudur. mazsak 300 yıl daha başaramayaca- Köyde eğitim olmazsa şehirde kıtlık,
lünün bilinçli” olması ilk şartlar ara-
Oturumda söz alan Kastamonu mil- lık yüzünün kullanılmasına bağlıydı. ğız” demişti. ülkede sefalet alır başını gider.
sında geliyor.
//R]DQ.RQIHUDQVÕGHYDPHGL\RUGX RR ]DQ.R QQI HUDQVÕGHYDPHG L \R UGX dDPDNNÕ]Õ=H\QHS¶LQNDOHPL\OHFHP 'U ' U dD PD N NÕ]Õ=H \Q HS ¶LQN DD OHPL \ OHFHP D÷FÕ
QÕQGQEXJQHEXJQ < ggQgQHU D < HU ÷ FÕ
QÕQGQEX J Q
+LoELUúH\EHOOLGH÷LOGL«+L oo ELUú H\ \ EHOOLGH÷LOGL « <U\ú¶QH $GDOHW W|UHQOHULQGHQ W|U U HQOHULQG HH < $GDOHW Q U \ ú ú ¶QH \DUÕQDED÷ODPDG\DUÕQDED÷ODPDGúQFHVLÕúÕ÷ÕQGD ú QFHVL Õ
+DOLIHOLN+DOLIHOLNQHRODFDNWÕ" Q H R OD FD NWÕ" 0DUWYH(\OOGDUEHOHULQGHQ 0 DUWYH ( \O OGDUEHOHULQG HQ KD]ÕUODGÕKD]ÕUODGÕ÷ÕEXNLWDSWD³«<]NWHNLWDú ÷ ÕEXNLWDSWD³«<
&&XPKXUL\HWNXUXODFDNPÕ\GÕ" XPKXU L\ HH WNXUXODFDNP Õ\ GÕ "" HPPX]GDUEHJLULúLPLQHoRNUHQNOLELU 7 7 HPPX] GD D U E H JL U L ú L P L QHoR N UHQ NOL E LU EL]L]WDúWDNLQDNÕúEL]L]´GL\HUHNLQVDQEL ] L ] W Dú WD NL QD N Õú EL ] L ] ´ GL \H
'H'HYOHWLQGLQLQHRODFDNWÕ" YO H WLQ GG LQLQ H R O DFD NWÕ " \ROFXOXN\DSWÕUÕ\RUEL]H \ R O FX O X N \D SS WÕUÕ\RU EL ]H VHYJLVLQLQYHDNOÕQÕQ\ÕOPD]VDYXQXFXVXVH YJ L V L Q L QYHD NO ÕQÕQ \Õ O PD] V
.UWVRUXQXQDVÕOo|]OHFHNWL".UWVRU XQ Q XQDVÕO o |]OHFHN WW L " +HPGR÷XSE\G÷FR÷UDI\DKHP + HPGR ÷ X SS E \ G ÷ FR ÷ U DD I \ D KHP RROGX÷XQXJ|]OHU|QQHVHUHQ+D\\DP
Õ OGX ÷X QX J | ]OHU | Q QHVHUH Q
$WDW$WDWUN\ÕO|QFHEXJQGHJHoHUOLEX U N \ ÕO | QFHEX J Q GG H J Ho HUOLE X KHPGHPHVOH÷L PDGGLNRúXOODU P D GGL N R úX X OO DU K HP G HPHV O H ÷L \DúDPÕQGDQIHOVHIHVLQHWP\|QOHUL\OH\D úD PÕQGDQ I HOVH I HVLQHWP
Kitap okuduğunuzu biliyoruz.
VRUXVRUXODUD\DQÕWYHUPLúWLU O DUD \\ DQÕWYHUP L úW L U 7UNL\H¶QLQ\DUÕP QHGHQL\OHNDUúÕODúWÕ÷Õ Q HGHQL \O H NN D Uú ÕO Dú WÕ ÷Õ 7UN L\ \ H¶QLQ \D UÕP WDQÕWDQÕ\DFDNYHRQXQoD÷ODUÕDúÕSJHOHQ \D FD N YHRQXQ oD ÷O DUÕ Dú
ø]ø]PLW¶WHøVWDQEXOJD]HWHOHULQLQ PPL W¶W WHø VW W DQEXO JD ]HWHOHULQL QQ \]\ÕOOÕNJHUoHNOHULQLVÕNVÕN\]P]H \ ]]\ ÕOOÕN JH UUo HNOHULQLVÕNVÕN \\ ]P]H ||OPV]G|UWONOHUL\OHEXOXúDFDNVÕQÕ] OPV]G|UWONOHU L\ OHEXO Xú D
EDEDú\D]DUODUÕ\OD\DSÕODQWRSODQWÕEXoXN ú\ú\ DD] DU OD D UÕ \ OD \ DSÕODQWRSO DD QWÕE Xo XN oDUSÕ\RU o D USUS Õ \ RU
VDVDDWVUG DW V U G
[VD\IDùQFHOHPH [ VD\ID ù QFHOHPH DûDP|\N < [ [VD\ID DûDP| < VD\ID \\ NV V [VD\IDùQFHOHPH [VD\ID ù QFHOH PH