23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
305. SAYI SİZİ BEKLİYOR. ALDINIZ MI? gorus@cumhuriyet.com.tr 27 OCAK 2022 PERŞEMBE 2 olaylar ve görüşler Cumhurbaşkanı’na hakaret maddesi Cumhuriyet, kul kaldırılmalıdır! umhurbaşkanı’na Hakaret Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Baş- Maddesi’nin kaldırılmasının ge- kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhur- Crekçelerini özetlemeden önce, başkanlığı döneminde, cumhurbaşka- değil, yurttaş ister Erdoğan’ın en azından iki rakibi için nına hakaret iddiasıyla 160 bin 169 kişi neler dediğini Yılmaz Özdil’in bir yazı- hakkında soruşturma açılmış olması, 12 sından anımsayalım: bin 881 kişinin mahkûm edilmesi, Türk Kemal Kılıçdaroğlu’na “cibilliyetsiz, Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin Dr. A. MurAt ŞENEr Wilfred Cantwell Smith de Cumhuriyeti kuran Türklerin, yüz karası, seviyesiz, bahtsız bedevi, kirli suiistimal edilmiş olduğunun açık gös- SiyASEt BiliMci çağın gerektirdiği modern yaşam ve düşünce biçimine, dudak, Pensilvanya maşası, Kandil orta- tergesidir. ğı, katil Eset’in arkadaşı, DHKP-C avuka- 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- kendi inanç ve kültürünü adapte etmek sorunsalıyla im olduklarını biliyoruz. Yıl- tı, terör örgütüne üye olduğunu görürse- rel döneminde 71, 10. Cumhurbaşkanı karşılaşan tarihteki ilk Müslümanlar olduğunu belirtir. larca dillerinden düşürmedik- niz şaşmayın, eli kanlı darbeci, cani ruh- Ahmet Necdet Sezer döneminde 82 ve Kleri “dini uyanış” iddialarıy- Kendilerinden önce aynı sorunla yüzleşen Protestan lu, soysuz, tinerci, çapsız, sığ, şizofren 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dö- tip, ahlak yoksunu, namussuz, siyasi sa- neminde 233 kişinin bu suç nedeniyle la, “kültürel otantisite”, “sivil top- reformcular gibi, Türklerin de eskiyi tekrar yaratmak pık, cüce, cahil, fırıldak, etrafa zehir saçı- mahkûm edildiğine ilişkin resmi veriler, lum” ve “demokrasi” kisvesi altın- yerine, özgünlük ve yenilikten yana olduklarını söyler. yor, yaradana karşı küstah, haysiyetsiz”. Erdoğan döneminde bu maddenin bir da, çağdaşlaşmaya, aydınlanmaya, Devlet Bahçeli’ye “vampir, kan emi- intikam aparatı haline dönüştürüldüğünü lerin diktalarından bağımsız hare- cesi döneme bağlar. laikleşmeye, uygarlaşmaya karşı ci, ırkçı, kafatasçı, şehit sömürücüsü, ağ- göstermektedir. ket edebilen, ahlaki kurum ve uygu- Bu yapı; düşünme, hedef ve yara- çıktılar. Türk siyasi tarihini, sadece zından salyalar akıyor, köksüz, alçak, adi, Halihazırda CHP grubuna mensup lamaları sadece kendi mantık süz- tıcılıkla niteleyebileceğimiz bilim din - politika penceresinden okudu- cahil, çirkin, bilinçsiz, hasta kafa, Pensil- milletvekillerinin dokunulmazlıkları ne- gecinden geçerse kabul eden, ken- kültürü yerine, kahramanlık ve de- lar. Oryantalist bir bakışla yorumla- vanya ortağı, eşkıya, bostan korkuluğu, deniyle bekleyen fezlekelerinin en az di yaşam ve hareketlerinin sorum- likanlılık algısını öne çıkaran cesa- dılar. “Suni Batılılaşma”, “yerel kül- zihniyle dili arasındaki kayış koptu, evladı 141’inin cumhurbaşkanına hakaret iddi- luluğunu üzerine alan insan” olarak ret kültürünü teşvik eder. Merak yok bunun, aile nedir bilmez, çoluk ço- asıyla düzenlenmiş olması, durumu da- türün baskılanması”, “inançlı, yerli tanımlar. Amaç, insanların bağım- cuk nedir bilmez, marjinal sol örgütlerin ha da vahim kılmakta, bu maddeyi ge- ve bilgi eksikliği, beraberinde bağ- halk ile tepeden inmeci, baskıcı, la- sız akıl yürütebilmeleri ve sorgula- maymunu, harcırahlarımı sadaka olarak rekçe göstererek cumhurbaşkanı siya- nazlığı, eylemsizliği körükler. J. A. ik seçkinlerin çatışması” gibi temel- sana vereyim, alçak, zehirli dil, rezil, ça- si rakiplerinin siyaset yapma biçimlerine yabilmeleri için kendi potansiyel- Morrison 1932’de Orta Anadolu’da- siz, banal kavramlarla din merkez- kal, senin etrafındakiler insan suretindeki müdahale etmeye çalışmaktadır. lerinin farkına varmalarını sağla- ki yaşam koşullarını, neolitik (taş li, inanç eksenli toplum anlayışının ahlaksız, senin etrafındakiler esfel-i safi- Son olarak gazeteci Sedef Kabaş’ın mak, insanlara akılcı düşünme ye- devrinin son dönemine ait) bir ka- doktrin haline getirilmesinde rol oy- lin, uçma özürlü, ikiyüzlü, namert”. bu suç gerekçesiyle hakkında soruştur- tisi kazandırmaktır. Fakat biat eden nadılar. Laik Cumhuriyete karşı sal- saba olan Çatalhöyük’le karşılaştı- HHH ma başlatılması ve tutuklanmasıyla, ga- kul yerine, soru soran yurttaş yarat- dırıların akademik ve entelektüel rır. En şaşırtan nokta ise köy halkı- CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, zetecilere, sanatçılara, aydınlara ve tüm mak, Anadolu insanının yaşadığı fi- Türk Ceza Kanunu’nda “Cumhurbaş- vatandaşlara iktidar partisi ve ortakla- zeminini oluşturdular. nın bu durumu normal kabul etme- ziksel ve psikolojik yıkım düşünü- kanına hakaret” suçunu düzenleyen rı aracılığıyla bir gözdağı verilmek isten- sidir. Muzaffer Şerif’in 1944 yılında 299’uncu maddenin yürürlükten kal- mektedir. Göz ardı edilen nokta lürse, Lerner’ın ifadesiyle, tümden beş Türk köyü üzerinde yaptığı ça- dırılması için kanun teklifi hazırladı. Çok yakın bir süre önce ülkenin yüz bir kişilik dönüşümünü gerektiren Çoğu sosyal bilimcinin inatla göz lışma, köy halkının gerçek anlamda Gerekçenin ve Özgür Özel’in söz- akı sanatçılarından Metin Akpınar ve “yeni Türklerin üretilmesi” anlamı- ardı ettiği nokta, Osmanlı’dan dev- zaman, mekân ve mesafe kavramı- lerinin bazı bölümlerini aşağıda siz Müjdat Gezen’in aynı madde kapsa- na gelmektedir. ralınan toplumun, yıllardır yaşadığı na sahip olmadığını göstermiştir. okurlarım için alıntılıyorum. mında adliye koridorlarında bekleyen fiziksel, toplumsal, ekonomik, psi- HHH görüntüleri hafızalarımızdadır. Değişimin gerekliliği kolojik yıkımın dramatik boyutu- Ortaçağda kalmak veya “Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu Ancak çok daha önemlisi, bir siya- 1930 ve 1950’li yıllar arasında dur. Bu yıkıma karşı mücadele, in- maddesi, ‘tarafsız, siyasi parti bağı bu- si partinin genel başkanı sıfatını da kul- ilerlemek Anadolu kırsalı üzerine yapılan çe- lunmayan’ cumhurbaşkanları için tasar- lanan cumhurbaşkanının 21’nci yüzyılda kılapların, reformların niteliğini be- Türkiye’yi kuran kuşak, sefale- lanmış olup, 16 Nisan 2017 tarihli rejime demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan şitli etnografik ve sosyal-psikolo- lirlemiştir. Türk Aydınlanması, bir tin bilincindeydi. 1922’de Atatürk, kasteden anayasa değişikliğinin ardın- düşünce ve ifade özgürlüğünü içselleş- jik çalışmalar, Atatürk’ün sıklık- kültür devrimine evrilmiştir. And- akılcı temele oturmayan gelenekler dan anayasada yeni bir ‘cumhurbaşkanı’ tirmesi, farklı seslere ve farklı düşünce- la üzerinde durduğu değişimin ge- rew Mango’nun da belirttiği gibi, fa- tarifi yapılmıştır. lere tahammül etmeyi öğrenmesi, ken- ve inançlar üzerinde inat eden top- rekliliğini doğrulamaktadır. Lerner, kir, cahil ve kırsal bir toplum üze- Türk tipi başkanlık sistemi olarak ta- di görüşünden olmayan insanları sustur- lumların gelişmesinin çok zor, hat- “hurafe ve eylemsizliğin yön verdi- rine inşa edilecek yeni Türk devle- rif edilen bu yeni rejimde cumhurbaş- mak yerine onları dinlemeye çaba har- ta imkânsız olduğunu belirtmiş- ği kırsal yaşamda, derin bir karam- ti, bir ulus devlet kurmanın da öte- kanının bir siyasi parti üyesi, dolayısıyla caması gerektiği açıktır. Hazırlanan bu ti. Wilfred Cantwell Smith de Cum- sarlığın bireyden beklenen davra- üyesi olduğu siyasi partinin genel baş- kanun teklifi ile ifade özgürlüğünü açık- sinde zor bir hedeftir. Daniel Ler- huriyeti kuran Türklerin, çağın ge- kanı olabilmesinin önündeki engel kaldı- ça kısıtlayan Türk Ceza Kanunu’nun nış ve inanç sistemlerini belirledi- ner, okuma yazma bilmeyenlerin rektirdiği modern yaşam ve düşün- rılmıştır. 299’uncu maddesinin yürürlükten kaldı- ğini, Anadolu folklorunun bunu bir yüzde 90’ı geçtiği bir toplumda, Aynı ile hem vali hem partisinin il baş- rılması amaçlanmaktadır.” ce biçimine, kendi inanç ve kültürü- kuşaktan diğerine hiç değişmeden Atatürk’ün yüzyıllardır içine dönük kanını atayabilen, siyasi rakiplerine sa- HHH nü adapte etmek sorunsalıyla karşı- aktardığını” belirtir. Tanrı, ölüm ve ve durağan yaşayan bir toplumu an- bahtan akşama kadar ağır hakaretlerde TCK’nin 299. Cumhurbaşkanı’na laşan tarihteki ilk Müslümanlar ol- cin teması etrafında dönen gelenek- cak günlük yaşantı, alışkanlık ve bulunabilen bu kişi, hem kabineye hem Hakaret maddesi, hem bugünkü duğunu belirtir. Kendilerinden ön- sel yaşamda değişim, utanç, şeytan arzuları değiştirerek en temelden partisinin karar organlarına başkanlık et- Anayasa’ya aykırıdır hem de seçim- ce aynı sorunla yüzleşen Protestan ve sadakatsizlik olarak görülmek- ayağa kaldırabileceğini belirtir. Öy- mekte, yüksek yargı organlarının üyele- lere giderken bir baskı ve korku aracı reformcular gibi, Türklerin de eski- rini seçerek yargı erki üzerinde de bir ta- tedir. İnsanların kendilerini farklı olarak kullanılmaktadır. le ki Atatürk, 1924’te, hayatta ka- yi tekrar yaratmak yerine, özgün- hakküm oluşturmaktadır. Mutlaka kaldırılmalıdır! labilmek için hayatın kurallarını, rol, konum ve koşullarda hayal ede- lük ve yenilikten yana olduklarını bilme becerisinden (empati) yok- içinde yaşanılan zamanın koşulları- söyler. Bu anlamda, Türklerin ay- na göre değiştirmenin, kesin bir zo- sun olması, hedef, arzu ve katılım- nı sorunla daha önce karşılaşmış cılığı da olanaksız kılmaktadır. Ler- runluluk olduğunu söyler. olan Batı dünyasına sadece yöntem Modern devlet, üzerine inşa edile- ner, “gelenekselin” kültürel yapı- sındaki bu eylemsizlik ve ilgisizliği, ve teknik olarak baktığını, Türk Ay- ceği modern birey yaratılmadan ku- rulamaz. Steven B. Smith, “burjuva” kamuoyunun olmadığı, sözel iletişi- dınlanmasının bir taklit olmadığını belirtir. Burada asıl sorunsal din de- olarak nitelediği modern bireyi, “öz- min toplumsal aydınlanma için de- gürlük ve kendi yönünü tayin etme ğil, buyurganlık ve toplumsal kont- ğildir. Ortaçağda kalmak veya iler- arzusu taşıyan, örf, adet, gelenek- rol için kullanıldığı Cumhuriyet ön- lemektir. Alman hekimler Türkiye yolunda Dr. ÖMür tANyEl Dönemin Türkiyesi 300 Alman bilim insanına kucak açmıştı. BEyiN vE SiNir cErrAhiSi uzMANı Bunların hepsi tıp alanında değildi elbette. Mimarlıktan arkeolojiye, botanikten diş hekimliğine pek çok alanda on günlerde artan şekilde, hekimle- öncü isimler vardı. Sadece İstanbul’daki değil, Ankara’daki Srin isyanlarını yansıtan yazılara, gö- rüntülere rastlamak mümkün. Gerek yükseköğretim kurumlarının da nüvelerini yaratacaklardı. hekime şiddetin tüm tedbirlere (!) rağ- men artışı gerek değersizlik hissi ge- tan arkeolojiye, botanikten diş hekimli- rekse maaş politikaları nedeniyle sade- ğine pek çok alanda öncü isimler vardı. ce meslekten değil, memleketten de ka- Sadece İstanbul’daki değil, Ankara’daki çış hikâyeleri gündemde. Altı yıllık tıp fa- yükseköğretim kurumlarının da nüveleri- kültesi eğitimi sonrası herhangi bir dal- ni yaratacaklardı. da uzmanlık yapmak, eğitim dönemle- Tıp alanında kimler yoktu ki... Görüş- ri ve sonrasında hekimlerin çoğunluğu- meleri yöneten Schwartz, zaten dünyaca nun hayali olmuştur. Bunun içinde tıp- ünlü bir sinir sistemi patoloğuydu. Türk ta uzmanlık sınavı (TUS) denen bir yer- vatandaşı da olmuş, ilk patolojik anato- leştirme sınavı mevcuttur. Yıllar içerisin- mi enstitüsünü kurmuştu. Onunla birlik- de maalesef bir endüstriye dönüşen bu te Türkiye’ye gelecek isimlerin listesini sınava hazırlık platformlarının yerini gü- hazırlayan Erich Frank, iç hastalıkları ala- nümüzde Almanya’ya yerleşip orada ça- nında duayen bir isimdi. İlklere imza at- lışmak için Almanca kurslarının almakta mıştı. Hatta ağızdan alınabilen ilk şeker olduğu da gözlenmektedir. Reşit Galip hastalığı ilaçları, onun buluşuydu. Frank Bu konunun önemli olduğu, çok kap- öyle sevildi, ilgi gördü ki, 1957’de vefat samlı sosyolojik analizler gerektirdiği bir yeti de bir fırsat olarak bu isimlerin kar- ettiğinde devlet töreniyle uğurlanarak gerçek. Lakin çok da uzak olmayan bir şısına çıkmıştı. Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi. Rudolf geçmişte, yaklaşık 80-90 yıl önce, ülke- Nissen diğer bir önemli isimdi, cerrahtı. mizin Alman hekimlere ve bilim insanla- Reşit Galip ve Philipp Dönemin popüler peptik ülser ameliyatı- rına bir göç kapısı olduğu da hafızalarda nı kendi adıyla literatüre geçirmişti. Tür- Schwartz ve tıp tarihi kitaplarında kalmış bir du- kiye sonrası yıllarında da ünlü fizikçi Al- Dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Ga- rum. Gelin o günlere bir göz atalım... bert Einstein’ın doktorluğunu yapmış- Hunga Tunga volkanik patlamalar son lip, reformun ve gelecek öğretim üyele- tı. Türkiye’de çocuk hastalıklarının önder rinin organizasyonundan sorumluydu. 30 yılın en büyüğü Batuhan Sarıcan Büyük fırsat isimlerinden Albert Eckstein, radyoloji Almanya tarafında ise meşhur patolo- Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşuyla alanının unutulmazı Friedrich Dessauer, ji doktoru Philipp Schwartz görüşmele- birlikte, her alanda düzenleme ve düzelt- Hangi ülke, çocuklarına hangi değerleri İstanbul Üniversitesi’nde fizyoloji alanı- re öncülük ediyordu. Kim nasıl gelecek, melere yönelmişti. Bu düzenlemelerden nın kurucusu Hans Winterstein bu isim- hangi koşullarda çalışacak sorularına ya- öğretmeye önem veriyor? biri de o zamana dek gerçek anlamda lerden diğer birkaçı... nıt aranıyordu. Schwartz o dönemde Re- yükseköğretim kalitesinin çok gerisinde İklim Değişikliği: Hâlâ şit Galip’le karşılaşmalarını şöyle anlatır: kalmış üniversite yapılanmasıydı. 1933 Unutmak o kadar da kötü değil! Sorun kökünden çözülmeli “Ankara’da uzun bir masa. Masanın umut var! Erdal Musoğlu yılındaki üniversite reformu, pek çok ye- Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde, tüm başında Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Ga- nilikleri de beraberinde getirdi. Reform- Sağlıklı yaşamın anahtarı doğru beslenme bu isimler ülkemizde rahat bir çalışma lip... Saat 21.00’de toplantıdan çıktı- la birlikte, o zaman tek yükseköğretim Su yönetiminde alanı bulmuş ve anılarında övgüyle söz ğımda, benden büyük bir merakla ha- kurumu olan İstanbul Üniversitesi’nde, etmişlerdir. Bu, günümüz gerçeklerinden ber bekleyen İsviçre’deki arkadaşları- Sağlığın niteliğinde alacağımız daha çok kunduzlardan yetişmiş ve donanımlı öğretim görevli- yola çıkarak bizleri geçmişe götüren ter- ma telgraf çektim: ‘3 değil, 30.’ 30 son- si ihtiyacı doğdu. Bu donanımdaki kişile- yol var. Fırat Kara sine bir göç hikâyesidir. Şu an her ne ka- ra, 300 oldu.” öğrenecek rin nereden, nasıl bulunacakları düşünü- dar romantik duygularla okusak da o dö- Schwartz’ın 300 dediği, Hitler rejimi lürken zamanın çarkları da çalışmaktay- çok şey var nem insanlarının hikâyelerinin özünde nedeniyle ülkesinden kovulan 300 bilim Marmara’yı korumak için 15 madde dı. Almanya’da yönetime ağırlığını koyan bir dram vardır. Zaman ve şartlar deği- insanıydı. Sadece 3 bilim insanı getire- Murat Altaş nasyonal sosyalistlerin antisemitik uy- Bayram Öztürk şik olsa da bir nevi göç ve kaçış isteği ol- bilmek, belki de Hitler rejiminden kurta- gulamaları başlamış, üniversitelere ka- duğu yadsınamaz. Kök nedenler bulunup rabilmek için görüşmelere başlamışlardı. dar yansımıştı. Alanında deneyimli pek çözüm yoluna gidilemezse, tarih, farklı Ama dönemin Türkiyesi 300 Alman bilim çok bilim insanı, Almanya’yı terk etmek sebeplerle de olsa, tekerrür etmeye ça- insanına kucak açmıştı. Bunların hep- zorunda kalırken genç Türkiye Cumhuri- balayacaktır. si tıp alanında değildi elbette. Mimarlık-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle