17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 9 ARALIK 2021 PERŞEMBE 2 olaylar ve görüşler emokratik ve hatta özürlü kullanırsa kullansın, demokratik ve i) Tasarrufları tükettiler, yatırımı ola- demokratik ülkelerde, parti- hatta özürlü demokratik ülkelerde naksızlaştırdılar. Dler, liderler, halklarına refah, bile iktidarını sürdüremiyor. ii) Üretimi engellediler, piyasaları bü- özgürlük ve güvenlik vaat ederek HHH tünüyle ithalata mahkûm ettiler. iktidara gelirler. Benim burada çok kısaca özet- iii) Cumhuriyetin bütün kazanımları- İktidara gelen partiler, liderler, lediğim bilimsel gerçeği kaderle- nı sattılar. halklarının refahlarını, özgürlüklerini rini siyasete bağlamış olanların iv) Olanaklı olduğu ölçüde, doğal ve güvenliklerini artırdıkça seçimleri bilmemesi elbette olanaksız. zenginlikleri ve kamu hizmetlerini de kazanmaya devam ederler. Peki niçin o zaman yanlış olduk- sattılar. Halkı yoksullaştıran Peki tersi olursa yani bir parti, bir li- ları halkın yoksullaşmasıyla kanıtlan- v) Vergi gelirlerinin sınırlarına ulaş- der, iktidarda halkını yoksullaştırıyor, mış olan bu politikaları değiştirmiyor- tılar. iktidar? özgürlüğünü sınırlıyor, güvenliğini teh- lar da tam tersine şiddetlendirerek vi) İçerden ve dışardan alabildikleri dit ediyorsa ne olur? devam ettiriyorlar ve halkın yoksul- borçların sınırına ulaştılar. Halkın, yani seçmenlerin desteği- laşmasını daha da hızlandırıyorlar? vii) Bütün bunlar yetmemiş gibi, dö- Yoksulluğun ni yitirmeye başlar ve bu destek iyice nin sandığa yansımasını önlemek için Bunun iki nedeni var: vizle ödemeleri önümüzdeki yıllara azalınca da iktidardan düşer. 1) En baştan amaçları, hedefleri, baskıları artırmaktır. uzanan taahhütlerde de bulundular ve HHH HHH halkın değil, kendilerinin ve yandaş- Londra mahkemelerini yetkili kıldılar. adı Elbette her parti, her lider, seç- Siyasal bilimlerin en önemli so- larının zenginleşmesiydi. HHH men desteğini yitirdiğini fark etti- nuçlarından biri, iktidarların başa- Dolayısıyla, devletin bütün yapısı- Kurdukları düzeni sürdürebilmek, ğinde iktidardan düşmemek için ba- nı ve mekanizmalarını bozarak bunları “Şahsım Devletinin” çarklarını işle- Ülkemizdeki son dönem rılarının, birinci faktör olarak hal- zı önlemler alır. kendi refahlarına yönlendirdiler. kın zenginleşmesine veya yoksul- tebilmek için toplumun sahip oldu- uygulamaların yüzyıllar öncesinin Başarısız olan bir partinin, bir liderin, laşmasına bağlı olarak değerlendi- Şimdi bunu düzeltmek için bütün ğu bütün kaynakları tükettiler: büyük ölçekli kilise yapılarına iktidardan düşmemek için izleyebile- rildiğidir. yapıyı ve mekanizmaları yeniden de- Son çare olarak da, aldıkları ka- öykündüğünü not etmek gerekir. ceği iki yol vardır. Bir başka deyişle, yapılan araştırma- ğiştirmek gerekiyor. rarlarla, kasten bir hiperenflasyon Akılcı ve doğru olan birinci yol: Oysa amaçları ve hedefleri değiş- yaratarak halkın cebindeki parala- lardan ve yaşanan örneklerden elde Giderek zenginleşen yönetici Halkı yoksullaştıran, özgürlüğünü sı- mediği için bunu ne istiyorlar ne de edilen bilgi, gelir artış veya azalışının, rın şimdilik yarısından fazlasına el kadroyla, onların payandası nırlayan, onun güvenliğini tehlikeye ahlak, demokrasi, laiklik, hukuk devle- bunun için gerekli bilgileri, kadroları ve koydular. din kurumu birlikte kitleleri atan politikaların değiştirilmesidir. ti, sosyal devlet, din, mezhep, ırk, mil- kaynakları var. Bu da yetmiyor, her an cebimiz- yoksullaştırmıştır. Akılcı olmayan ve sonuçsuz olan liyet gibi değerlerden ve hatta güven- 2) Ekonomik ve mali olarak, bıra- den daha fazla para yok oluyor... ikinci yol: kın refahı artırmayı, devlet çarkını Ve bunu gizlemek için bütün res- likten bile daha önce geldiğidir. Yanlış politikalarda ısrar etmek işler tutabilmek için bile gerekli olan A. CelAl BİNZeT Yani halkını yoksullaştıran bir parti, mi sayıları da çarpıtıyorlar. ve üstelik seçmenin azalan desteği- hangi mukaddes veya ahlaki değerleri bütün kaynakları tükettiler. Dolayısıyla düşüşleri hızlanıyor! içbir şey rastlantısal değil. Gıda ürün- Hlerinin fiyatı her gün artırılıyorsa bir nedeni var. Halkın yaşam koşulları gide- rek zorlaştırılıyorsa nedensiz değil. Top- lum mühendisliği denen disiplin, olanla- rı anlamamıza ışık tutuyor. Yoksullaştırı- lan halk gerçeklerden koparak hızla sanal İngiltere’nin tarihle sınavı dünyaların peşine düşecektir. Bu arada tüm insancıl değerleri yitirmesi, kimsenin umurunda olmaz. rin yok edilmesi kararını kanıtlayacak ONur ÖymeN İngiltere hükümeti Ermeni soykırımı iddialarını Emile Zola, pek öne çıkmayan “Paris’in bir belgenin yokluğu nedeniyle İngiliz EmEkli diplomat Karnı” romanında, 1850’li yıllarda ken- 2001 yılında reddetmiş ve bu kararın hükümet tavrı hükümetleri 1915 ve 1916’daki olay- tin beslendiği Paris Hali’ni anlatır. Oda- olduğunu ilan etmişti. Şimdi ise İngiliz parlamentosunun ları soykırım olarak tanımamaktadır.” özde Ermeni soykırımı iddiala- ğında, toplumsal çelişkilerin kucağında- Muhafazakâr Parti’ye mensup üyelerinden Tim Loughton’un 24 Ocak 2001 tarihinde rı, Birinci Dünya Savaşı yılla- ki sorunlarla boğuşan halkın yer aldığı ro- İngiltere’nin Bayındırlık ve Çevre manın anlatıcısı modernist bir ressamdır: sözde Ermeni soykırımının tanınması için Avam Srında, İngiltere tarafından, pro- Claude Lantier. Yapıt, Sanayi Devrimi’nin Bakanı Beverly Hughes, İstanbul’da paganda amacıyla kullanıldı. “Wel- Kamarası’na sunduğu tasarısı ilk okunuşunda kabul edildi. sıcaklığını yitirmemiş günlerinde yaşanan basına yaptığı bir açıklamada şöy- lington House” olarak anılan İngil- Tasarının ikinci okunuşu 18 Mart 2022 tarihinde yapılacak. karmaşalarla örülü bir kurguya sahiptir. le diyordu: “Bir süre önce İngilte- tere Propaganda Bakanlığı, ünlü ya- Politikacılar, krallık yanlıları, cumhuriyet- re hükümeti Ermeni konusunda su- zarlara, İngiltere’nin savaş yılların- ra saldırmaktaydılar. İntikam düşün- karşı kışkırtmak için yaptıkları çiler, gizli örgütler ama en çok da halkın nulmuş olan delilleri gözden geçir- daki politikasını destekleyecek ki- cesiyle her tarafta insafsız bir şekil- şikâyetlerindeki çılgınca abartmalar- zorunlu gereksinimlerini karşılayan hal- di. 1915 ve 1916 yıllarında meydana taplar yazmayı görev olarak verdi. de öldürme ve yok etme siyaseti güt- dan söz etti. İngiliz diplomat Harold deki ürünler, birer olay kahramanıdır. gelmiş olayların belgelerini inceledi. Bu kitapların öncelikli hedefi Alman- mekteydiler.” Nicolson, parlamentodaki bir konuş- Bu olayların Birleşmiş Milletler ta- ya ve Türkiye’ydi. Mavi Kitaplar de- Savaştan sonra Wellington masında “Birinci Dünya Savaşı’nda rafından tanınmış olan soykırım ta- nilen bu yayınlarda Alman askerleri- House’un, Mavi Kitapların dışındaki lanet edilecek derecede yalan söyle- nımlamasına uymadığına karar ver- nin Belçika’da çocukları süngüleye- bütün yayınları imha edildi. Ancak dik” dedi. di. Bu, İngiliz hükümetinin tutumu- rek öldürdükleri, papazları çan kule- Amerikalı tarihçi Justin McCarthy Amerika’da yaşayan ve araların- dur ve değişmeyecektir.” sine astıkları iddia ediliyordu. Mavi Kitap’ta adı verilmeyen kay- da Bernard Lewis ve Stanford Shaw, nakların misyonerlerden, Ermeni ak- Heath Lowry gibi tarihçilerin de bu- Şaşırtıcı karar Misyonerler ve aktivistler tivistlerden ve Ermeni Taşnak Partisi lunduğu 69 bilim adamı 19 Mayıs 22 Ocak 2007 tarihinde Lordlar Türkiye’yle ilgili olan ve Arnold mensuplarından oluştuğunu saptadı. 1985 tarihinde The New York Times Kamarası’nda bir soru üzerine Dışiş- Toynbee ile Viconte Bryce tarafın- ve Washington Post gazetelerinde leri Bakan Yardımcısı Lort Triesman, dan yazılan Mavi Kitap’ta, kaynak ‘Lanet derecede yalanlar’ yayımlanan ortak bildirilerinde Tem- “Bugünkü ve geçmişteki İngiliz hü- gösterilmeden, Türklerin Ermenile- İngiliz Dışişleri Bakanı Chamberla- silciler Meclisi’nin hazırladığı karar kümetleri bu olayların Birleşmiş Mil- re yaptığı iddia edilen zulme yer ve- in 1925 yılında Avam Kamarası’nda tasarısında yer alan “Türkiye’de 1.5 letlerin 1948 tarihli soykırım sözleş- rilmekte ancak Ermenilerin katletti- Almanya aleyhindeki Mavi Kitap’ın milyon Ermeni’ye soykırım yapıldı- mesi çerçevesinde soykırım olarak ği Türklere hiç değinilmemekteydi. propaganda yalanı olduğunu açıkla- ğı” iddiasının kabul edilemez oldu- nitelendirilebilecek deliller oluştur- İngiltere’nin amacı ABD’yi İngilizle- dı ama aynı şeyi Türkiye karşıtı Ma- ğunu açıkladılar. Koşullar kötüleşiyor duğu kanısını taşımamaktadır” yanı- rin yanında savaşa katılması için et- vi Kitap hakkında söylemedi. İktidar ve muhalefetin ortak girişi- Asıl üzerinde durulması gereken, nere- tını verdi. kilemekti. Amerika’da yayımlanan The Nati- miyle TBMM, 2005 yılında İngi- de olursa olsun, yaşayabilmek adına in- Bütün bu gerçekler ortadayken Atatürk bu konudaki tespit ve dü- on gazetesi, “Artık herkes biliyor ki liz parlamentosuna gönderdi- sanın yiyecek bir şeylere erişebilme gü- bugün bir İngiliz milletvekilinin şüncelerini Nutuk’ta şöyle anlatıyor: savaş yıllarında gazetelerimizin sü- ği mektupta Türkiye aleyhin- düsüdür. Doğrusu, tüm canlılar için ge- Avam Kamarası’na bir Ermeni “Şüphe etmemek gerekirdi ki Erme- tunları yalanlar ve propaganda zehir- deki Mavi Kitap’ın da propa- çerli bir kural söz konusudur. Denge- soykırımı tasarısı sunması şaşır- ni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe leriyle doluydu” diye yazdı. ganda ürünü olduğunun açık- li toplumlarda, bu sorunun olabildiğince tıcı olmuştur. uygun değildir. Aksine, güney bölge- Fransız yazar Pierre Loti, Dışişle- lanmasını istedi. çözümlendiği bilinir. Çalışanlar yönünden İngiltere hükümetinin ve parla- lerinde, yabancı kuvvetler tarafından ri Bakanı Aristide Briand’a yazdığı 14 Nisan 1999 tarihinde İngiltere olumsuzluklarla dolu ülkemizde ise koşul- mentosunun bu tasarı hakkında izle- silahlandırılan Ermeniler, gördükle- açık mektupta Ermenilerin sahip ol- Devlet Bakanı Barones Ramsey of Cart- lar giderek kötüleşmektedir. Bu neden- yeceği tutum tarih karşısında bir dü- ri koruyuculuktan cesaret alarak bu- dukları Hıristiyanlık sıfatını kullana- le daha iyi yaşamak için, çok sayıda insa- vale Avam Kamarası’nda şunları söy- rüstlük sınavı olacaktır. nın boşuna çabalarını izlemek, üzüntü ve- lundukları yerlerdeki Müslümanla- rak Batı’nın bağnazlığını Türkiye’ye ledi: “...Osmanlı idaresinin Ermenile- ricidir. Gerçek olan, bu durumu yaratan ekonomik programın bilinçli olarak uygu- landığıdır. Çoğunluğun yoksullaşmasıyla, yaşamdan umudunu kesenler için göste- rilen tek çıkış kapısı, tasarlanmış bir öte dünya masalıdır. Dinsel yapıların alabil- diğince çok ve büyük ölçekli yapılması- nın gerisinde bu düşünce egemendir. Tıp- kı ortaçağ Avrupa’sında, gotik sanat anla- yışında ortaya konmuş devasa kilise yapı- larıyla, halkın gözünü boyama ve korkut- ma düşüncesinin yatması gibi. Aynı temel sorunlar Ülkemizdeki son dönem uygulamala- rın yüzyıllar öncesinin büyük ölçekli kilise yapılarına öykündüğünü not etmek gere- kir. Giderek zenginleşen yönetici kadroy- la, onların payandası din kurumu birlikte kitleleri yoksullaştırmıştır. Bir yanda yok- sulluk yaygınlaşırken bir azınlığın şişme- sini televizyon dizileriyle izliyoruz. Yapay Osmanlı serüvenlerinin peş peşe yayım- lanması bunun içindir. Oysa gerçekler bu- nun tam tersidir. Osmanlı’nın en zengin ve kuvvetli gösterildiği dönemde, Anado- lu köylüsü giderek dayanılmaz ölçüde ar- tan vergiler karşısında tarlasını, çiftini bı- rakıp büyük kentlere göçmüştür. Çünkü bir yıllık çabası sonunda elde ettiği gelire, saray tarafından vergi adı altında el ko- nulmaktadır. “Çiftbozan İsyanı” denen bu hareketin büyümesi üzerine, geliri azalan saray, bu kez tarlasını bırakarak üretim- den vazgeçen köylüye “Çiftbozan Vergi- si” koymuştur. Öyle ya da böyle, devletin vergi kıskacından kurtuluş yolu yoktur. Kendini dışarıya, dünya imparatorluğu gibi göstermeye çalışan saray takımı, sı- nırsız harcamalar yaparken içerideki yok- sul köylüyü vergiler altında boğmaya çalı- şan baskıcı uygulamalarla ayakta durma- ya çalışır. Paris Hali’nde yoksulların en temel gereksinim mallarına ulaşma ça- balarını okurken sorunun öteki ucunda Osmanlı’yı ve onun günümüzdeki taklit- çilerini görmemek olanaksızdır. Pazar ye- rindeki artıkları toplayanlarla aralarındaki benzerliğin kökeninde, aynı ekonomik uy- gulamalar yatmaktadır. Sarayların, insan- ları yoksullaştırarak büyüdüğü gerçeğine salt tarihte rastlanmaz ne yazık ki...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle