Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 2021 PERŞEMBE
10 KÜLTÜR
Yeni AKM kendi geçmişini de kucaklıyor:
Atatürk, İnönü’yü
Mekânın hafızası var!
neden başbakan
olarak atadı?
umhuriyetin 98. yıldönümü kut-
lamaları coşkuyla sürüyor. 10
CKasım’ın yaklaşması ise hepi-
mizi hüzne boğuyor. Mustafa Kemal
Atatürk’ü görmesek de onun aramızda
olduğunu duyumsuyoruz. Eserleriyle,
devrimleriyle yaşıyor. Ne diyordu: “Be-
epheyi boydan boya kaplayan
ni görmek demek, mutlaka yüzümü
cam ve önündeki metal “tül per-
görmek demek değildir. Beni anlıyor-
Cde” hatırlıyor. Yerdeki traverten
sanız, bu yeterlidir.”
hatırlıyor. Yukarı doğru süzülen yu-
Avize, opera başlayınca
Ne var ki onu anlamayanların, an-
varlak merdiven ve ortasından akan
yok oluyor.
lamamakta direnenlerin zararı ülkeye
ışık sütun hatırlıyor. En çok en çok
oluyor. Elbette bu durum Atatürk’ün,
bu vatanın kurtarıcısı, Türkiye elips kubbeyi saran kırmızı seramik
Cumhuriyeti’nin kurucusu, ulusumu-
karolar hatırlıyor... Ben de, ben de ha-
zun onuru ve birleştirici en büyük gücü
tırlıyorum... Evet, bu mekânın hafıza-
olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
sı var! Benim de! (Yeni AKM’yi gez-
İnönü ve Milli Mücadele kitapla-
mekteyim ve sakin olmalıyım.)
rıyla da ünlü Alev Coşkun, İnönü’nün
Atatürk’ten sonra gelen ikinci adam
AKM’yi gezerken
özelliklerini Asker İnönü (Kırmızı Kedi
En baştan söylemeliyim: Daha ço-
Yayınları, 2018) adlı kitabında anlatırken
şunları vurgular: “Olayları soğukkanlılık- ook uzun bir süre tartışacağız, hak-
AKM’nin eski ve yeni maketleri.
la değerlendiren ve matematik metodo-
kında konuşacağız, eleştireceğiz, sor-
lojisiyle analiz eden bir kafa yapısına sa-
gulayacağız... İyi ki de böyle olacak.
hiptir. Bütün bunların yanında çalışkan-
park alanının üzerinden Atatürk Ki-
Hâlâ sorgulayabiliyor, eleştirebiliyor,
lığı, zekâsı, dürüstlüğü, karar verme ye-
taplığı ve Teknik Üniversite’ye doğ-
‘Bu Bir Yeniden
tartışabiliyor olmamız güzeldir, gele-
teneği de eklenince liderlerin hep ça-
ru uzanan eklenen yeni yapıları ge-
cek için bir umuttur. Kente damgası-
lışmak istediği vazgeçilmez ikinci adam
zerken geçen yüzyıldan bu yıla ge-
nı vuracak kimi yapılar ve mimarileri
ortaya çıkmaktadır.”
düzenle Me projesidir’
çişte kazanılan teknik olanakların
üzerine koparılan gürültülerin yakın-
sonsuzluğu ama yine de geçmişi ku- eni AKM’nin mimarı Murat vermiştim. Beni bundan üç sene önce
İsmet İnönü’ye mektup dan tanığı olmuşluğum var. Sydney
‘YTabanlıoğlu’na iki soru sordum: Kültür ve Turizm Bakanlığı çağırdığında
caklaması, önceki AKM’yi anımsat-
Çılgın Türkler kitabıyla, Atatürk bi-
Operası (Jorn Utzon), Paris Pompidou
1) AKM’yi yeniden inşa işi ona verildi- çok heyecanlandım. Ondan sonraki sü-
ması benim mutluluğum oldu!
yografileriyle ünlü Turgut Özakman da
Sanat Merkezi (R. Rogers ve Renzo Pi-
ğinde neler hissetti? reçte proje kabul edildikten sonra, mev-
Cumhuriyet-Türk Mucizesi-2 (Bilgi Ya-
ano), Yeni Büyük Louvre (I.M.Pei) vb.
2) Herhangi bir kimse ya da kurumdan cut binanın ilk önce statik ve yapı fiziği
Kırmızı küre
yınevi, 2009) adlı kitabında Atatürk’ün
Bu yazıda tartışmaları şimdilik bir
talep, baskı, müdahale geldi mi? (Mimar- açısından iyi durumda olmadığı için yıkıl-
İnönü’ye yazdığı bir mektuba yer verir.
Ana binanın yüksekliği eskisiyle
yana bırakıp 1969’da açıldığı günden
larla çevrili yaşamımda talebin elbet dı- masına karar verildi. Biz de bunun üzeri-
İnönü’yü neden başbakan olarak atadı-
aynı tutulmuş. Bunu çok sevdim.
beri her evresini yakından izlemiş bi-
şarıdan geldiğini ama müdahaleye izin ne sıfırdan değil, eski projenin, babamın
ğını, onun başarılarını, ülkenin sorunla-
Eskiden çooook geniş alanlar kap-
ri olarak yeni AKM’yi gezerken verilmeyeceğini bilmeme rağmen... Siz projesinin izlerinden başlayarak yeni bir
rını, çözüm yollarını anlatır: “Sevgili Pa-
layan inişli çıkışlı fuayeler ope-
anladınız zaten sorunun amacını. İşte ya- proje yaptık. Bu, ne bir rekonstrüksiyon
yaşadıklarımı sizlerle pay-
şam, Cumhuriyet’in ilk başbakanı olarak
ra salonuna katılmış. Doğ-
nıtları: projesi ne de yeni bir proje, bu bir re-
seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme.
laşmak istiyorum.
rudan salona girilebil- 1960’lı yıllarda annemin beni hafta so- composing yani yeniden düzenleme pro-
Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın.
60’ların, 70’le-
nu konserlerine götürdüğünü, babam ve jesidir; tıpkı bir sanatçının notaları yeni-
Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Du- mesi; fuayedeki döner
rin modern mima-
annemle birlikte de operalara gittiğimizi den yorumlaması olarak düşünebiliriz.
rumumuzun bir bölümünü Cephe Ko-
merdivenin uzatılma-
ri simgesi Hayati
mutanı ve Lozan Başdelegesi olarak el- hatırlıyorum. Daha sonra AKM’de yangın 2. projeye başladığımız süreçte ba-
sı, ışık akışı, otur-
Tabanlıoğlu’nun
bette biliyorsun. Büyük devletlerin bu çıktığı dönemde ilkokuldaydım. Babamla kanlığın AKM ile ilgili yaptığı ön bir prog-
ma birimlerinin es-
binasının önü
sefil duruma bakarak, kısa zamanda pes
oraya gittiğimde onun ne kadar üzüldü- ram vardı. Biz bu programı birlikte geliş-
ki formlarını sür-
herkesin bu-
edeceğimizi sandıklarını Lozan dönüşü ğünü ve ertesi gün okula geldiğimde de tirdik. Amaç, 365 gün çalışan bir kültür
dürmesi, malze-
sen bize anlattın. luşma yeriydi.
sınıfta arkadaşlarımın arasında ağladığı- merkezinin İstanbul’a katılabilmesiydi.
me tercihlerin-
Ben sana şimdi bildiğinden daha da
Şimdi de öy- mı hatırlıyorum. AKM’nin yapılış sürecin- Konseptte düşündüğümüz her şey ge-
acıklı olan genel durumu özetleyece- de orijinal öğelere
de ise Gümüşsuyu’ndaki aile evimize de- liştirilerek çok iyi bir şekilde ve çok kı-
le. Güzel. Çok
ğim. Bize geri, borçlu, hastalıklı bir va-
sadık kalınması, vamlı bakanlık yetkilileri ve mühendisleri sa bir zamanda, Hamburg’daki Elbphil-
aşina oldu-
tan miras kaldı. Yoksul bir köylü devle-
gelirdi. Kısacası o dönemlerde AKM, aile harmonie gibi dünya örnekleriyle karşı-
merdiven ve ah-
ğunuz, güneş
Murat
tiyiz. (...) Zeynep Oral
hayatımızın en önemli parçasıydı. laştırdığımızda ise çok ekonomik bir büt-
şap korkulukların,
ışınlarını hem Tabanlıoğlu
Daha sonra ise babamın AKM’yi tek- çeyle gerçekleştirildi. Ayrıca projenin en
öncekini çağrıştır-
kıran hem de
Doktor sayımız
rar yapma sürecine ve sonrasında da önemli unsurlarından biri de sürdürüle-
ması... Bunları çoo-
içerisini aydınlık
Doktor sayımız 337, sağlık memuru
AKM’nin senelerce teknik ve işletmesel bilir olması. Bunun da en önemli katma-
ok sevdim.
kılan cam ve alü-
434, ebe sayısı 136. Pek az şehirde ec-
olarak yaşlanması ve yıpranmasına tanık nı lokal malzemelerin kullanılması. John
Girişte sizi karşıla-
zane var. Salgın hastalıklar insanlarımı- minyum “tül per-
oldum. Babam öldüğü zaman AKM’nin F. Kennedy’den sevdiğim bir alıntı: “Ül-
yan koyu kırmızı dev
zı kırıyor. Üç milyon insanımız trahom-
de” yerli yerinde. Ha-
fuayesinde onun için bir anma töreni dü- kenizin sizin için ne yapabileceğini de-
lu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo sal-
yarım (elipsoid) küre, 15
rika. Ama bugün ren- zenlemiş ve oraya gelen bütün herkese ğil, sizin ülkeniz için ne yapabileceğini-
gın halinde. Bit ciddi sorun. Nüfusumu-
bin seramik parçadan oluşu- AKM’yi tekrar canlandıracağıma dair söz zi sorun.”
gi açılmış daha bir hafifle-
zun yarısı hasta. Bebek ölüm oranı yüz-
yor. Salt hoşluk olsun diye değil, içe-
miş, daha, daha, daha saydam ve
de 60’ı geçiyor.
ride barındırdığı at nalı biçimindeki
uçan ya da uçarı olmuş. “Babam da-
Nüfusun yüzde 80’i kırsal bölgede ya- kucaklarken hem de yeni teknikten
Çok işlevsel
salonun ve sahnenin başta akustik,
ha koyu, daha içe kapalı; ben daha
şıyor. Bunun önemli bölümü göçebe.
yararlanıyor.
Ana binanın yanından uzanan ek
tüm öteki işlevleri en mükemmel bi-
açık, daha dışa dönük bir insanım”
Telefon, motor, makine yok. Sanayi
Keşke her birimi, ayrı ayrı an-
bloklar kurgulanmış. Farklı yük-
ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bi- çimde gerçekleştirebilmesi için ta-
diyor mimar (ve de oğul) Murat Ta-
latabilsem: Bej, somon renkli ay-
seklikte, farklı boyutlarda geçişken
le ithal ediyoruz. Elektrik yalnız İstanbul sarlanmış. Önceki seramik karolar,
banlıoğlu.
dınlık 800 kişilik tiyatro... Üç kat-
mekânlar. Bunlar birbiriyle bağlan-
ve İzmir’in bazı semtlerinde var.
(Sadi Diren’e saygı) renklendirilip
Hafiflik, 20. yüzyıldan 21 yüz-
lı muhteşem bir kütüphane... Çocuk
tılı ama her biri bağımsız. Ana salo-
büyütülmüş. Renk, sır ve askı siste-
yıla geçişte, teknolojik gelişme ve
Yoksul ve esir ülkelere
atölyeleri... Çok amaçlı salon, sine-
na girmeden de her birine girer, çı-
minde İtalyan uzmanların parmağı
imkânlarda aranmalı. Dikey cephe
ma salonu, iki ayrı galeri, tasarım
örnek olacağız kar, zaman geçirebilirsiniz. Sokakla,
olsa da gerçekleştiren Kale Seramik.
taşıyıcılar, eskiden saydamlığı önle-
Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Ya- dükkânı... Her birinin arasında kah-
meydanla direkt ilişkisi var... Arala-
Muhteşem!
yen kalın kitlelerdi, şimdi o görevi
nan bina sayısı 114 bin 408. Ülkeyi ne-
veler...
rında bağlantıyı kuran, set set ilerle-
Önceki AKM’de yer alan sanatçı
güçlendirilmiş teknik camlar yapı-
redeyse yeniden kurmamız gerekiyor.
Henüz hepsi açılmamış olsa da
yen Kültür Sokağı...
yor... İçerisiyle dışarısı daha kendili- ve eserlerine, Sadi Diren’in seramik
Yunanistan’dan gelen göçmen sayısı da
gidin, görün, gezin ve sahip çıkın.
duvarlarına, Cevdet Bilgin’in Dans- Bu “sokak” iki yanda da çeşitli sa-
ğinden ve doğal bütünleşiyor.
400 bini geçecek. İktisadi hayatımız da
Herkese açık.
Gerek ana yapı dediğim 2 bin 40 çı heykeline, Oya Katoğlu ve Musta- lonlar, atölyeler barındırıyor. Kulla-
eğitim durumumuz da içler acısı. İktisat-
nılan malzeme Afyon’dan gelen gü- Şimdi gelelim asıl meseleye: Baka-
çımız da çok az. Zorunlu okuma yaşın- kişilik büyük opera - bale - konser fa Plevneli’nin resimlerine rastlamak
daki çocukların ancak dörtte birini oku- salonunu gezerken; gerek eski oto- beni heyecanlandırıyor. müş traverten. Yine malzeme eskiyi lım nasıl işleyecek, nasıl işletilecek...
tabiliyoruz. Halkın eğitimi hiç çözülme-
miş. Oysa Cumhuriyetin insan malze-
mesini hazırlamalı, namus cephesini
güçlendirmeliyiz. Kültür eserleri kaçırıl-
Gezen ailesinden bir ‘Baba-Kız’ oyunu
mış, kaçırılmaya devam ediliyor.
Bütçemiz, gelirimiz yetersiz. Hedefi-
cümle, “Müjdat Elif’i saklamış” oldu. Önce yur-
Ayşe emel mesci
miz milli iktisat, bağımsızlığın sürekli ol-
tiçinde sonra da yurtdışında uzun yıllar müzik
ması için iktisadi bağımsızlık temel ilke-
Ekim’de Kadıköy’de, Müjdat Gezen Ti- eğitimi alan Elif Gezen, Müjdat’ın şiirlerinden
miz olmalı. Elif Akkaya
29 yatrosu’ndayım. Müjdat, 29 Ekim
yaptığı besteler ve harika yorumlarının yanı sı-
Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark
doğumlu. Her yıl doğum günü Cumhuriyet ra, sahne sempatisi, ölçülü hareketleri ve yu-
ettiği zaman çok geç kalmıştı.
Bayramı’na denk gelen mutlu azınlıktan ya- Yayıncılar
muşaklığıyla da etkiledi beni. (Özellikle “Bulis-
Cumhuriyete uygun bir anayasaya ge-
ni. Sanatçılığının, yazarlığının yanı sıra eğitim- tan” ve “Tanbulis” şarkılarını YouTube’da bulup
rek var. Bu zor durumdan nasıl çıkılabi-
Kooperatifi’nin
ci kimliğiyle de tiyatromuza damgasını vur-
izlemenizi öneririm.) Ama bütün bunların öte-
leceğini gösteren ne bir örnek var önü-
muş bir usta Müjdat Gezen. Bu yıl 30. yaşını ta- sinde, o sırrın altında bir başka gerçek de var-
yeni yönetimi
müzde ne de bir deney.
mamlayan ve verdiği ücretsiz tiyatro eğitimiy-
dı: Sahneden yayılan, sarıp sarmalayan içten-
Ama yılmamak, ucuz, geçici çarelerle
belli oldu
le sayısız değer yetiştirmiş Müjdat Gezen Sanat lik ve sevgi.
yetinmemek, halkı kurtarmak için sorun-
Merkezi’nin, MSM’nin kurucusu, yöneticisi, ho-
ları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, mil- ayıncılar Koope-
cası. YÖK MÖK tanımayan, ama seçkin eğitim ‘Gündoğumu, günbatımı’
li egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir Yratifi, ikinci ola-
kadrosu ve verdiği mezunlarıyla kendini çok-
ğan genel kurulunu
toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyi- Siyaset şu son dönemde bu ülkede her şe-
tan ispatlamış, eğitim tarihimizdeki önemli ye- geçen cumartesi gü-
ne yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak, bu yi öylesine ezdi ve herkes buna hem alışıp hem
tukların ortasında bir sandık, üstünde Müj-
rini çoktan almış MSM “macerası”nın mimarı. nü, İstanbul’da yap-
büyük ideali tam olarak başarmak zo-
de öylesine maruz kaldı ki bilinçli bir tercihle
dat Gezen’in yeri geldiğinde “darbuka” hüneri-
tı. On altı kurucu üye
rundayız. Bu yıl doğum gününü ve Cumhuriyet Bayramı’nı
politik taşlama olmamayı seçmiş “Baba-Kız”da
ni göstermesini sağlayan bir kutu, sahnenin sol
ile yola çıkan YAYKO-
Bu ana kadar bu ideali koruyarak gel- sahnede kendisinin yazdığı, müziklerini kızı Elif
bambaşka anıların içinde dolaşmak içimi ferah-
ön köşesinde bir mikrofon, sahneye girip evle-
OP, kırk üyesinin temsil
dik. Bundan sonra daha hızlı yürümek Gezen’in, yönetmenliğini Evren Duyal’ın yaptığı,
lattı, bir tür “rehabilitasyon” oldu. Üstelik o anı-
rindeymiş gibi oturup söyleşen, bizi bu söyleşi-
edildiği genel kurulun-
zorundayız. Bunun için gerekli yöntemi, Elif Gezen ile birlikte oynadığı “Baba-Kız” oyu-
lar bizi sadece Müjdat ile Elif’in yaşamına de-
ye ortak eden bir baba-kız.
da yeni yönetimini be-
yolu birlikte arayıp bulacağız. Yoksul ve
nunun prömiyeriyle kutluyor.
ğil, başka bir Türkiye’ye, gönüllerin ve vicdan-
Ama karşınızdaki ikilinin ilişkisindeki tılsım
lirledi. Yönetim Kuru-
esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bi-
ların bu denli bölünüp parçalanmadığı bir dün-
o kadar hızlı bir şekilde sarıp sarmalıyor ki se-
lu Başkanlığı’na Elif Ak-
zim kuşağımıza yüklediği kutsal bir gö-
İçtenlik ve sevgi
yaya, Karacaoğlan’ların, Esmeray’ların, yitirdi-
yirciyi, ev ile tiyatro, sahne ile salon arasın-
kaya (Tekin Yayınevi),
rev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve
Bir baba ile kızın iki saat karşılıklı oturup ğimiz sanatçıların öykülerine ve tabii ki kendi
da ayrım kalmıyor, kendinizi kaptırıp gidiyor-
Başkan Yardımcılığına
onurunu seninle paylaşmak istedim. Al-
geçmişi yâd etmelerinden, “bak şu da olmuş- gençliğimize, hatta çocukluğumuza götürüyor.
sunuz o anılar nehrine. Bunun sırrı ne diye dü-
Hakan Tanıttıran (Kalke-
lah yardımcımız olsun!”
tu, bu da olmuştu” diye birbirlerine anılarını an- Elif Gezen’in özgün yorumuyla söylediği “Dam-
şündüm sonradan. Bir kere sahnedeki iki oyun-
don Yayınları), Yönetim
Türkiye, nereden nereye geldi? Bu
latmalarından, anlattırmalarından tiyatro oyu- daki Kemancı”nın unutulmaz şarkısı “Sunrise,
cu da oynadıklarını seyirciye bir an bile hisset-
Kurulu üyeliklerine ise
bağımsızlık, bu gelişme Atatürk’le,
nu olur mu? Söz konusu “Baba-Kız” Müjdat ve Sunset”in sözlerindeki gibi geçip gidiyor hayat
tirmeyecek kadar iyiler; Müjdat’ı anlatmaya za- H. Hayri Erdoğan (Yor-
Cumhuriyetle gerçekleşti. Bu nedenle
Elif Gezen ise oluyor, hem de öyle bir oluyor ki çünkü: “Gündoğumu, günbatımı/Gündoğumu,
ten gerek yok (yine de Yaman Tüzcet ve Savaş dam Kitap), Erol Mut
öncelikle iktidarın bilimden, demokrasi-
iki saatin nasıl geçtiğini anlamıyor, gündelik ha- günbatımı/Kucağımda taşıdığım küçük kız mı
(Ayrıntı Yayınları), Tay-
Dinçel ile birlikte Rumeli Hisarı’ndaki “Hamlet”
den, çağdaşlıktan, hukuktan, laiklikten,
yatımıza dönmesek daha, biraz daha anlatsa- bu?/Oyunlar oynayan küçük oğlan bu mu?/Bü-
lan Özbay (Telgrafhane
oyununda Toron Karacaoğlu’na yaptıkları şaka-
dürüstlükten ayrılmaması gerekir. Ata-
lar, birkaç şarkı daha söyleseler diye geçiriyor- yüdüklerini hatırlamıyorum bile/Ne zaman bü- Yayınları), Akif Pamuk
yı anlatırken, iki beden hareketiyle çizdiği To-
türk ve İnönü’den öğrenecekleri daha
sunuz içinizden. yüdüler böyle?” (Yeni İnsan Yayınevi) ve
ron Ağabey tiplemesini anmadan geçemeyece-
çok şey var. Atatürk’ün İnönü’ye yazdı-
Salih Bora (Nesin Yayı-
Her şey son derece sade: Sahnenin ortasın- “Baba-Kız”ı izleyin; bol bol gülecek, arada bir
ğim. Her zamanki gibi hepimizi gülmekten kırıp
ğı mektup bile yeter...
nevi) seçildi.
da iki koltuk, üzerlerinde Leyla Gezen’in hü- ağlayacaksınız. Çekinmeyin, sahnedeki baba-
geçirdi!) ama Elif’e mutlaka bir parantez açmak
nerli ellerinden çıkmış tığ işi iki nefis örtü, kol- kız da gözyaşlarını tutamıyorlar zaman zaman...
isterim. Oyunu seyrederken ağzımdan çıkan ilk