Katalog

22 EKİM 2021 CUMA13 YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Erdoğan kendine yaptı- TL, Dolar ve Avro ile DÜ- TC1923 sefer sayılı uçağı- Türkiye’de YEREL medya ğı zamla maaşını 100 bin ŞÜP kalkıyor. mız şiddetli bir türbülansa var, YEREN medya yok… TL’ye çıkardı Ekonomimizi yabancı pa- girmiştir. Kemerlerinizi sıkı H Bir yüzükle başladı- ralarla aldatıyor :) para politikalarıyla bağlayın. Kökeni sağlam olmayan- ğı siyasette, “Yüzüklerin H ATATÜRK Havalimanı’na ların dünyası daha yuvar- efendiliği”nden “yüzlüklerin “Hamlet” dizisinin afişleri acil iniş yapacağız. Ben de laktır. efendiliği”ne terfi! örtü eklenerek sansürlendi. görevimi başka bir pilot ar- Daha çabuk dönerler… H Sansürlemek ya da sansür- kadaşa devredeceğim. H 20 yıllık AKP iktidarı TE- lememek, işte bütün mese- H Televizyon bağımlısıyız LEF iktidarıydı. le bu! Zayıflama çabalarımız, vü- hepimiz. Yeni iktidar TELAFİ ikti- H cudumuza yaptığımız bir tür Hayatımız gözümüzün darı olacakmış… Sayın yolcularımız, kap- TADilattır… önünden BİR DİZİ ŞERİDİ H tanınız Erdoğan konuşuyor. H GİBİ geçiyor artık… l Birol Çün l Burak Ergin YOK ARTIK / Zafer ARAPKIRLI Milletle alay etmenin dozu kaçtı ürkiye’nin şu anda en büyük sunuz. “Gerilim” diyor, “endişe” Tsorunu nedir diye sorsanız, diyor. Yok mu bunlar? Linç gi- çeşitli yanıtlar verilebilir. rişiminde bulunmadılar mı ken- l Murteza Albayrak Kimimiz ekonomik güçlükleri, disine. Köy meydanında yüzler- hayat pahalılığını, işsizliği, yük- ce kişinin katıldığı linç, öldür- l Murat Özmenek sek enflasyonu, döviz kurunu, ki- me amaçlı bir eylem değil midir? mimiz iç ve dış terör tehdidini, Daha nasıl ispat edecek? yargı bağımsızlığının ve huku- Yine aynı Kılıçdaroğlu, kal- kun üstünlüğü ilkesinin ortadan kıp “Ey benim memurum. Devle- kalktığını filan sayabiliriz. Hat- ti parti devlet haline getirmiş si- ta kimisi de “Bilimsel özgürlük yasi iktidarın yasadışı emirleri- ve üniversite özerkliğinden, ilko- ne ve talimatlarına uyma. Yasala- kul düzeyindeki eğitimin bile ye- rın çerçevesinde hareket et. Bak, tersizliğinden, kalitesizliğinden” yapmazsan sorumlu duruma dü- yakınabilir. şersin” diyor. Yine, hakkında so- Ama bana göre şu an en bü- ruşturma başlatılıyor. BİR DAKİKA / Mine G. KIRIKKANAT yük sorunumuz, Türkiye’yi “Yö- Ne demesini bekliyordunuz, netiyor gibi yapanların” ve onla- muhteremler? rın yandaşlarının, yalakalarının, Ya da şöyle soralım: Siz tersini BUDAKTAN GÖZE BALANS AYARI! yancılarının, çanak yalayıcıları- mi savunuyorsunuz? ok sevdiğim bir dostum, 1980’li yıl- Markopaşa mizah dergisinin yanı sıra si- matbaada dizilirken “müretttip hatası”na nın, beslemelerinin, milletle alay “Benim emrimden çıkmayın. Ç larda Bursa’da hem üniversite öğren- yasi bir haftalık gazete, salı günleri ya- kurban gitmiş, başlıkta iri puntolarla etmeleridir. Her türlü yasadışı ve hukuksuz cisidir, hem de yerel Doğru Hakimiyet yımlanan Başdan’ı (baştan) çıkarmaya “Götümüzü budaktan sakınmayacağız! ” Milletin kendisi ile de zekâsı uygulamaya devam” mı demek gazetesi çalışanı. başlar. Siyasal erkin nefret odağına yer- tümcesi okunmaktadır. ile de alay eden ve giderek (hem istiyorsunuz? Aziz Nesin, bir söyleşi programı kap- leşen gazetenin 18 Ocak 1949’daki man- İster mürettip hatası olsun ister sui- sayıları azalma anlamında, hem Yurtdışından gelen, üstelik de samında Bursa’ya gelir. Büyük yaza- şetinde Rıfat Ilgaz’ın kaleminden “Saba- kast, bir Z yerine dizilen T harfi, Başdan de kendilerini küçük düşürmek “Hukuk ve insan hakları konu- rın kentteki varlığı, elbette gazeteci- hattin Ali Öldürüldü ” ve hemen altında gazetesinin sonu olur. Aziz Nesin ve ar- anlamında) küçülen bir kitle var sunda ilke ve ruhuna uymayı ta- ler için bulunmaz nimettir. Yerel bası- Aziz Nesin’in “Dost Sabahattin Ali” ma- kadaşları de sil baştan yapıp 1950’den nın kıdemli temsilcileri, söyleşiden sonra kalesi vardır. öteye Yeni Baştan gazetesini çıkarırlar. karşımızda. ahhüt ettiğimiz Avrupa ve evren- Aziz Bey’i kuşatmaya alırlar. Gazetesine Belki bu, manşetten önce, ama kanımca Ne var ki Türkiye’de budaktan sakın- Düşünsenize, ana muhalefet li- sel metinlere uymamız gerektiği- “gençlik sayfası” hazırlayan öğrenci ga- hemen sonrasında olmalı; Aziz Nesin ve mak, gözü kurtarmak anlamına gelmi- deri, “Ülkeyi o kadar gerecekler ni” hatırlatan yabancı ülke uyarı- zeteci de aralarına sızar. Tadına doyul- arkadaşları, hiçbir baskının, zulmün onla- yor, sevgili okurlarım. ki siyasi cinayetler işlenmesi ola- larına karşı “Küstahlık ve hadsiz- maz bir sohbet başlar. Söz bir ara, yazılı rı sindirip susturamayacağını vurgulamak Son yirmi yıldır gözünü sakınanın da salığından kaygı duyuyorum” di- lik” suçlaması getirerek savunma basındaki tashih (düzeltme) yanlışlarına için Başdan gazetesine “Gözümüzü bu- sakınmayanın da T gadrine uğradığı ül- yor. Bu endişelerine gerekçe teş- yapıyorlar. gelir. Aziz Nesin, düzeltmenin önemini daktan sakınmayacağız!” manşeti atarlar. kemizi “yeni baştan” inşa fırsatı doğar- kil eden örnekleri de sıralıyor. Yahu, daha dün siz bizzat yaşadığı bir deneyimle anlatır: Ertesi gün gazeteyi ellerine aldıkla- sa…Tek elden tertiplerin bir kuşak Z’yi Bunun karşısında “İspat et haydi” Washington’dan, Berlin’den fi- Aziz Nesin, 1948 Temmuz ayında rında, gözleri dehşetle açılır. Baş sayfa daha harcamasına izin vermeyelim! diye savcılığa başvuruyorlar. Ya- lan gelen telefonlarla mahkeme- hu, gerilimin ve gerginliğin ken- lere emir verip adam bıraktırma- disi orada öylece duruyor zaten. dınız mı? l İbrahim Tuncay Kendinize aynada baksanız orada Kimi kandırıyorsunuz? göreceksiniz. Adam, “somut bir Bu millet ve hatta bu dünya bu olaydan” yani “işlenmiş cinayet- kadar salak mı görünüyor, sizin ten” söz etmiyor ki. Yani size ge- durduğunuz yerden? tirip bir “Olay yeri görüntüsü ya Biraz ciddiyet yahu. da ceset” mi göstermesini istiyor- Biraz ciddiyet!.. l Kürşat Coşgun l Mehmet Selçuk l Cemalettin Güzeloğlu HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Tarih İleriye Doğru Okunur 18 EKIM: Şiir her yere, her şeye, bü- Geçmişin bütün şiddetiyle müphem gelecek tün yönlere doğru okunur; ama tarih hep Şimdi’nin omuzlarına yüklenir ve işin en kö- l Zeki Bol ileriye doğru okunur, demişti Roket Nu- tüsü de Şimdi hiç bitmiyor, dedi İhsan Bey, ri. Rahmetli babası öyle söylermiş. Kumsal bize değil önündeki tabağa bakıyordu; ne- Lokantası’nda İhsan Bey ve Cüce Ragıp’la den böyle yapıyorsun abi, sen böyle yapın- oturuyorduk. Mikrop Rıza mazeret beyan ca benim çok moralim bozuluyor, dedi Cü- etmişti, torunu okuldan alacakmış, James ce Ragıp, hem Zeki Müren belki ölmemiştir, Bond seyredeceklermiş. Oğlum çok uzun- Jim Morisson’la beraber Jamaika’da kok- muş film, dedim; benim hayatım da öyle ol- teylleri içip günbatımı seyrediyorlardır... Se- du, dedi, dandik bir senaryo, lüzumsuz tek- nin komplo teorilerinde neoliberal bir öfo- Muhalefet- muş. rarlar... Neyse, dedim, dikkatli seyret, sabah ri var, dedi İhsan. Memleketimizde, mesela CUK / Günel ALTINTAŞ te “siyasi ci- Ankara’da, kahvede anlatırsın. Roket’ciğim, dedi İh- kimi köy evlerinde, derme çatma duvarlarda nayet kuşku- “Afganistan’a san, ne kadar oluyor peder bey gideli... Ze- kimi zaman antik medeniyetlerin parçalarına su” varmış. Savcılık soruştur- yapabileceğimiz tek insani ki Müren’le aynı gün öldüler abi, dedi. Ze- rastlarız hani, dedi Roket Nuri, taş gerekmiş ma başlatmış. yardım, Afgan halkını Taliban ki Müren öldü mü, dedi, Cüce Ragıp, ba- oraya, yerleştirmiş adam; eski ihtişamın- Siyasi cinayet işlenir mi, iş- ve IŞİD’den korumaktır” diye- na kimse söylemedi... Sonra minik elini pi- dan hayli uzak olsa da geçmiş amorf bir lenmez mi; bilemeyiz. Ama iş- bilecek bir tek Afgan dostu ba- lakiye uzatıp minicik bir parça tırnak pide hale intikal eder işte ve mutlaka şaşkınlık lenirse, kayıp silahların araş- bayiğit var mı acaba?” bandırdı; elinle yeme oğlum şunu biz de va- ve galiba aldırışsız bir neşeyle; bir zaman- tırılması önergesine ret oyu H rız, dedi. Roket; pardon abi, dedi Ragıp, çok lar stoacı bir generaldi, şimdi tavla oynu- l Cem Koç veren milletvekillerinin, ha- Sayın Kılıçdaroğlu “Mer- üzgünüm şu anda, ne güzel şarkıları vardı, yor nar ağacının dibinde... Peki, Nuri’cim, ni “üye olmamakla beraber…” kez Bankası bağımsız değil” koklamaya kıyamam benim güzel manol- dedi Ragıp, sanıyorum artık toplantıları- diye bir ceza kanunu madde- deyince Sayın Erdoğan “Ba- yam... Daha demin, çevre duvarlarında yap- nıza katılamayacağım... Babam Beşiktaş’ı si var ya, en azından ona göre ğımsız olmasaydı, aynı gün raklar, bahçede sadece biz vardık; şimdi ak- severdi, ben Galatasaray’ı; oyunları güzel hüküm giymeleri olasıdır. randevu alabilir miydin” di- şam müşterileri ile dolmaya başlamıştı; otuz oynardı, ben dalarım; tertipliydi, ben dağı- H ye sordu. senedir tanıdığım, birlikte yaşlandığım gar- nığım; dışa dönüktü, ben yolumu kaybede- Taliban’ı siyaseten tanımak İyi de randevunun aynı gün sonlar, iki parmak Tekirdağ, üç adımda ha- rim... Nesini seviyorum ki bu adamın? Ba- insanlık suçudur! verildiğini Sayın Erdoğan ne- yat gibi geçiyor zaman... Ölü annesinin ta- ba işte, sevilmez mi, dedi Ragıp. Ondan H reden biliyor? butunda doğan Sicilyalı bir çocuk varmış. oluyor herhalde, dedim. Çünkü tarih ile- Ankara’yı ziyaret eden Ta- H Bir şey yoktur, olsaydı da bilemezdik, bil- ri doğru okunur, dedi Roket Nuri,balmumu liban heyeti Türkiye’den “in- AKP’nin en büyük muhalifi seydik de başkalarına bildiremezdik, der- gibi erir mermer. Şiir her yöne... Belki de sani yardım talebinde” bulun- enflasyondur. miş. Ezra Pound, onun en azından birkaç sa- insanın tarih öncesindeyiz, dedi İhsan Bey, niyeliğine eğlendirici olduğunu söylüyor... ne yapalım, isteyelim mi hesabı?